Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/911 E. 2020/27 K. 20.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/911 Esas
KARAR NO : 2020/27
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/10/2017
KARAR TARİHİ : 20/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinden özetle, 27.01.2017 tarihinde, dava dışı …’ın sahibi olduğu, sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı araç ile davalı ….’nİn trafik sigortası teminatı altındaki, sürücü …’nin yönetimindeki … plakalı aracın kazaya karıştığı; kazanın meydana gelmesinde sürücü …’nin kusurlu olduğu; eksper incelemesi ile … plakalı aracın kaza nedeniyle 3.915 – 4.698 TL arasında değer kaybettiğinin belirlendiği ve 354 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, … plakalı araç sahibi …’ın alacağını davacı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye 11.09.2017 tarihinde temlik ettiğini, davalı … şirketine 26.09.2017 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile … plakalı aracın değer kaybının ve ödenen ekspertiz ücretinin talep edildiğini, KTK 97 maddesi gereğince 15 gün beklendiği ancak sonuç alınamadığı açıklanarak fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kay d ly la, … plakalı aracın değer kaybının 300 TL kısmının kaza veya temerrüt tarihi itibariyle avans faizi ile tahsili talep edilmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile kazaya karışan … plakalı aracın trafik sigortası teminatları altında olduğu; davacının talebi üzerine yapılan İnceleme sonucunda davacıya 1.682 TL değer kaybı ödendiğini, yapılan bu ödeme ile müvekkilinin borcu kalmadığını ve talebin reddinin gerektiğini, değer kaybı ile ilgili ekspertiz ücreti değer kaybını talep eden tarafından ödenmesi gerektiğini, müvekkili sigorta şirketi zarardan trafik poliçesi şartları çerçevesinde sorumlu olduğundan davanın reddinin gerektiğini, beyanla davanın reddine, davacı tarafından değer kaybı talep etmeye hakkı olup olmadığının var ise miktanının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmasını ve alınacak raporun tebliğ edilmesini, müvekkili şirket dava açılmasına keyfi ve 0haksız olarak sebep olmadığından yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Temlik sözleşmesi, ihtarname,
2-Değer kaybı ve Ekspertirz raporu
3-Hasar dosyası ve poliçe
4-Bilirkişi raporları
5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava meydana gelen trafik kazasında hasara uğrayan aracın değer kaybı bedeli ve değer kaybı bedelinin belirlenmesi amacıyla yaptırılan ekspertiz ücretinin temlik alan davacının davalı … şirketinden tahsili talebine ilişkin bulunmaktadır.
Araç değer kaybından, zarara sebebiyet veren aracın maliki-işleten sıfatıyla, araç sürücüsü-haksız fiil faili olarak, sigorta şirketi-trafik sigortası poliçesi nedeniyle, müştereken ve müteselsilen sorumlu olup, müteselsil sorumluluk ilkeleri uyarınca davacı tarafça, değer kaybı alacağın sorumluların tamamından talep edebilecektir.
Sigortalı araçta meydana gelen değer kaybının, poliçenin tanzim tarihine göre, davaya konu poliçe 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlardan sonra ise yeni genel şartlara göre; bu tarihten önce ise yerleşik Yargıtay uygulamasında belirtildiği üzere aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki hasarlı halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmaya (farka) göre hesaplanması gerekmektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183/1. maddesine göre; Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Aynı Kanun’un 184/1.maddesi ile alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır.
Alacağın temliki, bir alacağın alacaklı tarafından bir başka kimseye devredilmesidir. Bu suretle borç münasebetinde alacaklının şahsında bir değişiklik vuku bulmakta, eski alacaklının (temlik edenin) yerini yeni alacaklı (temellük eden) almaktadır. Aynı zamanda, temlik edilen alacak eski alacaklının malvarlığından çıkarak yeni alacaklının mamelekine dâhil olmakta, alacağı talep etmek hakkı da yeni alacaklıya intikâl etmektedir. Alacağın temliki ile asıl haktan ayrı yalnız başına başkasına devredilemeyen dava hakkı da devredilmiş olur. Bu anlamda davada taraf sıfatı da temlik alanda olmaktadır (Y. 3. H.D. 2016/13540 E. ve 2017/1715 K. Sayılı emsal ilamı).
Somut uyuşmazlıkta; dava dışı araç sahibi ile davacı arasında yazılı olarak yapılan temlik sözleşmesi ile TBK’nın 183. vd. maddeleri hükümleri uyarınca dava dışı araç sahibinin aracının hasara uğraması nedeni ile davalıdan talep edebileceği hasar bedeli alacağını davacıya temlik edilmiştir. Bu durumda dava dışı araç malikinin hak ve alacaklarını hukuken geçerli temlik sözleşmesi ile alan davacı, taraf sıfatını kazanmıştır. (İstanbul BAM 9.H.D. 2019/392E-2019/173K sayılı emsal ilamı)
Alacak, temlik edilmekle temlik edenin mal varlığından çıkarak temellük edenin mamelekine dahil olur; buna karşılık temlik edenin “alacaklı” sıfatı da artık son bulur, onun yerini temellük eden alır. Böylece temlik eden borçludan edimini ifa etmesini talep edemeyeceği gibi, borçlu tarafından vaki olan ifayı da kabul edemez. Borçlu, edimini bundan böyle “temellük edene” , yani “yeni alacaklısına” ifa etmekle mükelleftir. Ancak, alacağın temliki borçlunun muvafakatini gerektirmediğinden, borçlunun bu temlikten haberi bulunmayabilir. Temlikten habersiz olan borçlu hüsnüniyetle borcunu temlik edene, yani eski alacaklısına ifa ederse, borcundan kurtulur. Eğer borçlu, alacağın temlik edilmiş olduğundan haberdar edilmiş ise, borcunu ancak temellük edene ifa edebilir; temlik edene ifada bulunmuş olduğu takdirde, temellük edene karşı da ikinci bir ifada bulunmakla mükellef olur. Borçluya alacağın temlik edilmiş olduğunu temlik eden de, temellük eden de bildirebilir, bu ihbar herhangi bir şekle de bağlı değildir.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, hasar dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
Temlik Sözleşmesinin incelenmesinde; dava dışı … Tarafından dava konusu … plakalı aracın meydana gelen trafik kazasından kaynaklı tüm alacaklarını davacıya 11/09/2017 tarihinde temlik ettiği, temlik sonrasında davacının davalıya 26/09/2017 tarihinde başvuruda bulunduğu görülmüştür.
Hasar dosyası ve poliçenin incelenmesinde; … plakalı arac maliki …’nin 14/05/2016 – 14/05/2017 tarihleri arasında davalı … şirketi tarafından sigortalandığı, sigortacının değer kaybı raporu aldığı, 1.682,00-TL değer kaybı hesaplandığı, dava dışı dava konusu araç maliki …’a 05/10/2017 tarihinde 1.682,00-TL hasar dosya ödemesi adı altında ödeme yapıldığı görülmüştür.
Makine Mühendisi Bilirkişinin 19/11/2019 tarihli ve 8 sayfalık raporundan özetle, Sürücü …’nin yönetimindeki … plakalı aracı ile sola dönüş öncesinde yolun soluna yanaşmadığı; yolun sağından sola dönmeye çalıştığı; doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yaptığı; sol şeritte normal seyreden … plakalı araç ile kazaya karıştığı için Karayolları Trafik Kanununun 46/b-c, 53/b/2, 84/f ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 94/A/b-c, 102/b/2, 157/a/6 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; trafik kazasının meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu, Sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı aracı ile sol şeritte normal seyrederken, … plakalı aracın tehlikeli şerit değiştirmesi ve doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapması nedeniyle kazaya karıştığı için kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı, Tazminata konu … plakalı, … marka, … tipi, 30.01.2014 tarihinde trafiğe çıkmış, 2013 model, 21.01.2017 tarihinde, yaklaşık 3 yd ve 95.746 km kullanıldıktan sonra kazaya karışmış, … adına tescilli otomobilin dava konusu 27.01.2017 tarihli kazada hasarlanan parçalarının tamamı daha önce 17.05.2016 tarihinde karıştığı kazada da hasarlanmış olduğu için dava konusu kaza nedeniyle değer kaybı olmadığını, Dava dışı …’ın sahibi olduğu … plakalı araç ile ilgili alacaklarını davacı … Hİz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye temlik ettiğini belirten 11.09.2017 tarihli temlik sözleşmesinin dosyada mevcut olduğu, Hazine Müsteşarlığının 28.08.2015 tarihli Ekspertiz Ücret Tarifesine İlişkin Genelge esas alınarak belirlenen değer kaybı belirleme ücretinin KDV dahil 177 TL olduğu ancak sigorta şirketine ihbar edilmeden eksper atanmasının iyi niyet kuralı İle uyuşmadığı için Karayollan Trafik Kanunu 97 ve Sigorta Eksperi Atama Yönetmeliğinin 4/1 – 4/2 – 7/1 – 7/2 maddeleri gereğince davacının eksper ücreti talep edemeyeceği; ayrıca eksper raporunun doğru olmadığının anlaşıldığı, Davalı ….’nin … sayılı zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası poliçesi ile … plakalı otomobilin 14.05.2016 – 14.05.2017 tarihleri arasında, kazanın meydana geldiği 27.01.2017 tarihîni de kapsayacak şekilde sigorta teminatı altında ve kaza tarihinde Zorunlu malî sorumluluk (trafik) sigortası genel şartların A.3 maddesi gereğince mağdur aracın değer kaybının gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sigorta teminatı altında olduğu, Davalı …. tarafından 15.10.2017 tarihinde … plakalı aracın sahibi …’a 1.682 TL değer kaybının ödendiği; davalı ….’nin ödemesi gereken değer kaybı olmadığı halde fazladan ödeme yapıldığı ve borcunun olmadığı, Davacının tazminat talep etme hakkı olsa, kazaya karışan araçların her ikisi hususi ve sahipleri de gerçek kişi olduğu için Karayolları Trafik Kanunu 99 ve Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının B.2.a maddeleri gereğince temerrüt tarihi 13.11.2017 itibariyle yasal faiz talep edilebileceği, Davacının … plakalı aracın değer kaybı karşılığı talep edebileceği tazminat olmadığı,” kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davacı vekilinin itirazları doğrultusunda bilirkişiden aldırılan 06/11/2019 tarihli ek raporundan özetle, ” tazminata konu … plakalı, … marka, … tipi, 30.01.2014 tarihinde trafiğe çıkmış, 2013 model, 21.01.2017 tarihinde, yaklaşık 3 yıl ve 95.746 km kullanıldıktan sonra kazaya karışmış, … adına tescilli otomobilin kaza nedeniyle değer kaybının 1.440 TL olduğu; davalı …. tarafından … plakalı aracın sahibi …’a 15.10.2017 tarihinde 242 TL fazlası ile 1.682 TL değer kaybı ödendiği konusunda uyuşmazlık olmadığı; kök raporda, ” tarafımca Tramer’den temin edilerek incelenmiştir ” tespitinin dikkate alınarak; Sigorta Bilgi Merkezi’nden … plakalı otomobilin 17.05.2016 tarihinde karıştığı kaza ile ilgili ekspertiz raporunun ve fotoğrafların temininin mahkemenin takdirinde olduğu ” kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, dava konusu alacağın temlik edildiği, temilik edildiğinin davalıya bildirildiği, ancak davalının buna rağmen borcu temlik edene ödediği, bu halde yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere davacıya ifası gerektiğinden davalının borcunun son bulmadığının kabulü gerekir. Tüm deliller bilirkişi raporu ve dosya kapsamından da anlaşıldığı üzere davacının aracında 1.440,00-TL değer kaybı olduğu, davalının sigortalısının %100 kusurlu olduğu, davalı sigortanın işbu değer kaybından davalının sorumlu olduğu, kaza tarihinin 27/01/2017 olduğu, temlik sözleşmesinin 11/09/2017 tarihinde yapıldığı, temlik alan davacının davalıya 26/09/2017 tarihinde temlik aldığını bildirdiği, davalının bu bildirimden sonra dava dışı temlik eden malike 05/10/2017 tarihinde ödeme de bulunduğu, yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere davalının temlik olduğundan haberdar edildiğinden, borcunu ancak temellük edene ifa etmesi gerektiği, temlik edene ifada bulunmuş olsa da temellük edene karşı da ikinci bir ifada bulunmakla mükellef olduğundan, davacının davasında haklı olduğu ve borcun sona ermediği, dava konusu aracın değer kaybının genel şartlara eklenen formüle göre hesaplandığı, değer kaybının 1.440,00-TL olduğu, ancak mahkemenin taleple bağlı olduğu, davacının talebinin 300,00-TL olduğu nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temerrüt tarihi yönünden; Davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Aynı zamanda Söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına göre davacının alacağının tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte olduğu gibi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/15535 Esas 2019/7234 Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Somut olayda davacı ihtarname keşide etmiş, ödeme için yasadan daha uzun bir süre ile talepte bulunmuştur. Bu halde ihtarname tebliğ tarihi olan 26/09/2017 tarihine 15 gün eklenmek suretiyle 12/10/2017 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilmiştir.
Ayrıca davacı dava dilekçesinde kaza tarihinden itibaren ticari avans faizi niteliğinde temerrüt faizi talep edilmiştir. Ancak; dava dilekçesinde her ne kadar temerrüt faizi olarak avans faizi talep edilmiş ise de, dava konusu olan araç ticari nitelikli bir araç olmadığından (hususi araç olduğundan) olayda ancak yasal faiz talep edilebileceğinden,
Kabule göre de eksper ücreti adı altında talep edilen bedel, tespit gideri gibi yargılama giderlerinden olup eksper ücretinin de yargılama giderine eklenerek davanın kabul edilen kısmına göre oranlama yapılması ve davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Bu hali ile raporda tespit edilen 177.00-TL ekspertiz giderine yargılama gideri olarak değerlendirilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Y.17.H.D. 2016/966E-2016/5728K)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, 300,00-TL değer kaybının temerrüt tarihi olan 12/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
3-Alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL harcı ile 23,00-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 300,00-TL (dava değeri dikkate alınarak) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından karşılanan 858,30-TL yargılama gideri ve 177,00-TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 1.035,30-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza