Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/966 E. 2020/770 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/966 Esas
KARAR NO : 2020/770
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 31/10/2017
KARAR TARİHİ : 19/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında eskiden beri süre gelen iş ilişkisinin mevcut olduğunu, davalı, müvekkili şirkete ait ham derileri fason olarak işlediğini, ancak iki yıl kadar önce bir derilerin hatalı işlenmesi sebebiyle uyarıldığını ve tamir ettirildiğini, bir kısım derilerin ise hatalı işlenmesi nedeniyle zararına satılmak zorunda kalındığını, yine bir kısım derilerin ise hiç teslim edilmediğini, hal böyle iken, müvekkili şirket yetkilisine, tahsilde ödenmesi gereken üç adet senetlerin bulunduğunun bildirildiğini, müvekkili şirket yetkilisi araştırıldığında üç adet senedin tahsil için bankaya verildiğinin tespit edildiğini, senetlerde her iki müvekkilinin borçlu, davalının ise lehtar olduğunu, müvekkillerinin davalıya herhangi bir borçlarının olmadığını, bankaya tahsile verilen senetlerdeki imzaların müvekkiline ve müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, müvekkillerine atfedilen imzaların sahte olması sebebiyle müvekklerinin borçlu olmadığının tespiti ve senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların vekil eden ile eskiden beri süregelen iş ilişkilerinin mevcut olduğunu, vekil edenin davacı şirkete ait ham derileri işlediğini, 2 yıl kadar önce bir kısım derilerin hatalı işlendiğini, yeniden işlenmeye verildiğini, büyük bir kısmının ise davacılar tarafından ucuza satıldığını, bu satıştan zarar ettiklerini, bir kısım derilerin ise davacı şirkete hiç teslim edilmediğini beyan ederek, alacaklısı vekil eden, borçluları davacılar olan, … Bankası … Şubesi’ne tahsile verilen; 31.10.2016 tanzim ve 30.10.2017 vade tarihli 50.000,00. USD bedelli, -31.10.2016 tanzim ve 30.11.2017 vade tarihli 60.000,00.USD bedelli, (dava dilekçesinde hatalı olarak vade tarihi 31.11.2017 olarak belirtilmiştir.) 31.10.2016 tanzim ve 30.12.2017 vade tarihli 65.000,00. USD bedelli 3 adet bonodaki imzaların kendilerine ait olmadığı iddiası ile iptalini talep ettiğini, ancak davacıların işbu davası mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili, Mahkememizin 19/11/2020 tarihli celsesinde ”İcra Hakimliğinde görülen davada çeklerin iptaline karar verildi,bu sebeple davadan feragat ediyoruz” dediği,
Davalı vekilince sunulan 19/11/2020 tarihli dilekçe ile davacıların davadan feragat etmesi halinde feragate bir diyeceklerinin olmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini bildirmişlerdir.
Davadan feragat HMK’nın 307. ve 309. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK’nın 309. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Feragat nedeni ile davanın reddine,
2-Davalı taraf yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğini beyan etmekle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 54,40-TL harcın, peşin alınan 11.304,24-TL’den mahsubu ile arta kalan 11.249,84-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı karar kesinleştiğinde ve talep halinde tarafara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.19/11/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”