Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/130 E. 2019/856 K. 16.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2018/130 Esas
KARAR NO: 2019/856

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/02/2018
KARAR TARİHİ: 16/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; müvekkilinin enerji bedeli alacaklarından dolayı davalı şirket aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden haciz yolu ile yapmış olduğu takip üzerine davalı borçlunun takibe borca, işlemiş ve işleyecek faiz ile oranına ve KDV’ye itiraz ederek takibi durdurduğunu beyanla fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydı ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan takibe, borca, ferilerine, faiz oran ve miktarına yönelik itirazların iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile itirazın iptali davasının bir yıl içerisinde açılması gerektiğini, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, dava dilekçesi ekinde gönderilen 26/06/2018 ödeme tarihli faturayı incelediklerinde fatura bedelinin 8,31-TL olduğunu ancak ödenmemiş 44.774,11-TL borcun göründüğünü, sonraki faturalarda ise gerek fatura tutarının ve gerekse ödenmemiş borç miktarlarının değişik olarak gösterildiğini, fatura bedellerinin takip talepnamesi ile uyuşmadığını ve ödenecek miktarların fahiş olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER
1-İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası,
2-Bilirkişi raporu,
3-Abone sözleşmesi ve dosyası
4-Davacının ticari defter ve kayıtları
5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava; tahakkuk ettirilen elektrik faturası bedellerinin aboneden tahsili talebine yapılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Bilindiği üzere faiz; para borçlarında borcun zamanında ödenmemesi -borçlunun temerrüde düşmesi- halinde kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüd devam ettiği sürece varlığını koruyan, alacaklının zararın varlığını ve miktarını aynı zamanda borçlunun kusurunu ispat etmek zorunda kalmaksızın borçlunun ödemek durumunda olduğu ve miktarı yasalarca belirlenmiş asgari ve maktu bir tazminattır. Temerrüt faizinin miktarı yasalarca belirlenmiş olduğundan, alacaklının bir zararının olup olmadığı veya zararın temerrüd faizi oranından daha düşük olup olmadığı tartışmalarına meydan vermeksizin, borçlunun faiz ödemeye peşinen zorlanması yargı organlarını da büyük bir yükten kurtarmakta ayrıca borçluyu zamanında ödemede bulunmaya sevk etmektedir. Para borçlarında borçlunun borcunu vadesinde ödememesi halinde kararlaştırılan gecikme zammının aslında bir faiz olduğu kabul edilmektedir (HGK’nun 16.06.2004 gün ve 2004/19-357-360; 10.10.2012 gün ve 2012/7-502-707 sayılı kararları)
6098 sayılı TBK’nun 117.maddesi “Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.” hükmü mevcuttur.
Buna göre, abonelik sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıkta her bir faturanın son ödeme günü belli ve muayyen olduğuna göre, abonelik sözleşmesinde faturanın zamanında ödenmemesi hakkındaki madde hükümlerine göre her bir fatura alacağına son ödeme tarihinden itibaren 6098 sayılı TBK’nın madde 117 maddesi gereğince faiz (abonelik sözleşmesinde hüküm bulunması halinde gecikme zammı, aksi halde yasal faiz) işletilmesi gerekir. (Yargıtay 3.H.D. 2016/13741E-2018/2639K sayılı emsal ilamı)
Ayrıca bilindiği üzere hak düşürücü süre olumsuz dava şartlarından olup, kamu düzeni ile ilgilidir. Mahkemece davanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. İtirazın iptali davaların da bu süre İcra ve İflas Kanununun 67/1 maddesi uyarınca itirazın tebliğinden itibaren bir yıldır. Anılan yasa maddesinde de açıkça belirtildiği gibi; itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar. Bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmemiştir. Nitekim, aynı Kanun’un 62/2. madde ve fıkra hükmünde de, itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, abone dosyası celp edilmiş, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı İstanbul … İcra Müdürlüğünün…esas sayılı dosyasında 9 adet ödenmeyen fatura bedeli olan 14.296,10 TL enerji bedeli, 17.007,48-TL gecikmiş gün faizi, 3.061,35-TL faizin KDV’ si olmak üzere toplam 34.364,93-TL üzerinden ilamsız takipte bulunulduğu, davalının borca itirazda ettiği, takibin durduğu, durdurma kararı alacaklı vekiline tebliği edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Hesap ve mali bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 20/03/2019 tarihli 10 sayfadan ibaret raporunda ise özetle; davalı borçlu itirazının 14.252,50-TL asıl alacağı, 15.720,63-TL geçmiş gün faizi ve 2.829,72-TL işlemiş faizin %18 KDV’si olmak üzere 32.802,85-TL üzerinden iptalinin gerekeceğine, takipten sonra işleyecek olan faizin ve faizin KDV’sinin icra müdürlüğünce hesaplanması gerekeceğine, her iki tarafın da tazminat talebi olup taraflar lehine tazminata hükmedilmesinin Mahkemenin takdirinde olduğu kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Taraflar arasındaki 30/06/2006 tarihli Perakende Satış Sözleşmesinin 5/f bendine göre gecikme zammının 6183 sayılı yasanın 51. Maddesine belirlenen oranları aşmamak koşuluyla şirket yönetim kurulunca belirleneceği kararlaştırılmıştır. 2010 yılından önce yıllık %30 olarak uygulanan gecikme zammı ve gecikme faiz oranları 19/10/2010-04/09/2018 tarihleri arasında aylım %1,4 (yıllık %16,8) olarak tespit edilmiş olup, davacının 2008 tarihinden bu yana gecikmiş gün faizi olarak davalının yararına yıllık %16,8 talep etmiş olmasında sözleşme ve mevzuata aykırı bir durum olmadığı anlaşıldığından, bilirkişi hesabında gecikme faiz oranını yıllık %16,8 olarak esas almıştır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacı ile davalı arasında abonelik sözleşmesi imzalandığı, davalı borçlunun 9 adet tahakkuk eden elektrik fatura bedelini ödemediği, davacının ödenmeyen fatura bedellerine dayalı icra takibi başlattığı, davalının takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür. Davalı her ne kadar hak düşürücü süre itirazında bulunmuş ise de, icra dosyasının incelenmesinde ödeme emrine itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğine ilişkin bir belgeye rastlanılmamıştır. O halde yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere İİK’nun 67/1 maddesi uyarınca davanın süresinde açıldığının kabulü gerekecektir. Davacı her ne kadar ödeme emrinde 26/06/2008 tarihli 9.80-TL bedelli, 26/02/2009 tarihli 10,90-TL bedelli, 02/08/2010 tarihli 11,45-TL bedelli, 27/12/2010 tarihli 11,45-TL bedelli faturalara dayalı açma-kapama bedeli talebinde bulunsa da, davalının elektriğinin kesildiğine ilişkin bir belge sunmadığı, Elektrik Piyasası Müşteri Yönetmeliğinin 25. Maddesinin b bendine göre bu bedelin peşin olarak ödeneceği, buna göre bu faturaların bedellerinin elektrik açma işleminden önce tahsil ettiği ya da elektiriği fiilen kesmediği kanaatiyle bu faturalar yönünden davacının alacak talep edemeyeceği kanaatiyle, toplam talep edebileceği fatura bedelinin 14.252,50-TL olduğu, bu talebe yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere her faturanın son ödeme tarihi esas alınmak üzere yıllık %16,8 faiz işletilerek işlemiş faiz hesaplamasının kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir. (Y.3.H.D. 2016/19580E. 2018/5496K., İstanbul BAM 13.H.D. 2018/446E. 2019/120K.)

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yöneltilen davalı itirazının kısmen iptali ile takibin 14.252,50-TL asıl alacak ve 15.720,63-TL işlemiş faiz, 2.829,72-TL işlemiş faiz KDV olmak üzere toplam 32.802,85-TL üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren %16,80 oranında gecikme faiz işletilmesine, fazlaya dair isteminin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 inkar tazminatı 6.560,57-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 2.240,76-TL harçtan, peşin alınan 586,87-TL harç mahsup edilerek kalan 1.653,89-TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 586,87-TL peşin harç ve 35,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 855,62 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.936,34-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kabul-red oranına göre Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.562,08-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.738,40-TL yargılama giderinin kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 1.659,40-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza