Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/133 E. 2018/420 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/133
KARAR NO: 2018/420
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 12/02/2018
KARAR TARİHİ: 29/03/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan dava sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili şirketin %42 oranla, davalı şirketin azınlık pay sahibi olduğunu, davalı şirketin 30/11/2012 tarihinde yapılan genel kurulunda, şirketin bilançosunun tasdik edilmesine ilişkin 4. maddesinin ve denetçinin ibrasına ilişkin 5. Maddesinin kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu belirterek, alınan bu karraların 6102 sayılı TTK’nın 445. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının, şirket sermaye artırımına katılmadığından pay oranının %42’ye indiğini, davacı şirketin mali denetim raporu almasının hakkın kötüye kullanılması anlamını taşıdığını, 2008 yılında yaşanan mali kriz nedeniyle şirketin alım-satım yapamadığını, mali denetim raporunun gerçekleri yansıtmadığını, … parsel numaralı gayrimenkul ile iddiaların gerçekleri yansıtmadığını, davacı şirketin kusuru ile şirketin mevcut durumunun ortaya çıktığını, bu nedenlerle davanın tarafları davaya dayanak yapılan denetim raporu ve niza aynı olduğundan İstanbul 43. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı davası ile birleştirilmesini ve davacının kötüniyetli olarak 30.11.2012 tarihli genel kurulun 4. ve 5. maddelerinin iptaline ilişkin açmış olduğu haksız davanın reddini talep etmiştir.
Dava, TTK’nın 445. maddesi uyarınca genel kurul kararlarının iptali isteğine ilişkindir.
Mahkememizin 22/06/2017 tarih 2013/35 E ve 2017/562 Karar sayılı ilamında, davanın kabulüyle 31.11.2012 tarihli genel kurulun 4 (4.cümlesinin) ve 5. maddelerinde alınan kararların iptaline dair karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 08/01/2018 tarihli karar 2017/779 Esas ve 2018/37 nolu ilamı ile “HMK.353/1.a.maddesinin yazım şekli itibariyle, ilk derece mahkemesinin kararının hükme uygun gerekçe içermemesi nedeniyle HMK.353/1.a.6.maddesi kapsamında değerlendirilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülüp karara bağlanması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 08/01/2018 tarihli karar 2017/779 Esas ve 2018/37 nolu ilamı doğrultsunda yargılamaya devam olunmuştur.
Dava TTK’nın 445 maddesi uyarınca genel kurul iptali davası olup, dava mahkememize 31.01.2013 tarihinde açılmış, iptali istenilen genel kurul tarihi 30.11.2012 olup, dava 3 aylık süre içerisinde açılmıştır. Ayrıca davacı taraf genel kurula katılmış ve iptali talep edilen maddelere ilişkin muhalefet şerhlerini yazdırmıştır.
Davacı taraf 30.11.2012 tarihli genel kurulun 4 ve 5 maddeleri iptalini talep etmiştir.
Mahkememizin 25.11.2013 tarihli ara kararı gereği bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi raporunda; Herhangi bir projede, tapu tescili yapılan ya da konut teslimi yapılan kişilerden alman avansların 340 hesapta bekletildiğine dair bir tespite ulaşılamadığı, Hakedişlerin ve hakediş bedellerinin doğru ve yapılan isle uyumlu olduğu kabul edildiği sürece. Davalı şirketin …’ye ödediği avansların kaynak aktarımı şeklinde değerlendirilemeyeceği,
Dosyaya mübrez Bilirkişi Raporlarındaki tespitlerin Bilirkişiliğimizce yapılan tespitler ile birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davalı şirketin 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılları verilen sipariş avansları tutarlarının gerçeği yansıttığını söylemenin mümkün bulunmadığı, gerçeği yansıtmayan verilen sipariş avansları rakamlarının bilançonun bütünü itibariyle, bilançoya olan güvenilirliği olumsuz yönde etkileyeceğinin açık olduğu, dava dışı …’nin kayıtlarında maliyet olarak katlandığı ve Dava dışı şirkete hakediş düzenleyerek talep edebileceği bedel 2009 yılsonu itibariyle 4.505.154,01 TL iken, Davalı şirket kayıtlarında (ibraz edilen hakediş belgelerinde) bu tutarın 21.485.665,04 TL olarak gözüktüğü; sonraki yıllarda da aynı şekilde bariz ve çarpıcı farklılık bulunduğu; bu durumda, Dava dışı …’nin hak ettiği tutarlar ile Davalı şirket kayıtlarında hakediş olarak yer verilen tutarların kıyas kabul etmez farklılığının Davalı şirketin 2009, 2010, 2012 yılları bilançolarına olan güvenilirliği sarsıcı nitelikte olduğu, dava dışı …’nin maliyet olarak katlandığı ve Davalı şirketten talep edebileceği hakediş bedelleri ile Davalı şirketin fiilen yaptığı ödeme tutarlarının (Dava dışı … hak etmediği halde, Davalı şirket tarafından …’ye yapılmış olan ödemelerin) Davalı şirketten …’ye fon aktarımı niteliğinde olduğu,
Davalı hesabına yapılan konutlar için … tarafından müşterilerden alınan avansların … hesaplarında tutulmayarak, Davalı şirkete aktarılmasının hem hukukî işlemin mahiyeti gereği bir zorunluluk ve hem de muhasebe kayıtları ve finansal tabloların gerçek durumu yansıtması bakımından bir gereklilik olduğu; Davalı şirket kayıtlarında gözüken tutarlardan (2011 yılsonu hariç) çok daha fazla tutarda müşteri avans ödemesinin Dava dışı … hesaplarında ve … tasarrufunda bulunduğunun görüldüğü; gerçekte Davalı şirketin aktif ve pasif varlığı içinde yer alması gereken tutarların Davalı şirket kayıtlarına hiç yansıtılmaksızın Dava dışı … aktif ve pasif varlığı yer almasının muhasebe tekniği bakımından kabul edilemez bir yanlış, Davalı şirketin bilançosunun yanlış olması sonucunu doğuran bir durum olduğu; ayrıca açık bir fon aktarımı niteliğinde olduğu,
Anadoluhisarı’ndaki taşınmazla ilgili olarak, davalı şirketin, taşınmazın satışından 599.913,03 TL zarar ettiği, davalı tarafın dosyadaki dilekçelerinde beyan edilen, …Bankası’nın Davalı şirketin kredi borçlarını vadesinden önce çağırmasından (kat etmesinden) kaynaklanan bir zorunlu satış nedeniyle gerçek değerinden düşük bedelle satış yapıldığı açıklamasını teyit edecek bir belgeye Dava dosyasında rastlanamadığı gibi yerinde incelemelerimiz sırasında da buna ilişkin bir belgenin ibraz edilmediği,
Özel Denetim Raporu ile ilgili olarak, dava dilekçesine esas teşkil eden denetim raporundaki temel iddialar yönünden yukarıdaki açıklamalarımızın yeterli olacağı, şekil ve usul açısından, söz konusu denetim raporunun sunumuna ilişkin bir eksiklik bulunduğu iddiasının Bilirkişiliğimizce doğrulanması imkânı bulunmadığı, tüm bu muhasebesel ve teknik alt yapı bilgileri ışığında; şirketin defter, kayıt ve belgelerinin kanuna uygun tutulmadığı, bunlara istinaden hazırlanmış olan bilançonun da kanuna uygun olmayacağı çıkarımının yapılabileceği, bu çıkarımın da gündemin 4 ve 5inci maddelerinde yer alan GK kararlarının kanun ve dürüstlük kuralına aykırılık sebebiyle iptalini kabil kıldığı yönünde rapor sunulmuştur.
Davalı vekilinin rapora itirazlarının tek tek karşılanması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi ek raporda kök rapordaki kanat ve sonucu değiştirecek bir husus bulunmadığını yolunda rapor sunulmuştur.
İptali talep edilen genel kurulun 4. Maddesinde “2009-2010-2011 yılı hesap dönemleri bilanço ve gelir tablosu hesapları ayrı ayrı okundu ve yapılan oylama sonucu bilanço ve …’nın 10.2844,423 red oyuna karşılık 14.167.863 oyla tasdik edildi.” şeklinde olup, davalı şirketin bilanço ve 2009-2010-2011 yıllarına hesap dönemleri bilanço ve gelir tablosu onaylanmıştır.
Davacı oylanan şirket bilançosunun gerçeği yansıtmadığını, beyan ederek maddeye ilişkin iptal talebinde bulunmuştur. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ve yapılan değerlendirme sonucu;
Dava dışı …’nin kayıtlarında Davalı şirkete borçlandığı hakediş bedeli ile Davalı şirketin kayıtlarında Dava dışı …’den alacaklı olduğu sipariş avansı tutarları arasında hiçbir ilişkinin bulunmadığı, davalı şirketin 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılları verilen sipariş avansları tutarlarının gerçeği yansıtmadığı,
Dava dışı …’nin kayıtlarında 170- Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım Maliyetleri Hesabının yılsonları bakiyesinin Davalı şirketin 159- Verilen Sipariş Avansları bakiyesi ile aynı olması gerektiği, … ancak maliyet olarak gerçekleşmiş harcama ve masrafları hakedişe ve faturaya bağlayarak Davalı şirkete gönderebilir. Aksi halde … davalı şirketten hak etmediği bir tutarı istemiş olacağı, dava dışı …’nin kayıtlarında maliyet olarak katlandığı ve dava dışı şirkete hakediş düzenleyerek talep edebileceği bedel 2009 yılsonu itibariyle 4.505.154,01 TL iken, davalı şirket kayıtlarında bu tutar 21.485.665,04 TL olarak gözüktüğü, sonraki yıllarda da aynı şekilde bariz ve çarpıcı farklılık bulunduğu, dava dışı …’nin hak ettiği tutarlar ile Davalı şirket kayıtlarında hakediş olarak yer verilen tutarların kıyas kabul etmez farklılığı Davalı şirketin 2009, 2010, 2011, 2012 yılları bilançolarına olan güvenilirliği sarsıcı nitelikte olduğu, dava dışı … hak etmediği halde, davalı şirket tarafından …’ye yapılmış olan Fark sütunundaki ödemeler, Davalı şirketten …’ye fon aktarımı niteliğinde olduğu,
Davalı şirket kayıtlarında gözüken tutarlardan (2011 yılsonu hariç) çok daha fazla tutarda müşteri avans ödemesinin Dava dışı … hesaplarında ve … tasarrufunda bulunduğu, davalı şirketin aktif ve pasif varlığı içinde yer alması gereken tutarların Davalı şirket kayıtlarına hiç yansıtılmaksızın Dava dışı … aktif ve pasif varlığı içinde yer alması muhasebe tekniği bakımından kabul edilemeyeceği, davalı şirketin bilançosunun yanlış olması sonucunu doğuran bir durum ve fon aktarımının açık olduğu,
Anadoluhisar’ındaki taşınmaz satışında davalı şirketin 599.913,03-TL zarar ettiği, davalı şirket beyan dilekçesinde …Bankasının krediyi erken çağırması nedeniyle taşınmazın zorunlu olarak bedelinden düşük satıldığını beyan etmiş ise de dosya kapsamında bu durumun tespit edilemediği anlaşılmakla ve TTK’nın 64/1-68/1 cümle 3. ve 69 maddeleri uyarınca davalı şirketin kanuna uygun ticari defter tutmadığı, kanuna aykırı olarak hazırlanmış olan bilançoda şirketin gerçek durumunu yansıtmayacağı bu bilançoya istinaden genel kurul tarafından verilmiş olan ibra kararında etkileyecek ve kanuna aykırı hale getireceğinden ayrıca onama kararının dürüstlük kuralı nedeniyle iptalini gerektireceğinden davalı şirketin 30.11.2012 tarihli genel kurul kararının 4. maddesinin iptaline,
İptali talep edilen genel kurulun 5. Maddesinde “yapılan oylama sonucunda yönetim kurulu üyeleri 2 oya karşılık, …’nin 10.288.423 oyu ile yönetim kurulu ibra edilmemesine karar verildi.
Yapılan oylama sonucu denetici …’nın 10.288.423 red oyuna karşılık 14.167.863 oyla ibra edildi.” şeklinde olup, oylama sonucu denetçi ibra edilmiştir.
Davacı denetçinin ibra edilmesine ilişkin yapılan oylamanın iptalini talep etmiştir. Yukarıda açıklanan ve bilirkişi raporunda tespit edilen unsurlar dikkate alındığında şirketin defter ve kayıt belgelerin kanuna uygun tutulmadığı bunlara istinaden hazırlanmış olan bilançonunda kanuna uygun olmadığı şirket defter ve hesaplarının denetim vazifenin ifa etmekle mükellef olan denetçinin görevini yerine getirmediği anlaşılmakla, denetçinin ibrasının dürüstlük kuralına aykırı olacağı mahkememizce kabul edilerek, 30/11/2011 tarihli davalı şirket genel kurulunun 4. maddesinin ve 5. Maddesinin 4. Cümlesi olan denetçinin ibrasına ilişkin maddenin iptaline karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile 30/11/2011 tarihli davalı şirket genel kurulunun 4. maddesinin ve 5. Maddesinin 4. Cümlesi olan denetçinin ibrasına ilişkin maddenin iptaline,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar vekili için takdir olunan 2.180 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 12.653-TL yargılama gideri(bilirkişi ücreti ve posta giderleri) ile harçlar toplamı 52,35 -TL nın davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2018

Başkan …
(e-imza)
Üye …
(e-imza)
Üye …
(e-imza)
Katip …
(e-imza)