Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/868 E. 2019/310 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/868 Esas
KARAR NO : 2019/310 Karar
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2017
KARAR TARİHİ : 26/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 29.09.2017 tarihli dilekçesinde özetle; “Davalı bankadan yaklaşık olarak 20 adet kredi kullandığım ve bu kredilerin yeniden yapılandırılmasını talep ettiği, yapılan anlaşmaya göre aylık %0,80 akdi faiz uygulanacağı, ancak davalı banka aylık olarak %2,20 akdi faiz uygulamak suretiyle kredilerin yeniden yapılandırdığını, davalı bankanın müdürüyle yapılan görüşmede faizlerin arttığını söylediğini ve yapılacak bir şeyin olmadığını ifade ettiğini, davalı banka kredilerin yeniden yapılandırılması sırasında aylık %0,80 faiz uygulanması gerekirken, %2,20 oranında haksız olarak faiz uyguladığı, diğer yandan 20 adet kredinin kullanımı sırasında her dosya için ayrı dosya masrafı alındığını, bunun TKHK aykırı olduğu belirtilerek şimdilik 10.000,00-TL ödenmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekilinin Mahkememize vermiş olduğu 24.11.2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili banka arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi ve Ticari Bankacılık Hizmetleri Sözleşmeleri uyarınca davacı şirkete ticari krediler kullandırıldığı, davacı şirketin İTO kayıtlarına göre tasfiye halinde bir şirket olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin 2’şer nüsha imzalandığı ve birer nüshasının davacıya verildiği, kredilere uygulanan faiz oranları karşılıklı olarak belirlendiği, davacı o sırada sözleşmeye ve kullanılan kredilere uygulanan faiz oranlarına itirazda bulunmadığı, dava konusu tüm krediler ticari nitelikli oldukları için TKHK kapsamına girmediği belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişi önce dosyadaki bir kısım evrakların eksik olduğundan bahisle bu eksikliklerin tamamlanması için 28.11.2018 tarihli 4 sayfadan ibaret ön rapor düzenlemiştir.
Ön raporda saptanan eksikliklerden sonra dosya yeniden bilirkişiye verilerek rapor düzenlemeleri istenilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 21.03.2019 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davalı banka ile davacı arasında Genel Kredi Sözleşmesi” akdedilmiştir Anılan sözleşme kapsamında davacıya “taksitli ticari kredi” kullandırılmıştır. Bahse konu ticari nitelikli kredi sözleşmesi rutin uygulamalar paralelinde davacıya imza karşılığında teslim edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan davalı bankanın tahsil ettiği komisyon başta hesap ekstrası ve tahsilat dekontu üzerinde açıkça gösterilmiştir. Ayrıca sözleşmenin 2.10.8 m. altında da genel hatlariyla ve nispi olarak yer verilmiştir. Diğer yandan tahsil edilen ücret ve komisyon diğer emsal banka ücret ve komisyon uygulamaları paralelinde tahsil edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla tahsil edilen ücret ve komisyonun davacı ile müzakere edilmiş olduğu kanaati edinilmiştir Bu durumda dava konusu komisyon ve ücretin tahsilinin sözleşme koşullarına uygun olarak tahsil edildiği düşünülmektedir. Bunun yanı sıra, davalı bankanın tahsil ettiği komisyon ve ücretin -takdiri sayın Mahkemeye ait ofmak üzere ..- başta sözleşme, TTK, TBK, Bankacılık K., T,C, Merkez Bankası’nın 2006/1 sayılı Tebliği ve bankacılık teamüllerine uygun olduğu, dolayısıyla bu yönden de, davalı bankanın tahsil ettiği ücret ve komisyonun İADE KOŞULLARININ OLUŞMAMIŞ OLDUĞU hususunun mütalaa edilebileceği görüşüne ulaşılmıştır. Yüksek Faiz Uygulandığı İddiası Yönünden Davacı aylık %0,80 akdi faiz ile kullandırılması gereken kredinin aylık %2,20 faiz ile kullandırıldığım İddia etmekte ise de, muhtemelen kredi kartı hesabından kullanılan nakit avans bedellerine uygulanan aylık %2,02 faiz oranı ile karıştırıldığı düşünülmektedir, Dosya İçeriğindeki mevcut delillere göre aylık %2,20 akdi faiz ile kullandırılan herhangi bir taksitli kredi işlemine rastlan ila marn ıştır. Mevcut delillere göre aylık %2,20 akdi faiz ile kredi kullandırıldığı ispatlanamamıştır.” gerekçesi ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen kredi dosyası, davacı şirket ile davalı banka ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada Davacı şirketin davalılı Akbank’dan 20 adet kredi kullandığı ve bu kredilerin yeniden yapılandırılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. Kredi sözleşmesinin kuruluş aşamasında yapılan anlaşmaya göre aylık %0,80 akdi faiz uygulanacağının kararlaştırılmış olmasına rağmen, davalı banka aylık olarak % 2,20 akdi faiz uygulamak suretiyle kredilerin yeniden yapılandırdığını, davalı banka ile yapılan görüşmede faizlerin arttığını söylediğini ve yapılacak bir şeyin olmadığını ifade ettiğini, davalı banka kredilerin yeniden yapılandırılması sırasında aylık %0,80 faiz uygulanması gerekirken, %2,20 oranında haksız olarak faiz uyguladığı, diğer yandan 20 adet kredinin kullanımı sırasında her dosya için ayrı dosya masrafı alındığını belirterek fazladan tahakkuk ettirilen bedelledir iadesi istemi ile bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere bankalar kendi özkaynaklarından ziyade mevduat adı altında topladıkları kaynaklar ile yurtdışı banka ve finans piyasalarından sağladıkları (Swap İşlemi, sendikasyon veya proje kredileri vs..) kaynakları (fonları) yurtiçinde faaliyet gösteren reel sektöre kredi olarak plase etmektedirler.
Yurtiçi tasarruf sahiplerinden mevduat adı altında toplanan kaynaklann bankalara belirli bir maliyetleri vardır, Şöyle ki; her 100,-TL’lık mevduatın TC Merkez Bankası’nm kredi ve para politikalarına göre belirlediği değişen oranlı olmak üzere belirli yüzdeslnin (%10-20 gibi değişken) ‘Munzam Karşılık” olarak TCMB yatırıldığı, bunun dışında % 2-7,5 gibi bir kısmının “Umumi Disponibilite” olarak kasalarında (ve/veya anında kullanılmak üzere TCMB hesaplarında) tuttuktan, dolayısıyla elde edilen kaynağın “munzam karşılık ve umumi disponibilite” gibi yasal yükümlülükleri nedeniyle kullanım dışı kaldığı bilinmektedir. Diğer yandan, davacı ile otan ilişki ile doğrudan ilişkili olmasa da, ” mudiye/mudilere ödenen faiz” ve bunun dışında “işletme giderleri” olmak üzere vs… gibi bankaların daha birçok “paçal maliyete etki yapabilecek” ilave giderleri bulunmaktadır.
Esasen bankalar arası yoğun rekabet nedeniyle bankaların gerçek maliyetlerinden daha düşük seviyede faiz oranlan ile kredi kullandırdıkları da sektörde ifade edilmektedir Sektorel İfadeler “söylenti” mesabesinde mütalaa edilse bile, yine de bu anılan “kaynak maliyeti-kredi kullandırın faiz oranı’ arasındaki farkın çeşitli adlar altında tahsil edilen komisyon ve ücretlerle dengelenmeye çalışıldığı ifade edilebilir. Meseleye bu yönden bakıldıkta, şüphesiz davacı yanın İstem konusu kıldığı kalemlerden biri olan “dosya masrafı ve kredi tahsis komisyonu ” gideri adı altında katlandığı maliyetin davacıya iadesi İş akışı maliyet bütününün tümü bağlamında yaklaşıldığında davalı bankanın tahsil etmiş olduğu ücret ve komisyonu alma hakkına sahiptir.
Davacı ve davalının tüm delileri toplandıktan sonra dosya bilirkişiye verilerek davalı banka ile davacı arasında Genel Kredi Sözleşmesi” akdedilmiştir Artılan sözleşme” kapsamında davacıya”taksitli ticari kredi” kullandırılmıştır. Bahse konu ticari nitelikli kredi sözleşmesi rutin uygulamalar paralelinde davacıya imza karşılığında teslim edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan davalı bankanın tahsil ettiği komisyon başta hesap ekstrası ve tahsilat dekontu üzerinde açıkça gösterilmiştir. Ayrıca sözleşmenin 2.10.8 m. altında da genel hatlariyla ve nispi olarak yer verilmiştir. Diğer yandan tahsil edilen ücret ve komisyon diğer emsal banka ücret ve komisyon uygulamaları paralelinde tahsil edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla tahsil edilen ücret ve komisyonun davacı ile müzakere edilmiş olduğu kanaati edinilmiştir Bu durumda dava konusu komisyon ve ücretin tahsilinin sözleşme koşullarına uygun olarak tahsil edildiği düşünülmektedir. Bunun yanı sıra, davalı bankanın tahsil ettiği komisyon ve ücretin -takdiri sayın Mahkemeye ait ofmak üzere ..- başta sözleşme, TTK, TBK, Bankacılık K,, T,C, Merkez Bankası’nın 2006/1 sayılı Tebliği ve bankacılık teamüllerine uygun olduğu, dolayısıyla bu yönden de, davalı bankanın tahsil ettiği ücret ve komisyonun İADE KOŞULLARININ OLUŞMAMIŞ OLDUĞUkanaatine varılmıştır.
Ayrıca davacı aylık % 0,80 akdi faiz ile kullandırılması gereken kredinin aylık % 2,20 faiz ile kullandırıldığını İddia etmekte ise de, muhtemelen kredi kartı hesabından kullanılan nakit avans bedellerine uygulanan aylık %2,02 faiz oranı ile karıştırıldığı düşünülmektedir, Dosya İçeriğindeki mevcut delillere göre aylık % 2,20 akdi faiz ile kullandırılan herhangi bir taksitli kredi işlemine rastlanıila marn ıştır. Mevcut delillere göre aylık % 2,20 akdi faiz ile kredi kullandırıldığı ispatlanamamıştır. Bu nedenle kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın Reddine,
2- 44,40-TL karar harcının peşin alınan 170,78-TL den düşümü ile kalan 126,38-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı şirket yetkilisi ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/03/2019

Katip …

Hakim …