Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/882 E. 2019/1028 K. 18.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/916 Esas
KARAR NO : 2019/1027 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16/10/2017
KARAR TARİHİ : 18/10/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 16.10.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “…Davacı tarafından, davalı … Ltd. Şti.’den olan 02.06.2016 tarih ve … sıra nolu, 03.06.2016 tarih ve… sıra nolu, 09.06.2016 tarih ve … sıra nolu, 17.06.2016 vade tarihli …sıra nolu 03.08.2016 tarih ve … sıra no.lu, 28.10.2016 vade tarihli…sıra nolu toplam 61.454,16-TL fatura bedeli alacağının tahsili amacı ile İstanbul… İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirket haksız ve kötü niyetli olarak herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmeden herhangi bir borcu bulunmadığı iddiası ile takip konusu alacağa ve ferilerine itiraz ettiğini, davalı tarafın itirazı ile icra takibi durmuş olup, davalı borçlu kötü niyetli olarak sırf alacağın tahsilini geciktirmek için itiraz ettiğini, davalı borçlu şirketin itiraz dilekçesinde fatura bedellerinin kıymetli evraklarla alacaklıya ödendiği yönünde ki iddiaları tamamen haksız ve kötü niyetli olduğunu, taraftar arasında mal alım satım ilişkisinden kaynaklı ticari ilişki mevcut olup dava konusu icra takibi davalı borçlu şirketin kambiyo evrakı teslimi söz konusu olmayan cari hesap kayıtlarında yer alan alacağına dayandığını, davalı borçlu tarafın takip konusu faturalardan kaynaklı alacağın kıymetli evrak ile ödemesinin yapıldığı iddiası yersiz olduğunu, davalı borçlu şirketin itiraza konu ettiği icra dosyalan iş bu fatura karşılığı alacak ile ilgisi bulunmadığını iş bu husus ticari defter kayıtları üzerinde yapılacak inceleme ile sabit olacağını, davalı borçlu iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydı ile bahse konu kıymetli evraklar ile ilgili icra dosyalarında da borç halen ödenmediğini bildirmiş, sonuç olarak; açıklanan ve re’sen belirlenecek durumlar karşısında haksız ve dayanaksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini…’’ talep ve dava etmişlerdir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligatın yapıldığı, davalının davaya cevap vermediği ve duruşmalara da katılmadığı görülmüştür.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 61.454,16.-Tl asıl alacağa % 18 temerrüt faizi tutarı 6.552,83 Tl ile birlikte toplam 68.006,99-Tl için takip yapıldığı, ödeme emrinin 25.01.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 26.01.2017 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 13.05.2019 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacının 2016 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacı yanın İncelenen ticari defterlerinde, Takibe konu 6 adet faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, Davacı yanın incelenen ticari defterlerinde davalı yandan takip tarihi itibariyle takibe konu 6 adet faturadan dolayı 61.325,64-TL asıl alacaklı olduğu, Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına karşın Sayın Mahkemenin tayin ettiği 25.03.2019 tarihli incelemeye katılmamış ve ticari defter-belge ibraz etmediği, Davacının faturalardan bakiye cari hesap alacağına esas teşkil eden faturaların dosyaya sunulmuş olduğu, davalı adına tanzim edilen mübrez faturaların açık fatura (bedeli tahsil edilmemiş) şeklinde usulüne uygun olarak tanzim edildiği, Faturalara konu malların teslimine ilişkin sevk irsaliyelerin dosyaya ibraz edilmemesi nedeniyle, davacının dava konusu faturaların içeriğini davalıya teslim ettiğini ispat için yeterli delil niteliğinin bulunmadığı kanaati oluştuğu, Davacının takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, takip tarihi (20.01.2017) itibariyle davacının 6.552,83-TL işlemiş faiz talebinin dayanağı bulunmadığından, takip tarihi itibariyle işlemiş faiz yönünden alacağının bulunmadığının kabulünün gerekeceği kanaatine varıldığı. Mahkemece davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan 61.454,16-TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceği.” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava hukuki ihtilaf davacı yanın, 20.01.2017 tarihinde davalı borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile; 61.454,16-TL tutarlı ası! alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanın takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunmaktadır.
Davacı yanın incelenen ticari defterlerinde davalı yandan takip tarihi (20.01.2017) itibariyle takibe konu 6 adet faturadan dolayı 61.325,64 TL asıl alacaklı olduğu, tespit edilmiştir.
Ancak salt fatura düzenlenmesi, adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu… Adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabîlmesi için bir seçenek olarak düzenlenen faturayı tebliğ aldığı tarihten İtibaren 8 gün içinde fatura ve münderecatına itiraz etmemiş olması gerekir. Kaldı ki, bu da faturanın mutlaklığı anlamına tam olarak gelmez ve sadece fatura mündericatının doğru olmadığını ispat yükünü faturaya itiraz etmeyenin omuzlarına yükler. Faturayı düzenleyen, kaideten, ona süresinde karşı yan itiraz ederse, mal veya hizmeti yapıp çekişmesiz sunduğunu ortaya koymak mevkiinde iken, süresinde İtiraz olmadığında bu kerre süresinde itiraz etmeyip ispat külfeti altına giren yan, faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin tarafına tesliminin yapılmadığını/gerçekleşmediğini veya usulünce bildirilmiş bîr ayıba/eksiğe, yasal mesnetten yoksunluğa duçar olduğunu vs. ispatlamalıdır.
Davacının faturalardan bakive cari hesap alacağına esas teşkil eden faturaların dosvava sunulmuş olduâu. davalı adına tanzim edilen mübrez faturaların acık fatura (bedeli tahsil edilmemişi seklinde usulüne uvaun olarak tanzim edildiği görülmüştür. Faturalara konu malların teslimine ilişkin sevk irsaliyelerin dosvava ibraz edilmemesi nedeniyle, davacının dava konusu faturaların içeriğini davalıya teslim ettiğini ispat için veterli delil niteliğinin bulunmadığı kanaati oluşmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 10. maddesinde “Aksine sözleşme yoksa ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar.” hükmü bulunmaktadır. Bu hükümler gereğince, davacı alacaklının takip tarihi İtibariyle işlemiş faiz talep edebilmesi İçin davalı borçluyu icra takibinden önce temerrüde düşürmüş olması gerekmektedir. Davacının takip tarihinden önce davalıya bîr ödeme ihtarının bulunmadığı, takip tarihi 20.01.2017 itibariyle davacının 6.552,83 TL işlemiş faiz talebinin dayanağı bulunmadığı bu nedenle takip tarihi itibariyle işlemiş faiz yönünden alacağının bulunmadığının kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının itirazının 61.454,16 Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faiz uygulanmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİk 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 12.290.-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının itirazının 61.454,16 Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faiz uygulanmasına,
% 20 icra inkar tazminatı 12.290.-Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2- Karar ve ilam harcı 4.197,93-TL nin peşin alınan 821,35-TL den düşümü ile kalan 3.376,58-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 857,35-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 870,10-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 786,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 7.109,96-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır