Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1141 E. 2020/535 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1141 Esas
KARAR NO : 2020/535
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2018
KARAR TARİHİ : 01/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; Davacı aleyhine Genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak iddiası ile … İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla girişilen ilamlı takibe davacı şirketçe davalı bankaya fazlaya dair hakları saklı kaymak kaydıyla şimdilik 5.000-TL borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; takibin tahsile tekerrür olmamak üzere yapıldığı, davacının borçlu olduğu, davacının icra takibini sürüncemede bırakmaya çalıştığı, davacının kötü niyetli olduğu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, icra takibine konu borçtan borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi:“Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir.
Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir.
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Somut uyuşmazlıkta davacı icra takibinden sonra menfi tespit davası açmıştır.
Somut olayda her ne kadar davacı tarafından kısmi dava açılmışsa da, menfi tespit isteminde bulunulan takip dosyasında alacağın miktarı belirlenmiştir.
Menfi tespit davalarında tarafların alacak-borç durumunun dava tarihi itibarıyla belirlenmesi gerekir. Yargıtayın yerleşik içtihatlarında menfi tespit davasının kısmi dava olarak açılamayacağı istikrar kazanmıştır. Bu nedenle mahkemece öncelikle yapılması gereken davacının dava konusu yaptığı takip dosyasında kendisinden talep edilen alacak miktarlarından ne kadarı için menfi tespit davası açtığı açıklattırılmalı ve yapılan bu açıklamaya göre eksik harç tamamlattırılarak yargılamaya devam edilmelidir.
Bu kapsamda Mahkememizce davacı vekiline 2. Celse 1 nolu ara karar ile borçsuzluğunu talep ettiği miktarı açıklamak üzere süre verilmiş davacı tarafından beyanda bulunulmaması üzerine talebe konu ettiği takip bedeli esas alınmak üzere Mahkememizce 21/01/2020 tarihli ara karar ile yatırması gereken eksik harç açıkça bildirilmiş, ancak davacı tarafından harcın ikmal edilmemesi nedeniyle 24/02/2020 tarihi itibariyle dosya işlemden kaldırılmıştır.
(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1440 Esas 2019/2507 Karar sayılı ilamı, 2016/19417 Esas 2018/4868 Karar sayılı ilamı, 2015/7720 Esas 2016/4845 Karar sayılı ilamı, 2014/13323 Esas 2014/17617 Karar sayılı ilamı)
26/03/2020 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesi uyarınca yargılamaya ilişkin süreler 13/03/2020 (bu tarih dahil) tarihinden itibaren 30/04/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar durmuştur. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Söz konusu süreler cumhurbaşkanlığı tarafından kanunun verdiği işbu yetkiye istinaden 15/06/2020 tarihine kadar uzatılmıştır.
6100 sayılı 150/5 maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
6100 sayılı HMK’nun 104. maddesinde ise, adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.
Şu durumda, dava dosyasının işlemden kaldırıldığı günden itibaren davanın yenilenmesi için kanunca davacıya tanınan 3 aylık süre adli tatil içerisinde sona ereceğinden bu tarihin adli tatil içine isabet etmesi nedeni ile HMK 104. maddesi uyarınca sürenin adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılması gerekecektir. HGK nun 2006/2-775 Esas 2006/779 Karar sayılı ilamında da davanın yenilenmesi için 3 aylık sürenin sona ermesi adli tatil içine rastlarsa adli tatile tabi işlerde sürenin tatilin bitiminden itibaren 1 hafta uzamış sayılacağına değinilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 331/son maddesi hükmü uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama giderleri davacıya yükletilir. Yargılama giderlerinin nelerden ibaret olduğu HMK’nın 323 ilâ 333. maddelerinde açıklanmıştır.
Vekalet ücreti hususu ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifelerinin 7/1. Maddesinde hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre; görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.
Davanın açılmamış sayılması kararı sule ilişkin nihai bir karar olmakla birlikte davanın esasına ilişkin olarak verilmiş bir karar olarak kabul edilemez. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun (1) sayılı tarifenin III. Karar ve ilam harcı bölümünün 2/a fıkrası uyarınca maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekecektir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davacı tarafından, duruşma günü olan 24/02/2020 tarihi itibari ile davacının eksik harcı ikmal etmemesi nedeniyle açılan davanın HMK’nın 150. maddesi gereğince, işlemden kaldırılmasına karar verildiği tespit edilmiştir. Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere Covid-19 salgını nedeniyle kanun gereği süreler durmuş, sürelerin işlemeye başlamasından sonra ise sürenin bitimi adli tatile rastgelmiştir. Adli tatilin bitiminden itibaren bir hafta içerisinde de dosya yenilenmemiş olup, öninceleme tutanağının imzalanmasından sonra davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 150. maddesi gereğince 24/02/2020 tarihi itibariyle işlemden kaldırıldığının; 09/09/2020 tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA
2-Karar ve ilam harcı 54,40-TL.’den peşin alınan 85,39-TL. mahsup edilerek kalan 30,99-TL.’nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/10/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza