Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/978 E. 2019/254 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/978 Esas
KARAR NO : 2019/254 Karar
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2017
KARAR TARİHİ : 12/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 03.11.2017 tarihli dilekçesinde özetle; “Rekabet Kurulu tarafından 12 Bankanın kredi ve kredi kartlan konularında birlikte fiyat tespit etmek amacıyla kartel oluşturduğu belirlendiğini, bu tespit sonucu verilen para cezası kararı Danıştay tarafından da onandığını, söz konusu 12 bankanın içinde davalı bankanın da bulunduğunu, müvekkili firma 07.07.2008, 21.01.2009 ve 02.03.2009 tarihlerinde davalı bankanın … Şubesi’nden toptlam 177.500,00- TL kredi kullanmış olmakla kartel faizi sebebiyle zarara uğratıldığını, söz konusu fiil olmasaydı, kredi maliyetleri daha az olacağını, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 57. Maddesinde; “Her kim bu kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur” ifadesi yer aldığını, Yine ayın kanunun 58. Maddesinde ise ‘Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilir.’ ifadeleri yer aldığını, Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edebilir. Zararın belirlenmesinde, zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün karlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanacağını, Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hakim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan karların üç katı oranında tazminata hükmedebilir’ ; maddeleri gereği kartel faizi sebebiyle meydana gelen zararın üç katının müvekkiline ödetilmesini talep etmek zarureti hasıl olduğun beyan etmiş, tüm bu nedenlerle davalı bankanın 21 Ağustos 2007 ve 22 Eylül 2011 tarihleri arasında kartel faizi uygulamak suretiyle müvekkile vermiş olduğu zararın 3 katının, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500.00,- TL’sinin kredi kullanım tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalının üzerinde bırakılması talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından verilen 13.12.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Bankacılık pazarında faaliyet gösteren on iki adet teşebbüsün; mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (4054 sayılı Kanun) 4. maddesini ihlal ettikleri iddiası ile Rekabet Kurulu (Kurul) tarafından soruşturma gerçekleştirildiğini, Kurul 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararında aralarında müvekkilin de bulunduğu 12 bankaya %003 ila %1.5 arasında değişen oranlarda idari para cezası verildiğini, anılan karara karşı … İdare Mahkemesinin E. … esas sayısına kayden iptal davası açıldığı, davalı İdaremin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 4001 sayılı Kanunla değişik 38. maddesinin birinci fıkrası uyarınca yapmış olduğu bağlantı talebinin Ankara Bölge İdare Mahkemesinin 18.12.2013 tarih ve E. … , K. … sayılı karan ile kabul edilmesi üzerine, aynı konuda diğer Bankalar taralından açıldığı, davalar … İdare Mahkemesinde birleştirildiğini, birleştirilen bu dava … İdare Mahkemesinin 25.12.2014 tarih ve E. … , K. … sayılı kararı ile dava reddedildiğini, … İdare Mahkemesinin anılan ret karan üzerine Danıştay nezdindeki kanun yolu aşamasının henüz sonuçlanmadığını, dolayısıyla Rekabetin ihlal edildiği konusunda henüz kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadığını, Davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, müvekkili bankanın aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunduğunu, Türkiye’de 52 banka faaliyet göstermekte olup her banka diğerinden farklı faiz oranlan ve diğer kredi şartlan ile müşterilerine kredi imkanı sunduklarını, kaldı ki ticari krediler bakımından ticari faaliyetin niteliğine ve tacirin kendine has koşullarına göre tacir ile nevi şahsına münhasır kredi ilişkileri oluşturulabildiklerini, kredi kullanmadan önce farklı bankalardan kredi teklifleri almak hatta kendi özel koşullarına göre uygun kredi imkanı sağlanması için bankalarla iletişime geçmesi gerektiğini, kaldı ki dava konusu ticari kredi, kullanıldığı dönemdeki sektör ortalamalarının altında ve oldukça avantajlı koşullarla davacıya sunulmuş olduğunu, davacının gerekli araştırmaları yaptığını ve işletmesi için en karlı seçeneği tespit edecek kadar basireti davrandığını kanıtladığını, tüm bu nedenlerle davanın husumet nedeniyle reddine, süresi içinde açılmayan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, usule ilişkin itirazlarının kabul edilmemesi halinde, davanın esasa ilişkin savunmaları doğrultusunda reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 22.02.2019 tarihli 4 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacıya davalı banka tarafından tahsis edilen kredi, Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kullandırılan Ticari Kredi olduğu. Rekabet Kurulu Karında bankaların anlaşmalı olarak yüksek faiz oranı belirledikleri tespit edilen kredilerin İse, Tüketici Kredisi kapsamında kredi, mevduat ve kredi kartı hizmetlerine yönelik olduğu. Rekabet Kurulunca: kartel kurduklarından bahisle para cezası verilen davalı banka dışında, Kurumsal Ticari kullandıran 4 bankadan, belirlenen tarihlerde kullandırdıkları 12 ay vadeli Ticari kredilerine uyguladıkları faiz oranlan ortalamasının yıllık % 25,17’ye tekabül ettiği, bu durumda davacı kredilerine uygulanan aylık % 22.40 faiz oranının, piyasa ortalamalarından daha düşük olması nedeniyle, davacı şirketin zarara uğratıldığına ilişkin bir sonuca varılamadığı,” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Davacı … A.Ş. ile davalı banka arasında 03.09.2007 tarihli 90.000,00,-TL Limitli GENEL TİCARİ KREDİ SÖZLEŞMESİ imzalandığı, 04.02.2018 tarihinde 23.000,00,-TL limit artırımı sonucu Sözleşme limitinin 113.000,00,-TL yükseltildiği tespit edilmiştir. Davacı … A.Ş Davalı Bankadan sözleşme ile saptanan faiz oranlan belirlenen krediler kullandırıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davalı bankanın, davacıya kullandırılan kredilere uygulandığı faiz oranlarının, Rekabet Kurulunun 13-13/198-100 sayılı kararıyla para cezasına çarptırılmış olan bankalar dışındaki 9 bankaca uygulanan faiz oranları ortalamasından daha yüksek bir oran olup olmadığı, eğer daha yüksek bir oran ise. bundan doğan davacı zararının tazmin edilip edilmeyeceği noktasındadır.
Yerleşik Yargıtay içtihatları çerçevesinde dava konusu kredi kullandırma tarihleri olan 07.07.2008, 20.01,2009 ve 02.03.2009 tarihlerinde, Türkiye’de faaliyet gösteren ve ceza alan bankalar dışındaki en az 9 bankanın bu tarihlerde 12 aylık vadeli ticari kredilere uyguladıkları faiz oranları karşılaştırılmıştır.
Davacıya davalı banka tarafından tahsis edilen kredi, Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kullandırılan Ticari Kredi olduğu, Rekabet Kurulu Karında bankaların anlaşmalı olarak yüksek faiz oranı belirledikleri tespit edilen kredilerin İse, Tüketici Kredisi kapsamında kredi, mevduat ve kredi kartı hizmetlerine yönelik olduğu sabittir.
Rekabet Kurulunca: kartel kurduklarından bahisle para cezası verilen davalı banka dışında, Kurumsal Ticari kullandıran 4 bankadan, belirlenen tarihlerde kullandırdıkları 12 ay vadeli Ticari kredilerine uyguladıkları faiz oranlan ortalamasının yıllık % 25,17’ye tekabül ettiği, bu durumda davacı kredilerine uygulanan aylık % 22.40 faiz oranının, piyasa ortalamalarından daha düşük olması nedeniyle, davacı şirketin zarara uğratıldığına ilişkin bir sonuca varılamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın Reddine,
2- 44,40-TL karar harcının peşin alınan 31,40-TL den düşümü ile kalan 13,00-TL nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/03/2019

Katip …

Hakim …