Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1076 E. 2021/1077 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2018/1076 ESAS
KARAR NO:2021/1077

DAVA:ALACAK
DAVA TARİHİ:16/05/2007
KARAR TARİHİ:09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bankalar Kanununun 15/7.A maddesi doğrultusunda fon alacağının tahsili bakımından Fon Kurulu Başkanlığı’nın 13.02.2004 tarihli kararı ile müvekkili şirketin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetimi ve denetiminin … tarafından devralındığını, yine, … tarafından atanan,Yönetim Kurulu tarafından verilen talimatla, Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından hazırlanan 01.06.2005 tarih, 01 nolu inceleme raporu’nda “… A.Ş.’nin hesaplarında yapılan incelemelerde, bu firmanın …’ye 2002 yılı genel seçimler döneminde ve 2004 yılı yerel seçimlerine hazırlık olarak 2003 yılında yapılan parti propaganda çalışmalarında eleman desteği ve mali destek sağladığının görüldüğünü, … A.Ş.’nin SAP muhasebe sistemindeki 195-verilen avanslar ve 740/770- işletme giderlerinde bulunan birçok kaydın GP veya …Referansıyla/açıklamasıyla yapıldığının görüldüğünü, buna göre … A.Ş. hesaplarından … Partiyle ilgili olduğunun kesinlik kazanan kayıtların bulunduğunu, … A.Ş. hesaplarından …giderlerinin karşılanması amacıyla kullandırılan avansların 2002-2003 dönemi avans kullanım miktarının toplam 2.569.097 YTL olduğunu, … A.Ş. gider hesaplarından karşılanan …harcamalarının 2002 yılında toplam 1.516.688 YTL, 2003 yılında toplam 228.543 YTL olduğunu, … Partiye yapılan bedelsiz KYK (Kontör Yükleme Kartı) desteğinin 1.400.000 YTL olduğunun ifade edildiğini, bunların dışında ilgi soruşturma ve hazırlanan teftiş kurulu raporunda ayrıca; … Halkla İlişkiler Reklam ve Prodüksiyon San. ve Tic. A.Ş.’den …’ye avans hesaplarından yapılan 2.569.097 YTL ve gider hesaplarından 1.745.231 YTL olmak üzere toplam 4.314.328 YTL tutarındaki kaynak aktarımı ve usulsüz uygulamalarla ilgili olarak Türk Ticaret Kanunu’nun 336., 342., 346. ve 359. maddeleri hilafına hareket etmekten Yönetim Kurulu Üyesi-…, Yönetim Kurulu Üyesi-…, İcra Kurulu Üyesi-…, Yönetim Kurulu Üyesi-…, Yönetim Kurulu Üyesi- …, Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür-…, Mali Koordünatör-…, Muhasebe Müdürü-…, …-… … ve …-…’in mali sorumluluklarının bulunduğu görüşüne varılmıştır” denilmek suretiyle adı geçen kişilerin meydana gelen şirket zararının 4.314.328 YTL’den sorumlu oldukları belirtildiğini, bu nedenle, şirket zararı olan ve şirketleri … Halkla İlişkiler Reklam ve Prodüksiyon San. ve Tic. A.Ş.’den … Partiye avans hesaplarından aktarılan toplam 4.314.328 YTL’nin fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 YTL’lik kısmının, zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankası tarafından ilan edilen avans faiz oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep ederek şirketin uğradığı zarardan, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000’lik zararın, zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankası tarafından ilan edilen avans faiz oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …, …, … ve … vekili Av. … cevap dilekçesinde; Teftiş Kurulu inceleme raporunun tek yanlı olduğunu ve delil değeri taşımadığını,dava, dilekçesinin açık olmadığını, genel ve soyut olgulara dayandığını, iddia edilen zarardan davalıların sorumlu olduğu iddia edilen hususların açık ve somut olarak tespiti gerektiğini, zarar gördüğünü iddia eden davacının dava konusu ile ilgili olarak uygun ve elverişli sayılan bir hukuki sebebe dayanmadığını, dava konusu olayda gerek dava gerekse dava ıslah tarihi itibariyle zaman aşımı bulunduğunu, öne sürülerek haksız açılan davanın reddine, tüm masrafların ve vekalet ücretinin davacı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça, dava dilekçesinde, “… AŞ.’nin hesaplarında yapılan incelemelerde, bur firmanın …’nin 2002 yılı genel seçimler döneminde ve 2004 yılı yerel seçimlerine hazırlık olarak 2003 yılında yapılan parti propaganda çalışmalarında eleman desteği ve mali destek sağladığının görüldüğü, … AŞ.’nin muhasebe sistemindeki 19 5-verilen avanslar ve 740-770- işletme giderlerinde bulunan birçok kaydın GP ve GP referansıyla yapıldığının görüldüğü, buna göre davacı şirketin hesaplarından GP’yle ilgili olduğu kesinlik kazanan kayıtlara atfen …” denmekle, çeşitli tablolar belirtilerek inceleme raporunda yer alan açıklamalara atıf yapıldığını, iddia edilen ödemelerden müvekkilinin sorumlu olduğunun ifade edilduğunu, müvekkilinin iddia edilen şirket zararı olan 4.314.328-YTL’den direk menfaati olan kişi olarak sorumlu olduğunun dava dilekçesinde belirtildiğini, müvekkilinin sorumluluğu tespit edilirken, iddia edilen zarardan müvekkilinin sorumlu olduğu iddia edilen hususların açık ve somut olarak tespitinin gerekli olduğunu, inceleme raporunda bahsedilmiş olan yapılmış ödemelerin tespitinin neye dayanarak belirlenmiş olduğunu anlamanın olanaksız olduğunu, kaldı ki, dava dilekçesinde sadece yapılmış olan ödemelerin ödeme tutarlarının yer aldığını, ancak bu ödemelerin nedeninin ifade edilemediğini, davacı şirketin yönetim ve denetimine, … tarafından 14.02.2004 tarihinde polis baskını el konulduktan sonra müvekkilinin şirkete girişine dahi izin verilmediğini, bununla birlikte, yeni atanan yöneticilerin şirket ortaklarını ve yöneticilerini de yok saydıklarını, ayrıca yeni yönetim tarafından mevcut kasaların ve şirket kayıtlarının durumunun bir tutanak ile resmi biçimde devir teslim alınmadığının bilinmekte olduğunu, bu nedenle, eğer şirket kasasında bir açık mevcutsa bundan müvekkilinin sorumlu olmadığını ve olmasının da beklenemeyeceğini, zira yeni yönetimin, şirket kasasını resmi bir yolla teslim almadığını ve bu nedenle, kasanın hangi tarihte ve ne miktar eksildiğinin müvekkilinin bilmesine ve bu eksiklikten müvekkilinin sorumlu tutulmasının imkanı olmadığını, bu durumda, iddia edilen hususun ispatının olanaksız olmakla birlikte, bir harcamanın/aktarımın ne nedenle yapılmış olduğu ve tespitinin ne şekilde yapıldığının taraflarınca anlaşılamadığını, zarar gördüğünü iddia edilen tarafın, kendisine uygun olan ve elverişli sayılan bir hukuki sebebe dayanması gerektiği, dava dilekçesinde davacı tarafından dayanmış olduğu herhangi bir hukuki sebebin olmadığını, sonuç olarak, ispatı mümkün olmayan ve soyut iddialara istinaden müvekkili aleyhine şirketi zarara uğrattığı gerekçesi ile açılan işbu davanın reddine,tüm masrafların ve vekalet ücretinin davacı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacı şirkette 01.05.1999-30.04.2000 tarihlerinde sigortalı olarak çalıştığını, 07.05.2001 tarihinde muhasebe müdürü olarak seçildiğini, 08.04.2002 tarihinde işten ayrıldığını, 30.06.2000-08.04.2002 tarihleri arasında ayda sadece (5)’er gün çalıştığının dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu SSK kayıtları ile sabit olduğunu, davacı … … San. ve Tic. A.Ş.’nden …’ye avans hesaplarından yapılan 2.569.097,00 YTL ve gider hesaplarından 1.745.231,00 YTL olmak üzere, toplam 4.314.328,00 YTL tutarındaki kaynak aktarımı, para transferi ve tahakkuku yapacak ve imza atacak yetkisi bulunmadığını, bu gibi işlemlerin sadece üst düzey şirket yöneticileri tarafından yapıldığını, davaya dayanak gösterilen 01.01.2006 tarih Teftiş Kurulu Raporunun varsayımlara dayandığını, somut belgelere dayanmadığı, davacının … tarafından resen tayin edilen YK Üyeleri tarafından tayin edilen müfettiş tarafından tanzim edilen Teftiş Raporuna istinaden TTK. hükümlerine göre tazminat talebinde bulunamayacağını, dava dilekçesinin içeriği itibariyle müphem olduğunu öne sürerek; haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin yönetim ve denetimine … tarafından el konulduktan sonra … tarafından atanan Yönetim Kurulunca verilen talimatla şirket Teftiş Kurulu Başkanlığınca hazırlanmış olan 01/06/2006 tarihli ve 1 numaralı inceleme raporunun dayanak tutulduğunu, huzurdaki davanın haksız ve mesnetsiz olup, işbu davada davacı şirketin yönetim ve denetimine … tarafından el konulmasından sonra, davacı şirket bünyesindeki bir organ tarafından düzenlenmiş olan tek yanlı Teftiş Kurulu İnceleme Raporuna dayanıldığının dikkate alınması gerektiğini, zira işbu raporun; davacı şirketin iç denetim mekanizması tarafından hazırlanmış olup, taraflarına tebliğinin bile söz konusu olmadığını, bu nedenlerle işbu raporun davada dayanak delil olarak kabulünün söz konusu olmamasının gerektiğini, dava dilekçesinde, “… ve Halkla İlişkiler A.Ş.nin hesaplarında yapılan incelemelerde, bu firmanın … Partinin 2002 yılı genel seçimler döneminde ve 2004 yılı yerel seçimlerine hazırlık olarak, 2003 yılında yapılan parti propaganda çalışmalarında eleman desteği ve mali destek sağlandığının görüldüğünü, … A.Ş.nin, SAP muhasebe sistemindeki 195- verilen avanslar ve 740-770 İşletme Giderlerinde bulunan bir çok kaydın GP veya …referansıyla yapıldığının görüldüğünü, buna göre … A.Ş. hesaplarından …ile ilgili olduğu kesinlik kazanan kayıtların şu şekilde olduğu” ifade edilmekle, dava konusu olaylarla ilgili tarih olarak 2002-2003 döneminden bahsedildiğini, mübrez 15/02/2002 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi tasdikli sureti tetkik edildiğinde müvekkili …’ün davacı şirketin Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa etmiş olup, istifasının kabul edilerek yerine …’ın seçildiğini, bu nedenledir ki, müvekkili …’ün bu dönemler de yapılan işlemlerden ötürü sorumluluğuna gidilmesinin de mümkün olmadığını, zira; müvekkilinin o dönemler itibariyle yönetim kurulu üyesi bile olmadığını, sonuç olarak müvekkilinin dava konusu olaylar ile hiçbir ilgisi bulunmadığından haksız yersiz, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, masraflar ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 13/09/2010 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde, davacının davalılardan tazminini talep edebileceği bir alacağının bulunmadığının tespit edildiği ve davacının davalıların zararlandırıcı işlem ve eylemlerinden dolayı ortaya çıktığını ileri sürdüğü şirket zararını kanıtlayamadığı, davalıların şirket zararına sebebiyet veren kusur ve sorumluluklarının tespit edilemediği, ıslah açısından da zamanaşımı süresinin dolduğunun belirlendiği görülmüştür.
Mahkememizce bilirkişi raporuna itirazlar çerçevesinde yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeniden rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, 17/11/2011 havale tarihli bilirkişi raporu dosyaya sunularak,”… … Reklam ve Prodüksiyon San. ve Tic. AŞ’nin ticari defter kayıt ve belgelerinin incelenmesi sonucunda bu şirketin iştigal konusunun tanıtım ve reklam olması sebebiyle bir partinin seçim ve propaganda çalışmalarına katılması işi doğal olarak gözükmekte isede bu şirketin amacının bu iş karşılığında gelir elde etmek olduğu, buna karşın mali kısımda belirtildiği gibi bu şirketin davalıların işlem ve davranışları nedeniyle bir parti yararına 1.745.231,00 TL tutarında harcamalarda bulunmak suretiyle amacına aykırı olarak zarara uğramış göründüğü, dava konusu iş avansları hesabından mahsup işlemlerine ilişkin kayıt ve belgelere rastlanmadığı ancak mevcut belge ve kayıtlar ile dava konusu ve 2002-2003 yıllarında çeşitli kişilere kullandırıldığı bildirilen iş avansı hesabından mahsup edilen 2.434.421,47 TL lik tutarın … … Reklam ve Prodüksiyon San. ve Tic. AŞ. firması yönünden zarar, maliyet, gider, borç ödemesi yada verilen borç olup olmadığının hesabının ancak buna ilişkin dayanağı belgelerin ibrazına bağlı olduğu ve bu hususta dosya kapsamında belge mevcut olmadığı hususlarının tespit edildiğinin bildirildiği” anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi raporuna itirazların değerlendirilmesi ve davalıların sorumluluk durumları yönünden ek rapor aldırılmak üzere dosya aynı bilirkişilere tevdi edildiği, bilirkişilerin 02/05/2013 havale tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; ”Tarafların kök rapora karşı beyan ve itirazları çerçevesinde ve dava dosyasına sunulu belgelerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; kök raporda sunulan tespit ve değerlendirmelerde öz itibarıyla bir değişikliğin söz konusu olmadığı,dava konusu harcamalardan “740 Hizmet Üretim Maliyeti” hesabında kapsamında kayıtlı bulunan harcamaların davacı şirketin amaç tanımı içerisinde görülüp görülmeyeceği ve söz konusu harcamalar karşılığında hangi gelirlerin elde edildiği ile ilgili bir veri olmamasının davalılar lehine değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunun mahkemenin takdirinde bulunduğu, dava konusu dönem itibarıyla davacı yönünden 1.745.231,00TL tutarında zarar doğduğunun mahkemece benimsenmesi halinde, davalıların sorumlu olacakları tutarların raporda listelendiği, dava konusu ödeme ve gider kayıtları ile ilgili tarihlerin 12.02.2002 tarihinden sonraki tarihlere ilişkin bulunduğu, dolayısıyla anılan işlemlerin davalılardan …’ün görev yaptığı dönemden sonraki tarihlere ilişkin bulunduğu anlaşılmakla, davalı …’ün sorumluluğundan söz edilemeyeceği, ayrıca davalılardan … ile …’ın ise, dava konusu dönemde Yönetim Kurulu Üyesi ve Denetçi olarak görev yapmadıkları anlaşılmakla TTK md.336 anlamında sorumluluklarından söz edilemeyeceği, … A.Ş. yönünden toplam 1.745.231,00 TL tutarında zararın var olduğu ve müfettişlik inceleme raporunda listelenen işlem tarihleri bazında zararın doğduğunun benimsenmesi halinde, hesaplanacak faiz tutarlarının başlangıç tarihlerinin de rapor içerisinde tablo halinde listelendiği” belirtilmiştir.
Mahkememizce … Esas, … Karar sayılı ve 04/07/2013 tarihinde verilen karar ile; ”…Ek bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca beyan dilekçeleri sunulmuş olup sunulan deliller, yapılan bilirkişi incelemesi sonrasında alınan bilirkişi raporları, son yapılan bilirkişi incelemesi ile son alınan ek rapor çerçevesinde davalılardan …, … ve …’ün ilgili dönemlerde görev yapmadıklarından zarardan sorumlu olmadıkları anlaşılmakla davalılar …, … ve …’ hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, davacının asıl ve ıslahla açılan davasında ayrıca davacı zararı 1.745.231,00 TL olarak belirlendiğinden davalılar … , … , …, …, …, … ve … hakkındaki davasının toplam 1.745.231,00 TL üzerinden kısmen kabulü ile bunun 10.000,00 TL lik kısmına dava tarihinden itibaren, ıslah edilen 1.735.231,00-TL lik kısmına ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, fazla talebin reddine” karar verildiği, Mahkememizin kararının Kararı, kanuni halef sıfatıyla … ve davalı … vekillerince temyiz edildiği,
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/4409 Esas, 2015/11618 Karar sayılı ve 05/11/2015 tarihli kararı ile; ”1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, … A.Ş. yönetici, denetçileri, genel müdür ve muhasebe müdürleri olan davalıların sorumluluklarına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davalılar … ve … dava konusu dönemde görevde bulunmadıklarından zarardan sorumlu tutulamayacakları gerekçesiyle haklarındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ise de davacı vekili davalı …’ın 12.03.2001-13.02.2004, davalı …’in de 09.01.2003-13.02.2004 tarihleri arasında görev yaptığını, …. Noterliği’nin 15.02.2000 tarih … yevmiye nolu imza sirkülerine göre muhasebe şefi …’ın II.Derece B grubu imza yetkisine sahip olduğunu, yine …. Noterliği’nin 14.02.2002 tarih … yevmiye nolu imza sirkülerinde görüleceği üzere muhasebe müdürü … ile mali koordinatör …’in II. Derece B Grubu imza yetkisine sahip olduklarını, şirket adına işlem yapmaya ve imza atmaya yetkili bu şahısların şirket zararından sorumlu olduklarını iddia etmiştir.
6762 sayılı TTK’nın 342 maddesi “Şirket muamelelerinin icra safhasına taalluk eden kısmı, esas mukavele veya umumı heyet veya idare meclisi karariyle idare meclisi azasından veya ortaklardan olmıyan bir müdüre tevdi edildiği takdirde; müdür, kanun veya esas mukavele yahut iş görme şartlarını tesbit eden diğer hükümlerle yükletilen mükellefiyetleri, gereği gibi veya hiç yerine getirmemiş olması halinde idare meclisi azasının mesuliyetlerine ait hükümler gereğince şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklarına karşı mesul olur” hükmünü haizdir. Bu madde ile anonim ortaklığın iç ve dış ilişkilerinde görevli icra müdürleri ile bunların sorumluluğu düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu itibarla mahkemece, davacı vekilince dosyaya ibraz edilen 15.02.2002 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanan 25.01.2002 tarih 32 nolu yönetim kurulu kararı ve imza sikülerleri ile davalılar … ve …’a tanınan imza yetkilerinin TTK’nın 342. maddesi hükmü uyarınca bu kişilerin sorumluluğunu gerektirip gerektirmeyeceğinin anılan davalıların görev yaptıkları tarihler de tereddüte yer bırakmayacak şekilde göreve atanma ve görevden ayrılma belgeleri ile tespit edilip hukuki durumlarının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile haklarındaki davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca, davacı tarafça dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi ile dava konusu alacağın zararın meydana geldiği tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsili talep edilmiş olmasına göre mahkemece, davalı yöneticilerin sorumluluğunu doğuran haksız eylem tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
3-Davalı … vekili, cevap dilekçesinde ve ıslah dilekçesine karşı beyan dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Mahkemece ne ara kararda ne de gerekçeli kararda anılan davalının zamanaşımı def’i konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu itibarla mahkemece, davalı … vekilinin zamanaşımı savunması üzerinde öncelikle durulup, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken, bu konuda bir karar verilmeden uyuşmazlığın esasına yönelik hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın davalı … yararına bozulması gerekmiştir.
4-Bozma sebep ve şekline göre, davalı … vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.” denildiği,
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/5992 Esas, 2018/4935 Karar sayılı ve 28/06/2018 tarihli kararı ile; ”… Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalılar …, … ve … hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, davalılar …, …, …, …, …, … ve … hakkındaki davanın toplam 1.745.231,00 TL üzerinden kısmen kabulü ile bunun 10.000,00 TL’lik kısmına dava tarihinden itibaren, ıslah edilen 1.735.231,00 TL’lik kısmına ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen kararın … vekili ve davalı … vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Davalı … vekili ile katılma yolu ile … vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı … vekili ile katılma yolu ile … vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddine” denilerek,dosyamızın Mahkememize iade edildiği, Mahkememizin 2018/1076 Esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Bozma sonrası Mahkememizin 09/05/2019 tarihli celsesi 3 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 11/02/2021 tarihli 2. ek raporunda özetle;”SONUÇ: Bilirkişi ek görev tanımı doğrultusunda yapılan incelemelerimiz çerçevesinde,tespit ve değerlendirmelerimiz ile ulaşılan sonuçlar aşağıda takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere maddeler halinde sunulmuştur.
1-Huzurdaki davaya konu tazminat talepleri özetle iki ana grupta toplanmaktadır. Tazminat kalemlerinden ilk grup, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. – … K. sayılı ve 04.07.2013 tarihli kararında sıralanan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilen, toplam 1.745.231,00 TL tutarındaki zarar kalemlerinden oluşmaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/4409 E. – 2015/11618 K. sayılı ve 05.11.2015 tarihli ilamıyla toplam tutarının onandığı anlaşılan bu tazminat tutarını oluşturan zarar kalemleri dışında, dava konusu ikinci grup tazminat kalemi ise, “…” giderlerinin karşılanması amacıyla kullandırıldığı belirtilen ve toplam tutarı 2.569.097,00 TL olan avanslardan oluşmaktadır.
2-Görev tanımımız sınırları içerisinde ve Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda olmak üzere, davalılardan … ile …’in imza yetkileri ve görev yaptıkları tarihlere ilişkin olarak dava dosyasına sunulu belgeler çerçevesinde yaptığımız ayrıntılı tespitler raporumuz içerisinde sunulmuş olup; sonuç itibarıyla;
a)Davalı …’ın işe giriş tarihi 01.05.1999 olup, “muhasebe müdürü” görevi ve imza yetkilerinin işten ayrılış tarihi olan 08.04.2002 tarihine kadar sürdüğü tespit edilmiştir. Dolayısıyla da dava konusu tazminat kalemlerinin ilgili bulunduğu zaman aralığı dikkate alındığında, …’ın sorumluluğunun irdeleneceği işlemlerin 02.01.2002 – 08.04.2002 tarihleri arasında kalan döneme ilişkin işlemler olacağı anlaşılmıştır.
b)Davalı …’in “mali koordinatör” görevi ve imza yetkilerinin 25.01.2002 tarihinden başlayarak işten ayrılış tarihi olan 31.05.2004 tarihine kadar sürdüğü tespit edilmiştir. Dolayısıyla da dava konusu tazminat kalemlerinin ilgili bulunduğu zaman aralığı dikkate alındığında, …’in sorumluluğunun irdeleneceği işlemlerin ise 25.01.2002- 31.12.2013 tarihleri arasında kalan döneme ilişkin işlemler olacağı anlaşılmıştır.
3-Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere TTK md. 342 çerçevesinde aktarılan teorik bilgiler ve yasal düzenleme çerçevesinde, müdürlerin yol açtıkları zararlardan müdürler sorumlu sayılmak, şirket ile aralarında sözleşme ilişkisi bulunduğu için de şayet kusursuz oldukları savunması yapar iseler, ispat yükünün de müdürlerde olduğunu kabul etmek gerekmektedir.
4-Sayın Mahkemece dava konusu zararların varlığı halinde ve davalı … ile …’in sorumlu bulunacaklarının kabulü seçeneğinde, tazmini talep edilebilecek zarar tutarlarına ilişkin ayrıntılı incelemelerimiz rapor içerisinde sunulmuş olup, iki grup tazminat kalemi itibarıyla zarar miktarlarına ilişkin olarak ulaşılan sonuçlar ve iki davalının sorumluluk miktarları da aşağıda maddeler halinde sunulmuştur.
5-Davalı … yönünden ulaşılan sonuçlar:
a)Dava konusu tazminat taleplerinden kesinleşen mahkeme kararına konu ve “… A.Ş. Gider Hesaplarından Karşılanan …Harcamaları” olarak talep edilen toplam 1.745.231,00 TL tutarındaki I. Grup işlemlerin oluştuğu tarihler dikkate alındığında, davalı …’ın en azından görev süresi itibarıyla sorumluluğundan söz edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
b)Dava konusu tazminat kalemlerinden, mahkeme kararıyla varlığına ve tazminine hükmedilmeyen ikinci zarar iddiasına konu talep ile ilgili olarak ise, takdiri tamamen Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacı Kurumca bu aşamada talep edilebileceğinin kabulü seçeneğinde; davalı … yönünden, görev döneminde gerçekleşen bu kapsamdaki işlemlerin özü ve içeriği itibarıyla iddia konusu zararın varlığından, dolayısıyla da davalının sorumluluğundan söz edilemeyeceği değerlendirilmiştir.
6-Davalı … yönünden ulaşılan sonuçlar:
a)Dava konusu tazminat taleplerinden toplam 1.745.231,00TL tutarındaki 1.Grup işlemlerin oluştuğu tarihler dikkate alındığında, davalı …’in görev tanımı ve imza yetkileri nedeniyle diğer davalılar gibi sorumluluğu bulunduğunun kabulü seçeneğinde, sorumluluk miktarı 1.745.231,00 TL kadar olacak ve her faiz işlemi ile ilgili olarak hesaplanacak faiz tutarlarının başlangıcı da raporumuzun (11-D-3) maddesinde ilgili işlemler itibarıyla listelenen tarihler olarak esas alınabilecektir.
b)Dava konusu tazminat kalemlerinden, ikinci zarar iddiasına konu talep ile ilgili olarak ise, takdiri tamamen Sayın Mahkemeye ait olmak üzere ve davacı Kurumca bu aşamada talep edilebileceğinin kabulü seçeneğinde; davalı …’in sorumluluk tutarı 139.150,51 TL kadar olacaktır.” denilmiştir.
Ek bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca beyan dilekçeleri sunulmuş olup sunulan deliller, yapılan bilirkişi incelemesi sonrasında alınan bilirkişi raporları, son yapılan bilirkişi incelemesi ile Yargıtay bozması sonrası alınan son alınan ek rapor çerçevesinde;
Davacının asıl ve ıslahla artırılan davasında. Davacı taraf davayı takip etmediklerini beyan edip, yasal süresi içinde de yenilemediklerinden davalı …, … hakkındaki davaların HMK 150. madde gereğince açılmamış sayılmalarına karar verilmiştir.
Davalı …’ün ilgili dönemlerde görev yapmadığı zarardan sorumlu olmadığı anlaşılmakla davalı … hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verimmiştir.
Davacının asıl ve ıslahla açılan davasında ayrıca davacı zararı 1.745.231,00 TL olarak belirlendiğinden davalılar …, … , …, …, …, … ve … hakkındaki davasının toplam 1.745.231,00 TL üzerinden kısmen kabulü ile her bir zarar kaleminin oluştuğu tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
6762 sayılı TTK’nın 309. maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin zararın öğrenilmesinden itibaren 2 yıl, her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren 5 yıl olduğunu, davacının zararı ve faili en geç 01.06.2006 tarihinde müfettiş raporu ile öğrendiği, davalı … açısından 01.06.2008 tarihinde zamanaşıma uğradığı, ancak ıslah tarihinin 08.01.2009 olduğu dikkate alındığında davalı … hakkında ıslah ile istenen 1.735.231,00-TL kısım açısından ise zarar tarihleri ile ıslah tarihi arasında zamanaşımı suresinin dolmuş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı taraf, 5411 S.K. 141 maddesi gereğince fon alacaklarında zamanaşımı 20 yıl olduğunu ileri sürmüş ise de, yöneticinin sorumluluğuna ilişkin zamanaşımı süresi 6762 sayılı TTK’nın 309. Maddesindeki süreler olup, dava konusu tazmin talebinin 5411 S.K. 141 maddesi ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davacının asıl ve ıslahla açılan davasında davalı …, … hakkındaki davaların HMK 150. madde gereğince açılmamış sayılmalarına,
2-Davacının asıl ve ıslahla açılan davasında davalılar …, …, …, …, … (… 10.000 TL ile sınırlı olmak üzere), … ve … hakkındaki davasının toplam 1.745.231,00 TL üzerinden (… 10.000 TL ile sınırlı olmak üzere) kısmen kabulü ile; bu miktarın 33.478 TL’lik kısmının 31.08.2002 tarihinden (davalı …’ın sorumlu olduğu 10.000 TL açısından da bu tarihten itibaren); 30.125 TL’lik kısmının 09.09.2002; 19.875 TL’lik kısmının 17.09.2002 tarihinden; 1.269.919 TL’lik kısmının 15.08.2002 tarihinden; 1.560 TL’lik kısmının 31.08.2002 tarihinden; 1.731 TL’lik kısmının 20.12.2002 tarihinden; 160.000 TL’lik kısmının 31.12.2002 tarihinden; 228.543 TL’lik kısmının 31.12.2003 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
Davalı … hakkında ıslah ile istenen 1.735.231,00-TL kısım açısından ise zamanaşımı nedeniyle davanın reddine,
Fazla talebin reddine,
3-Davalı … hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine,
4-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 118.533,63-TL karar ve ilam harcından 135,00-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 118.398,63-TL’nin davalılardan …, …, …, …, …, … ve …’den tahsili ile (davalılardan … yönünden 674,87-TL ile sınırlı olmak üzere) hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 135,00-TL peşin harç, 13,10-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 148,10-TL’nin davalılardan …, …, …, …, …, … ve …’den tahsili ile (davalılardan … yönünden 0,84-TL ile sınırlı olmak üzere) davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 9.703.45-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 3.925,20-TL’lik kısmının davalılardan …, …, …, …, …, … ve …’den tahsili ile (davalılardan … yönünden 22,37-TL ile sınırlı olmak üzere) davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılardan … tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılardan …’e verilmesine,
8-Davalılardan … tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılardan …’a verilmesine,
9-Davalılardan … tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılardan …’e verilmesine,
10-Davalılardan …, …, … tarafından yapılan 50,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 29,70-TL’lik kısmının davacıdan tahsili ile davalılardan …, …, … tarafına verilmesine; arda kalan kısmın iş bu davalılar üzerinde bırakılmasına,
11-Davalılardan … tarafından yapılan 150,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 149,10-TL’lik kısmının davacıdan tahsili ile davalılardan …’a verilmesine; arda kalan kısmın iş bu davalı üzerinde bırakılmasına,
12-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 93.533,08-TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalılardan …, …, …, …, …, … ve …’den tahsili ile (davalılardan … yönünden 5.100,00-TL ile sınırlı olmak üzere) davacıya verilmesine,
13-Davalılardan … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00-TL (açılmamış sayılmasına hükmü nazara alınarak) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile iş bu davalı tarafına verilmesine,
14-Davalılardan … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00-TL (husumet yokluğundan davanın reddi hükmü nazara alınarak) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile iş bu davalı tarafına verilmesine,
15-Davalılardan …, …, …, … kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 93.533,08-TL vekalet ücretinin (davacının vekalet ücretini geçemeyeceği nazara alınarak) davacıdan tahsili ile iş bu davalılar tarafına (davalılardan … yönünden 5.100,00-TL ile sınırlı olmak üzere) verilmesine,
16-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı 09/12/2021

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …