Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/185 E. 2019/597 K. 19.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2018/185 Esas
KARAR NO: 2019/597

DAVA : Menfi Tespit (İİK 89/3 maddesi uyarınca)
DAVA TARİHİ: 08/09/2014
KARAR TARİHİ: 19/06/2019

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, davalı …’nın davalı şirkete karşı başlattığı takip nedeniyle müvekkiline haciz ihbarnameleri gönderildiğini, haciz ihbarnamelerinin müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, bu nedenle haciz ihbarnamelerine itiraz edilemediğini, borcun müvekkilinin zimmetinde sayıldığını, davalı şirket ile arasında alacak borç ilişkisi olmadığını, şirket kayıtlarında yapılacak inceleme ile borcunun olmadığının anlaşılacağını ileri sürerek müvekkilinin takip borçlusuna borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalılar davaya yanıt vermemişlerdir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, İİK’nın 89/3. maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Mahkememizce, (Kapatılan … ATM … Esas, … Karar) tüm dosya kapsamına göre, davacıya 1. haciz ihbarnamesinin 26.11.2013, 2. haciz ihbarnamesinin 27.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve 1. ve 2. haciz ihbarnamelerine itirazların bulunmadığı, 3. haciz ihbarnamesinin 08.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, İİK 89/3 maddesindeki 15 günlük sürenin 23.07.2014 tarihinde dolduğu, davanın 08.09.2014 tarihinde açıldığı, İİK 89/3 maddesindeki 15 günlük sürenin İİK’da düzenlenen bir süre olup HMK 104. maddesindeki hükmün İcra İflas Kanunu ve dolayısıyla İİK 89/3’te düzenlenen 15 günlük süre içinde uygulanmasının yasal olarak mümkün olmadığı, davanın en geç 23.07.2014 tarihinde açılmış olmasının gerektiği, 08.09.2014 tarihinde açılmış olduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/5682 Esas, 2017/7470 Karar sayılı, 20/12/2017 günlü ilamı ile; 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12 ve 13. maddeleri ile bu Kanun uyarınca çıkartılan yönetmeliğin 20 ve 21. maddelerinde tüzel kişilere ve ticari işletmelere çıkartılan tebligat hükümleri uyarınca 3. haciz ihbarnamesinin davacı şirkete usulüne uygun olarak yapılmadığından davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmış sayılacağından işin esasına girilmesi gerektiği işaret edilmek suretiyle dosyamız bozularak iade edilmiştir.
Alacaklı ile borçlu arasındaki takipe nazaran 3. kişi konumunda olup III. haciz ihbarnamesini tebellüğ eden şahıs, İİK’nın 89/3 maddesi uyarınca menfi tespit davasını “takip alacaklısı” aleyhine açabilir. (Timuçin Muşul, İcra İflas Hukukunda; Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, 2. Baskı, Ankara, 2016, s. 64) Bu davada takip borçlusunun yasal hasım olduğundan söz edilemez. Dolayısıyla, takip borçlusu … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekmiştir.
TMK’nın 6. maddesi ve HMK’nın 190. maddeleri gereğince iddia sahibi iddiasını ispat etmekle, genel kural ve İİK’nun 89. maddesi hükmü böyle olmakla birlikte; Somut olayın özelliğine göre ispat yükü yer değiştirebilir. Bu bağlamda, davacı takip borçlusuna borcu bulunmadığını belirtmiş, davalı takip alacaklısı ise davaya yanıt vermemiştir. Şu durumda takip borçlusunun davacıdan alacaklı olduğunu belirten borç doğuran bir ilişkinin davalı (alacaklı) tarafından ileri sürülmesi gerekir. Böyle bir ilişkiye dayanmadan soyut olarak borçlunun davacıdan alacaklı olduğu ileri sürülemez ve bu ilişkinin neye dayalı olduğu açıklanmadan davacıdan borçlu olmadığını ispat etmesi beklenemez. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin, 21/01/2013 tarihli, 2012/15204 Esas, 2013/1182 Karar sayılı emsal kararı) Somut olayda, takip alacaklısı olan davalı, soyut alacak iddiasının dayanağı somut olarak davalı takip alacaklısı tarafından gösterilmiş değildir. Dosyada alacağın varlığına ilişkin bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Bu bağlamda, söz konusu şirketler ve şahıs ile davacı arasında ilgili dönemler içerisinde herhangi bir ticari ilişkinin ve bunlara dair herhangi bir borcun mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan, takip borçlusu ve alacaklısı tarafından herhangi bir ticari defter ya da kayıt sunulmamıştır. Yukarıda açıklandığı üzere ispat külfeti davalı alacaklıda olduğundan sonuçlarına da katlanacaktır. Hal böyle iken, davacı ile takip borçlusu arasında bir ticari münasebet saptanamadığından menfi tespit istemi yerindedir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyasında davacının davalı takip alacaklısı …’ya İİK’nın 89. maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespitine,
2-Davalılardan takip borçlusu … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine,
3-Davanın niteliği gereğince alınması gereken 44.40 TL maktu harç peşin alınan 1.189,50 TL’den mahsup edilerek artan 1.145,10 TL’nin istek halinde yatıran davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 406 TL posta ve tebligat masrafı, 800 TL bilirkişi masrafı, 69,60 TL harç gideri olmak üzere cem’an 1.275,00 TL’den ibaret yargılama giderinin davalılardan …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*