Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1077 E. 2021/976 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1077 Esas
KARAR NO:2021/976

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:14/11/2018
KARAR TARİHİ:09/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu 14.11.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında süregelen bir ticari ilişkinin bulunduğu. Bu ticari ilişki nedeni ile kesilen faturaların alacak kayıt edildiği, davalının da peyderpey ödemede bulunduğu, satılan emtianın alman menşeili olduğu, Euro cinsinden cari hesap tutulduğunu Tl ye çevrilerek faturalandırıldığı, ödeme günündeki kur üzerinden cari hesaptan mahsup edildiğini, davalının takip tarihi itibariyle müvekkili şirkete 20.313,96 Euro borcunun bulunduğunu, davalı aleyhine ….İcra Müd…. E. Sayılı takibin başlatıldığını, davalının cari hesaba mahsuben 05.11.2018 tarihinde 54.221,12 Tl havale ile ödemede bulunduğunu, bu ödemenin o günkü kur üzerinden cari hesaba 8.680,93 Euro olarak kayıtlandığı, davalının 11.733.04 Euro borcunun kaldığını, davacı tarafın kötü niyetli itirazı neticesinde takibin durduğunu beyan ederek davacının …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takibe vaki itirazının iptalini, takibin 11.703,04 Euro olarak fiili ödeme günündeki kur üzerinden devamına, Borçlunun haksız ve mesnetsiz itirazı nedeni ile takip durduğundan, borçlunun itiraz ettiği bedel üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmişlerdir.
Davalı vekili Mahkemeye sunmuş olduğu 05.12.2018 havale tarihli cevap dilekçesi ile; Dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, …. İcra Müdürlüğünün … E, Sayılı takibine ve müvekkilin adresinin Kadıköy oluşu nedeni ile yetkiye itiraz ettiklerini, davacı taraf ile aralarında bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, akdi ilişki ve mutabakatın bulunmadığını. Sözleşmenin TTK açısından yazılı yapılmasının şart olduğunu, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı ancak; Faturalar karşılığı malzeme satın alındığı, tarafların iş bu faturaları defterlerine kayıtladığını, Müvekkili davalının peyderpey ödemelerde bulunduğunu, tarafların döviz üzerinden değil Tl üzerinden anlaştıklarını, 13.Eylül 2018 tarihli Resmi gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı 85 sayılı kararında döviz cinsinden işlemlere yasak getirildiğini, Davacı taraftan 14.2.2017 tarih ve … no*lu fatura ile 54.628,99 Tİ ve 14.12.2017 tarih … no’lu fatura İle 45.092,13 Tl mal aldığım ve çeşitli tarihlerde ödeme yaparak borcunu kapattığım, davacı şirketin, döviz kurlarındaki hareketlenmeye yönelik taleplerine ilişkin herhangi bir fark faturası düzenlemediğini, cari hesabın kesilmeden önce taraflardan herhangi birisinin alacaklı veya borçlu sayılamayacağı, neticeten; aleyhe açılan haksız davanın reddini, davacının İİK. gereği tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin yine davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
…. İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içeresine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 20.213,96-Euro asıl alacağa 3095 SY nin 4/a uyarınca Euro faizi ile birlikte tahsili için takip yapıldığı, ödeme emrinin 31.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içeresinde 06.11.2018 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. İtiraz dilekçesinde özetle ; “Müvekkil adresinin Kadıköy oluşu nedeni ile yetkiye itiraz ettiklerini, cari hesap sözleşmesi ve mutabakatının bulunmadığı 2. Adet faturanın kayıtlarında mevcut olduğu, başkaca faturanın bulunmadığını, başkaca bir borcunun bulunmadığı” bu sebeple yetkiye ve asıl alacağa, faize, faiz oranına, tüm borca ve ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasına karar verilesini talep ettiklerini beyan etmiş olup, vaki itiraz üzerine takip durmuştur.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 03.02.2020 tarihli 9 sayfadan ibaret raporunda özetle; “İncelenen davacı taraf defter ve belgelerinde 31.12.2018 tarihi itibarı ile 12338 nolu Kapanış Maddesinde davacı tarafın davalı taraftan: 128.01.22.no lu şüpheli alacaklar hesabında: 80.050,16 tl ve 120.01. m156 no lu alıcılar hesabında: 1.205,56 tl alacaklı bulunduğu, dava dosyasına Taraflar arasında imzalanmış herhangi bir sözleşmenin sunulmadığı, davalı tarafça cari hesaba Tl ve Euro cinsinden kısmi ödemelerde bulunduğu, Faturaların TCMB döviz Euro kuru üzerinden Tl’sına çevrilerek düzenlendiğini ıttıla etiğinin kabul edilmesi gerekeceği, davalının faturalara davacının işlemiş faiz talebinin olmadığı, fatura ve ödemeleri ile defter ve belgeleri uyumlu bulunan davalı taraf defter ve belgeleri ile kayıtlarına itibar edilmesi gerekeceği. yukarıda arz ve izah edilen sebeple ve Dava dosyasından da anlaşılacağı üzere, davalı tarafın temerrüdünün icra takip tarihi ile oluştuğu, bu nedenle de alacağın likit olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, tarafların tazminat taleplerinin ve sair konuların gözetilerek takdir ve değerlemesinin Mahkemede bulunduğu, Görüş ve Kanaati ile raporunu sunmuştur.
Bu raporun karar kurmaya yeterli olmaması üzerine yeni bir bilirkişi atanarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Yeni bilirkişinin düzenlediği 20.01.2021 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı yanın kendi kayıtlarında raporlanan alacak miktarı 20.213,96 EURO tutardan davacının düzenlediği davalıda olmayan fatura toplamı 3.330,00 EURO ve davacı tarafından fiktif yapılan kayıt 499,38 EURO’nun tenzil edilmesi ile davacı yanın icra takip tarihi olan 24.10.2018 tarihi itibariyle davalı yandan 16.384,58 EURO (20.213,96 EUR- 3.330,00 EUR – 499,38 EUR) alacaklı olduğu, Davalı yanın takipden sonra yaptığı 8.680,93 EURO tutarındaki ödemenin icra takip tarihindeki alacak miktarı olan 16.384,58 EURO’dan tenzil edilmesi ile 05.11.2018 tarihi itibariyle davalı yandan 7.703,64 EURO (16.384,58 EURO-8.680,93 EURO) alacaklı olduğu, tarafların icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin değerlendirilmesinin Sonuç ve kanaati ile raporunu sunmuştur.
Bu rapora yapılan itirazlar üzerine itirazların irdelenerek ek rapor düzenlenmesi için dosya yeniden bilirkişiye verilmiştir.
Yeni bilirkişinin düzenlediği 07.09.2021 tarihli 4 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Davacı yanın icra takip tarihi olan 24.10.2018 tarihi itibariyle davalı yandan 20.213,96 EURO 140.534,45 TL), 05.11.2018 tarihi itibariyle 11.733,04 EURO (73.843,88 TL) alacaklı olduğu, davalı şirketin kayıtlarında yer almayan faturaların eklemesi ile icra takip tarihi olan 24.10.2018 tarihi itibariyle davacı yana 13.128,77 EURO (26.545,03 EURO (23.015,02 EURO + 3.530,01) -13.416,26 EURO (7.916,26 EURO + 5.500,00 EURO), 05.11.2018 tarihi itibariyle de davacı yana 4.647,85 EURO (26.745,04 (23.015,02 EURO+200,01 EURO +3.530,01 EURO) EURO-22.097,19 EURO (16.597,19 EURO + 5.500,00 EURO) borcunun bulunduğu, Taraflar arasındaki farklılık olan 7.085,19 EURO davalı yanın kayıtlarında yer almayan devir eden bakiyeden kaynaklandığı tespit edildiği sonuç ve kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava davacı şirket ile davalı şirket arasında süregelen bir ticari ilişkinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu ticari ilişki nedeni ile kesilen faturaların alacak kayıt edildiği, Davalının da zaman zaman ödemede bulunduğu anlaşılmaktadır. Satılan Emtianın Alman menşeili olduğu, ancak Euro cinsinden cari hesap tutulduğunu Tl ye çevrilerek faturalandırıldığı, ödeme günündeki kur üzerinden cari hesaptan mahsup edildiğini bildirerek cari hesaptan davacının Tl cinsi ödemeleri Euro ya çevrildikten sonra düşüldükten sonra bakiye alacaklarının kaldığı gerekçesi ile takip yaptıkları anlaşılmaktadır.
Bu davada taraflar arasındaki hukuki ihtilaf, davacı yanın 24.10.2018 tarihinde borçlu aleyhine T.C. …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 20.213,96 Euro alacağının tahsili amacıyla başlatmış olduğu icra takibine, davalı yanın borca itirazı ile icra takibinin durdurulması sonucunda davacı şirketin cari hesaptan kaynaklı alacağını davalı yandan tahsil edemedikleri iddiası üzerine çıkmış bulunmaktadır.
Tarafların 2017 ve 2018 yılına ait ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde; Dava dosyasına ibraz edilen faturalar incelendiğinde; Davacı şirketin davalı yan ile aralarında bulunan ticari ilişkide EURO ve TL para cinsinden cari hesap kullanarak alacağını takip ettiği ve davalı yana düzenlediği faturaların tamamının üzerinde TL ve EURO para cinsinin yazılı olduğu, davalı yana tebliğ edilen faturaların üzerinde fatura bedellerinin hangi para biriminden ödeneceğine dair şerh yazılmadığı görülmüştür.
Davalı yanın ticari defterinde kayıt altın alınmayan faturaların üzerinde ise “işbu Fatura tutan Euro yada ödeme tarihindeki Merkez Bankası Döviz Alış Kuru kullanılarak TL olarak ödenecektir.” Şerhinin yazılı olduğu belirlenmiştir. Davacı yanın düzenlediği EURO döviz faturalarını o günkü kurdan TL cinsine çevirerek ticari defterlerinde kayıt altına aldığı tespit edilmiştir.
Davacı şirketin incelenen 2017 yılı ticari defterlerinde; 2017 yılı ticari defterlerinde; 01.01.2017 tarih 1 no’lu yevmiye maddesinde açılış kaydı açıklaması ile 2016 yılından 2017 yılına 25.174,71 TL, (6.785,82 EUR) olarak alacaklı devir ettiği tespit edilmiştir.
Bilindiği gibi salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için ya düzenlenen faturayı aldığı halde 8 gün içinde münderecatına itiraz etmemiş olması ve faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin borçluya tesliminin yapılmadığının ispatlanması suretiyle alacaklının fatura düzenleme hakkının doğmadığının ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ancak davacı alacağı faturaların ödenmemesinden değil yapılan ödemelerin kura çevrildiğinde bakiye Euro alacağından kaynaklandığı iddia edilmektedir.
Davacı şirketin 13.12.2017 tarihinde 499,38 EURO tutarında “2015 Devir Rakamına İstinaden Hs. Düzeltme” açıklaması ile davalı yanın cari hesabının borç sütununa ekleme yaparak ticari defterlerinde kayıt altına aldığı görülmekte olup, yapılan bu fiktif kaydın hangi amaçla yapıldığının açıklanması gerektiği görüş ve kanaatine varıldığından davacı yanın 499,38 EURO tutarı davalı yanın cari hesabına eklememesi gerektiği, bu nedenle davacı yanın icra takip tarihindeki alacak miktarı olan 20.213,96 EURO’dan 499,38 EURO tutarın tenzil edilmesi neticesinde: Davacı yanın yaptığı fiktif kayıttan dolayı 19.714,58 EURO ( 20.213,96 EURO – 499,38 EURO) alacağının bulunduğu hesaplanmıştır.
Davacı yanın ticari defler ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde; Davacı yanın icra takip tarihi olan 24.10.2018 tarihi itibariyle davalı yandan 20.213,96 EURO ( İ40.534,45 TL), 05.11.2018 tarihi itibariyle 11.733,04 EURO (73.843,88 TL) alacaklı olduğu görülmüştür.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davalının temerrüdüne dair bir belge ve iddia yoktur. Bu nedenle temerrüt takiple oluşmuştur. Zaten talepte bu yöndedir.
Tüm bu nedenlerle İş bu davanın kabulü ile … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında davalının itirazının 11.733,04 Euro üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktara 3095 SY nın 4/a md uyarınca Euro faizi uygulanmasına,
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİY 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 14768.-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın kabulü ile … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında davalının itirazının 11.733,04 Euro üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktara 3095 SY nın 4/a md uyarınca Euro faizi uygulanmasına,
% 20 icra inkar tazminatı 14.768.-Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 4.953,17-TL nin peşin alınan 562,43-TL den düşümü ile kalan 4.390,74-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 598,33-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.585-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 10.226,32-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır