Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/243 E. 2020/69 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/243 Esas
KARAR NO : 2020/69
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2018
KARAR TARİHİ : 28/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket tarafından fatura alacağından dolayı davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından borca itirazda bulunulduğu ve icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu, davalı/borçlunun itirazlarının haksız ve hukuka aykırı olup iptali gerektiği, taraflar arasında, borçlu davalı şirkete yemek hizmeti sağlanması konusunda ticari bir ilişki kurulduğu ve verilen bu hizmet karşısında davalı borçlu şirketin kendisine faturalandırılarak tebliğ edilen hizmet bedellerini ödemekle yükümlü olduğu, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden doğan toplam 82.048,82-TL alacağın borçluya faturalandırılarak tebliğ edilmesine rağmen, davalının bu bedelleri ödemekte temerrüde düştüğü, halen ödenmemiş olduğunu, bu hususun müvekkili şirketin ticari defterleri üzerinde yapılacak inceleme ile açıklık kazanacağını, davalının yaptığı bu itirazın yalnızca alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla, haksız ve kötü niyetli yapıldığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davalı borçlu tarafından … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına, takibe kötü niyetle itirazda bulunan davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, dava masraf ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından, müvekkiline gönderilen ödeme emrine karşı yapmış oldukları itirazda da belirtildiği üzere, müvekkilinin davacıya belirtilen miktarda borcu bulunmadığını, işbu davaya konu icra takibinde, davacı tarafından talep edilen meblağın müvekkilinin ticari defter ve kayıtları ile uygunluk arz etmediğini, kaldı ki müvekkili şirket tarafından davacı firmaya yapılan kısmi ödemelerin hesaplara yansıtılmadığını, ödemeler nispetinde gerekli düşümler yapılmadan takibe geçildiğini, bilirkişi incelemesi yapıldığında bahsi geçen gerekçelerin haklılığının ortaya çıkacağını, bu sebeple de haksız açılan davanın reddinin gerektiğini, bunun yanı sıra fatura ile cari hesap şeklinde çalışan müvekkili şirket ve davacı firma arasında ödemelerin muhtelif zamanlarda yapıldığını, davacı firma tarafından takibe konu edilen miktarın, asıl borcu yansıtmadığını, davacı tarafın müvekkili şirketin … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine süresi içinde yapılan itirazının haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığını iddia ettiğini, davacının bu iddiasına da itiraz ettiklerini, uyuşmazlık konusu yapılan alacağın müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarına uygunluk arz etmediğini, dolayısıyla likit alacak olarak değerlendirilmekten uzak olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin itirazının davacı tarafın iddialarının aksine kötü niyetli olmayıp haklı ve yerinde bir itiraz olduğunu, işbu sebepten dolayı davacı tarafça müvekkili aleyhine talep edilen icra inkar tazminatının da reddini talep ettiklerini, bu sebeplerden dolayı davanın reddi ile, reddedilen miktar üzerinden kötü niyetli takip yapıp dava açan davacı aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1- … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası.
2- Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları.
3- Bilirkişi raporu.
4- Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE:
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz (Yargıtay 19 H.D. 2009/8074 E- 2010/5025 K sayılı içtihadı).
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.(Yargıtay19.H.D. 2016/19744E. 2018/5005K.)
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında 82.048,82-TL asıl alacak üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin 22/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 24/03/2017 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali bilirkişinin 27/11/2019 tarihli 4 sayfadan ibaret raporunda özetle; davacı şirketin ticari defterlerinde takip konusu 82.048,82 TL tutarındaki davalıdan olan alacağının takip tarihi itibariyle kayıtlı olduğunu; davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan bu borcun takip tarihinden önce ve/veya takipten sonra davacıya ödemiş olduğu yönünde davalı tarafça herhangi bir belge/kayıt sunulmadığı; bu haliyle davacının ticari defterlerine göre davalının takip tarihi itibariyle davacıya 82.048,82 TL tutarında borcu olduğunu; davalı tarafın, taraflar arasındaki ticari ilişki, alacağın dayanağı faturalar veya bu faturaların kendilerine tebliğ edilmediği veya fatura içeriği hizmet veya malların kendilerine teslim edilmediği yönlerinde herhangi bir itirazları bulunmadığını; ayrıca, davalı tarafça cevap dilekçesinde belirttiği “davacı firmaya yaptıkları kısmi ödemelerin hesaplara yansıtılmadığını veya söz konusu alacak tutarının davalının ticari defter ve kayıtları ile uygunluk arz etmediğini” şeklindeki itirazlarının ispatı yönünden de herhangi bir ödeme belgesi/banka ekstresi/ticari defter kaydı sunulmadığını, Mahkememizin tarafından 24/06/2019 tarihli ön İnceleme Tutanağında, 6100 sayılı Yasanın 218, 222 ve 266. Maddeleri gereğince tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi ile ilgili hususlar (inceleme gün ve saati veya yerinde inceleme talepleri ile ilgili hususlar) ve bu hususlarla ilgili kesin sürelerin/ihtaratların belirtildiği ve işbu tutanağın davalı şirket vekiline 01/07/2019 tarihinde tebliğ edildiğini; fakat davalı şirketin ticari defterlerinin 09/10/2019 günü yapılan incelemeye sunulmadığından ve ayrıca davalı şirket/vekili tarafından yerinde inceleme de talep edilmediğinden davalı şirketin ticari defterlerinin incelenemediğini, huzurdaki davaya konu takipte takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %9,75 oranında ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi talep edildiğini, taraflar tacir olup, alacak da borçlunun ticari işletmesi ile ilgili olduğundan, Mahkemece sabit görülecek borç miktarına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 2/2. maddesi uyarınca ticari faiz işletilebileceğini, takip tarihî itibariyle TCMB Avans İşlemlerinde Uygulanan Faiz Oranının talep gibi %9,75 olduğu hususlarını tespit edildiğini bildirmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacı ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından faturaların tebliğ edilmediğine veya hizmetin verilmediğine ilişkin bir iddia bulunmadığı, aksine davalının ödemede bulunduğunu iddia ettiği bu hali ile faturaların tebliği ve hizmetin verilmesine ilişkin uyuşmazlık bulunmadığı, ispat yükünün ödeme iddiasında bulunan davalıda olduğu, ödemenin yazılı delil veya kesin delil ile ispat edebileceği, davalının ise herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmediği, ödemeyi ispatlayamadığı, davacının davasını tüm bu açıklamalarla davasını ispatladığının kabulü gerektiği,davanın kabulüne karar verilerek,
Dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline, takibin takip talebindeki kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 icra inkar tazminatı 16.409,76-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 5.604,75-TL harçtan peşin alınan 1.401,19-TL’den düşümü ile bakiye kalan 4.203,56-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 11.466,35-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından karşılanan 735,50-TL yargılama giderinın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/01/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır