Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/836 E. 2018/1214 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/836 Esas
KARAR NO : 2018/1214

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/06/2016
KARAR TARİHİ : 25/12/2018

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, müvekkili şirket tarafından kasko sigorta poliçesiyle sigortalı bulunan …’ye ait …plaka sayılı araca, 22/10/2014 tarihinde davalı … Ltd.Şti.’nin malik-işleteni, diğer davalı …Ş.’nin ise sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın çarpması sonucu hasara uğradığını, ekpertiz raporunda hasar miktarının 10.930,52 TL olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirket tarafından ödenen sigorta tazminatının … Ltd.Şti. Ve … A.Ş.’den rücuen tahsili için … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlattıklarını ancak borçlu/davalıların borca itiraz ettiklerini, takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd.Şti. vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, müvekkili şirketin aracını kullanan …’un kazanın meydana gelişinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazanın oluşumuna 3. şahsın kullandığı aracın sebep olduğunu, kamera kayıtlarının incelenmesi neticesinde olayın açıklığa kavuşacağını, işletenin sorumluluğunun bulunmadığını beyanla haksız davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, davacı vekilinin müvekkiline ait araçta meydana gelen hasar talebi bakımından kabul anlamına gelmemekle ile birlikte, müvekkili şirketin sorumlu olduğu düşünülse bile kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının tespitinin gerekli olduğunu,davacının müvekkili şirket hakkında kötü niyetli icra takibi başlattığını %20’den az olmamak kaydı ile davacı aleyhine icra tazminatına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinni … esas … karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya Mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiştir.
Hasar dosyaları ve trafik kayıtları getirtildikten sonra, davacı nezdinde sigortalı araçta meydana gelen hasarın ve kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespiti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi … dosyaya sunduğu rapor ile kazanın oluşumunda davalıların sigortacısı ve işleteni oldukları aracın tam kusurlu olduğu, davacı nezdinde kasko sigortalı aracın kusuru bulunmadığı, sigortalı araçta meydana gelen hasar bedelinin 10.030,52 TL olduğunu bildirmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesin kaynaklanan rücu an tazminatın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Yasanını 1481.maddesi gereğince de sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur.
Anılan maddede düzenlenen halefiyet yasal sınırlı cüz’i halefiyet niteliğinde olup bu maddeye dayanılarak açılacak dava esas itibari ile sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının onun halefi sıfatı ile sigortacı tarafından açılmasıdır. Sigortacı sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren kimse yerine geçer ve dava tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin ödediği tazminat miktarınca sigortalı yerine geçerek açtığı dava, aslında bir tazminat davası olup bu niteliği itibari ile aynı zamanda şahsi nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsi ve rücuu ödediği bedelle sınırlı olduğu için cüz’i haleftir. Böyle bir davanın açılabilmesi için sigortacı ile sigorta ettiren arasında geçerli bir sigorta sözleşmesinin mevcudiyeti, sigortacının riziko bedelini ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkı bulunması gerekir. İlk şart sigorta bedelinin ödenmesi olup bu, rücuun sınırını da belirler. Sigortacı ödediği bedelden fazlasını isteyemez. İkinci şart sigorta ettiren kimsenin meydana gelen zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkının bulunmasıdır. Bu hak tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya geçer. Sigortacının üçüncü şahıslara rücu hakkı sigortalıya ödeme yaptığı tarihte doğar, kanundan kaynaklanan bu temerrüt hali için ayrıca ihtara gerek yoktur. Sigortacının poliçe hükümlerin ters düşen bir ödeme yapması halinde zarar sorumlusuna rücu edebilmesi mümkün değildir. Sigortacı sigorta tazminatını geçerli bir sigorta sözleşmesi hükümlerine göre ve sigorta teminatı dahilinde olan zarar için ödemiş olmalıdır. Sigortacı ödediği miktarı değil, ancak ödenmesi gerekli gerçek zarar miktarını zarar sorumlusundan isteyebilir. Davacı kasko sigortacısı kusur ve zararı ispat etmek zorundadır. Sigortacı üçüncü kişiden ancak, onun kusuru oranında talepte bulunabilir. Sigortacı, zarar gören sigortalısına halef olarak bu davayı açtığından onun dava edebileceği kişilere karşı, onun dava açacağı mahkemede dava açabilir. Sigortalının zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise sigortacının da rücu davasını aynı yer mahkemesinde açması gerekir. Rücu davasında faizin başlangıç tarihi hasar bedelinin sigorta ettirene ödendiği tarihtir. 17.01.1972 gün … Esas, … Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre, sigorta ettirenin halefi sıfatıyla açacağı davanın zamanaşımının, sigorta tazminatını ödeyen sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhine sigorta ettirenin aynı şahıs aleyhine açabileceği davanın zamanaşımına tabi ve aynı tarihte başlayacağı kabul edilmiştir. Zamanaşımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 109. maddesi uyarınca 2 yıldır ve başlangıç tarihi sigortalının zararı öğrendiği kaza tarihidir.
( Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 31/05/2012 tarih, 2012/3381 esas ve 2012/7118 karar sayılı ilamı; 14/03.2012 tarih, 2011/9741 esas ve 2012/3147 karar sayılı ilamı; 09/02/2012 tarih, 2011/6558 esas ve 2012/1313 karar sayılı ilamı; 08/02/2012 tarih, 2011/6192 esas ve 2012/1291 karar sayılı ilamı; 14/06/2012 tarih, 2012/2899 esas ve 2012/7863 karar sayılı ilamı; 26/01/2012 tarih, 2011/6521 esas ve 2012/673 karar sayılı ilamı; 24/05/2012 tarih, 2012/1438 esas ve 2012/6721 karar sayılı ilamı; 29/03/2012 tarih, 2011/4480 esas ve 2012/3847 karar sayılı ilamı)
Bu yasal çerçevede eldeki davanın değerlendirilmesinde, davacı nezdinde kasko sigortası bulunan araç, davalının işleteni olduğu aracın tam kusuru ile meydana gelen kazada hasarlanmış ve hasar bedeli sigortacı tarafından sigortalıya ödenmiştir. Sigortacı yukarıda belirtilen yasal düzenleme ve halefiyet gereğince sigortalısının haklarına halef olmakla, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan davalıya rücu etmiştir.
Yapılan tahkikat kapsamında davalının, kusur oranına göre sorumlu olduğu miktar ile bu miktarın ödeme tarihinden takip tarihine değin işlemiş faizi yönünden ( faiz Mahkememizce resen hesaplanmış olup taleple bağlı kalınmıştır)takibin devamına; alacak yargılamayı gerektirip likit olmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın kabulü ile davacı tarafından davalılar aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında vaki davalı itirazlarının iptaline; takibin 10.929,80 TL asıl alacak ve 645,98 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
İcra inkar tazminatı isteminin reddine,
2-Alınması gerekli 790,74 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 29.20 TL başvuru harcı ile 139,81 TL peşin harcın ve davacı tarafından karşılanan 1.153,50TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 1.311,57 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 25/12/2018

Katip …

Hakim …