Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1165 E. 2020/914 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1165 Esas
KARAR NO : 2020/914
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2018
KARAR TARİHİ : 29/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu 07.12.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle: Davalı tarafından müvekkili şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2018/… E. sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, müvekkili aleyhine açılan icra takibinin Uyap üzerinden 26.10.2018 tarihinde öğrenildiğini, dosyanın incelenmesi neticesinde takibin kesinleştiği ve bankalara 89/1 haciz ihbarnamesinin gönderildiğinin anlaşıldığını, usulsüz tebligatın iptali için …. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/… E sayılı dosyası ile şikayet edildiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete borcunun bulunmadığını, davalının takibe konu ettiği faturaların gerçeği yansıtmadığını, faturaların kesilmesine sebep verilen ticari alış-verişin taraflar arasında hiçbir zaman gerçekleşmediğini, faturada bahsi geçen malın hiçbir zaman müvekkiline teslim edilmediğini beyanla müvekkili şirketin hak ve alacaklarına konulan hacizlerin kaldırılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, icra dosyasındaki hacizlerin kaldırılmasına, davalarının kabulü ile müvekkili şirketin borcunun olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından Mahkemeye sunulan 26.12.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davacı şirketin kimya sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, müvekkili şirkete 2016 yılından bu yana kendi şirketine özel oluklu mukavva kutu siparişi verdiğini ve müvekkili tarafından söz konusu özel siparişler üretilerek davacı firmaya teslim edildiğini, Mayıs 2018 tarihinde davacı şirketin davalı müvekkili şirkete sipariş verdiğini, hazırlanan bu siparişlerin 06/06/2018 tarihinde sürücü … tarafından davacı firmaya teslim edilmek üzere götürüldüğünü ancak davacı tarafından teslim alınmadığını, nakliye şoförü tarafından tutanak ile müvekkili şirkete iade edildiğini, söz konusu mallara ilişkin fatura davacı şirkete ihtarname ile tebliğ edildiğini, ancak davacı tarafından faturaya yasal süresi içinde herhangi bir itiraz edilmediğini, taraflar arasındaki görüşmeler sonucu söz konusu mallar teslim alınmayınca müvekkili şirket tarafından davacıya icra takibi başlatıldığını beyanla neticeten tedbir kararının kaldırılmasına, davanın reddini, davacının iş bu davayı açması ve takibin durmasına neden olmasından dolayı %20 den aşağı olmamak şartıyla kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
… İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/… Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 15.731,76.-Tl asıl alacağın temerrüt faizi ile birlikte tahsili için takip yapıldığı, takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıya borcu varsa saptanması için öncelikle İnegöl’de bulunan davalı defterlerinin incelenmesi için bilirkişiye verilmesi için … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmıştır.
Davalı yanın ticari defterleri … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/… Talimat sayılı dosyası ile incelenmiş olup, 24/12/2019 havale tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında :”Davalı firma ticari defterlerinde yapılan incelemelere göre davalı … Tic. A.Ş.. davacı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. den 15.731.76.-TL alacaklı durumdadır. ” şeklinde kanaat bildirilmiş olduğu görülmektedir.
Dosya talimat mahkemesinden dönmesinden sonda davacı defterleri üzerinde de inceleme yapılması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 01.12.2020 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Taraflar arasında akdedilen herhangi bir yazılı sözleşmeye dosyanın tetkikinde rastlanılmadığı, ancak taraf beyanlarından taraflar arasındaki ticari ilişkinin her iki yanın da kabulünde olduğunun anlaşıldığı, davacının, kendi defterlerinde takip tarihi itibari ile davalıya karşı herhangi bir borcu bulunmadığı, davalının ise alınan bilirkişi raporuna göre kendi defterlerinde takip tarihi itibari ile davacıdan 15.731,76.-TL Alacaklı olduğu, taraf ticari defterleri arasındaki uyuşmazlığa sebebiyet veren hususun; davalı defterlerinde kayıtlı ancak davacı defterlerinde kayıtlı olmayan davalının davacıya düzenlemiş olduğu, 31.05.2018 tarihli, … nolu. 15.731.76-TL lik faturadan kaynaklandığı, Davalının dosyaya sunmuş olduğu doneler ile raporumuzun 7. maddesinde bu dönemlere ilişkin iddialarının nihai takdirinin Mahkemenize ait olduğu,
Bu tespitlere nazaran; Davalının sunmuş olduğu doneler ile iddialarının Mahkemece kabulü halinde davacının davasının reddinin gerektiği ve davalının davacıdan 15.731.76.-TL Alacaklı olduğu, Davalının sunmuş olduğu doneler ve iddialarının kabul edilmemesi halinde ise davacının davalıya herhangi bîr borcu ve alacağının mevcut olmadığı” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava bir Menfi Tespit davası olup davacının davalıya takip konusu 31.05.2018 tarihli, … nolu. 15.731,76-TL lik faturadan dolayı herhangi bir borçlarının olmadığı, takibe sebep verilen ticari alış­verişin taraflar arasında hiçbir zaman gerçekleşmediği talebinde bulunduğu görülmektedir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2016 yılından bu yana devam ettiği, davacı tarafından 2018 Mayıs ayında verilen siparişin hazırlandığı ve davacıya teslim edilmek üzere nakliye şoförüne teslim edildiği, ancak davacının malı teslim almaktan imtina ettiği ve nakliye şoförü tarafından tutanak ile malı kendilerine iade edildiği, bunun üzerine davacı yana söz konusu mallara ilişkin fatura düzenlendiği ve ihtarname ile gönderildiği, ihtarnamenin davacı tarafından alınmayarak muhtarlığa tebliğ edildiği, ancak davacı tarafından ihtarname ile gönderilen faturaya süresinde bir itirazın gerçekleşmediği, bunun üzerine söz konusu fatura üzerinden davacıya icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında akdedilen herhangi bir yazılı sözleşmeye dosyanın tetkikinde rastlanılmamış olup, ancak taraf beyanlarından taraflar arasındaki ticari ilişkinin her iki yanın da kabulünde olduğu anlaşılmaktadır. Davalının düzenlemiş olduğu 31/05/2018 tarihli. … nolu,15.731.76.-TL’lik faturanın kaydına davacı ticari defterlerinde rastlanılmamıştır.
Bu hesabın takip tarihi itibari ile herhangi bir borç ya da alacak bakiyesi vermediği görülmektedir.
Davalı yanın ticari defterleri … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/… Talimat sayılı dosyası ile incelenmiş olup, 24/12/2019 havale tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında :”…Davalı firma ticari defterlerinde yapılan incelemelere göre davalı … Tic. A.Ş.. davacı … Ticaret A.Ş. den 15.731.76-TL ALACAKLI durumdadır. ” şeklinde kanaat bildirilmiş olduğu görülmektedir.
Dosyada 08/06/2018 tarihli el yazısı ile doldurulmuş bir tutanağın mevcut olduğu, tutanağın altında Sürücü … ile … ile … isimli şahısların ad, soyad ve üzerlerinde bir adet imzanın mevcut olduğu görülmektedir. Söz konusu tutanakta özetle :”Sürücü … 30/05/2018 tarihinde davalı şirketten yüklediği karton kutuları davacı şirkete götürdüğünü, davacı firma tarafından kartonların kendilerinin olmadığı ve kartonların yanlış olduğunu ve malın inmeyeceğini” Akabinde davalı tarafından davacıya 31/05/2018 tarihli, … seri nolu, 15.731,76-TL lik fatura … Noterliğinin 07/06/2018 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile gönderilmiş olduğu, ihtarname ” taraflar arasında yapılan alış-veriş neticesinde tahakkuk eden ve düzenlenen faturanın bir nüshasını ihtarname ekinde tarafınıza tebliğ ediyoruz” şeklinde olduğu, ihtarnamenin tebliğ evrakı 11/06/2018 tarihinde: “adreste şirket daimi yetkilisinin imzadan imtina etmesi nedeniyle, tebliğ evradı muhtara teslim edildi. 2 nolu haber kağıdı şirket kapısına asıldı” şeklinde olduğu görülmektedir.
Yine davalı vekili tarafından sunulan 18/09/2020 tarihli dilekçesinde “davacı şirketin tamamen kendisinden kaynaklı bir hatadan ötürü yanlış sipariş verdiğini, müvekkili şirketin verilen siparişe uygun olarak hazırlayıp gönderdiği mallan haksiz olarak iade ettiğini, bununda dilekçe ekinde sunulan belge ile ortaya çıkacağı” iddiasında olup, dilekçe ekinde sunulan belgenin tetkikinde ise;
Davacı Veçhem antetli kağıdına yazılı davalıya düzenlenmiş yazıda aynen :”15/05/2018 tarihinde tarafımızdan istenen baskısız ambalaj siparişlerimiz tarafımıza ulaştığı zaman siparişin zuhulen yanlış yapıldığı kutuların baskılı ve amblemli olması gerektiği düşünülerek itiraz edilmiş ve tarafımıza gönderilen 2500 adet karton kutu tarafınıza iade edilmiştir. Bu olayla ilgili tarafınızdan yargı süreci başlatılmış ve aleyhimize hükün kurularak sonlandırılmıştır. Tarafımızdan sipariş mektubu gereği istenen emtialar iade edilip Bu defa; Emtianın baskısız bedeli ile baskılı bedeli arasındaki fark tarafımızdan ödenecektir. Söz konusu siparişimizin baskılı hale getirilerek tarafımıza gönderilmesini talep etmekteyiz. Konunun hassasiyetle incelenerek ticari teamül içinde oluşabilecek bu denli yanlışlıkların düzeltilmesi ve tarafımızın mağdur edilmemesi için emtiaların baskılı hale getirilerek gönderilmesi için gerekenin yapılmasını rica ederim” şeklinde olup, dilekçenin altında davacı şirketin kaşesi ile bir adet imzanın mevcut olduğu görülmektedir.
Tüm bu anlatılan nedenlerle davacının davalıya verdiği siparişin imal edilip teslim aşamasına geldiğinde davacı tarafından teslim alınmadığından davalının davacıya düzenlemiş olduğu, 31/05/2018 tarihli, … nolu. 15.731.76-TL lik faturadan kaynaklandığı, bu nedenle davacının davasının reddinin gerektiği ve davalının davacıdan 15.731.76-TL ALACAKLI olduğu kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın reddine,
2-54,40-TL karar harcının peşin alınan 268,66-TL den düşümü ile kalan 214,26-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/12/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza