Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/321 E. 2021/1052 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/321 ESAS
KARAR NO:2021/1052

DAVA:Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/04/2018
KARAR TARİHİ:02/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 21/06/2017 tarihinde davacı banka şubesinde vadesiz TL hesabı açtığını ve 22/06/2017 tarihinde … Bankası’ndaki hesabından 1.000.000,00 TL’yi davacı banka şubesinde açtığı yeni hesaba transfer ettiğini, müvekkilinin 14/02/2018 tarihinde davalı bankaya gittiğinde şube müdürünün hesabında herhangi bir para olmadığını bildirdiğini, ayrıca hesabın 2017 sonu itibarile tasfiye edildiğini beyan ettiğini, müvekkilinin bu konuda herhangi bir işlem yapmadığını, şube müdürünün hesaptaki paranın tamamının 23/06/2017 tarihinde … isimli şahsa transfer ettiğini ve müvekkiline bilgisayar ekranı üzerinde talimat metni gönderdiğini, müvekkilinin böyle bir talimatının olmadığını, … 19. Noterliğinin 14/03/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya zararın ödenmesi hususunda ihtarname gönderildiğini ancak ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle davanın kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mali müşavir olan davacının 1.000.000,00 TL tutarın 23/06/2017’den 14/02/2018 tarihinde kadar varlığının sorgulamamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı vekilinin huzurdaki davadan başka bir dosyada müvekkili banka vekili olduğunu, davacının talep ve sonucunu açıklamasını talep ettiklerini, söz konusu işlemin davacının hesabına 1 Milyon TL yatırdıktan bir gün sonra davacı talimatı ile gerçekleştiğini, davacının dava dilekçesinde hibe projesine ilişkin … tarafından kendisine havaleler yapıldığını belirttiğini, dava konusu işlem tarihi olan 23/06/2017 tarihinden sonra davacının sistemde kayıtlı telefonunun 09/08/2017 tarihinde aranarak davacının hesap hareketlerine ilişkin teyit alındığını ve bilgi verildiğini, bu tarihte herhangi bir itirazının olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Dava, banka işlemlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizin 13/02/2020 tarihli celsesi 3 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda Adli Tıp Kurumu tarafından inceleme yaptırılmasına karar verildiği, Adli Tıp Kurumu’nun 13/10/2020 tarihli raporunda özetle;
”BULGULAR VE SONUÇ: İnceleme konusu talimatnamede … adına atılı imza ile …’nun mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nun eli ürünü olmadığı hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR.” denilmiştir.
Dava, davacının hesabından usulsüz para çekildiği iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
İddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davaya konu işleme ilişkin Para Transfer Talimatı Makbuzundaki davacı adı altındaki imzanın bilirkişi raporuyla sabit olduğu üzere davacıya ait olmadığı, bu hususun Banka Teftiş Kurulu Raporunda da Bankanın kabulünde olduğu, Davalı Banka çalışanının Davacının hesabında bulunan paraları üçüncü kişilerin hesaplarına bu şekilde usulsüz olarak geçirdiği, bir tüzel kişi olan bankanın borcun ifasında yardımcı kişi olarak kullandığı şahısların borca aykırı davranışlarından sorumlu olacağı, dava dışı ifa yardımcısının usulsüz işlemler yapmak suretiyle davacıyı zarara uğrattığı;
Para Transfer Talimatı Makbuzundaki imzanın Davacıya ait olmaması gerçeği, davalı tarafın sonradan işleme icazet verdiği iddiasına ilişkin telefon görüşmesinin iddiasında telefon görüşmesinin kayda alınmamış olması karşısında icazetin de ispatlanmadığı,
23.06.207 tarihi ile 14.02.2018 tarihleri arasında hesabının kontrol etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu iddiasının ise, o tarihlerde işlem yapmadığı hesabı kontrol için bir gerekçe olmaması karşısında afaki olduğu,
Banka çalışanın kabul ettiği veya sahte olarak kendisinin düzenlediği davacıya ait olmayan imzalı belge davacının hesabından, 3. Kişilerin hesabına para aktarılmasında davacıya atfedilebilecek müterafik bir kusurun bulunmadığı, davacı hakkındaki suç duyurusunun takipsizlikle sonuçlandığı, takipsizlik kararının kesinleşmiş olmasına göre kanun yararına bozma talep edilmesinin bekletici mesele yapılması gerekmediği, takipsizliğin kanun yararına bozulması halinde kanun yolunda bu hususun delil olarak ileri sürülebileceği gibi kararımız esinleştikten sonra gerçekleşmesi halinde ise iadei muhakeme istenebileceği;
Davalı Banka yardımcısı ile birlikte diğer faillerin şüpheli olduğu dolandırıcılık eylemi kapsamında, dolandırıcılık eyleminde aldatma kabiliyetini sağlamak için prim adı altında Davalı Banka yardımcısının şeriklerinin Davacıya yapmış olduğu ödemelerin Davacının tazminat miktarından düşülmesi gerektiği;
Geri ödeme miktarının, iddianamede 44 sayfada 600.000 TL derken 24. sayfada 500.000 TL (tek tek toplandığında 552.475 TL) çelişkili miktarlar bulunmakta ise de-, Davacının savcılık ifadesinde yaklaşık 482.475 TL emniyet ifadesinde de yaklaşık 500.000 TL iade ettiler beyanı bulunmakta olup , iddianamedeki bir ibarenin aksine daha fazlasını iade ettiler beyanının bulunmadığı, Davacının kabulünde olduğu gibi soruşturma ve kovuşturmada tespit edilen miktardan daha yüksek olarak 602.475 TL olduğu;
Geri ödeme miktarının tespiti açısından Davacının tüm bankalardaki tüm hesaplarının dökümlerinin celp edilmesi talebi var ise de iddianın somutlaştırılmaması, iadelerin farklı isimler adında yapılmış olması, savcılık tarafından banka hesaplarına ilişkin araştırmanın sadece Davacı değil şüpheli hesapları üzerinden de yapılmış olması, tüm mağdurlar açısından toplam iade miktarının dahi tespit olması karşısında bu talebin reddine karar verilmiş olduğu,
Kaldı ki dava dilekçesi 24.04.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen 22.05.2018 tarihinde süresinden sonra cevap dilekçesi ibraz edildiği ,
6102 sayılı TTK’nın 4/1-f maddesinde bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı, aynı Kanun’un 5. maddesinde ise ticari davalara Asliye Ticaret Mahkemeleri tarafından bakılacağı düzenlenmekte olup, bu itibarla davada mahkememizin görevli olduğu (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E:2015/15095, K:2016/530)
Hesaptan usulsüz olarak transfer edilen 1.006.410 TL’den iade edilen 602.475 çıkartıldığında Davacıya 403.935 TL’nin iadesinin gerektiği anlaşılmış ve sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüyle 403.935 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 27.592,80-TL ilam harcından peşin alınan 17.186,97-TL’nin mahsubu ile bakiye 10.405,83-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 17.186,97-TL peşin harç ve 35,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 17.222,87-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 36.725,45-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.13. Maddesine göre hesaplanan 36.725,45–TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 3.555,85-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.427,18-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.02/12/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …