Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/23 E. 2018/1230 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/23 Esas
KARAR NO : 2018/1230

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/01/2018
KARAR TARİHİ : 26/12/2018

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili firma ile davalı arasındaki ticari ilişkiye binaen düzenlenen fatura alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptalini, asgari %20ü inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı yan davaya yanıt vermemiş olup, borçlu vekili icra takibine yasal süresi içerisinde yapmış olduğu itirazında, faturaya ve borcun tamamına itiraz ettiği, ayrıca müvekkilinin Bilecik’te ikamet ediyor olması nedeniyle bilecik icra müdürlükleri yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptaline ilişkindir.
Dosyada mübrez takibe dayanak icra dosyasının incelenmesinde borçlu vekilinin İstanbul İcra Dairesi’nin yetkisine itiraz ederek müvekkili firmanın Bilecik’te olması nedeniyle Bilecik İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu belirtmiş olup, ayrıca borcun tamamına da itiraz etmiştir.
İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardır. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra takibinde takip başlatılması ve ödeme emrine karşı yasal süresinde itirazın yapılması gerekir. Bu durumda, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının öncelikle karara bağlanması gerekir. Davalı borçlu icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğinden öncelikle usulüne uygun olarak icra takibinin yetkili yerde yapılıp yapılmadığının tespiti zorunludur. Bir başka söyleyişle icra dairesinin yetkisi itirazın iptali davalarında özel dava şartıdır. Somut uyuşmazlıkta, davalı borçlu takibe itirazında borcun tümüne itiraz ederek ticari ilişkiyi inkar ettiği gibi davaya da da cevap vermemiştir. Bu durumda davalı kanunen münkir sayılacağından davacının usulüne uygun olarak aralarındaki ticari ilişkiyi de ispat etmesi gerekmektedir.
Takibe dayanak teşkil eden faturalar incelendiğinde ise, davalıdan sadır olmuş herhangi bir imza bulunmadığı görülmektedir. Diğer yandan herhangi bir yazılı sözleşme de sunulmamıştır. Bu durumda 6098 sayılı TBK 89. maddesinin somut olayda uygulanması mümkün değildir. Bir başka söyleyişle, ticari ilişki davalının kabulünde olmadığından TBK’nın 89. maddesi uyarınca para alacaklarının alacaklının ikametgahında da takibe konulacağına dair hüküm uygulanmaz. İİK’nın 50. maddesi yollamasıyla HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi olan borçlunun bulunduğu yer Bilecik İcra Dairelerine icra dosyası gönderilerek ödeme emrinin oradan düzenlettirilmesi gereklidir. Bu durumda mevcut icra dairesinin yetkisiz olduğu belirlendiğine göre, bu icra dairesince çıkarılan ödeme emri nedeniyle itirazın iptali davası açılamaz. Zira az yukarıda da değinildiği üzere, yetkili icra dairesince çıkarılmış bir ödeme emri bulunmamaktadır (Bkz. Yargıtay 19. HD, 24.02.2006 tarih, 2005/6881-2006/1842 E.K; aynı Dairenin 16.03.2006 tarih, 2005/8035-2006/2603 E.K sayılı ilamları).
Sonuç olarak eldeki itirazın iptali davasına dayanak teşkil eden icra takibinde borçlu yetki itirazında haklı olduğundan, yetkili yer icra müdürlüğünde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın aşağıdaki şekilde usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı şirket adresinin Bilecik yargı sınırları içerisinde olması, ticari ilişkinin davalı tarafın kabulünde olmaması nazara alınarak borçlunun ikametgahı olan Bilecek İcra Daireleri, usulüne uygun icra takibi yapılmadığından, davanın özel dava şartı yokluğu sebebi ile USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 26/12/2018

Katip …

Hakim …

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*