Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1094 E. 2020/738 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1094
KARAR NO : 2020/738
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2018
KARAR TARİHİ : 12/11/2020

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; taraflarınca, dava konusu fatura alacaklarına ilişkin davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı icra dosyası ile yapmış oldukları takibe ilişkin davalının itirazı sonucu takibin durduğunu, iş bu nedenlerle öncelikle itirazın süresinde olmaması sebebi ile iptalini, davalı şirketin haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile yüzde %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; takipte ödeme emri müvekkili şirkete 13.09.2018 tarihinde tebliğ edildiğini ve müvekkilince takibe 20.09.2018 günü UYAP sisteminden yasal süresi içerisinde itiraz edildiğini, ödeme emrine itiraz 7 günlük süre içerisinde yapıldığından, davacının itirazları dayanaksız olduğunu, davacı, dilekçesinde itiraz dilekçesinin vekalet harç saatinin 20.09.2018 günü 17:16 olduğunu açıkça beyan ettiği ve vekaletname harcının mesai saatleri dışında yapıldığını iddia ederek, itirazın ın süresinde olmadığını beyan ettiğini, oysa ki, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Elektronik İşlemler” başlıklı 445. Maddesinin 4. Fıkrasında; “Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter” denildiğini, açık hükme göre, yasal itiraz süresi içerisinde 23:59’a kadar işlem yapılabileceğinden, itirazın süresinde olduğu da tartışmasız olduğunu, davacının iddialarının ve beyanlarının reddi gerektiğini, davacı yanca ileri sürülen taleplerin tümü zamanaşımına uğradığından, davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkili şirketin kendisine borçlu olduğu iddiasındaysa da, davacı şirkete bir borçlarının bulunmadığını, işbu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, davacı şirket aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, ilam vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-… İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyası
2-Tarafların ticari defter ve kayıtları
3-Bilirkişi raporu
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 2018/… Esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 461.934,05-TL asıl alacak 34.313,10-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 496.247,15-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 13/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 20/09/2018 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali bilirkişinin 10/03/2020 tarihli 4 sayfadan ibaret raporunda özetle; Hem Davalı Şirketin hem de Davacı şirketlerin işyeri merkezlerinde, Muhasebe servislerinde, resmi kayıt ve belgeler üzerinde yaptığı incelemede, davalı şirket, davacı şirket tarafından düzenlenen Söz konusu aşağıda dökümü belirtilen 3 fatura 05/02/2018 tarihli … Numaralı 219.834,00 TL Fatura, 22/03/2017 tarihli … Numaralı 79.600,04TL Fatura, 22/03/2017 tarihli … Numaralı 162.500,01TL Fatura ve bu faturaların toplam bakiyesi 461.934,05 TL hem davacı, hem de davalı şirketin tüm resmi kayıtlarına eksiksiz bir şekilde kayıt edildiği, Maliye bakanlığına verilen KDV beyannamelerine Kurumlar Vergisi beyannamelerine ve İlgili dönem Bilançolarına Muhasebe Usul ve Esaslarına uygun olarak kayıt edildiği, üç faturanın toplamı 461.934,05 TL’lik miktarın, davacı şirket cari hesaplarında davalı şirketi borcu olarak davalı şirket hesaplarında ise davacı şirketi alacağı olarak kayıtlı olduğu, aralarında bu miktar üzerinde mutabık olunduğu ve tarafların hiçbir itirazı olmadığı tespit edilmiştir. Söz konusu üç fatura bedelinin gerçek bir hizmet alımı esnasında doğmuş olduğu tespit edildiğini, davalı şirket vekilinin ifade ettiği, incelenmesini talep ettiği icra takibine dayanak olan 05/02/2018 tarihli 461.934,05TL’lik tek bir faturaya resmi kayıttlarda rastlanmamış ve tespit edilmemiştir.” denilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu, davacının alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacı ve davalının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, dolayısıyla davalının bu faturaya ilişkin işin yapıldığının kabulü gerektiği, aksini yazılı delil veya kesin delil ile ispat edebileceği, davalının ise herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmediği, taraf defterleri arasındaki borç farkının bulunmadığı, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, her ne kadar icra takibinde davacının işlemiş faiz talebi olsa da, davacının davasını açarken asıl alacak yönünden harçlandırdığı ve talepte bulunduğu, kaldı ki aksi halde dahi davacının davalıyı temerrüte düşürmediği, işlemiş faiz talep edemeyeceği kanaati ile davanın kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden;dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-İş bu davanın kabulü ile … İcra Müdürlüğünün 2018/… E sayılı dosyasında davalının itirazının 461.934,05TL üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına,
2-% 20 icra inkar tazminatı 92.386.-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 31.554,71-TL ilam harcından peşin alınan 5.407,44-TL’nin mahsubu ile bakiye 26.147,27-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 5.407,44-TL peşin harç ve 35,90-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 5.443,34‬-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 40.176,70-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.590,50-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.12/11/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”