Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/283 Esas
KARAR NO : 2022/296
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2018
KARAR TARİHİ : 18/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 17.04.2015 tarih, …no.lu “Kredi Sigorta Poliçesi imzalandığını, poliçe döneminin daha sonra … ve … belge numaralı zeyilnameler ile 01.05.2015 başlangıç – 30.04.2016 bitiş olacak şekilde güncellendiğini, 01.05.2015-30.04.2016 poliçe dönemine ilişkin olarak 01.11.2017 tarihinde 7.980,00-Euro ek prim tahakkuk ettirildiğini, ek prim tutarının borçlu şirkete …belge numaralı zeyilname ile bildirildiğini, ancak bahse konu ek prim borcunun davalı tarafça ödenmediğini, bu sebeple Beyoğlu … Noterliğinin 18.12.2017 tarih…yevmiye sayılı ihtarnamesi ile borcun ödenmesi aksi halde yasal yollara başvurulacağı hususunun borçlu tarafa ihtar edildiğini, davalı şirketin anılan ihtara karşı Beyoğlu … Noterliğinin 25.12.2017 tarih…yevmiye sayılı ihtarnamesi ile verdiği cevapta; hasar geçmişine göre prim ayarlaması yapılırken hasar bildirim tarihinin değil de fatura tarihinin esas alınmasının hatalı olduğunu, 01.05.2016-30.06.2017 poliçe dönemine ilişkin 8.064,00-Euro ek prim ödemesi yaptıkları için kendilerinden ikinci kez talep edilen 7.980,00-Euro ek primin hukuki dayanaktan yoksun bulunduğu şeklindeki iddialarla ödeme yapılmayacağı ihtarında bulunduğunu, bunun üzerine, müvekkili şirket tarafından ek prim alacağına yönelik olarak İstanbul … İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça anılan icra takibine karşı yapılan itiraz üzerine ise huzurdaki davanın açılması gereğinin hasıl olduğunu, tüm bu nedenlerle davalının itirazının iptali ile takibin devamını, davalının mevcut/likit borcu inkar ettiğini ve müvekkili şirketin alacağına kavuşmasına engel olmak için takibe itiraz etmesi sebebiyle borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin ”hasar geçmişine göre prim ayarlaması” ek prim ödemesi için bir zeyilname düzenlenmesi gerekirken iki farklı zeyilname düzenlendiğini ve bu zeyilnamelerden bir tanesinin bedelinin müvekkili şirket tarafından ödendiğini, davacı şirketin, hasar geçmişine göre prim ayarlaması zeyili düzenlerken hasarın müvekkili şirket tarafından muhatap şirkete bildirildiği tarihi esas alıp o dönemdeki poliçeye göre zeyilname düzenlemesi gerekirken hasarın faturalandırılma tarihini esas aldığını ve haksız yere iki poliçe için iki farklı zeyilname düzenlendiğini, davacının icra inkar tazminatı talebinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile, huzurdaki kötü niyetli davanın reddi ile haksız ve hukuka aykırı olarak başlatılan icra takibinin iptalini, karşı tarafın, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLER
1-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …yılı takip dosyası
2- İhtarnameler
3- Poliçe ve zeyilnameler
4-Tarafların ticari defter ve kayıtları
5-Bilirkişi raporu
6-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki kredi sigorta poliçesi kapsamında ek prim tahakkukundan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı yasanın Sigorta priminin artırılmasında fesih 1414 maddesi ” Sigortacı, sigorta teminatının kapsamında değişiklik yapmadan, ayarlama şartına dayanarak primi yükseltirse, sigorta ettiren, sigortacının bildirimini aldığı tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeyi feshedebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 1414. Maddesinin gerekçesinde ise ‘’ ..ilke olarak, uzun dönemli veya en geç bir yıl için yapılmaktadır. Bu süre içinde, sigorta ettiren prim miktarında meydana gelebilecek değişiklikleri karşılayamayacak bir hale düşebilir…’’ denilerek sigortacının taraflar arasında devam eden sigorta ilişkisi süresince sigorta /prim dengesi yönünden akdi her zaman gözden geçirebileceği vurgulandıktan sonra akitler arasında dengenin sağlanması için sigortalı/sigorta ettirenler için getirilmiş çıkış yolunun ayarlama şartına bağlı ek prim ödenmemek isteniyorsa sözleşmenin feshi keyfiyeti olacağı net bir biçimde vurgulanmıştır
Aynı zamanda TTK 1414 maddesi aynı yasanın madde 1452/3 gereği ‘’ Koruyucu hükümler ‘’ arasında sayılarak Kanun’un hükümlerinin uygulanacağı vurgulanarak Prim Ayarlama Klozu kapsamında sigortacının Ek prim tahakkuku olduğu detaylı olarak belirtilmiştir. Bu halde sigortacının, sigorta teminatının kapsamında değişiklik yapmadan, ayarlama şartına dayanarak dilediği takdirde primi her zaman yükseltmesi hakkı tanınmıştır.
Bu açıklamalan ışığında tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası faturadan kaynaklanan 7.980,00.-EURO asıl alacak, 25.85.-EURO işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.005,85.-EURO takip yapıldığı, ödeme emrinin 12.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 12.01.2018 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Bilirkişilerin 12/03/2020 tarihli 9 sayfadan ibaret heyet raporunda özetle; taraflar arasındaki ihtilafın ”hasar geçmişine göre prim ayarlaması” ek prim ödenmesi için tek bir zeyilname düzenlenmesi gerekirken iki ayrı zeyilname düzenlenmesinden kaynaklandığı, davalı şirket, davacı şirket tarafından 01.05.2016-30.06.2017 poliçe dönemli …nolu Poliçe ve …belge nolu kredi sigorta zeyilnamesi ile sigortalıdan 8.064.00 Euro prim talep ettiği ve bu bedelin sigorta şirketine 17.11.2017 tarihinde ödendiği, davalı sigortalının haksız ve poliçeye aykırı olduğunu ileri sürdüğü hususun 01.05.2015-30.04.2016 poliçe dönemi…poliçe nolu … belge nolu olarak düzenlenen yeni zeyilnameden kaynaklı ikinci pirime ilişkin olduğu ancak bu ek prim ayarlamasının talebinin dayanağı hasarın muhatap şirkete bildirildiği tarih mi hasarın faturalandırıldığı tarihin mi esas alınmış olması gerektiği,…Sigorta Poliçesi …No:2 … ikinci fıkra ”Söz konusu sigorta dönemi sonunda hesap edilen hasar/pirim oranının poliçede kararlaştırılan oran veya oranlara ulaşması veya aşması durumunda sigortalı yine poliçede kararlaştırılan ve hesap edilen hasar/prim oranına karşılık gelen bir oranda ek pirim ödemeyi kabul eder” şeklinde olduğu, taraflarca incelemeye ibraz edilen yasal defterlerin tasdikle ilgili yükümlülüklerinin kanuni sürelerinde yaptırıldığını, davacının yasal defterlerinde davacının davalıdan huzurdaki dava konusu alacak tutarı olan 7.980,00.-EURO tutarında alacaklı olarak göründüğünü, davalının yasal defterlerinde davalının davacıya herhangi bir borcunun görünmediğini belirtilmiştir.
Bilirkişilerin 28/12/2020 tarihli 7 sayfadan ibaret heyet ek raporunda özetle; davalı şirketin hasarın faturalandırıldığı tarih esas alınacağına ilişkin taraflara arasında kararlaştırılmış bir düzenleme bulunmadığı savunduğu, 102 Hasar Geçmişine Göre Pirm Ayarlaması Klozu İncelendiğinde, ”işbu sigorta dönemi boyunca oluşacak hasar veya hasarlara bağlı olarak o yılda ödenecek kesin sigorta prim miktarı, poliçede kararlaştırılan şartlara göre hesaplanacaktır. Söz konusu sigorta dönemi sonunda hesap edilen hasar/prim oranının, poliçede kararlaştırılan oran veya oranlara ulaşması veya aşması durumunda, sigortalı yine poliçede kararlaştırılan ve hesap edilen hasar/prim oranına karşılık gelen bir oranda ek prim ödemeyi kabul eder.” Sigortacı, sigortalıdan alacağı ek prim ödemesini, yapacağı hasar ödemesinden mahsup edebilir” denilerek özel kloz şartı konulduğunun anlaşıldığı, poliçe süresinin 01.05.2016’dan başlamak üzere 30.06.2017’ye kadar 14 aylık olduğu asıl poliçenin 6 sayfasında hasar geçmişine göre prim ayarlaması klozu olduğu, tüm dosya kapsamında ek prim ödemesinin hasarın sigortacıya bildirildiği tarihin mi yoksa fatura kesim tarihinin mi esas alınacağı önem arz ettiği, dosya kapsamında ihbar tarihinin esas alınması gerektiği bu nedenlerle kök rapordaki kanaatimizin değişmediğine ve davacının prim alacağı olmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişilerin 31/01/2020 tarihli 7 sayfadan ibaret heyet ek raporunda özetle; davalı şirketin hasarın faturalandırıldığı tarih esas alınacağına ilişkin taraflara arasında kararlaştırılmış bir düzenleme bulunmadığı savunduğu, tüm dosya kapsamında ek prim ödemesinin hasarın sigortacıya bildirildiği tarihin mi yoksa fatura kesim tarihinin mi esas alınacağı önem arz ettiği, dosya kapsamında ihbar tarihinin esas alınması gerektiği bu nedenlerle kök rapordaki kanaatin değişiklik olmayacağı, zeyilnamenin düzenlenmesini gerektirecek bir çok faktör söz konusu olabileceği, poliçe bilgilerinde gerçekleşen herhangi bir yanlışlık üzerine yapılacak olan düzenlemelerde bu belge devreye girdiği, bu durumda asıl nokta, belgenin düzenlenmesi tek taraflı değil de sigorta şirketi ve sigortalı kişi arasında anlaşma sağlanarak yapılması gerektiği, buna istinaden poliçe şartlarında herhangi bir şekilde tek taraflı bir değişiklik gerçekleştirilemeyeceği, bu sebeple sigorta şirketi, sözleşmede sigortalıya vermiş olduğu tüm taahhütleri yerine getirmekle yükümlü olduğunu, sigorta şirketi ve sigortalı kişi arasında bir anlaşma yapıldığı takdirde poliçe genel şartları değiştirilebileceği, aksi takdirde her iki taraf da sözleşmedeki şartlara uymak zorunda olduğu, yapılan veya yapılacak olan değişikler de belge ile karşılıklı anlaşma sonucu gerçekleştirileceğini, bu nedenlerle kök rapordaki kanaatin değişmediğine ve davacının prim alacağı olmadığı belirtilmiştir.
