Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/844 E. 2022/11 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/844Esas
KARAR NO : 2022/11

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/09/2017
KARAR TARİHİ:13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin davalıdan aldığı güvenlik sistemlerinden ötürü davalıya çeşitli zamanlarda mal alışverişi yaptığını ve yapılan alışverişlere istinaden çekler ve senetler keşide ederek teslim ettiğini, müvekkilinin 2017 yılı içerisinde davalıya hem günü gelen senetlerin ödemesini yaptığını, hem de bir kısım mal iadesi gerçekleştirerek iade faturası düzenlediğini, davalının da malzemeleri iade alması doğrultusunda taraflar arasındaki cari hesabın kapamasını yaptıklarını, davalı yana müvekkiline ait olan senet ve çeklerin iadesi için … 10. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek söz konusu çek ve senetlerin iadesinin talep edildiğini, taraflar arasındaki ticari defter ve belgeler incelendiğinde de müvekkilinin çek ve senetlerden dolayı davalıya borcunun olmadığının açığa çıkacağını, bedelsiz kalan çek ve senetlerin icra takibine konu edilmesi halinde müvekkili için önlenemez zararlar doğuracağından ötürü ihtiyati tedbir talep ettiklerini, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalı aleyhine %20 oranında tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin adresinin … olduğunu, yetkili ve görevli mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının günü gelen senetlerin ödemesini yaptığını iddia etmişse de davacı tarafından keşide edilen senetlerin vadesinde ödenmemiş olup davada verilen tedbir kararı ile senetlerin protesto edilmemesi, icraya konu edilmemesi ve icra takibinin tedbiren durdurulması yönünde karar verildiğinden müvekkilinin davacıdan alacaklarını tahsil edemediğini, davacının günü gelen senetleri ödediği iddiasının asılsızlığı dosya kapsamında sabit olduğunu, müvekkilinin kayıtlarından da davacı tarafın müvekkili şirkete borçlu bulunduğunun açık ve net şekilde anlaşıldığını, davacı tarafın açtığı davanın hukuken dinlenebilmesinin ve kabulünün mümkün olmadığını, zira tarafların her ikisinin de tacir olduğunu ve davaya konu borcun kambiyo senedine dayalı soyut bir borç olduğunu, davacının borçlu olmadığını elinde var ise yazılı belgeler ile ispat etmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Mahkememizin 07/06/2018 tarihli celsesi, 5 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda talimat bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 07/08/2018 tarihli talimat raporunda özetle;
“SONUÇ:
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/06/2018 tarihli … E. sayılı ara kararı uyarınca, Mahkemenizin …Talimatlı dosyası üzerinden Davacı şirket kayıtları üzerinde yaptığım inceleme neticesinde tarafımdan istenen;
1-Davaya konu çek ve senetlerin davacı defterinde yer alıp almadığı;
Muavin Defterlerinden de görüleceği üzere çek ve senetlerin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,
2-Davacı tarafça kesildiği iddia olunana iade faturası ve ödemeye ilişkin beyanların ticari defter kayıtlarında yer alıp almadığı;
Davacı tarafça kesilen iade faturaları ve ödemelere ilişkin kayıtların, Düden Vergi Dairesine verilen BS Formlarından da görüleceği üzere davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve ekte taktim olunduğu,
-Davacının, davalıdan 311.876,78 TL alacaklı olduğu,
Hukuki oluşumun ve delillerin takdir ve değerlendirilmesi Sayın Mahkemenize ait olmak üzere işbu raporumu mahkemenin takdirlerine saygı ile arz ederim” denilmiştir.
Mahkememizin 07/11/2019 tarihli celsesi, 1 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 09/03/2020 tarihli raporunda özetle;
“SONUÇ:
Sayın Mahkemenizce incelenmesi istenen hususlarda yapılan inceleme tespit ve değerlendirmeler sonucunda aşağıdaki görüş ve kanaatler oluşmuştur.
1. Davalı yanın ticari defterlerini sunmaması hakkında takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu,
2. Davacı yanın talimat ile incelenen ticari defterlerinde, davalı yandan KAYDİ olarak 10.01.2018 tarihi itibarı ile KAYDİ olarak 311.876,78 TL alacaklı göründüğü,
3. Davalı yanın ticari defterlerinin ibraz edilmemesi nedeniyle, taraf defterlerinin karşılaştırmalı olarak incelenemediği ve borç/alacak tespitinin işbu aşamada yapılamadığı,
4. Hali hazırdaki davacı yanın mevcut mali verilerine göre; davacının davalıdan 311.876,78 TL alacaklı ve KAYDİ anlamda istirdat talebinin yerinde olduğu, davalının savunmasının ise Ticari defterler yönünden izaha ve ispata muhtaç göründüğü sonucuna varılmıştır.” denilmiştir.
Mahkememizin 09/07/2020 tarihli celsesi, 2 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 23/12/2020 tarihli ek raporunda özetle;
“SONUÇ:
Sayın Mahkemenizce incelenmesi istenen hususlarda yapılan inceleme tespit ve değerlendirmeler sonucunda aşağıdaki görüş ve kanaatler oluşmuştur.
1. Davalı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, 2016 ve 2017 yılı envanter defterlerinin ibraz edilmediği, bu hususun ve diğer bazı hususların davalı yanın Tekirdağ / … adresindeki iş yerinde tanzim edilen tutanak ile tespit edildiği, tutanağın inceleme evrakı olarak rapor ekinde Sayın Mahkemenize sunulduğu, davalı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Sayın Mahkemenizin takdirinde bulunduğu,
2. Davalı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda davacı yandan 31.12.2017 tarihi itibarı ile (iki adet cari hesaptan) KAYDİ olarak (74.709,54 + 427.601,55)= 502.311,09 TL alacaklı göründüğü, ancak davacı hesaplarında bulunan ve davalının alacaklı olmasına neden olan çeklerin iade işlemlerine ait tevsik edici belgelerin çek iade teslim tesellüm belgesi vb.) inceleme esnasında ve iş bu raporun kaleme alındığı tarihe kadar tarafıma sunulmadığı, bu nedenle bahse konu işlemlerin belgesel anlamda izaha ve ispata muhtaç olduğu, söz konusu çeklerin tenzili ile, davacı yanın davalı defterlerindeki borçluluğunun ortadan kalkarak aksine 189.568,91 TL alacaklı olacağı, bu durumda ise davacı yanın davaya konu çeklerin toplamı olan tutarlar kadar menfi tespit talebinin KAYDİ anlamda, yani defter kayıtları yönünden yerinde olacağı, ancak bu hususun hukuki yorum ve takdirinin Sayın Mahkemenize ait bulunduğu kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Mahkememizin 28/01/2021 tarihli celsesi, 1 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda talimat bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 03/05/2021 tarihli talimat raporunda özetle;
“SONUÇ VE KANAAT:
İncelemeler Davalı …San. Ve Tic. Ltd. Şti. adresinde yapılmış olup, Davalıya ait Ticari Defter ve kayıtlar üzerinde tespit edilen hususlar aşağıda tespit edilmiştir.
Hukuki Değerlendirme, Takdir ve Karar, Sayın Mahkemenize ait olmak üzere:
1-Davalı Şirkete ait 2016-2017-2018 yılları arasındaki ticari defterleri, Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu 64.Maddesi gereği tutması gereken defterler yönünden incelenmiş, Davalının 2016-2017-2018 Yıllarına ait Ticari Defterleri usulüne uygun tutulduğu, 2016-2017-2018 Yıllarına ait Ticari Defterleri yasada belirtilen esasların yerine getirilmesi sebebi ile V.U.K. ve T.T.K.’na göre Mahkemelerde delil niteliği taşıdığı tespit edilmiştir.
2-Yukarıda detaylı olarak verildiği üzere, DAVA TARİHİ İTİBARİ İLE Davacının dosyaya sunulan DETAY MİZANINDA Dava konusu edilen SENET KAYITLARININ OLMADIĞI, Dava konusu edilen senetlere ait kayıtların Davacı tarafından 2018 yılında kayıtlara girildiği, Davacının dava konusu ettiği Senet ve Çeklerin Davalının kayıtlarında ise tahsil edildiği gün itibari ile kaydedildiği, Davacının 2016 yılı cari hesap hareketleri dosyaya sunulmadığı, Davalı tarafa keşide edilen senet kayıtları ile Davalı tarafa ciro edilerek verilen çeklere ait kayıtlar hakkında Davacının Ticari Defter incelemesi yapan Bilirkişi İnceleme raporlarında her hangi bir açıklama olmadığı, Davacının dava konusu ettiği çek ve senetlerin Davalının kayıtlarında olmasına rağmen Davacı ile aralarındaki bir çok işlem kaydının daha bulunduğu, bu işlem kayıtlarının da Davacı kayıtlarında olmadığı, Davacının 2016 yılında Davalıya verdiği Senetleri 01.01.2017 Açılış Kaydına DAVALIYA BORÇ KAYDETTİĞİ, Davacının 2017 yılında Davalıya verdiği ve Dava Konusu ettiği Senetleri ise 01.01.2018 Açılış Kaydına DAVALIYA BORÇ KAYDETTİĞİ, bu kayıtlardan sonra DAVACININ DAVALIDAN 311.876,78 TL ALACAKLI HALE GELDİĞİ, yapılan incelemede dava konusu çek ve senetler gibi bir çok kaydın süresi ve işlem tarihinde Davacı tarafından defterlerine kaydedilmediği, DAVALININ Ticari Defterlerinde ise Davacı tarafın da lehine bir çok kaydın süresi içerisinde Davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, Davalının kayıtlarının daha detaylı ve gerçeği yansıttığına kanaat oluşturduğu, Davalının kayıtlarında Davacıdan Dava Konusu edilen ve İADE KAYDI İLE DAVALI TARAFIN HESABINA İADE KAYDI YAPILAN 183.800,00 TL Senetler de dikkate alındığında, DAVALININ, DAVACI TARAFTAN 502.311,09 TL CARİ HESAPTAN KALAN ALACAK BAKİYESİ VE 183.800,00 TL DAVA KONUSU İADE EDİLEN SENETLER İLE BİRLİKTE 686.111,09 TL DAVALININ DAVACIDAN ALACAKLI OLDUĞU TESPİT EDİLMİŞTİR.
3-Davalı şirket kayıtları üzerinde detaylı inceleme yapılmış, davaya konu ÇEK ve BONOLAR davalı defterinde DETAYLI OLARAK yer aldığı,
4-Davacı tarafça kesildiği iddia olunan 12.06.2017 tarihli 308278-308279 numaralı 108.842,01 TL tutarlı iade faturası Davacı tarafa Alacak Kaydı yapılmış olarak avalı defterlerinde kayıtlı olduğu,
5-Davacı defterlerinde … 4. ATM’ce alınan Bilirkişi Raporlarında 2016 yılına ait bir inceleme yapılmadığı oysa Davacının 2016 yılında birçok Alış Faturası ve Senet Ödemesi yaptığı, 2016 Yılında yapılan alışlarıralış iadeleri-ödemeleri raporlarda irdelenmediği, 2016 Yılında Verilen Senetlerin 321- Borç Senetleri Hesabı incelenmediği yine Davacının 2017 yılında birçok Alış Faturası ve Senet Ödemesi yaptığı, 2017 Yılında yapılan alışlarıcalış iadeleri-ödemeleri raporlarda irdelenmediği, 2017 Yılında Verilen Senetlerin 321- Borç Senetleri Hesabı incelenmediği, Davacının dava konusu senetleri dava tarihinden sonra 2018 yılında kendi defterlerine kaydettiği, Davacının kayıtlarının günlük ve işlem tarihinde yapılmadığı, ciro edilerek verilen çeklere ait 101-Alınan Çekler Hesabı incelenmediği, Davalıya ciro ve keşide edilerek verilen çek ve senetlere ait tahsilat makbuzları dosyaya sunulmadığı görülmüş olup, … 4. ATM’ce alınan bilirkişi raporları üzerinden sağlıklı bir karşıt değerlendirmeye yapılamayacağı anlaşılmış, Davacının menfi tespit ve istirdat talebi açısından ise dosyaya sunulan Davalının Ticari Defterlerinde kayıtlı Cari Hesap Ekstrelerinde kayıtlarının daha detaylı ve günlük kaydedilmiş olduğu, Davacı tarafın 311.876,78 TL Alacaklı görünüyor olmasına rağmen kayıtlarının usule uygun süresinde yapılmadığı anlaşılmış bu nedenler de dikkate alındığında; Davalının Ticari Kayıtlarında Davacıdan dava konusu çek ve senetler dışında 502.311,09 TL CARİ HESAPTAN KALAN ALACAK BAKİYESİ VE 183.800,00 TL DAVA KONUSU İADE KAYDI YAPILAN SENETLER İLE BİRLİKTE 686.111,09 TL DAVALININDAVACIDAN ALACAKLI OLDUĞU TESPİT EDİLMİŞ olup,
Takdir ve Karar, Yüce Mahkemenizindir.” denilmiştir.
Dava, kıymetli evraktan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
… Bankası … … Şubesine ait keşidecisi … olan 25/03/2017 … tarihli, 50.000 TL (Elli Bin Türk Lirası) bedelli, 0123242 çek numaralı ve 30/04/2017 … keşide tarihli, 50.000 TL (Elli Bin Türk Lirası) bedelli, … çek numaralı çekler ile ayrıntısı verilen tüm senetlerde borçlusu … olan 20/09/2017 ödeme tarihli, 08/02/2017 düzenlenme tarihli, 25.000 TL (Yirmi Beş Bin Türk Lirası) bedelli bono; 30/09/2017 ödeme tarihli, 09/05/2017 düzenleme tarihli, 50.000 TL (Elli Bin Türk Lirası) bedelli bono; 30/09/2017 ödeme tarihli, 09/05/2017 düzenleme tarihli, 25.000 TL (Yirmi Beş Bin Türk Lirası) bedelli bono; 30/10/2017 ödeme tarihli, 09/05/2017 düzenleme tarihli, 50.000 TL (Elli Bin Türk Lirası) bedelli bono; 30/10/2017 ödeme tarihli, 09/05/2017 düzenleme tarihli, 8.800 TL (Sekiz Bin Sekiz Yüz Türk Lirası) bedelli bono; 30/11/2017 ödeme tarihli, 09/05/2017 düzenleme tarihli, 50.000 TL (Elli Bin Türk Lirası) bedelli bonolardır. Toplam uhdenizde bulunan ancak bedelsiz olan sekiz adet ve toplam 308.800,00 TL kıymetli evrak mevcuttur.
Yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri olup dava tarihinde davalının şirket merkezi ticaret sicil kayıtlarında Şişli olmakla mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu, davalıya hem günü gelen senetlerinin ödemesini yaptığı hem de bir kısım mal iadesi gerçekleştirerek iade faturası düzenlendiği, davalı yanın da anılan bu malzemeleri iade alması doğrultusunda taraflar arasında cari hesabın kapandığı, davacının dava konusu çek ve senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadığını iddia ederken, davalı taraf kambiyo senetlerin mücerretliğine dayanmıştır.
Borçlu olunmadığının tespiti talep edilen bonoların tamamında bedeli nakden ahzolunduğu kaydı mevcuttur.
“bedel kaydı” kambiyo senedinin ihtiyari kayıtlarındandır. Bu kayıt keşidecinin (borçlunun), senedin lehdarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. … Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Kişisel def’i nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştırır.
Sözü edilen kayıtlar özellikle ispat hukuku açısından ilgilileri bağlayıcı niteliktedir. Bedel kaydı içeren bononun lehdarı, artık senedin “kayıtsız ve koşulsuz bir borç ikrarı olduğu” yolundaki soyutluk kuralına dayanamayacaktır.
Borç ikrarını içeren bir belge aleyhine kanıt sunulabilir. Ancak; ikrar borcun nedenini içeriyorsa, sadece bu nedenin gerçekleşmediğinin kanıtlanması gerekir (YİBK’nun 12.4.1933 gün ve 1933/30-6 sayılı ilamı).
Bonoda kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Ancak, bir defa bir mal alışverişine dayandığı “malen” kaydıyla ya da bir alacak borç ilişkisine dayandığı “nakten” kaydı ile senede yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin ta’lili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir. Senedi ta’lil eden, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer. Senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, tarafların yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır. Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, lehine olan senet karinesi çürümüş sayılacak, bunun sonucu olarak da, iddiası paralelinde ispat yükünü de üstlenecektir. Buna senedin ta’lili denmektedir. Bu anlamda ta’lil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir.
Senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davacı-borçlu takibe konulan bononun bedelsiz olduğunu yazılı delille kanıtlaması gerekir. Takibe konu yapılan senedin (bononun) metninden bu anlaşılamadığı gibi, davacı bu iddiasını yasal olarak ispatlayacak yazılı bir delil de dosyaya sunmamıştır. Zira, davacı, senedin (bononun) keşidecisi ve kefili, davalı da lehtarı bulunduğuna göre, senedin tarafı olan davacı üçüncü kişi olmadığından, bedelsizlik iddiasını tanıkla değil, usulün öngördüğü biçimde yazılı delille ispatlaması gerekir.
Bunun yanında, tanık dinleme yoluyla bonoların geçersizliğinin ispatı ancak, 18.03.1959 gün ve 18/21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki şartlar dairesinde mümkün olduğundan, eldeki davada ise, bu şartlar da gerçekleşmemiştir.
Davaya konu çekler açısından ise çek ödeme vasıtası olduğundan, ispat külfeti çeklerin avans olarak verildiğini iddia eden davacıda olup davacının bu yöndeki iddiasını 6100 sayılı HMK 201. maddesi uyarınca yazılı delille ispatı gerekir. İade faturaları düzenlenmiş tek başına dava konusu çeklerin karşılıksız olduğunu göstermez. Dosyada dava konusu çeklerin avans çeki olduğunu gösterir yazılı bir delile rastlanmadığı gibi bedelsiz kaldığına dair bir delil de bulunmamaktadır.
Davacı defterlerine davaya konu senetlerin dava tarihinden sonra kaydedilmesi, davalının kayıtlarında, davalının kayıtlarında bulunmayan satış faturası, çek senet kayıtlarının da bulunduğu, davacının sonuçta menfi tespit iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmış ve tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken maktu 80,70-TL harcın, peşin alınan 5.273,54-TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.192,84-TL harcın, karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 30.066,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 1.000,00-TL yargılama giderinin, davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.13/01/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …