Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1219 E. 2021/815 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1219 Esas
KARAR NO:2021/815

DAVA:İtirazın İptali (Kooperatiften Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:31/12/2018
KARAR TARİHİ:29/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, davalının müvekkil kooperatifin, aidat ödeyen üyesi olduğunu, üyeliği sebebiyle kendisine … ili, … ilçesi, … Mahâllesindeki, …. Parsel üzerindeki apartmanda 06/10/2010 tarihinde daire tahsis edildiğini, daha sonra üyeliğini saklı tutarak bu dairenin mülkiyetini 25/12/2015 tarihinde dava dışı …’a sattığını, 21/06/2015 tarihli genel kurulun 12. maddesinde, 05/07/2015 tarihinden itibaren 700’er TL’lik 5 taksit olarak ödenmesi gereken Toplamı 3.50000 TL çatı yapım ve onarim bedeli kararlaştırıldığını, 30.05.2018 tarihli genel kurulun 14. No’lu gündemin a bendinde geçen karar gereğince de; 11. gündem maddesinde kabul edilen tahmini bütçede geçen 85.400.00 TL’lik borç ve giderler için üye başına 44,925,80 TL ödenmesinin kararlaştırıldığını, beyanla itirazın iptaline takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, taşınmaz üzerindeki müvekkilinin malikliğinin muvazaalı olduğunu, taşınmazın malikinin gerçekte davacı kooperatifte Yöneim Kurulu Üyesi/Başkan Yardımcısı görevini ifa etmekte olan öz kardeşi … olduğunu sonrasında taşınmazın …’ın eşine devredildiğini ve bu konuda …’ın kendisine yönelik açmış olduğu bir davanın hala derdest olduğunu, kooperatif üyeliğinin kardeşi tarafından diğer üyelerden kendi menfaatini saklamak adına kardeşince tertip edildiğini, kendisinin kooperatif üyeliği, genel kurul toplantıları veya üyelik ve vecibeleriyle ilgili olarak herhangi bir evrakta imzasının veya fiiliyatının olmadığını, davacı kooperatife üye olmak adına hiçbir talepte bulunmadığını, talepte bulunduğunu defalarca ikrar eden … mevcutken, tarafının ortak veya üye sıfatının bulunmadığını, hiçbir genel kurula katılmadığını, hiç kimseye yetki veya vekalet vermediğini tarafının ortak veya üye olmadığının ortaya çıkarılmasını yaratılan muarazanın giderilmesi için işlem yapılması talebinde bulunmasına rağmen işbu davanın açılmış olmasının kötü niyet üzerine kurulu olduğunu beyanla davanın reddini dilemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, kooperatif aidat alacağı ile siteye ilişkin ortak gider avansı ve yatırım giderlerinin kooperatif üyesinden tahsili için başlatılan takibe vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davalı yan, kooperatif üyeliğinin bulunmadığını ve taşınmazın da elinde bir dönem muvazaalı olarak bulunduğunu ileri sürmüştür. Kooperatif üyeliği için mutlak surette yönetim kurulunca bir karar alınmış olması veya üye kayıt defterinde davalının kayıtlı bulunulması zorunlu olmadığı gibi, bir kimsenin kooperatif üyeliğine kabulü için, üyelik iradesiyle kendi adına aidat veya benzeri bir ödeme yapması, genel kurula çağrılması gibi kooperatif ile arasında üyelik ilişkisini ispat eden bir belgenin varlığı, özellikle davalının genel kurula katılması gibi hallerde üyeliğin kooperatifçe zımnen kabul edildiği sonucunu doğabilecektir. (Yargıtay 23. HD 2015/7690 E. 2017/1719 K. 07/06/2017 ) davalının üyeliğine ilişkin yönetim kuruluna herhangi bir başvurusu ve alınmış bir üyeliğe kabul kararı bulunmamaktadır. Zımnen üyeliğe ilişkin olarak yapılan incelemede ise herhangi bir genel kurul davetiyesinin bulunmadığı, genel kurula katılım göstermediği anlaşıldığı gibi vekaleten temsil edildiği genel kuruldaki dayanak vekaletnamedeki imzaya itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Kooperatife yapılan herhangi bir geçmiş ödemesinin de bulunmadığı dikkate alındığında söz konusu taşınmazın muvazaalı olarak tapu da devralındığı kanaati hasıl olmuştur. Zira, kooperatif üyeliğine girilmeksizin taşınmazın devralınması mümkündür. Dosyadaki davalı aleyhine olabilecek tek done vekaleten toplantıya katılımdır. Eğer vekaletname sıhhatli olup toplantıya katılım sabit olsaydı davalının zımnen kooperatif üyesi olacağı ve dolayısıyla da aidatlardan ve diğer giderlerden sorumlu olacağı kanaatine varılabilirdi. Ancak gelen savcılık evrakları uyarınca davalı …’nın şikayeti üzerine başlatılan tahkikatta vekaletnamede atılı bulunan imzanın bilirkişi raporu ile sahte olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla zımnen üyelik olgusu da ispata muhtaç kalmaktadır. Diğer yandan davalının sonrasında 2018 yılı genel kuruluna ortağı bulunduğu kooperatifin genel kuruluna tarafımı temsil etmeye … vekil atadım şeklinde vekaletname verdiği ancak vekilin hazirun listesine çekince koyarak aslında üye olmadığını belirttiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, kooperatif üyeliği devralmaksızın salt tapuda taşınmaz devri mümkündür. Hal böyleyken kooperatif alacağı yönünden davalının pasif husumet ehliyeti söz konusu değildir. Nitekim, ihbar olunan davalının iddia ettiği … da esasında davalının kooperatif üyesi olmadığını beyanları ve sunduğu delillerle doğrulamıştır.
Davalının tapuda taşınmazın adına kayıtlı kaldığı 06/04/2010 ile 25/12/2015 tarihleri aralığındaki ortak gider avansı ve yatırım giderleri yönünden dosyaya ve bilirkişi incelemesine 2015 yılı ve öncesine ilişkin kayıtlar sunulmamıştır. Dolayısıyla bu alacak da ispata muhtaç kalmıştır.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Kooperatif alacağı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine,
2-Ortak gider avansı ve yatırım giderleri yönünden ise ispatlanamayan davanın esastan reddine, davacı tarafın kötü niyeti anlaşılamadığından davalının kötü niyet tazminat isteminin reddine,
3-Alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin alınan 620,57-TL harcın mahsubu ile artan 561,27 -TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 7.479,67-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 6,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve ihbar olunan asilin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.29/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır