Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/833 E. 2018/835 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/833 Esas
KARAR NO : 2018/835
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2017
KARAR TARİHİ: 11/07/2018
Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkilinin 26/08/2010 tarihinden başlamak üzere 06/06/2015 tarihine kadar davalı bankanın … Şubesine; 06/03/2015 tarihinden eylemlerin tespit tarihine kadar ise … Şubesi müşterisi olduğunu müvekkilinin davalı banka nezdinde mevcut hesaplarına farklı tarihlerde toplam 694.110-TL mevduat yatırdığını bankaca müvekkiline mevduat danışmanı olarak dava dışı … isimli şahsın görevlendirildiğini, 7 yıllık zaman zarfında müvekkilinin bu kişiye talimatlar verdiğini ancak 2017 yılı Mart ayı içerisinde bankanın … Şubesi yöneticileri tarafından müvekkilinin bankaya davet edildiğini ve bu danışman tarafından sahte belge düzenlenmek suretiyle hesaplarının boşaltıldığını, bankadan defalarca talepte bulunmasına rağmen ve noter ihtaratına rağmen kendilerinin zararlarının giderilmediğini belirterek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
SAVUNMA:
Davalı vekili, müvekkili bankanın yapmış olduğu çalışmalar neticesinde davacıya iadesi gereken tutarın hesaplanarak 25/07/2017 tarihinde hesabına yatırıldığını, başkaca sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, taraflar arasındaki bankacılık sözleşmesi kapsamında, banka çalışanının suç teşkil eden eylemleri nedeniyle davacı müşterinin hesaplarının boşaltılması nedeniyle zararının tazmini ve maddi tazminat istemine ilişkindir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesi, tüketici işleminin kapsamını esaslı biçimde değiştirmiş, aynı Kanunun 83/2. maddesi ise “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” diyerek kanunun uygulama alanını daha da genişletmiştir.
6502 sayılı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi kapsar.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Bu hüküm, mülga 4077 sayılı Kanunun 3/h bendindeki tüketici işlemi tanımından daha kapsamlıdır. Bundan böyle, 6502 sayılı Kanunun tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile içeriği az yukarda yer alan 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle yine yukarda sayılan sözleşme ve işlemler tüketici mahkemesinin görev alanına girmiştir.
Somut olayda, dava ve cevap dilekçesindeki anlatımlardan banka nezdinde mevduat hesabı bulunan ve tacir sıfatı olduğu anlaşılamayan davacı ….’ın banka tarafından kendisine atanan danışmanı suç teşkil eden haksız eylemleri nedeniyle aralarındaki bankacılık ilişkisi ve sözleşmesi hükümlerine göre, 6098 sayılı TBK’nın 116. maddesi kapsamında zararının tazminini talep ettiği anlaşılmaktadır. Yukarıda zikredilen madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere uyuşmazlığın tüketici işlemlerinden kaynaklandığı belirgindir.
Sonuç olarak, taraflar arasındaki sözleşme tüketici işlemi niteliğinde olup, davacı tüketici sıfatı taşıdığına göre dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş bulunan 6502 sayılı TKHK’nın 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca davaya bakma görevi tüketici mahkemesine ait bulunmaktadır. Açıklanan ilke ve nedenlerle, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Uyuşmazlığın bireysel bankacılık işlemlerinden kaynaklandığı, dava tarihi itibariyle 6502 sayılı yasanın yürürlükte olduğu, yasanın 3.maddesi uyarınca bir tarafının tüketici olduğu uyuşmazlıkların tüketici işlemi sayılması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına,
3-HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair,taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 11/07/2018

Katip Hakim

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*