Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1215 E. 2021/38 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1215 Esas
KARAR NO : 2021/38
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 02/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 31.12.2018 tarihli dava dilekçesinde, özetle; Davalı şirketin, davalıdan olan alacağı nedeniyle davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine söz konusu takibin durdurulduğunu, davalı şirket ile davacı şirket taraşında IATI Sistemi yetkili alt distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile … Turizm kendisine verilen yönetici kullanıcı kodu ve şifreyi kullandıklarını, IATI sistemi üzerinden uçak bileti, otel rezervasyonu ve satış işlemlerini gerçekleştirdiklerini, davalı taraf kendisine verilen yönetici kodu ve şifre ile davacı şirket sistemini kullanarak uçak bileti satış işlemleri bu satış işlemlerinde kullanılan kredi kartlarının hamillerinin, daha sonra bu işlemleri kendileri yapmadığını ileri sürdüklerini, kredi kartının bulunduğu bankalarına chargeback ters ibraz” itirazlarında bulunduklarını, davacı şirketin sunduğu hizmet kapsamında havayollarından toplu bilet alımları yapıldığını, daha sonra davalı dahil olmadığı sebeplerle, kredi kartı sahiplerinin yaptığı chargeback İtirazları neticesinde davacının vermiş olduğu hizmetin bedelini iade etmek zorunda kaldığını, davacı dava konusu zararı 22.528,94 TL olduğunu, açıklanan ve re’sen göz önünde bulundurulacak sebeplerle, … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalini ve takibin devamına, davalı kötü niyetli bir şekilde takibe itirazda bulunması sebebiyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunduğu 30.01.2019 tarihli cevap dilekçesine özetle; Davalının davacı şirketin dava dilekçesinde belirtildiği üzere yetkili alt distribütörü olduğunu, internet üzerinden yapılan tüm işlemlerin davacının vermiş olduğu kullanıcı isim ve şifresi ile yapıldığını, davalının çalışanlarının kullanıcı adı ve şifresi davacı tarafından her zaman göründüğünü ve davacının istediğinde müdahale edebildiğini, davalının yaptığı tüm işlemlerin davacı tarafından görünebildiğini, davalının distribütör olduğundan bilet alımlarında kendi kredi kartını kullandığını, müşteri kredi kartı ile hiçbir zaman alım yapmadığını, tüm alışverişlerin peşin olduğundan davalı şirketin davacıya borçlu olma ihtimalinin hiç olmadığını, biriken komisyonlara fatura kesmediklerinde ya da biriken komisyon karşılığı bilet almadıklarında davalının davacıdan alacaklı duruma geçtiğini, davacının sahtecilik olayı neticesinde uğradığı zararın hukuka aykın olarak davalıdan talep ettiğini, bunun dışında davacının davalıdan alacaklı olma ihtimalinin çalışma şekline göre hiç olmadığını, sözleşmede yazılan maddelerde distribütörün yapacağı satışlardan bahsedildiğini, sahteciliğe konu satışların davalı tarafından yapılmadığını, her iki madde de distribütörün yaptığı satışlara ilişkin gelecek kredi kartı itirazı, çalıntı kart vs. durumları düzenlendiğini, kullanılan sistemde bütün kontrolün davacıda olduğunu, davacı kontrolünde olan bir sistemdeki açık kullanılarak yapılan yolsuzluğun bedelinin davalıya yüklenemeyeceğini, davacının satış sistemi için gerekli güvenlik önlemlerini alamadığından zarar oluştuğunu, arz edilen ve resen takdir olacağı sair nedenlerle, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyası dosyamız içeresine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 22.528,95-TL asıl alacağa İşleyecek Yıllık %9,75 Avans faizi ile, icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte tahsili için takip yapıldığı, ödeme emrinin 21.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da 21/05/2018 tarihinde süresi içerisinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 14.01.2020 tarihli 12 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı tarafından, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait e- ticari defterlerinin, 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu. davalı tarafından, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin, 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı’nın, incelenen kendi ticari defterlerine göre, Davalı yandan, takip tarihi olan 15.05.2018 tarihi itibariyle borcu ve alacağı olmadığı, ancak 01.10.2019 tarihinde 3 adet düzeltme kaydına mukabil 23.217,77 TL alacaklı olduğu, Davalı’nın, kendi ticari defterlerine göre ise Davacı yana, takip tarihi olan 15.05.2018 tarihi itibariyle 270.876,67 TL borçlu, güncel bazda ise (30.09.2019 tarihi itibariyle) borcu ve alacağı olmadığı, taraflar arasındaki ana çekişmenin, Davacı tarafından 01.10.2019 tarihinde kayıt altına alınan ve İhtilafa konu edilen 3 adet ve toplam 23.217,77 TL’lik düzeltme kaydından oluştuğunun müşahede edildiği, uyuşmazlık ve dolandırıcılık konusu uçak biletleri en son 09.01.2016 tarihinde düzenlenmiş ve … (Banka) tarafından da, Davacı’nın banka hesabında son borçlandırma işlemi 04.03.2016 tarihinde yapılmış olmasına rağmen, Davacı tarafından, davalıya başvurmak ve aleyhinde 15.05.2018 tarihinde ilamsız icra takibi yapmak için, son rezervasyon ve uçak biletini düzenleme tarihinden itibaren yaklaşık 2 yıl, 5 ay, son borçlandırma işlemi tarihinden itibaren yaklaşık 2 yıl, 3 ay, alacağın Muavin deftere kaydı için ise yaklaşık 3 yıl 10 ay beklenmiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, Davacı tarafından, “Müfteri İP Ülkesi” US (A.B.D.) olan ‘Müfteri” tarafından kredi kartları İle yapılan söz konusu dolandırıcılık olayının meydana gelmesinde Davalı’nın da sorumluluğu bulunduğunun ve söz konusu dolandırıcılık İşlemlerinin Davalı tarafından bizzat ve/veya işbirliği içinde bulunduğu kişi ya da kişiler tarafından yapılmış olduğunun somut delillerle kanıtlanamadığı, itirazın iptali talebinin reddine karar verilmesinin uygun ve yerinde olacağı” Sonuç ve kanaati ile raporunu sunmuştur.
Bu rapora yapılan itirazlar üzerine itirazların değerlendirilerek ek rapor düzenlenmesi için dosya yeniden bilirkişi kuruluna verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 03.12.2020 tarihli 2 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Davacının, incelenen kendi ticari defterlerine göre, Davalı yandan, takip tarihi olan 15.05.2018 tarihi itibariyle borcu ve alacağı olmadığı, ancak 01.10.2019 tarihinde 3 adet düzeltme kaydına mukabil 23.217,77 TL alacaklı olduğu, Davalının, kendi ticari defterlerine göre ise Davacı yana, takip tarihi olan 15.05.2018 tarihi itibariyle 270.876,67 TL borçlu, güncel bazda ise (30.09.2019 tarihi itibariyle) borcu ve alacağı olmadığı, Taraflar arasındaki ana çekişmenin, Davacı tarafından 01.10.2019 tarihinde kayıt aitına alınan ve ihtilafa konu edilen 3 adet ve toplam 23.217,77 TL’İlk düzeltme kaydından oluştuğunun müşahede edildiği, 6.Uyuşmazlık ve dolandırıcılık konusu uçak biletleri en son 09.01.2018 tarihinde düzenlenmiş ve … (Banka) tarafından da, Davacı’nın banka hesabında son borçlandırma işlemi 04.03.2016 tarihinde yapılmış olmasına rağmen, Davacı tarafından, Davalı’ya başvurmak ve aleyhinde 15.05.2013 tarihinde ilamsız İcra takibi yapmak İçin, son rezervasyon ve uçak biletini düzenleme tarihinden itibaren yaklaşık 2 yıl, 5 ay, son borçlandırma işlemi tarihinden itibaren yaklaşık 2 yıl, 3 ay, alacağın Muavin deftere kaydı için ise yaklaşık 3 yıl 10 ay beklenmiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, Ayrıntıları Kök Raporun gerek 5.4. ve gerekse 6. Bölümlerinde arz edildiği üzere, Davacı tarafından, “Müşteri İP Ülkesi” US (A.B.D.) olan Müşteri” tarafından kredi kartları ile yapılan söz konusu dolandırıcılık olayının meydana gelmesinde Davalı’nın da sorumluluğu bulunduğunun ve söz konusu dolandıncılık işlemlerinin Davalı tarafından bizzat ve/veya İşbirliği İçinde butunduğu kişi ya da kişiler tarafından yapılmış olduğunun somut delillerle kanıtlanamadığı, itirazın iptali talebinin reddine karar verilmesinin uygun ve yerinde olacağı,”Sonuç ve kanaatine varılmıştır
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava davalı şirket ile davacı şirket taraşında … Sistemi yetkili alt distribütörlük sözleşmesi imzalandığı anlaşılmaktadır. Bu sözleşme ile … Turizm kendisine verilen yönetici kullanıcı kodu ve şifreyi kullandıklarını, IATI sistemi üzerinden uçak bileti, otel rezervasyonu ve satış işlemlerini gerçekleştirilmektedir. Davalı taraf kendisine verilen yönetici kodu ve şifre ile davacı şirket sistemini kullanarak uçak bileti satış işlemleri bu satış işlemlerinde kullanılan kredi kartlarının hamillerinin, daha sonra bu işlemleri kendileri yapmadığını ileri sürdüklerini, kredi kartının bulunduğu bankalarına chargeback ters ibraz” itirazlarında bulunduklarını, davacı şirketin sunduğu hizmet kapsamında havayollarından toplu bilet alımları yapıldığını, daha sonra davalı dahil olmadığı sebeplerle, kredi kartı sahiplerinin yaptığı chargeback itirazları neticesinde davacının vermiş olduğu hizmetin bedelini iade etmek zorunda kaldığından davalıdan bu nedenle doğan alacak iddiası ile yaptıkları icra takibine haksız itiraz edildiğinden bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı yana alt incelenen ve e-defter bazında olan 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait e- ticari defterlerinde, davalı yan ile aralarında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, Davacı yanın davalı yan ile olan hesap hareketlerini yıllar itibariyle 120-00-01-S049 nolu, … alt hesap kodunda takip etmekte olup, davacı yan tarafından davalı yana düzenlediği faturaları ilgili hesabın borcuna yapmış olduğu tahsilatları ise ilgili Cari hesabın alacağına kayıt altına almıştır. Davacı yan kendi ticari defterlerine göre Davalı yandan takip tarihi olan 15.05.2018 tarihi itibariyle ve 2016 yılı sonu itibariyle borcu ve alacağı olmadığı tespit edilmiştir.
Davalı yanın 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait Yevmiye, Kebir ve Envanter defterinin 6102 sayılı yeni TTK. M ad 64 hükmü uyarınca açılış tasdiklerinin suresinde yapıldığı, Yevmiye defterinin 6102 sayılı TTK. Mad. 64/3 hükmüne göre bulunması gereken kapanış (görüldü) tasdikinin mevcut olduğu görüldüğünden, davalı yanın 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı yana ait incelenen 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinde, davacı yan ile aralannda bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, aralarındaki ticari ilişkiye bağlı hesap hareketlerini yıllar boyunca 320 10021 nolu Satıcılar alt hesap kodunda takip etmekte olduğu, davacı yanın düzenlediği faturaları ilgili hesabın alacağına, yapmış olduğu ödemeleri ise ilgili Cari hesabın borcuna kayıt altına aldığı, yaptığımız tetkikat neticesinde ise; davalı yanın kendi ticari defterlerinde davacı yana, takip tarihi olan 15.05 2018 tarihi itibariyle 270.876,67 TL, Bu tutar aşağıdaki taranarak konulan Davalı yanın Ticari defterlerinden çıkarılan Cari hesap dökümlerinden de görülmektedir. Davalı yanın kendi ticari defterlerinde ise davacı yana, takip tarihi olan 15.05.2018 tarihi itibariyle 270.876,67 TL borçlu, güncel bazda ise (30.09.2019 tarihi itibariyle) borcu ve alacağı olmadığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki ana çekişmenin Davacı tarafından 01.10.2019 tarihinde kayıt altına alınan ve ihtilafa konu edilen 3 adet ve toplam 23.217,77 TL’ilk düzeltme kaydından oluştuğu müşahede edilmektedir.
Davacı … A.Ş. kendine ait elektronik sistemi ile acenteler aracılığı ile bilet satmaktadır. Davalı da acentedir ve biletleme ile sistem şifrelerini davacı şirket vermektedir. Huzurdaki davada öncelikle çözümlenmesi gereken husus, davalı şirkete tanımlı şifre ve kullanıcı kodu 2016’da elektronik ortamda (internet üzerinden) kullanılarak, davacı şirket sistemine erişim sağlanıp, yapılan davaya konu bilet alım ve satışlardan davalı tarafın sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacının, incelenen kendi ticari defterlerine göre, Davalı yandan, takip tarihi olan 15.05.2018 tarihi itibariyle borcu ve alacağı olmadığı, ancak 01.10.2019 tarihinde 3 adet düzeltme kaydına mukabil 23.217,77 TL alacaklı olduğu,
Davalının, kendi ticari defterlerine göre ise Davacı yana, takip tarihi olan 15.05.2018 tarihi itibariyle 270.876,67 TL borçlu, güncel bazda ise (30.09.2019 tarihi İtibariyle) borcu ve alacağı olmadığı,
Taraflar arasındaki ana çekişmenin, Davacı tarafından 01.10.2019 tarihinde kayıt altına alınan ve İhtilafa konu edilen 3 adet ve toplam 23.217,77 TL’lik düzeltme kaydından oluştuğunun müşahede edildiği,
Uyuşmazlık ve dolandırıcılık konusu uçak biletleri en son 09.01.2016 tarihinde düzenlenmiş ve … (Banka) tarafından da, Davacı’nın banka hesabında son borçlandırma işlemi 04.03.2016 tarihinde yapılmış olmasına rağmen, Davacı tarafından, Davalıya başvurmak ve aleyhinde 15.05.2018 tarihinde ilamsız icra takibi yapmak için, son rezervasyon ve uçak biletini düzenleme tarihinden itibaren yaklaşık 2 yıl, 5 ay, son borçlandırma işlemi tarihinden itibaren yaklaşık 2 yıl, 3 ay, alacağın Muavin deftere kaydı için ise yaklaşık 3 yıl 10 ay beklenmiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafından, “Müfteri İP Ülkesi” US (A.B.D.) olan ‘Müfteri” tarafından kredi kartları ile yapılan söz konusu dolandırıcılık olayının meydana gelmesinde Davalı’nın da sorumluluğu bulunduğunun ve söz konusu dolandırıcılık işlemlerinin Davalı tarafından bizzat ve/veya işbirliği içinde bulunduğu kimler ya da kişiler tarafından yapılmış olduğunun somut delillerle kanıtlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın reddine,
2-59,30-TL karar harcının peşin alınan 384,74-TL den düşümü ile kalan 325,44-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı … davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza