Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1222 E. 2020/708 K. 09.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1222 Esas
KARAR NO : 2020/708
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili şirketin münfesih bayisi olduğu, davalı aleyhine, taraflar arasında imzalanan 07.09.2007 tarihli protokolden kaynaklanan 24.457,55 TL tutarındaki damga vergisinin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün 2014/… E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, bu takibe borçlu tarafından itiraz edildiği ve takibin durduğu, takip konusu alacağın, 07.09.2007 tarihli protokolün damga vergisinden kaynaklandığı ve imzalanan protokol gereği damga vergisi yükümlüsünün bayi olduğunun taraflarca kabul edildiği ve imza altına alındığı, taraflar arasında imzalanan 07.09.2007 tarihli potokolün 7. Maddesinde yer aldığı, müvekkili şirket tarafından takibe konu damga vergisi bedeli olan 24.457,55TL’nin 31.05.2013 tarihinde ödendiği, bu itibarla borçlunun protokol gereği sorumlu olduğu damga vergisinin ödemesinin müvekkili şirket tarafından yapıldığı, bu ödemeden sonra da söz konusu damga vergisinden bakiye 20.290,23 TL’nin davalı tarafından müvekkili şirkete ödenmediği, tarafların tacir olması noktasında uygulanan faiz oranı konusunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı, davalı yanca ileri sürülen haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalı yanın kötü niyetli olarak yapmış olduğu itiraz neticesinde icra takibinin durmasına sebep olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilgili protokol hükmünde damga vergisinin müvekkili şirket tarafından ödenmesinin kararlaştırılmadığı, davacının damga vergisini hiçbir ihtirazi kayıt, beyan, şerh koymaksızın kendisinin ödemesi ile bu hususun ortada olduğu, aksi bir değerlendirmede dahi bu hükmün uygulamasından zımnen feragat edildiği, taraflar arasındaki protokolün 2007 yılında akdedilmiş olup 2013 yılında damga vergisinin davacı tarafından ödendiğinin iddia edildiği ve 2018 yılının son günlerinde dava açılarak müvekkili şirketten talepte bulunulması karşısında talebin haksızlığı ve davanın bu nedenle reddi gerektiği, ayrıca davacı tarafından 2007 yılında akdedilen protokol ile ilgili olarak, yıllar sonra damga vergisi borcu bulunduğu iddiası ile talep edilmek istenen damga vergisinin ödenip ödenmediği ve ödendi ise yıllar sonra ödenmesi nedeniyle asıl borcu ve faizinin ne olduğunun yargılamada araştırılması ve davacı tarafından ayrıca ispatı gerektiği, ayrıca asıl borca ve faize ilişkin tutarların ve ayrıca sorumluluklarının da ayrıca kime ait olacağı bilinmeksizin talep edilen tutarın ödenmesi imkanı bulunmadığından kabul anlamına gelmemek kaydıyla, aksi iddiaların kabulü halinde dahi alacağın bu nedenlerle likit olmaması ve yargılamayı gerektirmesi nedeniyle, her halükarda icra inkar tazminatı talep edilemeyeceği, davanın reddi ile müvekkili hakkında başlatılan haksız ve hukuka aykırı icra takibinin iptaline, davacının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün 2014/… Esas sayılı dosyası
2-Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları
3-Taraflar arasında akdedilen protokol
4- Gelir İdaresi Başkanlığı yazı cevabı
5-Bilirkişi raporu
6-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, davacının ödediği damga vergisinin taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalıdan rücuen tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taralar arasındaki protokolün incelenmesinde; 07/09/2007 tarihinde taraflarca imzalandığı, sözleşmenin 7. Maddesinde “Bu protokolün tanzimine ilişkin masrafların tamamı Bayi’ye aittir.” şeklinde düzenlendiği, kapsamda protokol tazminine ilişkin masrafların davalıya ait olduğunun belirlendiği görülmüştür.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının ….İcra Dairesinin 2014/… esas sayılı takip dosyasında damga vergisi alacağından kaynaklanan 20.290,23-TL asıl alacak 2.113,11-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.403,34-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 12.