Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/310 E. 2019/716 K. 08.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/310 Esas
KARAR NO: 2019/716

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/01/2018
KARAR TARİHİ: 08/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle;davalının yetki itirazının yerinde olmadığını, borcun 19/11/2017 vadeli ve borçlusu …olan kambiyo senedine dayandığını, davalının borçlu …’tan işletme devir sözleşmesi ile işyerini aldığını, borçlusu … olan, 11/08/2017 tanzim tarihli ve 19/11/2017 vadeli kambiyo senedi olup, hukuk normları çerçevesinde somut bir borç ikrarı olduğunu, itiraz eden davalının işletmeyi esas borçludan devraldığını belirterek davalı yanın itirazının yersiz olması nedeniyle hukuki mesnetten yoksun itirazın iptaline, İstanbul …İcra Müdürlüğünün… sayılı dosyasında yürütülen takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA
Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, davalının HMK 128.madde uyarınca cevap vermeyerek tüm iddiaları inkar etmiş sayılmış, davalı vekili duruşmalara katılarak davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER
1-İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası,
2-Bilirkişi raporu,
3-Davacının ticari defter ve kayıtları,
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, kıymetli evraktan kaynaklı başlatılan takibin iptali istemine ilişkindir.
İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas ve…karar sayılı numarası ile görevsizlik kararı verilmiş olup, Mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedilmiştir.
Davacının sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacının davalı aleyhine bonoya dayalı 72.000,00-TL asıl alacak 390,58-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 72.390,58-TL takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 14/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 21/12/2017 tarihinde süresi içerisinde borca ve yetkiye itiraz ettiği görülmüştür.
Mali bilirkişinin 02/05/2019 tarihli 4 sayfadan ibaret raporunda özetle, inceleme günü ibraz edilen davalı taraf defter kayıtlarının incelemesi kapsamında elde edilen bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davalının muhasebe defter tasdiklerinin yasal süresinde ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığı, bu çerçevede HMK 222.madde uyarınca davcının kendi lehine ve aleyhine delil gücünü taşıdığı, davalı … Şti. Kayıtlarında borçlusu dava dışı … veya… olan ve alacaklısı davacı … olan 72.000,00-TL tutarında veya başka bir tutarda borç sendei ya da senetsiz borç kaydına rastlanmadığı, bu çerçevede, davacının alacağını gösterir bir kayda davalı şirket yasal defterlerinde ulaşılamadığı, davacı tarafın işletme devir sözeşmesinden kaynaklanan borç ikrarı iddiası temel alınarak ya da kambiyo senedine sebepten bağımsız bir alacak talebinde bulunup bulunamayacağının takdirinin Mahkememize ait olduğu şeklinde kanaat bildirmiştir.
6100 sayılı HMK’nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Yine bonoda yetki şartı bulunması halinde yetki şartının geçerli olması için HMK 17. Maddesine göre, uyuşmazlığın tacirler arasında doğmuş olması şartı aranmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi uyarınca sadece tacirler ve kamu tüzel kişileri tarafından yetki sözleşmesi yapılabilir. Somut olay da davacı alacaklının tacir olduğuna ilişkin dosyada delil bulunmadığı gibi, alacaklı tarafından da bu yönde bir iddia ileri sürülmemiş, alacaklı vekili duruşmadaki beyanın da müvekkilinin tacir olmadığını beyan etmiştir.. Davacının gerçek kişi oluşu ve HMK’nın 17. maddesi hükmü gözetildiğinde icra takibinin dayanağı bonoda yer alan yetkiye ilişkin düzenleme itiraz eden borçluyu bağlamayacaktır. Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar, aranacak alacak niteliğinde olup bu türden alacaklar yönünden akdin ifa yeri ve borçlunun ikametgahının bulunduğu yer yetkilidir. Borçlunun yerleşim yeri ve bononun düzenleme yerinin Tuzla/İstanbul olması, bono üzerindeki yetkinin geçersiz olması, davalı borçlunun icra takibine itiraz da yetkiye açıkca itiraz etmesi nedeniyle davanın reddi gereklidir. (Y.11.H.D. 2015/5340E-2015/6692K, Y.19.H.D. 2016/18700E-2016/15878Ksayılı emsal ilamı)
İtirazın iptali davası, icra takip dosyası ile sıkı sıkıya bağlı davalardandır. İtirazın iptali davasının görülebilmesinin ön koşulu yetkili icra dairesinde takip yapılmasıdır.İcra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itiraz edildiği durumlarda mahkemece İİK.nun 50.maddesi gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmelidir.
İcra takibinin yetkili icra müdürlüğünde usulünce başlatılmış ve süresinde yapılmış bir itiraz ile icra takibinin durmuş olması, itirazın iptali davasının görülmesi için HMK’ nın 114/2. maddesi kapsamında bir dava şartıdır. İtirazın iptaline konu icra takibinde yetki itirazı söz konusu ise mahkeme öncelikle icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığını incelemek zorundadır. İcra dairesi takipte yetkisiz ise, mahkemenin HMK 114/2. kapsamında HMK 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vererek işten el çekmesi gerekir. İtirazın iptaline bakan mahkemenin icra dairesini yetkili daireye göndermek gibi bir karar vermesi mümkün değildir. (İstanbul BAM 13.H.D. 2018/1614E-2019/27K)
İtirazın iptali davalarında, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olması halinde, yetkili icra dairesinden ödeme emri gönderilmiş olması HMK 114/2.maddesi anlamında özel dava şartıdır. Olayımızda icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olup, taraflar arasındaki bonodaki yetki sözleşmesi geçersiz olduğundan bu yetki itirazı haklıdır. Buna rağmen davacının icra dosyasını yetkili icra dairesine gönderilmesini sağlayarak, yetkili icra dairesinden ödeme emri tebliğ ettirmediği, böylece özel dava koşulunun sağlanmadığı anlaşılmaktadır. HMK 115/2.maddesi uyarınca, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. (İstanbul BAM 14.H.D. 2017/480E-2017/456K)

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı yasanın 114/2. kapsamında ve 115/2. maddesi uyarınca usulden REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken maktu 44,40 TL harcın, peşin alınan 874,31 TL harçtan mahsubu ile bakiye 829,91 TL harcın 492 sayılı Yasanın 31. Maddesi gereğince, karar kesinleştikten sonra istem halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza