Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/830 E. 2023/311 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/830 Esas
KARAR NO : 2023/311
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/05/2017
KARAR TARİHİ : 10/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulu tarafından 12 bankanın 08.03.2013 tarihinde kredi ve kredi kartı konularında, fiyat tespit etmek amacıyla kartel oluşturulduğunun tespit edildiğini ve bu tespit sonucu verilen para cezası kararının Danıştay tarafından da onandığını, davalı bankadan 21.08.2007 ve 22.09.2011 tarihinde kredi kullanmış olmakla, kartel faizi sebebiyle zarar ettiğini, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 57. maddesinde, ”Her kim bu kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur” ifadesinin yer aldığını, 58. maddesinde ise, “Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilir. (…)” maddeleri gereği kartel faizi sebebiyle meydana gelen zararın 3 katının tarafına ödenmesini talep ettiğini belirterek, tüm bu açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ile davalı bankanın 21.08.2007 ve 22.09.2011 arasında kartel faizi uygulamak suretiyle vermiş olduğu zararın 3 katının, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla tarafına ödenmesine ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu edilen kredinin kullandırım tarihleri ve davacının zarardan haberdar olduğu tarih dikkate alındığında, 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, Rekabet Kurulu kararı hakkında müvekkili banka tarafından İdari yargıda iptal davası açıldığını ve henüz nihai karar verilmediğini, yani Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararı hakkındaki hukuki sürecin halen devam ettiğini, bu nedenle Rekabet Kurulu kararı hakkındaki dava sürecinin sonuçlanmasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, davacının talebine dayanak gösterdiği Rekabet Kurulu incelemesinin, …’ın ihracat kredilerinde bir artış yapmak için … ile ortak hareket etmek istediği ve “proje finansmanı ve işletme kredilerinde kanunen artıramıyoruz” ifadesi ile ilgili (158) başlıklı bölümde yer aldığını ve başkaca bir tespitte bulunulmadığını, bu sebeple davacının zararının söz konusu olmadığını, ayrıca davacının müvekkili bankadan kullanmış olduğu herhangi bir ticari kredinin de bulunmadığını belirterek, tüm bu açıklanan nedenlerle Rekabet Kurulu kararına karşı açılacak davanın bekletici mesele yapılmasını, usul ve esasa ilişkin savunmalar doğrultusunda davanın reddini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraflar arasındaki sözleşme sureti ve ödemeye ilişkin banka kayıtları celp edilerek, dosya kapsamına alınmıştır.
Dosyanın, …. Tüketici Mahkemesinin 2017/… Esas, 2017/… Karar sayılı ve 13/07/2017 tarihli görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edilerek, Mahkememizin 2017/… Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 28/06/2019 tarihli ara karar uyarınca 12/07/2019 tarihli beyan dilekçesi ile dava değerinin bildirilerek eksik harcın ikmal edildiği görüldü.
Bankacı bilirkişinin 13.02.2023 tarihli raporunda özetle; Davalı banka ile davacı … San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden, davacı şirkete Borçlu Cari Hesap Kredileri ile Taksitli Ticari Kredilerin kullandırıldığı, Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarih, 13-13/198-100 sayılı kararında ve davacının dava dilekçesinde -belirtilen 21.08.2007-22.09.2011 tarihleri arasında, davacıya sadece 11.09.2008 tarihinde, … no.lu kredi hesabından 28.000,00TL tutarlı, yıllık %34,80 faizli, 18 ay vadeli taksitli ticari kredinin kullandırıldığı, davacıya kullandırılan diğer kredilerin ise 21.08.2007 tarihinden önce kullandırıldığının tespit edildiği, Davalı banka tarafından davacıya kullandırılan söz konusu krediye uygulanan faiz oranının, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalarca, T.C. Merkez Bankası’na aynı dönemlerde bildirilen ticari kredilere fiilen uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranları ile uyumlu olduğu, Kaynak maliyeti açısından önemli bir gösterge olan kamu bankalarınca 3 ay vadeli mevduata fiilen uygulanan faiz oranları ile davalı bankanın bahse konu krediye uyguladığı faiz oranı mukayese edildiğinde, uygulanan kredi faiz oranının makul seviyede olduğu, T.C. Merkez Bankası tarafından 09.12.2006 tarih ve 26371 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan T.C. Merkez Bankası’nın 2006/1 sayılı Tebliği uyarınca, bankaların, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak menfaatleri ve mevduat işlemlerinde uygulanacak sabit ve değişken faiz oranlarını serbestçe belirlemeye yetkili oldukları, Davacı tarafın tacir vasfında olduğu ve ticari amaçla kullandığı kredilerin kendisine maliyetini hesap edebilecek konumda bulunduğu, Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararında yer alan belge ve değerlendirmelerde, dava konusu ticari krediler ile ilgili bir tespit ve kararın bulunmadığı, karar içeriğinde davalı … T.A.Ş. ile ilgili yer alan değerlendirmelerin ise mevduat faiz oranları, bireysel konut kredileri ile proje finansmanı ve ihracat kredileri konusunda olduğu ve ticari kredileri kapsamadığı, bu sebeple bankalar arasında ticari işletme kredileri konusunda bir uzlaşıdan ve davaya konu edilen bir zarardan bahsedilemeyeceği, birlikte değerlendirildiğinde, takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere dava konusu 28.000,00TL tutarlı kredinin, piyasa koşullarına göre fiyatlandırıldığı ve Rekabet Kurulu kararı kapsamında kalmadığı kanaatine ulaşıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafça davalı bankadan kullanılan kredilerden alınan faiz miktar ve oranın Rekabet Kurulunca verilen karara aykırılık teşkil ettiği ve zarara uğradığı iddiasına dayalı alacağa ilişkindir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, Mahkememizce deliller toplandıktan sonra dosyanın bankacı uzmanı bilirkişiye tevdi edildiği, hükme esas bilirkişi raporu ile davalı banka tarafından davacıya kullandırılan krediye uygulanan faiz oranının, T.C. Merkez Bankası’na aynı dönemlerde bildirilen ticari kredilere fiilen uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranları ile uyumlu olduğu, uygulanan kredi faiz oranının makul seviyede olduğu, davacı tarafın tacir vasfında olduğu ve ticari amaçla kullandığı kredilerin kendisine maliyetini hesap edebilecek konumda bulunduğu, Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararında yer alan belge ve değerlendirmelerde, dava konusu ticari krediler ile ilgili bir tespit ve kararın bulunmadığı, karar içeriğinde davalı … T.A.Ş. ile ilgili yer alan değerlendirmelerin ise mevduat faiz oranları, bireysel konut kredileri ile proje finansmanı ve ihracat kredileri konusunda olduğu ve ticari kredileri kapsamadığı, bu sebeple bankalar arasında ticari işletme kredileri konusunda bir uzlaşıdan ve davaya konu edilen bir zarardan bahsedilemeyeceğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davacının dayandığı bir kısım banka aleyhine tespit içeren Rekabet Kurulu kararının İdare Mahkemesinde iptal işlemine konu edildiği, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 2019/… E., 2021/ … K. sayılı benzer ve 2021/… E., 2022/ … K sayılı uyuşmazlığa dair ilamındaki karar içeriğine göre 12 bankanın ihlalin tamamından çerçeve sözleşme nedeniyle sorumlu tutulmayıp her bir hizmet yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerektiğine ilişkin bozma kararlarının ve devamında ilk derece Mahkemesince verilen iptal kararlarının bulunduğu, her bir kredi işleminin kendi bankası nezdinde ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, doğrudan kartel varlığına dair kabulün mümkün olmadığı, dava konusu edilen kredinin niteliği itibariyle bireysel değil ticari kredi olduğu, Rekabet Kurulunun tespit ettiği kredilerin ise tüketici kredileri olduğu, ticari kredileri kapsamadığı (Yargıtay 11.HD., 08/01/2020 tarih, 2019/1496E., 2020/163K.), tacirler arasında sözleşme serbestisi kapsamında serbestçe faiz oranlarının belirlendiği, davacının kullandığı kredideki faiz oranının yerindeliğine dair ayrı bir araştırma yapılmasına gerek olmadığı, iddianın sübut bulmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu harcın 256,17-TL harçtan düşümü ile artan 76,27-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.10/04/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza