Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1100 E. 2021/28 K. 01.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1100 Esas
KARAR NO : 2021/28
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 01/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacılar hakkında …. Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… D.İş ve 2018/… karar sayılı ihtiyati haciz dosyası ile …. İcra Dairesi’nin 2018/… Esas sayılı kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibi başlatıldığını, davacıların davalı şirkete ileri 08.12.2018 vadeli 105.000TL bedelli … numaralı ve 20.12.2018 tarihli 75.000TL bedelli … numaralı ki adet çeki cirolayarak teslim ettiğini, bu çeklerin teslimi sırasında davacı şirkete yaklaşık 42 sayfalık tek nüsha sözleşme imzalatıldığını, bunların için davacının fark edemeyeceği boş senet de imzalatıldığını, davacının maddi sıkışıklığı sebebiyle çeklerin vadesini beklemeden nakide dönüştürme ihtiyacı olduğunu, bu nedenle davalı şirkete çeklerini götürerek nakit ihtiyacını çek bedelinin %10’u kadar komisyon alarak bedelinin ödendiğini, davacının kızının evine hacze gidildiğinde durumu öğrendiğini, 2 çek dışında davalı firmaya herhangi bir borcu olmadığını, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… D.İş ve 2018/… karar sayılı ihtiyati haciz dosyasında itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının durdurulmasına karar verilmesini, davalıya borçlu olunmadığının tespitini, yargılama ve vekalet ücretini davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; 08.12.2018 keşide tarihli, 105.000,00 TL tutarlı, … seri nolu ya da … keşideli, 20.12.2018 keşide tarihli, 75.000,00 TL tutarlı, … seri nolu … ürün keşideli, Faktoring müşterisi … şirketinin iş bu iki çekin karşılıksız kaldığının T.C.M.B. kayıtlarıyla sabit olmasıyla vadesinde ödenmeyeceği anlaşıldığını bu itibarla … Noterliği … yevmiye Nolu 02.11.2018 tarihli ihtarname ile borçlulara hesap ektresi bildirilmiş olup ödemenin yapılması gereği aksi halde yasal yollara başvurulacağı ihtaratı yapıldığını, bunun akabinde ödemenin yapılmaması neticesinde davacıya ait hesap kat edildiğini, … Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/… Değişik İş sayılı dosyasından davacı borçlularla akdedilen 02/08/2018 tarihli faktoring sözleşmesi gereği edimlerin yerine getirilemeyeceği anlaşılmasıyla birlikte anılan dosyadan ihtiyati haciz kararı alındığını, bu itibarla davacı senet borçlusu … San. Ve Tic. Şti. ve müteselsil kefil … aleyhine; 31.10.2018 Vadeli 02.08.2018 Tanzim Tarihli 300.000,00 TL bedelli munzam senetin ödenmemiş 180.000,00 TL’lik kısmı için ( iki adet çek bedeli) fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak … İcra Müdürlüğü 2018/… Esaslı dosyasından kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, Faktoring Sözleşmesi maddesi gereğince vadesi gelmemiş olsa da ihtarname gerekmeksizin takibe konu olabildiğini, bu sebeple ortada hukuka aykırı ve kötüniyet barındıran bir durum bulunmadığını, davacı tarafın çeklerin vadeleri gelmediği beyanında iddiasında bulunmuşsa da bu hususa ilişkin müvekkili şirketçe yapılan araştırma sonucu çeklerin karşılıksız kaldığı ve akabinde taraflar arasındaki Faktoring sözleşmesi uyarınca yapılan icra takibinin hukuka uygun olduğunu, TCMB kayıtlarında belirtilen bilgiler Kişisel Verileri Koruma Kanunu uyarınca saklı olmasından dolayı mahkemece istenerek temin edilebileceğini, takibe konu çek ile ilgili herhangi bir problem olup olmadığının sorulmaması hayatın olağan akışına aykırılık teşkil etmemekte ve iyi niyetli hamil olan müvekkilin takibe konu senedi davacılardan aldığı aşikar olmakla davacı tarafça iş bu senede ilişkin herhangi bir imzaya itiraz yapılmamış olduğunu, mahkemenizce yapılacak bilirkişi incelemesinde de görüleceği üzere taraflarca yapılan Faktoring sözleşmesi uyarınca tarafımızın alacaklı olduğu sabit olacağını, zira davacı 2 adet çekten başka borçlu olmadığının tespitini talep etmiş olup, icra takibe konu edilen senet ile ödenmeyen çek bedelleri takibe konu edildiğini, munzam senedin ödenmeyen çek meblağları toplamının takibe konu edildiğini, davacı tarafından takip konusu 02.08.2018 tarihli munzam senedin iradesi dışında imzalatıldığını iddia edilse de bu durum gerçek dışı olup düzenlenen munzam senet davacının bilgisinde ve el ürünü olup imza da inkar edilmediğini, bu itibarla imzaya itiraz etmeyen davacının menfi tespit davası açması mümkün olmadığını, davacının ihtiyati hacze ilişkin itirazlarının mercisi iş bu mahkeme olmayıp, kararı veren 10.Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/… D.iş sayılı dosyası olduğunu, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1- … Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/… D.İş sayılı dosyası
2-… İcra Dairesi 2018/… Esas sayılı dosyası
3-Sözleşme, ihtarname, ihtarname tebliğ şerhi
4-Banka cevabi yazıları
5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, icra takibine konu borçtan borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle, alacağın dayanağını teşkil eden kambiyo senedinin hukuksal niteliğini irdelemekte yarar vardır.
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine dayanır.
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir ‘gayeye’ ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye, bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bu ilişki “kambiyo ilişkisi” olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur.
Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Bu genel açıklamadan sonra, hemen belirtmelidir ki,
Bu aşamada, menfi tespit konulu eldeki davada, ispat yükünün özellikleri üzerinde de durulmalıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72.maddesi gereğince, borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında, borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir.
Borçlu, borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin kambiyo senedinde görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu senedin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, bedelsizlik iddiasına dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir.
Aynı ilkeler, HGK’nun 17.12.2003 gün ve 2003/19-781 E., 2003/768 K. sayılı ilamında da benimsenmiştir.
Yukarıda yapılan tüm açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:
Davacılar, kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitini istediğine göre, konunun hem kambiyo hem de ispat hukuku açısından ele alınıp, değerlendirilmesi gerekir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 201.maddesi gereğince; yazılı bir belgeye (senede) bağlanmış olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen hususların tanıkla ispatlanması mümkün değildir.
Somut olayda, davacının ileri sürdüğü iddiaların varlığını yazılı delille ispat yükü altında olduğunun kabulü gereklidir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/… D.İş sayılı dosyasının incelenmesinde, ihtiyati haciz talep een … A.Ş.karşı tarafın …, … San ve Tic Ltd Şti olduğu, 180.000,00TL alacak miktarı için 27.000,00TL teminat karşılığında borçluların mal ve alacaklarına ihtiyat haciz kararı verildiği, …. İcra Dairesi’nin 2018/… Esas sayılı dosyası ile icraya konulmuş olup borçlular hakkında takibin kesinleştiği, 24.12.2018 tarihinde teminat mektubunun iade edildiği görülmüştür.
İcra dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 2018/… esas sayılı takip dosyasında senet alacağından kaynaklanan 180.000,00-TL asıl alacak 192,33-TL ticari reeskont avans faiz, 540,00-TL komisyon olmak üzere toplam 180.732,33-TL-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 17/11/2018 tarihinde …’ya, 16.11.2018 tarihinde …’a tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği görülmüştür.
Sözleşme, ihtarname, ihtarname tebliğ şerhi incelenmesinde, … Tic Ltd Şti arasında 02.08.2018 tarihinde, 1.000.000,00-TL olarak akdedildiği, davalılardan …’un 1.000.000,00-TL limitle kefil olarak imzaladığı, … Noterliği’nin … yevmiye sayılı 02.11.2018 tarihli ihtarnamesi ile … Factoring’in davalılara 08.12.2018 keşide tarihli 105.000,00TL tutarlı … seri numaralı Yada … keşideli ve 20.12.2018 keşide tarihli, 75.000,00TL tutarlı … seri numaralı … Petrol Ürün keşideli çeklerinin karşılıksız kaldığından hesap kat ihtarnamesi gönderdiği, 180.000,00TL bedelin derhal ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin 06/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Banka cevabi yazılarının incelenmesinde, … Bankası’nın … sayılı 19.02.2020 tarihli yazısı ile 08.12.2018 keşide tarihli 105.000,00-TL bedelli … seri numaralı … hesabına keşideli bir çek bulunmadığının bildirildiği, … şirketinin Pozcu/Mersin Şubesi müşterisi olup evrak talebi yazışmalarının şubeyle yapılmasının belirtildiği görülmüştür. … Bankası A.Ş.’nin 17.02.2020 tarih … sayılı yazısında Arnavutköy Şubesi’ne ait keşidecisi …Tic Ltd Şti olan … eri numaralı 75.000TL tutarlı çekin 20.12.2018 tarihinde … Bankası A.Ş. … Şubesi’ne ibraz edildiği ve ödendiğini, çek hesabının … Tic Ltd Şti’ne ait olduğunu, mezkur çekin … Bankası A.Ş.’ye ibraz edildiğinden görüntüsünün … Bankası uhdesinde bulunduğunun bildirildiği görülmüştür. Mahkememizce … Bankası’na yazılan müzekkereye CD ekli olarak cevap verilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, taraflar arasında faktoring sözleşmesi imzalanmış olup, davacı şirket asıl borçlu davacı … ise kefil sıfatı bulunmaktadır. Davalı … tarafından davacılar aleyhine bonoya dayalı takip başlatılmıştır. Mahkememizce 05/10/2020 tarihli duruşmada bilirkişi görevlendirilmiş, davacı delil avansı olmadığından dosya bilirkişiye tevdi edilememiştir. Takip eden oturumda davacı yana, delil avansının yatırılması için miktar ve kesin süre içeren ihtarname çıkarılmasına karar verilmiş, ihtarın tebliğine rağmen davacı delil avansını yatırmamıştır. 6100 sayılı Yasanın 324.maddesi gereğince taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Somut durumda davacı kendisine verilen kesin süre içinde delil avansını yatırmamış olmakla, kesin sürenin ihtar edilen sonucuna göre bilirkişi incelemesi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmıştır. Davacının talebine konu kıldığı hususlar Mahkememiz hukuk bilgisi dışında, teknik bilgi ve incelemeyi gerektiren bir husus olup bilirkişi incelemesi yaptırılması gereklidir. Bu kapsamda, davacı bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı için ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1- Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 54,40-TL harcın, peşin alınan 3.073,95-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.019,55-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesi gereğince 21.050,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/02/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır ¸e-imzalıdır