Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1188 E. 2020/16 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1010 Esas
KARAR NO : 2020/101
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2018
KARAR TARİHİ : 03/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; Müvekkil şirket davalı … şirketi ile akaryakıt bayilik sözleşmesi yapıldığını, sözleşme ile birlikte 20.10.2018 vadeli 30.000,00 TL bedelli ve 03.11.2018 vadeli 50.000,00 TL bedelli iki adet teminat mektubu davalı … şirketine verildiğini ve 16.09.2010 tarihli resmi senet ile davacı şirket yetkililerine ait taşınmaz üzerinde davalı … şirketi lehine ipotek tesis edildiği, taraflar arasında bayilik sözleşmesi devam derken davalı … şirketi davalı … şirketini devraldığı,, devirden dolayı bu kez davalı … şirketi ile müvekkil şirket arasında bayilik sözleşmesi yapıldığı, bir süre sonra müvekkil şirket sözleşmenin 4. Maddesinden dayanarak davalı … şirketine göndermiş olduğu 27.06.2018 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiği, ihtarnamede sözleşmenin feshedildiği teminat mektuplarının iade edilmesi, ipoteğin kaldırılması ve ariyet bırakılan malların alınması hususları ihtar edildiği davacı şirket davalı … şirketine ihtarname göndermesine rağmen davalı şirketler ihtarnameye cevap verilmediği ve ihtar edilen yükümlülüklerini yerine getirmeyerek temerrüde düşürdüğü, 05.07.2018 tarihinde EPDK tarafından müvekkil şirkete fesih bildirimi yazısı gönderildiği, davalı şirketlerin yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle, müvekkil şirket akaryakıt satışı yapmak için başka bir firma ile anlaşamadığı çünkü davalı şirketler davacı şirkete ait istasyondan talebi ve ekipmanlarını almadığında başka bir akaryakıt firmasının müvekkile ait akaryakıt istasyonunda çalışması mümkün olmadığı, davalı şirketler ariyet bırakılan tabela, pompa vs eşyalarını 04.10.2018 tarihine kadar davacı şirkete ait petrol istasyonundan almamaları nedeniyle iş yapamadığı, davalı şirketler 04.10.2018 tarihinde anlaşmalı oldukları … isimli firmaya tabela vs eşyalarını aldırdığı, … isimli firmaya da ekipmanlarını aldırdıklarını, davalı şirketler 27.07.2018 tarihi ile 04.10.2018 tarihleri arasında geçen sürede müvekkil şirketin fiilen ve hukuken çalışamamasına, zarar etmesine sebep oldukları, davalı … şirketi davacı şirket ile aralarında bayilik sözleşmesinin sona ermesine rağmen uhdesinde kalan 20.10.2018 tarihli teminat mektubunu iade etmediği halde 20.10.2018 tarihinde bedelsiz kalan evrakı, haksız bir şekilde, güveni kötüye kullanarak paraya çevirdiği ve bedelini ilgili bankadan tahsil ettiği, bu nedenlerle davacıdan haksız olarak tahsil edilen 20.10.2018 tarihli teminat mektubu bedeli olan 30.000,00 TL nin 20.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline, davalı … şirketinin davacıya ait akaryakıt istasyonundan ekipman tabela vs eşyalarını geç alması nedeniyle müvekkilin uğramış olduğu kazanç kaybı zararının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00 TL sinin davalıdan tahsiline, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile taraflar arasında imzalanan sözleşmeye davacı tarafından uyulmadığını, davacı bayiye fatura edildiğini, davacının basiretli bir iş adamı gibi davranmadığını, davacı tarafından kar mahrumiyetine maruz bırakıldığını, davacının kendi edimlerine yerine getirmemesi sebebi ile maddi veya manevi zararı müvekkili şirketten talep etmesinin mümkün olmadığını, davacı yanın akayakıt alımından kaynaklanan cari borcu teminat maktubundan tahsil edildiğini beyanda davanın reddini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 03/02/2020 tarihli dilekçesi ile sulh sözleşmesi yaparak anlaştıklarını, karşılıklı vekalet ve masraf ücreti taleplerinin olmadığını talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememizin 03/02/2020 tarihli duruşmasın da hazır bulunmuş, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadıklarını beyan etmiştir.
Davadan feragat H.M.K. nun 307.ve 309. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
H.M.K. nun 309.maddesi hükmüne uygun olarak davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu 22. maddesinde, davadan feragat ya da davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınacaktır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde davacı vekilinin davadan feragate yetkili olduğu, duruşması yapıldıktan sonra feragat edildiği görülmüştür. Bu nedenlerle davanın feragat sebebiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-492 sayılı Yasanın 22.maddesine göre hesaplanan 2/3 oranındaki harç 36,26- TL’nin peşin alınan 1.536,98-TL harçtan mahsubu ile bakiye kısmın 492 sayılı Yasanın 31.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı yana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflar yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmemekle, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/02/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza