Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1197 E. 2021/1014 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1197 ESAS
KARAR NO : 2021/1014

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2018
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalılar arasında uzun yıllardır süre gelen bir ticaret ilişkisi bulunduğunu, aralarında faturalı şekilde alışveriş yapıldığını, müvekkillerinden …’in sahip olduğu işletmenin başına babasının rahatsızlığı sebebiyle ticari tecrübesizliği olmasına karşın yine de müvekkili … geçmek durumunda kaldığını, müvekkili … söz konusu rahatsızlıkları sebebiyle 8 ameliyat geçirdiğini yaşanan olaylar dolayısıyla iyileşemeden olayların vermiş olduğu sıkıntı ve stres sonucunda akciğer kanserine yakalandığı ve hala tedavi gördüğünü, davalıların kendi aralarında işbirliği yapmak sureti ile müvekkilinden aldıkları boş senetlerine karşılık vermeyi taahhüt ettikleri malları vermedikleri gibi bir de doğmamış borç için ipotek alacaklısı konumuna geldiğini, daha sonra bu boş senetleri ile ilgili İstanbul … İcra Müdürlüğünde … Esas sayılı icra takibi açıldığı ve burada müvekkillerden …’e ait İstanbul ili, Küçükçekmece ilçesi, Küçükçekmece Mah. … parsel sayılı olan taşınmazın hiç doğmamış bir borç sebebiyle satılmasına sebep olunduğunu, müvekkilinin ticari defterlerine göre icra takibine konu olan ve bu icra takibi sonucunda evleri satılan tutar karşılığındaki malın müvekkiline teslim edilmediğini, tarafların ticari defterlerinin incelenmesinde taraflar arasında gerçek bir alışveriş ve gerçek bir borç olmadığının açıkça görüleceğini, müvekkilinin davalılardan …’dan almak istediği mallar için vermiş olduğu boş senetler diğer davalı şirkete ciro edilmek sureti ile verildiğini, davalıların kendi aralarında muvazaalı olarak işlem yaptıklarını, işbu nedenlerle huzurdaki davayı açma hali zaruri olduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalması kaydı ile, müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespiti ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünde … Esas sayılı icra takibinin tüm sonuçları ile birlikte iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu haksız ve mesnetsiz dava hakkında yetki ve zamanaşımı itirazlarının olduğunu, müvekkili şirket adresinin Kayseri olduğundan yetkili yer Kayseri Mahkemeleri olduğunu, yetki itirazlarının kabul edilerek işbu davanın usulden reddedilmesini, davacı tarafın dava dilekçesinde kötü niyetle ve maddi menfaat amacıyla tamamen asılsız beyanlarla senetlerin karşılıksız olduğunu iddia ettiğini, ancak bu hususu ispat edecek hiçbir somut delil sunmadığını, HMK ve ilgili yasal mevzuat gereği senetlerin karşılıksız olduğunu ispat yükünün borçlu durumda olan davacı tarafta olduğunu, davacı tarafnz işlerinin kötü gitmesi sonucu müvekkili …AŞ’ye olan borçlarını ödeyemediğini, bunun sonucunda ticari manada çıkış yolu bulamayan davacı tarafın müvekkiline asılsız iddialarda bulunarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, aksi halde hayatın olağan akışı düşünüldüğünde basiretli bir iş adamı gibi davranması gereken davacıların, büyük bir şirket olan müvekkili…AŞ.’ye boş senet vermesinin mümkün olamayacağını, aradan geçen zaman ve icra takibine davacıların kayıtsız kalması borca veya dayanak belgelere itirazların yapılmamış olması nedeniyle usul ve esas yönünden haksız olduğu açık olan davanın ‘hastalık’ bahanesi ile yeniden dava edilmesinin mümkün olmayacağını, davacıların basiretli bir tacir gibi davranmadıklarını, müvekkili şirketten talep ettiği ürünleri almasına rağmen ürün bedellerini ödemediğini, bu sebeple müvekkili şirketi ticari anlamda zarara uğrattıklarını, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları mahfuziyeti kaydıyla öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, davacının netice-i talebinin belirli hale getirilmesi için davacıya süre verilmesini, gerekli harç ikmalinin sağlanmasını, usul yönünden zamanaşımı itirazlarının kabulü ile haksız davanın usulden reddine karar verilmesini, esasa girilmesi halinde haksız ve mesnetsiz, kötü niyetli hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini, davacıların %20’den az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesini, yargılama harç ve giderleriyle ücreti vekâletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusunun belirlenebilir nitelikte olduğunu, belirsiz dava açılamayacağını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, davacı …’in aktif husumet ehliyetinin olmadığını, davacı …’nın davasının husumet yönünden reddi gerektiğini, dava dilekçesinde açıklanan hususları ve iddiaları kabul etmediklerini, senede karşı senet kuralı gereğince davacı iddiasını senetle ispatlamak zorunda olduğunu, tanık deliline muvafakatlerinin olmadığını, arz ve izah edilen nedenlerle, davacı …’nın davasının husumetten, davanın dava şartı yokluğundan olmazsa esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra takibine dayanak bonoları nedeniyle borçlu olup olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizin 29/04/2021 tarihli ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 11/06/2021 tarihli raporunda özetle;
”SONUÇ;
Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ile rapor içerisinde yer verilen nedenlere binaen;
>Davacı yan nezdinde 09.06.2021 tarihinde mahkeme kaleminde yapılan incelemede davacı yanın ikinci sınıf tacir olduğu ve “İşletme Hesabı Esasına” göre defter tutmakta olduğu, davacı vekili, 2012-2013 yıllarına ait ticari defterlerin 5 yıllık zaman aşım süresi dolduğu için imha edildiğini beyan ederek, bunların yerine ilgili yıllara ait ticari defterlerin tasdiksiz olan bilgisayar çıktılarının ibraz etmiş olup, inceleme, tespit ve değerlendirmelerin, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere bu çıktılar üzerinden yapıldığı, söz konusu gayri resmi defter çıktısının delil niteliğini haiz olmadığı değerlendirilmiş olmakla takdirin mahkemeye ait olduğu,
>Davacı yanın ticari defterlerinde, davalı …A.Ş. ile ticari ilişkinin bulunmadığı, diğer davalı … ile ticari ilişkinin mevcut olduğu, yapılan defter incelemesinde davacı yanın davalı yandan 2012 yılında 3 adet fatura karşılığı, KDV dahil toplam 1.357,64 TL, 2013 yılında 5 adet fatura karşılığı, KDV dahil toplam 52.000,57 TL tutarında emtia satın almış olduğu görülmekle, İşletme Defteri’nin yapısı gereği yapılan ödemelerin deftere kayıt zorunluluğu bulunmadığı için taraflar arasındaki borç-alacak bakiyesi ile ilgili herhangi bir tespitin yapılmasının mümkün olmadığı, yine işletme defterlerinin yapısı itibarı ile dava konusu senetlerin de işletme defterinde kayıtlı olmasının beklenemeyeceği,
>Davalı … 09.06.2021 tarihinde mahkeme kaleminde yapılan incelemeye gelmemiş, ticari defterlerini ibraz etmemiş olup, ayrıca, mahkemenin görevlendirme kararında yer verdiği gibi, dava dosyasına sunulu yerinde inceleme talebi de bulunmadığı için davalı ticari defterleri nezdinde herhangi bir inceleme, tespit ve değerlendirmenin yapılamadığı,
>Davacı yanın delili niteliğini haiz olmayan, tasdiksiz işletme defterleri dökümlerine göre davalı … ile aralarındaki ticaret hacminin, 2012 ve 2013 yıllarında toplam 53.358,21 TL olmasına rağmen, davaya konu senet toplamının 560.000,00 TL olması karşısında, senet bedellerinin ticari ilişki hacminden çok fazla olduğu, bununla birlikte davalı … incelemeye gelmeyip, ticari defterleri ibraz etmediğinden, söz konusu senetleri davacı …’den hangi saikle aldığı hususunun tespitinin de mümkün olmadığı,
>Diğer yandan davalı …’ın, dava konusu tüm senetleri ciro ederek diğer davalı …A.Ş.ye vermiş olduğu dikkate alındığında, bu senetlerin, …den tedarik edilecek ürünler için davacı tarafından davalı …’a avans niteliğinde verilmiş senetler olabileceği düşünülmekle, davalı …’ın davacı yana düzenlediği fatura toplamının, senet bedellerinden çok düşük olması karşısında, bu yönde bir ticari alış veriş tesis edilmiş ise dahi, teslimin gerçekleşmemiş olduğunun değerlendirilmesi gerektiği, bu hususta da takdirin mahkemeye ait olduğu, yönündeki tespit ve değerlendirmelerimi, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere saygı ile arz ederim.” denilmiştir.
Dava, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında icraya konulan 14.02.213 vade tarihli 8’i 60.000 TL’lik biri 80.000 TL’lik keşidecesi davacı …, lehdarı davalı … 1. Cirantası davalı …, 2. Cirantası davalı … ve hamili davalı şirket olan unsurları tam bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti davasıdır.
Yetki itirazında bulunulmuş ise de, davalıların birinin adresinde dava açılması mümkün olmakla yetki itirazının reddine karar verilmiştir,
Hak düşürücü süre itirazında bulunulmuş ise de, İİK 72. madde gereğince sürenin başlaması için ödemenin tamamının yapılması gerekmekle reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık Davacı …’nın işlettiği işletmenin mal alabilmek için keşidecisi davacı … olup lehdarı davalı … olduğu davaya konu bonoların davalı şirkete boş olarak verildiği, anlaşmaya aykırı doldurulduğu gibi bonoların bedelsiz kaldığı iddiasına dayalıdır.
Bedelsizlik iddiası, Türk Ticaret Kanunu’nun 599. maddesi anlamında bir “doğrudan doğruya defi”, kişisel defidir. Yargıtay’ın bu yöndeki görüşü istikrar kazanmıştır. Burada, kambiyo senedinden doğan kambiyo ilişkisi dışındaki nedenlere (temel borç ilişkisine) dayanılmaktadır. Bedelsizlik, bir kişisel defidir.
Davacı taraf, keşideci davacı … ile lehdarı davacı … arasındaki temel ilişkiye dayalı olarak bedelsizlik iddiasında bulunmamakta lehdar ile davalılar arasındaki temel ilişkiye ilişkin defi ileri sürmektedir. Buna göre keşideci Mustafa’nın bu davası açmakta aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır.
Bonoların boş olarak verildiği ve anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddia edilmiş ise de bunun yazılı delil ile ispatı gerektiği, ispatın yerine getirilememiş olduğu anlaşılmıştır.
Bonoların lehdar tarafından mal karşılığı cirolandığı, (lehdar açısından) bedelsiz kaldığı iddia edilmiş, ikinci ciranta olan davalı … bononun mücerretliğine dayanmış, hamil olan davalı şirkette mücerretliğe dayanmanın yanında taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu beyan etmekle birlikte bonoların verilme sebebi (nakdi , malen) bir ikrarda bulunmamıştır.
Bono, belli bir borç ikrarını içeren kambiyo senedi olup, bononun belli bir sebeple düzenlendiğini ve düzenlenme sebebinin gerçekleşmediğini veya bonoda yazılı borcun ödendiğini yasal delillerle ispat etme külfeti davacı taraftadır. Bu hususların ispatı ise ancak ikrar ve yazılı delildir.
Somut olayımızda bononun belli bir sebeple düzenlendiğini ve düzenlenme sebebinin gerçekleşmediği iddiaları yazılı delil ile ispatlanamamıştır. İspat yükü davacıda olduğu ve kambiyo senetlerinin illetten mücerret olması nedeni ile defter incelemesine ilişkin bilirkişi raporunun dikkate alınmayacağı, bu iddiaların kesin delille ispatlanması gerektiği ve sonrasında da halin davalı şirketin kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunun ispatının gerektiği, davacı tarafın yemin teklifinde bulunmayacaklarını beyan ettikleri; defterlerin dikkate alınması gerekmesi halinde dahi davacı lehdar Hanifi’nin ikici sınıf tacir olarak işletme esasına göre tuttuğu defterleri ibraz edemediği, ibraz edilen belgelerin tasdiksiz bilgisayar çıktısı olduğu anlaşılmış ve ve sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … açısından aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine,
2-Davacı … açısından davanın reddine,
3-Alınması gereken maktu 59,30-TL harcın, 9.589,39-TL peşin harçtan düşümü ile artan 9.530,09-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 4.080,00-‘er TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Davalılar, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 45.053,75’er-TL vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,

Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.18/11/2021

Başkan …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”