Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1112 E. 2020/369 K. 06.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1112 Esas
KARAR NO: 2020/369

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/11/2018
KARAR TARİHİ:06/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasında 04/05/2015 tarihinde taşıt tanıma sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye dayalı olarak faturalar düzenlenmiş olduğunu, fatura bedelleri ödenmediğinden davalı şirket hakkında …. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe karşı davalı tarafça itiraz edildiğini, davalı tarafın yetki itirazının geçersiz olduğunu, yapılan sözleşme uyarınca uyuşmazlık halinde … Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığını, asıl alacak tutarına yıllık olarak %48 oranında faiz talebi geçerli bulunduğunu, davalı şirketin takip talebinde belirtilen tutarlarda asıl alacak borcu bulunmadığını belirterek davanın kabulünü, takibe yapılan itirazın reddini, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, dava giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir
SAVUNMA
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazlarını tekrar ettiğini, Yetkili Mahkemenin … Mahkemeleri olduğunu, davacının iddiasının aksine muaccel hale gelmiş borcun bulunmadığını, ticari defter ve kayıtları incelendiğinde bunun görüleceğini belirterek davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası
2-Davacının ticari defter ve kayıtları
3-Bilirkişi raporu
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacının …. İcra Dairesinin …esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 26.243,51-TL asıl alacak 12.234,30-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 38.477,81-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 03/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 07/05/2018 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali bilirkişinin 05/03/2020 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; davacı tarafça 2017 ve 2018 yılına ait yasal defterlerin incelendiğini, şirketin e defter beratlarını kanuni sürelerinde beyan ettiğini, envanter defterlerinin ise noter tasdiklerinin kanuni sürelerinde yaptırıldığının tespit edildiğini, dava konusu alacağın dayanağı faturalar ve muhteviyatı motorinin davalıya teslim edildiğinin taşıt tanıma sistemindeki kayıtlardan anlaşıldığı, davacının davalıdan cari hesap bakiyesi olarak asıl alacak yönünden 26.243,51 TL alacaklı olarak görüldüğünü, davalı tarafın yasal defter ve dayanak belgeleri incelemeye ibraz etmediğini, sözleşme gereği davalı taraf aylık %4 oranında aylık gecikme faizi ödeyeceğinin hüküm altına alındığını, aylık 4 yıllık ise %48 oranında işlemiş faiz hesabı yapılması gerektiğini, davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği asıl alacak + işlemiş faiz tutarı olmak üzere toplam 38.279,24 TL olarak hesaplandığını, sunulan deliller ve ticari defterlerin incelenmesi sonucu davacının davalıdan asıl alacak olarak 26.243,51 TL işlemiz faiz olarak 12.135,73 TL olarak hesaplandığında toplam olarak 38.379,24 TL talep edebileceğini belirtmiştir.
Davalının icra dairesinin ve Mahkememiz yetkisine itirazı yönünden; 6100 sayılı HMK’nun 19. maddesinde “Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresinde ve usulüne uygun yetki itirazında bulunmazsa davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir” hükmü düzenlenmiştir.
İtirazın iptali davasının öncelikle görülme şartı; yetkili icra müdürlüğünde usulüne uygun yapılıp süresinde itiraz ile durmuş bir icra takibinin bulunmasıdır. İcra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildikten sonra itirazın iptali davası açılması halinde, mahkemece öncelikle (mahkemenin görev ve yetkisinden önce) icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı incelenmeli, icra müdürlüğü yetkisiz ise dava, dava şartı yokluğundan HMK 114/2.maddesi uyarınca usulden reddine karar vererek işten el çekmesi gerekir. İtirazın iptaline bakan mahkemenin icra dairesini yetkili daireye göndermek gibi bir karar vermesi mümkün değildir. Ancak icra müdürlüğü yetkili ise ara kararı ile gerekçesi yazılarak icra müdürlüğünün yetkisine vaki itiraz ret edilerek, mahkemenin görevli olup olmadığı, şayet mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş ise mahkemenin yetkili olup olmadığı incelenmelidir. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/7166 Esas 2012/12627 Karar, 2014/19073 Esas 2015/8884 Karar, İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi 2018/1614 Esas 2019/27 Karar sayılı emsal ilamları da bu doğrultudadır.
İİK’nın 50/1. maddesi uyarınca, para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanır. 6100 sayılı HMK 10. maddesi gereğince sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda dava ve icra takibi, sözleşmenin yerine getirileceği (ifa edileceği) yerde açılabilir. Sözleşmenin yerine getirileceği yer tarafların açık ya da örtülü isteklerine göre belirlenir. Somut olayda taraflar arasındaki sözleşmenin 10. Maddesi gereğince İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağı kararlaştırılmıştır. Bu itibarla, Mahkememizce ilk celse 1 nolu arar karar ile davaya bakmaya İstanbul Mahkemeleri ve icra daireleri yetkili olduğu gerekçesiyle davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, dava konusu faturalara dayanak malın davalıya teslim edildiği, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, taraflar arasındaki Taşıt Tanıma Sistemi Sözleşmesinin 2.1.1 maddesine göre davalının fatura konusu bedeli 10 gün içerisinde ödememesi halinde aylık %4 oranında faiz ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, sözleşme uyarınca davacının işlemiş faiz talep edebileceği, bu hususta hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 26.243,51 TL asıl alacak 12.135,73-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 38.379,24-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebindeki kayıt ve şartlarla faiz işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 7.675,84-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 2.621,68 harcın, peşin alınan 464,72-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.156,96-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 464,72-TL peşin harç ve 35,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 500,62-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 5.756,89-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 835,20-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 833,10-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2020

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı