Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/177 E. 2019/521 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/177 Esas
KARAR NO : 2019/521
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2018
KARAR TARİHİ : 22/05/2019

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, taraflar arasında 19/12/2016 tarihinde aktedilen web tasarım hizmet sözleşmesi kapsamında müvekkili şirketin üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, sözleşmenin 5. Maddesi uyarınca yapılan ödeme planına göre davalının ödemesi gereken KDV dahil 100.000 TL bedelden yalnızda 39.000 TL tutarın ödendiğini, tüm uyarılara rağmen ödeme yapılmadığını, buna rağmen hizmetin aksatılmadığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla yapılan işe nazaran şimdilik 5.000 TL’nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş olup, sonrasında talebini 24.636,40 TL olarak ıslah etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı, web sayfasının sözleşmeye göre kararlaştırılan tarihten daha sonra 25/02/2017 tarihi itibariyle yayına verildiğini, cep uygulamaları yönünden ise 10/04/2017 ile 09/05/2017 tarihlerinde yayına sunulduğunu, web sayfasında talep edilen değişiklikler ve özelliklerin hiçbirisinin vaat edilen tarihte ifa edilmediğini, masaüstü programının web sayfasına aktarılma kısmının %60’ının çalışmadığını, program için hayati önem teşkil eden kısımların da çalışmadığını, çalışmayan yazılım hataları nedeniyle çok şikayet aldıklarını belirterek davanın reddi ile sözleşme taahüdünün yerine getirilmemesi nedeniyle ödenmiş olan 40.000 TL’nin iadesini ve her bir kurulum yönünden federasyon zararının hesaplanmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, web tasarım hizmet sözleşmesi (eser sözleşmesi) bakiye bedelinin tahsili istemi ile açılan alacak davasıdır.
Davalı taraflar eksik ifa iddiasında bulunmuştur. Taraflar arasındaki web tasarım hizmet sözleşmesi uyarınca taraflardan birinin yüklendiği asli edimlerden ya da esaslı unsurlardan birisinin aksatılması, gereği gibi ya da hiç ifa edilmemesi durumunda diğer tarafın yazılı bildirimde bulunarak 5 günlük süre tanıyacağı, bu süreye rağmen aykırılık giderilmez ise tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih ve maddi zararların tazmini isteminde bulunulacağı düzenlenmiştir. Diğer yandan sözleşmeye göre geç teslim halinde cezai şart kesileceği yönünde herhangi bir düzenleme bulunmadığı gibi belirtilen tamir ve arızaların geç de olsa düzeltildiği sabittir. Zaten bu yönde davalı tarafından yapılmış fesih beyan da söz konusu değildir. Kaldı ki, davalı tarafından keşide edilen cevabi noter ihtarnamesinde de işin %70’nin tamamlandığı belirtilmiştir. Bu nedenle davalının işin %60’ının tamamlanmadığı yönündeki iddiası inandırıcı değildir. Nitekim teknik bilirkişi tarafından yapılan incelemede sonucu düzenlenen raporda da davacı şirketin taraflar arasındaki eser sözleşmesi mahiyetindeki web tasarım hizmet sözleşmesi uyarınca işin %80’ini tamamladığı belirtilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgere göre, davacının ediminin %80’ini ifa ettiği ve 100.000 TL bedelden 80.000 TL tutarında ücrete hak kazandığı, 39.000 TL ödeme aldığı, bakiye 41.000 TL talep edebileceği belirgindir. Raporda işlemiş faiz hesaplanmışsa da dava değeri asıl alacaktan mütevellit olup ıslah edilen miktarı da bu şekilde vasıflandırmak gerekir. Davacı vekili ıslah dilekçesinde, talebini 24.636,40 TL olarak arttırmıştır. Mahkememizce bu talep tutarına bağlı kalınarak hüküm verilmiştir. Davalı vekili davanın bu şekilde açılamayacağını belirterek usuli itirazda bulunmuş ise de, mevcut dava kısmi dava olarak açılmış olup, HMK’nın 109/1 maddesi uyarınca bölünebilir olarak aynı hukuki ilişkiden kaynaklı alacağın sadece bir kesimi istenebileceğinden, kaldı ki dava dilekçesinde de davacı vekilinin fazlaya dair haklarını saklı tuttuğu görüldüğünden usuli itirazların reddi gerekmiştir. Davalının temerrüdü ise, ihtarnamenin tebliğ edildiği 12/02/2018 + 5 iş günü sonunda 20/02/2018 günüdür. Bu nedenle dava dilekçesinde tespit edilen bedel yönünden bu tarihten itibaren yasal faize, bakiye kalan 19.636,40 TL tutara ise 29/04/2019 tarihli ıslah dilekçesindeki talep ile bağlı kalınarak ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekmiştir. Davacı vekili dilekçesinde açık bir şekilde avans faizi talebinde bulunmadığı gibi herhangi bir faiz oranı da belirtmemiştir. Ticari temerrüt faizi olarak faiz türünü belirtmiş ise de, 3095 Sayılı Faiz Kanunu’nda böyle bir faiz türü bulunmadığından talebin yasal temerrüt faizi olarak değerlendirilmesi gerekmiştir.
Bilirkişi raporunda C-8 kısmında, davacının sözleşmeyi fesh etme hakkına sahip olmasına rağmen ihtarname keşide tarihi 06/02/2018 tarihine kadar geçen sürede herhangi bir yazılı ihbarda bulunmadığından davada müterafık kusurlu olduğu, sözleşmenin 6.2 maddesi kapsamında süre verilmediği belirtilmiş ise de, herhangi bir süre tanınmaması durumunda ya da sözleşmenin fesh edilmemesi durumunda kusur söz konusu olamaz eldeki dava sözleşmeden doğan bakiye alacak talebine ilişkin olup müterafık kusura dair hükümlerin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Zira, TBK’nın 52. maddesi haksız fiillerde söz konusu olup eldeki dava sözleşmeden doğan alacak istemine ilişkindir. Yani borcun kaynağı sözleşmedir. Dolayısıyla, bilirkişi raporunda %40 davacı , %60 davalının kusurlu olduğu yönündeki hukuksal değerlendirmeye mahkememizce iştirak olunmamıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ İle,
1-Tespit edilen 41.000-TL bakiye alacağın taleple bağlı kalınarak; 24.636,40-TL’sinden 5.000-TL’sinin temerrüt tarihi 20/02/2018 , 19.636,40-TL’sinin ise ıslah tarihi 29/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Cevap dilekçesinin sonuç kısmında 40.000-TL iade talebinde bulunulmuş ise de, usulüne uygun olarak harcı yatırılmış karşı dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 1.682,88 TL harçtan peşin alınan ve ıslah suretiyle ikmal olunan toplam 420,79 TL harcın mahsubu ile, bakiye 1.262,09 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 2.956,32 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 145 TL posta ve tebligat masrafı, 1.100 TL bilirkişi masrafı, 456,69 TL harç giderleri olmak üzere cem’an 1.701,69 TL’den ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.22/05/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*