Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/907 E. 2018/838 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1059 Esas
KARAR NO : 2018/836
DAVA : Rücuen Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/11/2017
KARAR TARİHİ: 11/07/2018
Mahkememizde görülen rücu davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili şirketin kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın davalılardan …’un sevk ve idaresinde bulunan, işleteni diğer davalı … İl Emniyet Müdürlüğü olan … plakalı aracın % 75 asli kusurlu olarak çarpması neticesinde hasarlandığını, ekspertiz raporu uyarınca tespit edilen hasar bedelinin sigortalısına ödendiğini beyanla davalının kusuruna tekabül eden hasar tutarının ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı …, olay günü … Polis Merkezi’nde görevi başında olduğunu, aracı ile evrak teslimi için … Büro Amirliği’ne giderken kazanın gece karanlık ve siyah araç olması nedeniyle meydana geldiğini, tepe lambasının açık olduğunu, gerekli tedbirleri aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı … İl Emniyet Müdürlüğü davaya yanıt vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, TTK’nın 1472.maddesi uyarınca kasko poliçesi kapsamında rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Sigortacının, sigorta poliçesinden doğmayıp da yasadan aldığı bir yetkiye dayanmak suretiyle ve haksız eylem nedeniyle alacaklı sigortalısı yerine geçerek hareket ettiği davada asliye ticaret mahkemesine değil, asliye hukuk mahkemesine başvurması gerekirdi. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu, E. 1939/37, K. 1944/9, T. 22.3.1944)
Sigorta rücu davalarının TTK 1472/1. maddesi hükmünden kaynaklanması nedeniyle, TTK’nın uygulanmasından bahisle, aynı yasanın 4/1 maddesi uyarınca bu tür davaların mutlaka ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiği düşünülebilir ise de, halefiyet prensibi gereğince, davanın sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre ticaret mahkemesinde bakılıp bakılamayacağının değerlendirilmesi gerekir. Bir başka deyişle, sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki uyuşmazlık, ticari dava niteliğinde ise bu davaya TTK’nın 5/3. maddesi uyarınca ticaret mahkemesinde bakılabilecek, aksi durumda dava ticaret mahkemesinde açılamayacaktır. (Işıl Ulaş, Uygulamalı Zarar Sigortaları Hukuku, 8. Bası, Ankara 2012, s.255)
Somut olayda, dava dilekçesi ekinde sunulmuş genişletilmiş kasko poliçesi incelendiğinde sigorta konusu aracın hususi otomobil vasfında olduğu, hasara sebebiyet veren davalı sürücü ile tacir vasfı olmayan devlet tüzel kişiliği içerisinde yer alan İl Emniyet Müdürlüğü’ne karşı dava dışı sigortalı TBK 49 ve devamı maddeleri uyarınca Asliye Hukuk Mahkemelerinde dava açabileceğinden ötürü halefiyet prensibi uyarınca lehtar yerine geçen sigortacının da Asliye Hukuk Mahkemesinde işbu davayı açması gerektiğinden aşağıdaki gibi Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına,
3-HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalının yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 11/07/2018

Katip Hakim

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*