Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/342 E. 2022/359 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/342 Esas
KARAR NO : 2022/359 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2018
KARAR TARİHİ : 16/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkil … metrobüs durağında içinde bir miktar parasının ve şahsi eşyalarının da bulunduğu, bunun yanı sıra davaya konu … … Şubesi’ne ait 14/04/2018 tarih ve … çek nolu 30.000,00-TL’lik çek ile birlikte toplam 13 adet çeki kaybetmek veya çaldırmak sureti ile rızası hilafına elinden çıkardığını, bunun üzerine müvekkilin … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/… Hazırlık nolu dosyası ile söz konusu kayıp çekler nedeniyle şikayet başvurusunda bulunarak ilgili çeklerin 3. kişiler tarafından kullanılmasının engellenmesi için iptalini istediğini, … Cumhuriyet Başsavcılığı ‘nun 2018/… Soruşturma nolu dosyasından davaya konu çek için yazılan müzekkere sonucunda, banka cevabı yazısında davaya konu çekin davalılardan … Ltd. Şti. Tarafından ciro edilmek suretiyle diğer davalı …’a verildiği ve onun tarafından da bankaya ibraz ettiği bilgisi verildiğini, davaya konu çekteki ve yukarıdaki bahsettiğimiz çalınan/kaybolan diğer çeklerdeki imzalar müvekkiline ait olmayıp davalılar tarafından dava konusu çek ve muhtemelen çalınan diğer çekler doldurulup imzalanmak suretiyle piyasaya sürüldüğünü, davaya konu çek hakkında davalı … tarafından ya da ciro ederek vereceği şahıslar tarafından icra takibi yapılmak suretiyle müvekkil aleyhine işlem yapılması muhtemel olduğunu, dava konusu çekin tahsili halinde müvekkilin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu çekin teminat mukabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel mahkeme kararının kesinleşmesine kadar ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmelerini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini, davalılar aleyhine açtığımız menfi tespit davamızın kabulünü, müvekkilin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile davaya konu çekin iptalini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalılar davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-Davaya konu çek
2-Müvekkil imza sirküleri
3-… Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/… soruşturma nolu dosya aslı
4-… Bankası Elektronik Bankacılık Sözleşme aslı
5-… satınalma Daire Başkanlığı Hal Müdürlüğü kira sözleşmesi aslı
5-Bilirkişi raporu
6-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, davacı aleyhine başlatılan kesinleşen icra takibine dayanak çekdeki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasıyla borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi:“Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir.
Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir.
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Somut uyuşmazlıkta davacı icra takibinden sonra Menfi tespit davası açmıştır.
İspat yükü ise; bir vakıanın doğru ve gerçek olup olmadığı konusunda hakimi inandırma faaliyetidir. İspat, ispat anıdan önce vuku bulmuş ve tekrar etmeyen, vakıalara ilişkindir. İspat yükü aynı zamanda bir haktır.
İİK. 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davasında, ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer.
Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz konusunda, 6100 sayılı HMK’nın 211/a maddesine göre yapılan incelemeye rağmen hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamış ise, HMK’nın 266. ve devamı maddelerine göre çözümü özel veya teknik bilgi gerektirdiğinden bilirkişi incelemesine karar verilir. Bu hükümden anlaşılacağı üzere, takibe dayanak senette imzanın keşideciye ait olmadığının- sahteliğinin- bilirkişi raporu ile ispatlanması gerekir.
İmza incelemesinde öncelikle senedin düzenleme tarihinden öncesine ilişkin borçluya ait olduğu muhakkak olan karşılaştırmaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişi tarafından mukayeseye esas alınmalıdır. Yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.10.2019 tarihli ve 2017/12-2692 E., 2019/1003 K. sayılı kararı)
Bu açıklamalar ışığında davacının unmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, mukayese edilecek ıslak imza asılları toplanılmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman grafolog bilirkişiden rapor alınmıştır.
… A.Ş.’nin yazı cevabının incelenmesinde; Çek hesabının … …’na ait olduğunu, … seri numaralı çek 19/04/2018 tarihinde … şubesinde ibraz edildiğini, yasaklı kodu nedeni ile işlem görmediğini, çek fotokopisi ve nüfus cüzdanı yazı ekinde gönderildiği belirtilmiştir.
… Ticaret Sicili Müdürlüğü yazı cevabının incelenmesinde; … Limited Şirketi’nin dosyasında yapılan tetkik neticesinde, firmanın müdürlüğümüze 27/12/2011 tarihinde kayıt olduğu ve kaydının halen devam ettiği firmanın kayıtlardaki mevcut son adresinin … olduğu tespit edilmiştir.
İstanbul İli … İlçesi … Mahallesi Muhtarlığı yazı cevabının incelenmesinde; … T.C. Kimlik nolu … …’na ait ıslak imzalı asıl evrak bulunmadığını, seçmen kağıtları İlçe Seçim Kurulu tarafından bastırılıp direkt kişiye dağıtıldığını, 14/04/2018 tarihinden önceye ait imzalı bir evrakı bulunmadığı belirtilmiştir.
Dava konusu çekin incelenmesinde; Keşide yeri İstanbul olan, 14/04/2018 tarihli, 30.000,00-TL bedelli, … Ltd. Şti. Emrine olarak düzenlenmiş çek aslı.
