Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/273 E. 2021/889 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/273 Esas
KARAR NO:2021/889

DAVA :İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/03/2018
KARAR TARİHİ:18/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında süreklilik gösteren ticari ilişki mevcut olduğunu, müvekkili ile davalı arasında 14/05/2015 tarihinde bayilik sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme kapsamında farklı tarihlerde davacı tarafından davalıya çeşitli mallar satılarak tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, faturalar düzenlendiğini ve davacı şirketin faturalar kapsamında 285.961,88 TL toplam alacağının olduğunu, davalı tarafından 40.183,88 TL kısmi ödeme yapıldığını, davalı şirketin 245.778,00 TL borcunun bulunduğunu, davalının tacir olduğunu, davacı şirketin takibe konu alacağının cari hesap ekstresinde de sabit olduğunu, kısmi ödemeden sonra davalının ödeme yapmaması üzerine kalan alacağın tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davacı şirket defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle itirazın iptalini ve takibin devamını, davalı aleyhine icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu faturaların bedelinin müvekkili tarafından davacı tarafa ödendiğini, müvekkilinin davacı tarafa göndermiş olduğu miktarın toplam 188.000,00 TL olduğunu, davacı tarafın davaya konu ettiği miktarın 245.778,00 TL olduğunu, geriye kalan miktarın ise 57.778,00 TL olduğunu, traktörün peşin alınması durumunda peşin alınma indiriminin tüm traktörlerde %4 tutarında olduğunu ve bu indirim tutarınında borç üzerinden düşüldüğünde borcun 53.969,88 TL’ye denk geldiğini, bu miktarın ise bölge müdürlerinin kontrole gelmesi zamanlarında davalı tarafından elden parça parça ödeme yapılmak suretiyle davacı tarafa ödendiğini ve davacı tarafın davalıdan herhangi bir alacağının kalmadığını, davacı tarafın tamamen kötü niyetli olarak elinde bulunan faturaları takibe koyduğunu, davanın kötü niyetli ve mesnetsiz olarak açıldığını, bu nedenlerle davanın reddini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası
2-Bayilik Sözleşmesi
3-Tarafların ticari defter ve kayıtları
4-Bilirkişi raporları
5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 245.778,00-TL asıl alacak için takip yapıldığı, ödeme emrinin 09/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 09/02/2018 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Bayilik sözleşmesinin incelenmesinde; davacı …ile davalı … Otomotiv- … arasında 14.05.2015 tarihinde davacının ürünlerinin protokolde belirtilen bölgede perakende olarak satışı hususunda bayilik sözleşmesi akdedildiği görülmüştür.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …Talimat sayısı ile alınan Mali bilirkişinin 10/01/2020 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; mütabakat mektupları ile mahkemeye sunulan fatura adetleri ve bedelleri birbiriyle uyuşmadığını, mütabakat mektuplarında toplam 7 adet fatura varken mahkemeye sunulan faturalar ise toplam 6 adet olup 1 adet belge mahkemeye sunulmadığı görülmekle mahkemeye sunulan belgelerden yola çıkılarak hesaplama yapılmış olup mutabakat kayıtları göz ardı edildiğini, davalı tarafın ticari defterleri incelendiğinde davaya konu faturaları ticari defterlerine kaydetmiş ve Ticari Defterler Türk Ticaret Kanununa göre usulüne uygun tutulduğunu, davalı …’ın Ticari Defter ve kayıtlarına göre, … Tic.Ltd.Şti.’den 285. 961,88 TL bedelli 6 adet fatura alındığı ve bu bedelin 188.000,00TL’sinin bankadan ödendiği kalan 97.961,88 TL’sinin ödenmediği, defter ve kayıtlara göre …’ın …’ne 97.961,88 TL borçlu olduğu, davacı tarafın sunmuş olduğu hesap ekstresine göre davalının 23/12/2016 tarihinde yapmış olduğu 50.000,00 TL lik ödemenin hesap ekstresinde olmadığı yapılan diğer ödemelerin (23/02/2017 tarihli 45.000,00 TL, 31/03/2017 tarihli 53.000,00 TL, 20/04/2017 tarihli 40.000,00 TL) hesap ekstresinde mevcut olduğu, ayrıca hesap ekstresinde olup davalının borcunu arttıran 20/01/2017 tarihli 95.988,10 TL’lik tutarla ilgili herhangi bir fatura v.s belgenin mahkemeye sunulan bilgi ve belgeler arasında bulunmadığını, taraflar arasında ticari faaliyet bulunduğunu, ticari faaliyetten kaynaklanan ve düzenlenen 285.961,88 TL lik fatura bedelinin 97.961,88 TL’sinin ödenmediğini, davacı vekili tarafından 245.778,35 TL talepli icra takibi başlattığı ancak dosyadaki belge ve bilgilere göre …’ın 97.961,88 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini belirtmiştir.
Mali bilirkişinin 20/08/2020 tarihli 10 sayfadan ibaret raporunda özetle; İcra dosyasında davacı Alacaklıya tebliğine ilişkin dosyada herhangi bir belge bulunmamakla beraber, itiraz tarihi (27.03.2018) itibarıyla dahi 1 yıllık süre geçmeden itirazın iptali davasının yasal süresinde açıldığını, Davacı şirketin faturaların kesildiği denk gelen ticari defterlerinin, noter açılış ve kapanış tasdikinin/GİB-beraatının yasal süresi içinde yapılmış olduğunu, takip tarihi olan davacının, davalıdan takip tarihi itibariyle 245.778,70 TL alacağının bulunduğunu, ilamsız icra takibinin dayanağının 2017 yılına ait 6 adet faturaya dayalı olarak başlatıldığı, icra takibinde de davada da; 245.778,00 TL toplam alacak talep edildiğini, taraflar arasında 14.05.2015 tarihli bayilik sözleşmesi bulunduğunu, davacı tarafından, davalı tacir gerçek şahsa 2017 yılında 6 adet fatura düzenlendiği, faturaların genel toplam tutarlarının 245.778,00 TL olduğunu, davacı tarafın kayıtlarına göre oluşturulan, “720 No.lu Alıcılar … Otomotiv-… 2017 yılı Yardımcı Hesabi” irdelendiğinde, davacının davalıdan, 2016 yılından 1.828,72 TL alacağının bulunduğunun göründüğü, bu devrin 2017 yılı hesaplarına ithal edildiği, yine davacının bu yıl kayıtlarına göre, 21.01.2017 tarihinden 31.03.2017 tarihine kadar 7 adet fatura ile toplamı 381.949,98 TL olan mal teslimi yada hizmet ifası sunumu olan faturalar düzenlendiğini, 2017 yılından olan devirle birlikte, bu tutarın 383.778,70 TL olduğunu, davacının kayıtlarına göre, davalının, 23.02.2017, 23.02.2017 ve 31.03.2017 tarihlerinde 138.000,00 TL toplam ödemesinin görünmekte olduğnuu, söz konusu tutarların 383.778,70 TL’den mahsup edildiğini, bu mahsuptan sonra, davacının, davalıdan 245.778,70 TL alacağının göründüğünü, talimat mahkemesince aldırılan bilirkişi raporu özetinin (birisi sunulmayan altı adet) davacı tarafından davalıya düzenlenen 285.961,88 TL lik fatura bedelinin, davalı tarafından davacıya, 188.000,00 TL’sinin ödendiği, 97.961,88 TL’sinin ödenmediği tespiti yönünde olduğunu, ancak incelemeye sunulan 20.01.2017 tarih ve A-… sayılı ve 95.988,10 TL toplam tutarlı fatura ve davalı tarafa irsaliyesi de tebliğ edilen eklendiğinde ilgili hesaplamanın buna göre yapılması gerektiğini, neticeten …. icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı sayılı İtirazın iptali istenen icra takip dosyasının borç alacak durumunun 23.01.2018 takip tarihi itibariyle davacı takip alacaklısı lehine 195.778,70 TL olması gerektiğini belirtmiştir.
Mali bilirkişinin 03/02/2020 tarihli 10 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Davalı … tarafından, … Bankası üzerinden, 23.12.2016 valör tarihinde Davacı Şirkete, EFT aracılığıyla 50.000,00 TL, 31.03.2017 valör tarihinde davacı şirkete, EFT 53.000,00 TL, 20.04.2017 valör tarihinde davacı şirkete, EFT aracılığıyla 40.000,00 TL, 23.02.2017 valör tarihinde davacı şirkete, EFT aracılığıyla 45.000,00 TL olmak üzere toplamda 188.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalının 50.000,00 TL’lik ödeme iddiasının dikkate alındığı, davacının kayıtlarında davalının ödemelerinin 188.000,00 TL, davalının dosyaya sunduğu dekontlarda, davalının ödemelerinin 188.000,00 TL, …’in raporunda davalının ödemelerinin 188.000,00 TL olarak değerlendirildiğini, davacının kayıtlarına göre toplamı 138.000,00 TL’nin davalının ödemesi olarak davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak 50.000,00 TL ise davacının kayıtlarında yer almadığını, 20.017.2017 tarih ve A/… sayılı … Traktöre ait 95.988,10 TL’lik fatura takip konu olmadığından bu fatura bu raporda incelemeye alınmadığını, ancak söz konu faturanın düzenleme tarihi takibe konu 6 adet faturanın düzenleme tarihinde önce düzenlenmiş olup, ayrıca takibe konu 6 adet faturanın toplam bedeli 285.961,88 TL olup, toplam icra takip miktarı olan 245.778,00-TL’den daha düşük olduğunu, bu nedenle bu fatura incelemeye alınmasa bile hesaplamanın mantığı gereği (faturanın düzenleme tarihi takibe konu altı adet faturanın düzenleme tarihinde önce düzenlenmiş olduğundan) davalının takip miktarı talebinin içinde yer almakta olduğunu, ayrıca icra takiplerinde, en az takip miktarı tutarı kadar ve takip tarihinden geriye doğru olan faturalar takip konusu yapılmakta, bu faturalar öncesi fatura ve ödemeler ise cari hesap olarak takiple bağlantılı şekilde dikkate alındığı, taraflar arasındaki sözleşmedeki %5 indirim oranı %5,59 oranında (davalıya düzenlenen faturalarda) uygulanmak suretiyle davacı tarafından yerine getirildiğinin hesaplandığını, söz konusu indirim uygulaması dosyaya sunulan faturalarda açıkça görülmekte olduğunu, iki rapor arasındaki farkın davacının davalıdan (2016 yılından) 1.828,72 TL alacak devri ile cari hesap içindeki 20.01.2017 tarih ve A-… sayılı ve 95.988,10 TL’lilk faturada yer almadığını, bu iki tutarda toplanınca 97.816,82-TL olduğu, bu tutara diğer bilirkişi tarafından davacının davalıdan 97.961,88-TL alacaklı olduğu tutarda eklenince 195.778,70-TL tutar bulunmakta ve iki rapordaki tutarın bu düzeltmelerden sonra birbirini teyit ettiğini, neticeten …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı sayılı İtirazın iptali istenen icra takip dosyasının borç alacak durumunun 23.01.2018 takip tarihi itibariyle davacı takip alacaklısı lehine 195.778,70-TL olması gerektiğini belirtmiştir.
Mali bilirkişinin 26/08/2021 tarihli 5 sayfadan ibaret 2. ek raporunda özetle; Davalı … tarafından, … Bankası üzerinden davacı şirkete EFT aracılığıyla 50.000,00 TL, 31.03.2017 valör tarihinde davacı şirkete EFT 53.000,00 TL, 20.04.2017 valör tarihinde davacı şirkete, EFT aracılığıyla 40.000,00 TL, 23.02.2017 valör tarihinde davacı şirkete EFT aracılığıyla 45.000,00 TL olmak üzere toplamda 138.000,00 TL ödeme yapıldığını, Davalının 50.000,00 TL’lik ödeme iddiasının dikkate alındığı, Davacının kayıtlarında davalının ödemelerinin 188.000,00 TL, Davalının dosyaya sunduğu dekontlarda, davalının ödemelerinin 188.000,00-TL, talimat mahkemesince alınan raporda davalının ödemelerinin 188.000,00-TL olarak değerlendirildiğini, davacının kayıtlarına göre, toplamı 138.000,00 TL’nın davalının ödemesi olarak davacının defterlerinde kayıtlı olduğunu, ancak 50.000,00-TL ise davacının kayıtlarında yer almamakta olduğunu, 20.017.2017 tarih ve A/… sayılı … Traktöre ait 95.988,10 TL’lik fatura takip konu olmadığından bu fatura bu raporda incelemeye alınmadığını ancak, faturanın düzenleme tarihi takibe konu altı adet faturanın düzenleme tarihinde önce düzenlenmiş olup ayrıca takibe konu altı adet faturanın toplam bedeli 285.961,88 TL toplam icra takip miktarı olan 245.778,00 TL’den daha düşük olduğunu, bu nedenle bu fatura incelemeye alınmasa bile hesaplamanın mantığı gereği davalının takip miktarı talebinin içinde yer almakta olduğunu, ayrıca, icra takiplerinde, en az takip miktarı tutarı kadar ve takip tarihinden geriye doğru olan faturalar takip konusu yapılmakta, bu faturalar öncesi fatura ve ödemeler ise cari hesap olarak takiple bağlantılı şekilde dikkate alındığını, taraflar arasındaki sözleşmedeki %5 indirim oranı %5,59 oranında (davalıya düzenlenen faturalarda) uygulanmak suretiyle davacı tarafından yerine getirildiğinin hesaplandığını, söz konusu indirim uygulamasının dosyaya sunulan faturalarda açıkça görüldüğünü, iki rapor arasındaki farkın, davacının davalıdan ( 2016 yılından) 1.828,72 TL alacak devri ile cari hesap içindeki 20.01.2017 tarih ve A-… sayılı ve 95.988,10 TL’lilk faturada yer almamakta olduğu, bu iki tutarda toplanınca 97.816,82-TL olduğu, bu tutara diğer bilirkişi tarafından davacının davalıdan 97.961,88 TL alacaklı olduğu tutarda eklenince 195.778,70 TL tutar bulunmakta ve iki rapordaki tutarın bu düzeltmelerden sonra birbirini teyit etmekte olduğunu, sonucun özeti olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı sayılı İtirazın İptali istenen icra takip dosyasının borç alacak durumunun 23.01.2018 takip tarihi itibariyle davacı takip alacaklısı lehine 245.778,70 TL olması gerektiğini belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacı ve davalının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, dolayısıyla davalının bu faturaya ilişkin malın teslim edildiğinin yapıldığının kabulü gerektiği, aksini yazılı delil veya kesin delil ile ispat edebileceği, davacı tarafından taraflar arasındaki sözleşme uyarınca iskonto yapıldığı, davalı taraf ödeme iddiasında bulunmakla ispat yükünün davalıya geçtiği, davalının yaptığı ödemelerin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, kayıtlı olmayan ödemelerin elden yapıldığı iddiasında olunduğu, ancak ödemenin miktar itibari ile yazılı veya kesin delil ile ispat edilebileceği, davalı tarafından yazılı veya kesin delil sunmadığı bu halde ödeme iddiasının ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafından her ne kadar davacının ticari defter ve belgelerini süresinde sunmadığı bu nedenle incelenemeyeceği iddia olunmuş ise de davacı tarafın verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini yatırdığı, inceleme sonrası duruşma gününün 27/01/2019 olduğu davacının bu halde celse ertelenmesine sebebiyet vermeksizin yeniden inceleme talebinde bulunduğu, davalı ticari defter ve belgeleri mahkememiz yargı çevremiz dışında olmakla usul ekonomisi açısından öncelikle davalı ticari defter belgelerinin incelendiği, daha sonra celse kaybına sebebiyet vermeyen davacı defterleri incelendiği, bu halde davacı defterlerinin incelenmesinin usul ve yasaya aykırı olmadığı, kaldı ki davalı ödeme iddiasında bulunmakla ispat yükünün davalıda olduğu davalının ödeme iddiasını kesin veya yazılı delili ile ispatlayamadığı, bu halde davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği kanaatiyle davanın kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline, takibin 245.778,00 TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacağa avans faiz uygulanmasına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 49.155,60-TL’nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 16.789,09-TL harcın, peşin alınan 2.968,39-TL harçtan mahsubu ile bakiye 13.820,70-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvurma harcının ve 2.968,39-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.274,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 25.654,46-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır