Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/175 E. 2022/388 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C
. İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/175 Esas
KARAR NO : 2022/388

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2018
KARAR TARİHİ : 25/05/2022

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki 30/04/2009 tarihli hizmet sözleşmesi ve 01/01/2016 tarihli ek protokol hükümlerine uygun olarak verdikleri hizmete karşılık düzenlenen ve açık hesaba kaydedilen üç adet ödenmemiş fatura bedellerinin tahsili için takip başlatılmışsa da takibe itirazda sözleşmede kararlaştırılan anlaşma düzeyini aşan ücret uygulandığı belirtilerek sözleşmenin 3.4 ve 10.3 maddeleri uyarınca haklı nedenle hizmetin sonlandırıldığının ileri sürüldüğünü, ancak davalıya fiyat artış bilgilendirmesinin 30/09/2016 tarihinde yapılmasına rağmen sözleşme gereğince 30 gün içinde itiraz edilmediğini, yeni fiyatlandırmanın geçerli olacağı Ocak 2017’den sonra 06/01/2017 tarihinde davalı tarafından sözlü olarak iptal talebinin müvekkiline iletildiğini, ancak sözleşmenin 2.2 maddesinin c bendine binaen hizmetin 01/01/2018 itibari ile kullanıma kapatılacağının bildirildiğini, fiyat artış oranının fahiş olduğu savunulmuşsa da, sözleşme hükümlerine uygun bilgilendirme yapıldığını belirterek haksız vaki itirazın iptali ile takibin devamını, asgari %20 inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, 2017 yılında yapılan ücret artışının taraflar arasındaki sözleşmeye ve müvekkiline gönderildiği iddia edilen ücret artış bildirimine uymadığını, kendilerine herhangi bir tebligat da yapılmadığını, 2017 yılında düzenlenen 10/01/2017 tarihli faturanın itiraz edilerek iade edildiğini, hizmetin sonlandırılması için davacıya çok kez başvuru yapılmışsa da geri dönüş olmadığını, faturanın anlaşma düzeyine uygun ücret artışına göre hesaplanarak o kısım yönünden ödeme yaptıklarını, sonrasında ise davacı tarafından faturalar düzenlenmişse de müvekkilince kabul edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuş, asgari %20 tazminata hükmedilmesini dilemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, taraflar arasındaki…Hizmet Sözleşmesi kapsamında düzenlenen fatura bedellerinin tahsili için başlatılan takibe vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davacı yan sözleşmeye uygun olarak bildirim yapılmakla 30 gün içerisinde itiraz yapılmadığından yeni artış oranına göre fatura düzenlenmesinin sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, davalı yan ise arttırım oranın sözleşmeye aykırı olduğunu, sözleşmeye uygun düzeye çekilerek karşı tarafın hakkı olan ödemeyi yaptıklarını, sair faturalara açıkça itiraz ettiklerini beyan etmiştir. Yanlar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmenin hükümlerine ve taraflar arasında yerleşmiş teamüle uygun olarak davacının %10 artış yapmasının haklı olup olmadığı, sözleşmedeki üst sınırı aşan artırım oranı yönünden davalı müşterinin zımni yada açık kabulünün olup olmadığı konularında toplanmaktadır.
Taraflar arasında varlığı çekişmesiz 30/04/2009 tarihli… seri nolu Reuters Hizmet Sözleşmesinin 3.4 maddesinde yılda bir kez en az üç ay öncesinden ihbar koşulu ile hizmet sözleşmesinin uyarlanabileceği, anlaşma düzeyini aşkın arttırım durumunda hizmetin iptal edilebileceği kararlaştırılmıştır. Yine Amerika Birleşik Devleri için yapılan … tüketici fiyatları tüm maddeler toplam endeksindeki en son basılmış 12 aylık değişim oranı olarak anlaşma düzeyi kararlaştırılmıştır. (Sözleşmenin tanımlar kısmında anlaşma düzeyinin ne olduğu düzenlenmiş olup ekinde de ilgili oranlar mevcuttur.) Dava dilekçesinin ekinde sunulan eylül 2016 tarihli bilgilendirme yazısında 2017 yılındaki ücret artış oranının %3,5 olarak belirtildiği görülmektedir. Oysa ki 31/01/2017 tarihli mailde de kararlaştırılan tüketici enflasyonu oranına göre 2017 yılı oranının %1,8 olarak belirtildiği görülmüştür. Sonrasında 13/02/2017 tarihli bilgilendirme mailinde de liste fiyatı üzerinden fatura edilen servisler için 01/01/2017 tarihi itibariyle %3,5 fiyat artışı uygulanmıştır. Davalı yan tüketici fiyat enflasyon oranı %1,84 olduğu halde davacı tarafında hizmet ücretinin %10,3 olarak arttırıldığını bilgilendirme yazısında 2017 yılı itibari ile %3,5 artış yapılacağı bildirmesine rağmen %10,3 artış oranının sözleşmeye aykırı olduğunu savunmaktadır.
Davacı 3 ay öncesinden arttırım bildirimlerini davalıya verdiğini savunmuş olup davalı taraf ise 3 ay öncesinden yapılmadığını iddia etmektedir. Ancak dosyadaki posta alındı makbuzu üzerinde 30/09/2016 tarihli belgede Ercan Taşdelen isimli şahsın imza karşılığı bildirim belgesini teslim aldığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf 01/01/2018 itibariyle hizmeti yenilemeyeceklerini belirterek bu fiyatlandırmalara açıkça itiraz etmiştir. Dolayısıyla adı geçen hizmetlerin 2018 yılı başına kadar fiilen davalıya verildiği anlaşılmaktadır. 2017 yılının ilk üç ayını kapsayan fatura bedelini davalının ödediğini ve davacının da itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Takip konusu fatura bedellerinin ise 2017 yılının geri kalan 9 aylık kısmına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
TTK’nın 2/1 maddesi gereğince sözleşmenin ve taraf iradelerinin yorumunda teamüller ve tarafların davranışları dikkate alınır. Somut olayda davalı tarafından davacının sözleşmede kararlaştırılan oranı aşkın tutar yönünden itiraz edilerek %1,84’lük artış oranı üzerinden ocak, şubat ve mart aylarına ilişkin hizmet bedeli 5.717,76 USD olarak hesaplanarak davacıya ödenmiş olup, ihtirazi kayıt konulmaksızın ödemenin kayıtlarına alındığı anlaşılmaktadır. Hal böyle iken davacının 2017 yılının diğer aylarına ilişkin hizmet bedeli tutarlarınında %1,84 artış oranı üzerinden yapılacağı konusunda görünüşte irade ve haklı bir güven oluşturduğu söylenebilir. Sonraki aylar yönünden %10’luk artık yapılması ve fatura edilmesi TMK’nın 2. maddesi gereğince dürüstlük kuralına ve çelişkili davranış yasağına aykırıdır. Bu nedenle davacı taraf %1,84 oranı üzerinden hesaplanacak fatura bedellerini isteyebilir. Kaldı ki yukarıda belirtilen 2017 yılı yönünden tüketici enflasyon oranı da %1,84 olarak davalı tarafa 31/01/2017 tarihli mail ile bildirilmiştir. Sözleşmedeki hükümleri tadil eden düzenleme ve uygulamaların TBK’nın 4,5 ve 6. maddeleri gereğince karşılıklı icap kabul ile kararlaştırılması zorunludur. Bu noktada susma önerinin kabulü sayılamaz. Dolayısıyla tanımlar kısmındaki tüketici endeks oranını aşar tutarda %10 artış oranına göre davalının fiyatlandırmayı kabul ettiği iddiası yerinde değildir. 31/01/2021 tarihli ek rapor uyarınca %1,8 oran üzerinden hesaplanan fatura bedelleri toplamı 62.209,80 TL’nin talep edilebileceği anlaşılmış olup aşkın tutar yönünden davacı talepleri yerinde değildir. Kaldı ki davalı yan %1,84 oranı üzerinden hesaplama yapıp ilgili dönemdeki ilk üç aylık kısmı ödemiş, iradesini bu oran üzerinden göstermiştir. Dolayısıyla davanın kısmen kabulü gerekmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca kısmen iptali ile; 62.209,80 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesi uyarınca avans esasına göre işleyecek ve hesaplanacak faiziyle birlikte tahsili için takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir olduğundan %20 inkar tazminatı 12.441,96 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 4.249,55 TL harçtan peşin alınan 1.117,82 TL harcın mahsubu ile, bakiye 3.131,73 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından sarfedilen, 1.117,82 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere cem’an 1.158,92‬ TL’den ibaret harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 8.887,27 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 3.380,60 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 93,00 TL posta ve tebligat masrafı, 3.400,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 3.493,00 TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 3.319,80 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye masrafın davacı yan üzerinde bırakılmasına; davalının sarf ettiği 64 TL’den ibaret masrafın ise 3,10 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 25/05/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*