İmza mukayesesi;
1-…’dan, Mahkeme huzurunda sağ ve sol elle, ayakta ve oturarak alınmış imza örnekleri içeren dört sayfalık istiktap zaptı,
2-… halinde 130 m2 işyeri için … ile yapılmış 6 sayfalık 30 madde içeren kira sözleşmesi aslı,
3- … Bankasının, 21.03.2017 tarihli kredi talep ve beyanname taahhütlünü içeren 150.000,00-TL lik 48 ay vadeli krediden yararlanıcı beyanı,
4-Maliye Bakanlığı … ile mükellef arasında 12.10.2007 tarihinde düzenlenmiş uzlaşma tutanağı ve gerekçe aslı,
5-…Noterliğince, 26/02/2018 tarih ve … yevmiye numarası ile düzenlenmiş, düzenleme şeklinde vekâletname fotokopisi bu vekâletnamede …’nun imzası bulunmayıp imza yerine parmak izinin mevcut olduğunun tespit edildiği,
6-… hakkında … . Noterliğince 05.03.2014 tarihinde … yevmiye numarası ile düzenlenmiş, imza sirküleri fotokopisi,
7-Dosyaya ikinci kez 16.07.2021 tarihinde ilave edilen …Asliye Ticaret Mahkemesine ait imzalı tutanak ve ekinde 16.07.2020 tarihinde Mahkeme huzurunda, ayakta ve oturarak, sağ ve sol elle alınan, imza ve yazı karakterleri içeren dört sayfalık istiktap zaptı,
Grafoloji uzmanı Dr. N. … bilirkişinin 04/04/2021 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; mevcut imza örneklerine göre inceleme konusu çekteki imzanın; … …’nun imzasına benzediğini, ancak dava dosyası ekinde gönderilen … …’na örneklerde, özellikle yazı ve rakamların sınırlı sayıda bulunduğunu, imzanın basit tersim özelliğinde olduğunu, ayrıca mukayese olarak temin edilen resmi belgelerdeki imzaların birbirinden oldukça farklı olmaları nedeniyle sağlıklı bir değerlendirme ortamının oluşmadığı cihetle; bu nedenle kişinin inceleme konusu belgenin tanzim tarihinden önceki ve özellikle yakın tarihleri taşıyan değişik amaçlarla atmış bulunduğu resmi belge asıllarındaki bol ve samimi imzalarının inceleme konusu belge huzurda kişiye gösterilmeden üzerindeki tanzimine esas ele yazılmış yazı ve rakamların, küçük büyük karakterle yazılması dikte ettirilmek suretiyle aynı yazım özellinde en az 3 kez yazdırılmalarından sonra, elde edilecek tutanakların, inceleme konusu belge aslı, dosya ve ekleriyle birlikte tarafıma tevdi edilmesi halinde daha sağlıklı görüş verilebileceği belirtilmiştir.
Grafoloji uzmanı Dr. … bilirkişinin 09/02/2022 tarihli 6 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; …-…- /İstanbul/… şubesinin, İstanbul 14/04/2018 keşide yer ve tarihli, … çek nolu, 30.000,00-TL bedelli çek aslındaki imzalarla mevcut mukayese belgesindeki imzaların (yazı örneği alınmamış) imza ve yazı incelemelerinde dikkate alınan, imzayı atanın yaşı ve imza genel unsurları olan; eğim, yön doğrultu, seyir, istifleme, figür, örgü dizaynı, istikamet, hız (işlerlik), baskı (tazyik) derecesi, alışkanlık (ihtiyat) tersim tarzı, yazı başlangıcı ve bitiş karakteristlikleri, ritim form ile ritim/form dengesi bakımından, uygunluk ve benzerlik kriterlerine göre dosyaya sonradan verilen imza örnekleri ve 50.000,00-TL’lik diğer çekle karşılaştırıldığında; mevcut imza örneklerine göre inceleme konusu 30.000,00-TL’lik çekteki imzanın … …’nun eli ürünü olmadığının kabulü gerektiğini belirtilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, dava konusu çekte keşideci olarak davacının imzası bulunduğu ancak bu imzanın inkarı nedeniyle açılan menfi tespit davasında, davacının imza inkarı nedeniyle grafolog bilirkişiden imza incelemesine ilişkin rapor alındığı, raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, çekte imzanın davacıya ait olmadığı ve imza itirazının mutlak defilerden olup iyiniyet-kötüniyet ayrımı yapılmaksızın herkese karşı ileri sürülebileceği, bu halde davacının imzası nedeniyle davaya konu çekin ve icra takibi nedeniyle borçlu olmadığı kanaatiyle davanın kabulüne karar verilerek;
Kötü niyet tazminatı talebi yönünden; İcra ve İflas Kanunun 72. maddesinin 5.fıkrasına göre; “Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. ”Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir.Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davacı, davalıların icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır.Bu nedenle davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, … … Şubesi’ne ait 14.04.2018 tarihli … nolu 30.000,00-TL bedelli çek nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2-Kötü niyet tazminat talebinin reddine
3-Alınması gereken 2.049,30-TL karar ve ilam harcından 512,33-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 1.536,97-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru harcı, 512,33-TL peşin harç olmak üzere toplam 548,23-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.343,90-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/05/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır