Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/178 E. 2019/938 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/178 Esas
KARAR NO : 2019/938 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2018
KARAR TARİHİ : 01/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 24.02.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; “taraflar arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ticari ilişki kapsamında müvekkilinin 19.689,73-TL’lik bir cari hesap alacağının ortaya çıktığını, söz konusu borcun davalı tarafından ödenmediğini, bu nedenle müvekkili tarafından davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas saydı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazları üzerine ise takibin durduğunu, yapılan itirazda müvekkilinin alacaklı olduğu hususunun davalı tarafından da kabul edildiğini beyanla neticeten davalı tarafından yapılan itirazların, takip tarihine kadar işleyen faiz dışında kalan kısmının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi.” talebinde bulunduğu görülmüştür.
Davalıya usulüne uygun tebligatın yapıldığı, davalının davaya süre içinde cevap vermediği anlaşıldı. 02/04/2019 tarihli duruşmaya katılan davalı …, duruşmadaki beyanında, davacı tarafa cari hesaptan kaynakalanan bir kısım borcunun olduğunu, belirli bir kısmını icra dosyasına yatırdıklarını, kalan borcuda taksitler halinde ödemeye hazır olduklarını beyan etmiştir.
İstanbul …İcra Müdürlüğünün …Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 19.689,73.-Tl asıl alacağa % 10,5 Avans faizi tutarı 215,24 Tl Vergisi ile birlikte toplam 19.904,97.-Tl için takip yapıldığı, ödeme emrinin 18.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 25.01.2018 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 10.05.2019 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacnın kendi defterlerinde takip tarihi itibari ile davalıdan 19.689,73-TL Alacaklı durumda olduğu, takip tarihinden sonra yapılan tediyatın izahatının raporda ifade edildiği gibi, eğer davacı yan yararına hüküm kurulursa, takipten sonraki ödemenin infaz sürecinde dikkate alınması cihetinin de işaret edilmesi gerekeceği; Mahkemece belirlenen inceleme gün ve saatinde davalı tarafından herhangi bir ticari defter ve/veya belge ibraz edilmemesi sebebi ile davalıya ait ticari kayıtların bilirkişi tarafından incelenmediği, taraflar arasında akdedilen yazılı bir sözleşmeye dosyanın tetkikinde rastlanılmadığı, ancak taraflar arasındaki ticari ilişkinin her iki yanında da kabulünde olduğu, Davalı tarafından, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne, davanın ikamesine mukaddem, 25/01/2018 tarihinde 2.000,-TL’lik bir ödeme yapıldığı, söz konusu tutarın, harç ve kesintilerin mahsup edilmesi neticesinde 1.869-TL’lik kısmının davacı vekili … tarafından tahsil edildiği, bu nedenle davacının kendi defterlerinde takip tarihi itibarıyla alacaklı olarak göründüğü 19.689,73-TL’lik tutardan, davacı vekili tarafından takip tarihinden sonra 26/01/2018 tarihinde tahsil edilen tutarın tenzih ile davacının dava tarihi itibarıyla asıl alacak tutarının (19.689,73 – 1.869- = 17.820,73 TL olabileceği, davacının takip tarihinden itibaren kısa vadeli avans faizi ölçüsünde faiz talep edebileceği,” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacı, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının 19.689,73 TL’lik bir cari hesap (cari işlem akışı) borcunun ortaya çıktığı, ancak söz konusu borcun davalı tarafından ödenmediği, bu nedenle davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının itirazları üzerine ise takibin durduğu, yapılan itirazda taraflarının alacaklı olduğu hususunun davalı tarafından da kabul edildiği anlamındadır.
Davalı ise, her ne kadar davayı yanıtlamış değilse de, onun takibe itirazı gözetildiğinde; davacı tarafindan talep edilen alacağın, vadesi belirlenmiş bir alacak olmadığı söz konusu alacağın belli bir takvime bağlanması durumunda borçların aksamadan ödeneceği, iyi niyet göstergesi olarak icra dosyasına şimdilik 2.000,-TL yatırıldığı anlatımındadır.
Davacı tarafindan ibraz edilen ticari defter ve belgelerin tetkikinde: Bu hesabın takip tarihi itibari ile 19.689,73-TL borç bakiyesi verdiği tespit edilmiştir. Buna göre davacı, mezkur kayıt düzenine göre, takip tarihi itibari ile kendi defterlerinde davalıdan 19.689,73 TL alacaklı durumdadır.
Mahkemece belirlenen gün ve saatte davalı tarafindan incelemeye kantılmamış ve herhangi bir ticari defter ve/veya belge ibraz edilmemiş olup, bu nedenle davalıya ait ticari kayıtların incelenmesi mümkün olmamıştır.
Taraflar arasında akdedilen herhangi bir yazılı sözleşmeye dosyanın tetkikinde rastlanılmamıştır. Ancak taraflar arasındaki ticari ilişki her iki yanın da kabulünde olup, rapordaki savunma başlıklı kısmında arz edildiği üzere huzurdaki davada davalının beyanları: “…davacı tarafindan talep edilen alacağın, vadesi belirlenmiş bir alacak olmadığı, söz konusu alacağın belli bir takvime bağlanması durumunda borçların aksamadan ödeneceği…” şeklindedir.
Diğer yandan davalı asil tarafından, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne 25/01/2018 tarihinde 2,000,00-TL’lık bir ödeme yapıldığı görülmüş olup, icra dosyasında bulunan Reddiyat Makbuzu’nun tetkikinde, davalı tarafından yatırılan 2.000,00-TLlik ödemenin, harç ve kesintilerin mahsup edilmesi neticesinde 1.869,00- TL’lik kısmının davacı vekili … tarafından tahsil edildiği görülmektedir.
Buna göre davacı takip tarihi itibarıyla 19.689,73-TL alacaklı olup, bu tutardan davacı vekili tarafından tahsil edilen tutarın tenzili ile davacının dava tarihi itibarıyla talep edebileceği asıl alacak tutarı (19.689,73 – 1.869,00 -) 17.820,73-TL olabileceği hesaplanmıştır.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davalının temerrüdüne dair bir belge ve iddia yoktur. Bu nedenle temerrüt takiple oluşmuştur. Zaten talepte bu yöndedir.
Tüm bu nedenlerle asıl davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 17.820,73-Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara avans faizi uygulanmasına, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 3.564-TL nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu asıl davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 17.820,73-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara avans faizi uygulanmasına, fazla istemin reddine,
%20 icra inkar tazminatı tutarı 3.564-TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 1.217,33-TL nin peşin alınan 236,74-TL den düşümü ile kalan 980,59-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 277,84-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 1.481,20-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 1.340,60-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/10/2019

Katip …

Hakim …