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 16.05.2014 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali bilirkişinin 20/07/2020 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle ; Mahkemece “sözleşme damga vergisinin” işbu sözleşmenin masrafı niteliğinde olduğunun kabul edilmesi halinde; bu protokolün damga vergisi ile ilgili sorumluluğun da davalıya ait olduğu, dolayısıyla davacının söz konusu protokole istinaden ödediği damga vergisinin tamamı ile ilgili olarak davalıya rücu edebileceği; davacının ödeme tarihinden itibaren avans faizi talep edebileceği, bu kapsamda hesaplama yapıldığında da, ödeme tarihi-takip tarihi arası dönem için 1.962,45 TL işlemiş faiz hesaplanmakla birlikte, huzurdaki davaya konu takip talebinde 150,66 TL fazla talep ile 2.113,11 TL işlemiş faiz talep edildiği; Ayrıca, talep edilebilecek asıl alacağın da, talep edildiği gibi 20.290,23 TL (davacının ticari defterlerinde de kayıtlı olan tutar) olarak kabul edileceği, Mahkemenizce “sözleşme damga vergisinin”, işbu sözleşmenin masrafı niteliğinde olmadığının kabul edilmesi halinde ise: taraflar arasında imzalanan kâğıtların (sözleşmelerinin) damga vergisinin ödenmesinden imza edenlerin tamamının müteselsilen sorumlu olmaları kapsamında, davacının söz konusu protokole istinaden ödediği damga vergisi ile ilgili olarak sözleşmenin diğer tarafı olan davalıya 1/2 oranında rücu edebileceği, davacının ödeme tarihinden itibaren avans faizi talep edebileceği, alacak (yani 8.061,43 TL) sabit olması halinde de, bu kapsamda hesaplama yapıldığında da, ödeme tarihi-takip tarihi arası dönem için 779,69 TL işlemiş faiz hesaplanmakla birlikte, huzurdaki davaya konu takip talebinde 1.333,42 TL fazla talep ile 2.113,11 TL işlemiş faiz talep edildiği; Ayrıca, talep edilebilecek asıl alacağın 8.061,43 TL hesaplandığı fakat huzurdaki davaya konu takip talebinde ise 12.228,80 TL fazla talep ile 20.290,23 TL olarak talep edildiği, davacı şirketin VUK. md.182 ve 6102 sayılı TTK m.64’e göre tutulması gereken 2013 yılına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK md. 64 ve VUK 221-226. md. uyarınca açılış tasdiklerinin ve yine 6102 sayılı TTK m.64’e göre kapanış tasdikine tabi olan 2013 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yasal süresinde yaptırıldığının tespit edildiğini belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, takibin dayanağının damga vergisi olduğu, damga vergisinin protokolün masrafı olduğu ve davalının damga vergisinden sözleşmenin 7. Maddesi gereğince davalının sorumlu olduğu, taraflar arasında sözleşme bulunduğundan ve sözleşme uyarınca davalının sorumlu olduğu kararlaştırıldığından müteselsil sorumluluktan bahsedilemeyeceği mahkememizce celp edilen yazı cevapları ve bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, davacının rücu talebi ile ödeme tarihinden itibaren faiz talep edebileceği, tarafların tacir olduğu ve avans faizi talebinin yerinde olduğu, ancak faiz hesabında davacının talep edebileceği miktarın üstünde talepte bulunduğu, bu nedenle faiz talebi yönünden bilirkişi hesabının esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu alacağın önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğünün 2014/… esas sayılı takip dosyasına yöneltilen davalı itirazının kısmen iptali ile takibin 20.290,23-TL asıl alacak ve 1.962,45-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.252,68-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacağa avans faiz işletilmesine, fazlaya dair isteminin reddine,
2-Alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 4.450,53-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 1.520,08-TL harçtan, peşin alınan 270,60-TL harç mahsup edilerek kalan 1.249,48-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 270,60-TL peşin harç, 35,90TL başvuru harcı olmak üzere toplam 306,50-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kabul-red oranına göre davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinnin 13/3 maddesine göre hesaplanan 150,66-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.399,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 1.389,60-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2020

Katip … Hakim …
e-imza e-imza