Sigortacı bilirkişinin 23.01.2022 tarihli 11 sayfadan ibaret raporunda özetle; dava sırasında da davacı tarafça sigorta himayesinin başlangıçta taraflar arasında kanuna uygun olarak tayin olunmadığı ve özellikle ’Hasar Geçmişine Göre Prim Ayarlaması Klozu” uygulaması gerektiren hallerin ve bunu öngören özel şartın sigortalı iradesine aykırı olarak uygulandığı iddia edilmesine rağmen bilirkişiliğimce yapılan değerlendirmede; aynı zamanda tacir olan sigortalının basiretinin gerektirdiği şekilde sigorta himayesinin satın alınması ile ilgili sorumluluğun kendisine ait olması, poliçenin … Ltd. Şti. sigortalının kendi seçtiği tacir acente tarafından ilgili sigorta kuruluşuna başvurularak sigortalının ve acentesinin kendi öngörüleri doğrultusunda aktedilmesi raporda yer verilen ve gerekçeleri belirtilen ilgili mevzuat hususları nazara alınarak T.T.K’nun açık düzenlemesi karşısında sigortalının davacı sigortacıya tanzim olunan zeyilname kapsamında prim borcu olmadığına aksi yöndeki savunmalarına tarafımca Nihai Takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere itibar edilmesi mümkün olmadığını belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında kredi sigorta poliçesi imzalandığı ve bu poliçe kapsamında zeyilnameler düzenlendiği, davacı tarafından bu kapsam da ek prim tahakkukukna ilişkin fatura düzenlendiği, faturanın tek başına alacağın varlığını ispata yaramadığı, zira davalı defterlerinde faturanın yer almadığı, bu halde ispat yükü üzerinde olan davacının fatura içeriği hizmeti ispatlaması gerektiği, mahkememizce alanında uzman sigorta bilirkişisine tevdi edildiği, alınan bilirkişi kök ve ek raporunun denetimden uzak ve gerekçesiz olduğu anlaşılmakyla mahkememizce yeniden sigorta alınında uzman bilirkişiye dosyanın tevdi edilmiştir.
Dosya kapsamında yer alan taraf delillerinden anlaşıldığı üzere davacı Şirket ile davalı sigortalısı arasında ilk olarak 17.04.2015 tarih, 15.00442.00 no’lu 01.04.2015-31.03.2016 dönemini kapsayan Kredi Sigortası Poliçesi tanzim edilmiş olup, bilahare … ve …belge numaralı zeyilnameler ile poliçe başlangıç tarihinin 01.05.2015 bitiş tarihinin 30.04.2016 olacak şekilde değiştirilmiş olduğu görülmüştür.
Aynı zamanda taraflar arasında uyuşmazlığa konu 023235 seri numaralı 44.937,82 Euro bedelli faturanın tarihinin 01.04.2016 olduğu dava dilekçesi ekinde dava dosyasına sunulmuştur.
Taraflar arasındaki sigorta poliçesinde sigortalının başlangıçta sigortacının hasar/prim dengesini gözeterek Ek Prim tahakkukuna onay verdiği görülmüştür
Söz konusu poliçenin meriyet süresi içinde sigortalının müşterisi …’e gerçekleştiği satıma ilişkin olarak 01.04.2016 tarihli bir fatura düzenlemiş ve bu tarih itibariyle yurt dışına sevkiyat gerçekleştirmiş ancak dava dışı alıcı tarafından borcun vadesinde ödenmemesi üzerine 11.08.2016 tarihinde davacı şirket’ten müdahale talebinde bulunulduğu tespit edilmiştir.
Bunun üzerine davacı sigortacı tarafından 01.05.2016-30.06.2017 poliçe dönemli …poliçe…belge numaralı kredi sigortası zeyilnamesi düzenlenmiş ve işbu zeyilname ile müvekkil şirketten 8.064,00 Euro ‘’Hasar Geçmişine Göre Prim Ayarlaması’’ Ek Prim Ödemesi talep edilmiştir. Anılan bedelin sigortalı davalı şirket tarafından 17.11.2017 tarihinde ödenmiştir.
Davacı … bilahare 01.04.2016 tarihli faturanın 01.05.2015-30.04.2016 tarihli poliçe dönemine, 13.06.2016 tarihli faturanın ise 01.05.2016-30.06.2017 tarihli poliçe dönemine denk geldiğinden bahisle iki ayrı zeyilname ile kapsamında iki ayrı ek prim ödemesi talep etmiştir. Davalı ise ödemeden kaçınmıştır.
Davacı … sunduğu kayıtlar uyarınca davalı sigortalının ikinci poliçe döneminde de 13.05.2016 tarih 28.562,00-Euro ve 13.06.2016 tarih 40.225,00-Euro bedelli faturalardan kaynaklı müdahale talebinin bulunduğu, her iki poliçe döneminde de hasar meydana geldiği bu sebeple; tanzim tarihi 01.05.2015-30.04.2016 poliçe dönemine, vade tarihi ise 01.05.2016-30.06.2017 poliçe dönemine denk gelen 01.04.2016 tarih 44.937,82-Euro bedelli faturadan kaynaklı hasara ilişkin olarak dava konusu 7.980,00-Euro tutarında ek prim tahakkuk ettirildiği beyanlar edilmiştir.
Poliçe de yer alan ‘’ Hasar Geçmişine Göre Prim Ayarlaması Klozu ” kapsamında işbu sigorta dönemi boyunca oluşacak hasar veya hasarlara bağlı olarak o yılda ödenecek kesin sigorta prim miktarı, poliçede kararlaştırılan şartlara göre hesaplanacağı hususunun sigortacı ile sigortalı arasında kararlaştırıldığı ,aynı zamanda söz konusu sigorta dönemi sonunda hesap edilen hasar/prim oranının, poliçede kararlaştırılan oran veya oranlara ulaşması veya aşması durumunda, sigortalının yine poliçede kararlaştırılan ve hesap edilen hasar/prim oranına karşılık gelen bir oranda ek prim ödemeyi kabul ettiği açıkça görülmüştür.
Buna göre Sigortacı gerek TTK prim ayarlamasına dair hükümleri ve gerekse taraflar arasındaki poliçede yer verilen Kloz kapsamında poliçe Ek Prim Ödeme yükümlülüğünün doğması halinde sadece ve sadece tek bir ‘’ … ‘’ düzenleyeceği konusunda sigortalısına karşı bir taahhütte bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sigorta akdi riziko- prim dengesi üzerine kurulu olup, sigortacının primini almadığı bir rizikoyu üstlendiğinden bahsedilemez. Başvuru sahibinin tanzim olunan Euro tutarlı Zeyilname kapsamında sigortacıdan aldığı devam eden teminatın varlığı karşılığında bir prim ödenmediği anlaşılmıştır Riziko- prim dengesi üzerine kurulu olan sigorta akdi açısından sigortalı nezdinde tanımlanmış rizikolar dolayısıyla meydana gelecek hasar /tazminat taleplerini yerine getiren/getirmeye hazır olan sigortacının devam eden ve ‘’ Ayarlama Klozu ‘’ gereği zeyilname tanzimi suretiyle ek prim talep etmek konusunda menfaatini ortaya koyan sigortacının prim almaması ( Primsiz Olarak ) bir takım tehlikeleri üstlenmesi anlamına geleceğinden poliçede şartları açıkça belirtilmiş her halükarda ek prim tahakkukuna hakkı olacağı kanaatiyle davanın işlemiş faiz yönünden reddi ile kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında (10/01/2018 takip tarihli efektif kur esas alınarak) icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 7.980,00-Euro üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizini geçmemek üzere 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca bu yabancı para cinsinden açılacak 1 yıllık mevduat hesabına uygunan mevduat faizi oranında faiz işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 7.150,08-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 2.709,22-TL karar ve ilam harcından 612,51-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 2.096,71-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru harcı, 612,51-TL peşin harç olmak üzere toplam 648,41-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.949,09-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 128,47-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 2.573,50-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 2.565,19-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/04/2022
Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır