Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1192 E. 2021/283 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1192 Esas
KARAR NO : 2021/283
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2018
KARAR TARİHİ : 05/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu ile davacı şirket arasında gerçekleşen ticari mal satışı nedeniyle ilişki kurulduğunu, bu ticari malların davacı tarafından davalıya satılarak teslim edildiğini ve ilgili faturalar sebebiyle davalı yanca davacıya bir kısım ödemeler yapıldığını, davacı şirketçe tutulan 13.10.2018 tarihli muavin defterindeki 9.030,56-TL tutarındaki asıl alacağın ödenmemesi nedeniyle tahsiline yönelik … İcra Dairesi’nin 2018/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, Davalı vekili tarafından takibe ve ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davalı borçlunun haksız itirazının reddi ile takibin devamına, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı alacaklı tarafça açılan icra takibinin yanlış yerde açıldığını ve yetkili birimin İstanbul Anadolu İcra Müdürlükleri olduğunu, davacı ile gerçekleşen herhangi bir cari hesap sözleşmesi ve cari hesap ilişkisi olmadığını, bu sebeplerle birlikte borcu kabul etmediklerini ve huzurdaki davanın temelini oluşturan herhangi bir cari hesap sözleşmesi de olmadığını ve borcu kabul etmediklerini ve eğer taraflar arasında ticari bir sözleşme var ise davacı tarafça dava veya takip dosyasına “cari hesap bakiye bedeli alacağı borç sebebi” ne ilişkin herhangi bir belge sunmadıklarını, bu nedenle kötü niyetli davacıdan %20’dan aşağı olmamak üzere tazminatın alınarak davalıya ödenmesine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-… İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası
2-Tarafların ticari defter ve kayıtları
3-Bilirkişi raporu
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalının İcra Dairesinin ve Mahkemenin yetkisine itirazı yönünden; İtirazın iptali davasının öncelikle görülme şartı; yetkili icra müdürlüğünde usulüne uygun yapılıp süresinde itiraz ile durmuş bir icra takibinin bulunmasıdır. İcra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildikten sonra itirazın iptali davası açılması halinde, mahkemece öncelikle (mahkemenin görev ve yetkisinden önce) icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı incelenmeli, icra müdürlüğü yetkisiz ise dava, dava şartı yokluğundan HMK 114/2.maddesi uyarınca usulden reddine karar vererek işten el çekmesi gerekir. İtirazın iptaline bakan mahkemenin icra dairesini yetkili daireye göndermek gibi bir karar vermesi mümkün değildir.
2004 sayılı İİK’nun 50/1 maddesi yollamasıyla icra müdürlüğünün yetkisi bakımından HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekir. 6098 sayılı TBK ‘unun 89/1 maddesi uyarınca aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanıdaki yerleşim yerinde ifa edilir. Buna göre dava konusu icra takibinin alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki yetkili icra dairesince yapılmış olduğu anlaşılmakla, Mahkememizce ilk celse 1 nolu arar karar ile davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine ve mahkememizin yetkisine itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 2018/… esas sayılı takip dosyasında 9.030,56-TL asıl alacak yönünden takip yapıldığı, ödeme emrinin 25/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 26/10/2018 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Davacı şirket … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirket i’nin genel merkezi adresinin … Bulvarı No … …/ADANA olduğu görülmekle mahkememizce ticari defterler incelemesi hususunda, … Vergi Dairesi’nden davacı ve davalının BA/BS formları da ikmal edilerek …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/ … Talimat sayılı dosyası ile bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Mali bilirkişinin 27/04/2020 tarihli 4 sayfadan ibaret raporunda özetle; Taraflar arasında ticari ilişkiden doğan alacakların; ayrı ayrı istenmesinden karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra bakiyeyi tespit ettiklerine ilişkin cari hesap çalışması olduğu anlaşıldığını, taraflar arasında yazılı herhangi bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacının davalıdan 2017 yıl sonu itibari ile 38.780,76-TL. alacağının olduğu, davacı şirketin 2018 yasal defterinde 30.04.2018 tarih … numaralı yevmiye maddesi ile 29.750,20-TL. nin KKEG (Kanunen kabul edilmeyen gider) açıklaması ile davalı tarafın hesabına alacak kaydı yapıldığı, böylece davacı şirketin takip tarihi itibari ile davalı taraftan 9.030,56-TL. alacağının göründüğü, davacı tarafın davalı taraftan 9.030,56-TL alacağını, yasal defterlerinde 19.10.2018 tarih … numaralı yevmiye maddesi ile … ” …Hesabı”na muhasebe kaydı yaptığının tespit edildiğini, davacı şirketin takiple talep ettiği faturaya dayalı cari hesap bakiyesinin kaynağı faturaların incelenmesinden; davacı şirketin davalı tarafa düzenlediği 01.03.2017 tarih … numaralı 3.345,84-TL’lik faturayı 01.03.2017 tarih … yevmiye numarası ile 02.06.2017 tarih … numaralı 5.997,24-TL. lik faturayı 02.06.2017 tarih … yevmiye numarası ile davalı tarafın borcuna kaydettiği, keza dava dosyasında davacı şirketin düzenlemiş olduğu faturaların ve fatura içeriğinin de teslimine yönelik herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, Davacı şirketin bağlı bulunduğu … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne beyan ettiği Form BS bildirimlerinin incelenmesinden; davacı şirketin yukarıda açıklanan faturaları 2017/Mart – Haziran aylanna ait Form BS bildirimlerinde beyan ettiği, neticeten; davacı şirket e-defter kapsamında olup, ilgili dönemlere ilişkin e-defter ve berat dosyasımn oluşturulma ve berat dosyalarının GİB sistemine yüklenme süresinde yüklendiği, bu defterlerin VUK’nun 215. ve 219. maddelerinde belirtilen kayıt nizamına göre ve genel kabul görmüş muhasebe standartları, muhasebe sistemi uygulama genel tebliğ hükümlerine uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, dava dosyası ve davacı şirket kayıtlarına göre; davacı şirketin yasal defterlerinde davalıdan takip tarihi itibari ile 9.030,56-TL asıl alacağının olduğunu belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının alacağına dayanak olan faturaların … Vergi Dairesi’nin 24/02/2021 tarihli cevabı yazısı ile BA formlarının arasında bulunduğunun bildirildiği, bu hali ile faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğunun kabulü gerektiği, dolayısıyla davalının bu faturaya ilişkin işin yapıldığının kabulü gerektiği, aksini yazılı delil veya kesin delil ile ispat edebileceği, davalının ise herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmediği, tüm bu açıklamalarla davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile; … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline ile, takibin 9.030,56 TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacağa avans faiz uygulanmasına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 1.806,12-TL’nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
3-Alınması gereken 616,87-TL harcın, peşin alınan 109,07-TL harçtan mahsubu ile bakiye 507,80-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvurma harcının ve 109,07-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.319,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/04/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır