Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/814 E. 2021/73 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/814 Esas
KARAR NO : 2021/73
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2017
KARAR TARİHİ : 09/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 14/09/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı şirket Kasım 2014 tarihinden hizmetin kesildiğini, 15.05.2017 tarihine kadar aylık danışmanlık hizmeti verdiğini, davacı şirket hizmet verdiği süre boyunca vermiş olduğu danışmanlık hizmetinin karşılığı olarak aylık KDV dahil 17.700,00 TL aldığını, davacı şirket tarafından 15.05.2017 tarihinde davalı şirkete verilen danışmanlık hizmeti sona erdiğini, davacı şirket tarafından Mayıs 2017 ayına ilişkin 15 günlük danışmanlık hizmetine ait KDV dahil 8.850,00 TL’lik fatura davalıya gönderildiğini, davalı fatura bedelini davacıya ödemediğini, davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalı borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiklerini, borcu ödemekten kaçındıklarını, açıklanan nedenlerle, borçlunun itirazının iptali ve takibin devamı ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 14.11.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı ile davalı arasında imzalanmış herhangi bir danışmanlık sözleşmesi bulunmadığını, davacı tarafından davalıya herhangi bir danışmanlık hizmeti verilmediğini, davacı tarafından gönderildiği iddia edilen ” danışmanlık hizmet faturası” davalıya ulaşmadığını, davacı, davalının borçlu olmadığını bilmesine rağmen kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, bu nedenle davacının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, haksız açılan davanın reddine, borçlu olmadığını bilmesine rağmen kötü niyetli olarak icra takibi yapan davacının alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün 2017/… Esaslı dosyası dosyamız içeresine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 8.930,74 TL tutarında toplam alacağın tahsili tarihine kadar %9 yasal faizi masraf ve vekâlet ücreti ile tahsili, kısmi ödemelerde BK. 100 E göre takip yapıldığı, ödeme emrinin 13.07.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içeresinde 20.07.2017 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 12.12.2019 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı yanın 2017 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, Davacı yana ait incelenen 2017 yılına ait ticari defterlerinde takibe konu 15.05.2017 tarihli … no.lu “Hizmet Bedeli” açıklamalı 8.850,00 TL tutarlı faturanın davacı yan 2017 yılı yevmiye defterinin … no.lu yevmiye defterinde kayıtlı olduğu görülmüş olup, takip tarihi itibariyle davacı yan kendi ticari defterlerinde davalı yandan takibe konu faturadan dolayı 8.850,00 TL asıl alacaklı olduğu görüldüğü, davalı şirket vekiline gerek mail yolu ile gerekse telefon ile aranarak ticari defterlerin incelenmesi gerektiği yönünde bilgilendirmeler yapılmış olmasına rağmen davalı yan tarafından bu zamana (11.12.2019 tarihine kadar) kadar ticari defterlerin hazır olduğu ile ilgili tarafımıza bilgi verilmediğinden davalı yana ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılamadığı, diğer yandan HMK. 219/1,2 maddesi gereği raporumuzun 4.3 maddesinde belirtilen davalı taraf ait dava konusu olan defterlerin ilgili sayfalarının onaylı örneklerini dilekçe ile dava dosyasına sunması halinde incelemenin bu boyutta da yapılabileceği, davacının dosyaya sunmuş olduğu ve davalı tarafından kabul edilmeyen takibe konu faturanın içeriği hizmetin davalı yana verildiği ve faturanın davalı yana tebliğ edildiği ile ilgili bir belge ve verinin dosyada bulunmaması nedeniyle, davacının dava konusu faturanın içeriği hizmetin davalıya verildiğinin ispat için yeterli delil niteliğinin bulunmadığı, huzurdaki davanın net bir sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle davalı yanın 2017 yılı ticari defterlerinin incelenmesi gerektiği, dosya içerisinde dava konusu faturanın teslim alındığına dair BA ve BS formalarının mevcut olmadığı” Sonuç ve kanaati ile raporunu sunmuştur.
Raporda belirlenen eksikliklerin tamamlanması ve yan vekillerinin rapora beyan ve itirazları değerlendirilerek ek rapor düzenlenmesi için dosya yeniden bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 10.12.2020 tarihli 6 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Davacı şirketin her ne kadar kendi defterlerine göre davalı şirketten alacaklı ise de, ilgili faturanın davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, diğer taraftan fatura içeriği hizmetin davalı yana verildiği ve faturanın davalı şirkete teslim ve tebliğ edildiği ile ilgili bir belgenin de dosyada görülmediğinden, davacı şirketin dava konusu yapılan fatura içeriği hizmeti davalı şirkete verdiğinin mali ve belgesel olarak ispata muhtaç olduğu” Sonuç ve kanaati ile ek raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada taraflar arasındaki ihtilaf davacı yanın, 10.07.2017 tarihinde davalı borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. sayılı dosyası ile 8.930,74 TL tutarlı fatura alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanın takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunmaktadır.
Davacı yan vekili tarafından incelemeye sunulan 2017 yılına ait Yevmiye, Kebir ve Envanter defterinin 6102 sayılı TTK. Mad. 64. hükmü uyarınca açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, Yevmiye defterlerinin 6102 sayılı yeni TTK. Mad. 64/3 hükmüne göre bulunması gereken kapanış (görüldü) tasdikinin mevcut olduğu görüldüğünden, davacı yanın 2017 yılı Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı yana ait incelenen 2017 yılına ait ticari defterlerinde davalı yan ile ticari ilişkisinin mevcut olduğu, davacı yanın davalı ile hesap hareketlerini … no.lu Alıcılar Alt Hesap kodunda takip etmekte olduğu, takibe konu 15.05.2017 tarihli … no.lu “Hizmet Bedeli” açıklamalı 8.850,00 TL tutarlı faturanın davacı yan 2017 yılı yevmiye defterinin … no.lu yevmiye defterinde kayıtlı olduğu görülmüştür. Davacının 2017 yılı yasal defterlerinin kapanış maddesinde de iş bu 8.850,00 TL tespit tutarının devir olarak sonraki yıla intikal ettiği, davacının talebindeki 8.850,00 TL tutarın davacının yasal şartlara haiz kendi ticari defterlerinde mevcut olduğu tespit edilmiştir.
Davalı şirketin 2017 yılına ait elektronik ortamda tutulduğu anlaşılan Yevmiye, Kebir ve Envanter defterinin e-beratlarının süresinde usulüne uygun yapıldığı görüldüğünden, davalı şirketin 2017 yılı e-ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı şirketin 2017 yılına ait kendi e-ticari defterlerinde davacı şirketle ilgili ile ticari ilişkisinin mevcut olmadığı ve dava konusu edilen 15.05.2017 tarih, … nolu ve hizmet bedeli açıklamalı 8.850,00 TL tutarlı faturanın kayıtlı olmadığı, neticeten davalı şirketin davacı şirkete iş bu faturadan dolayı borcu ve alacağı olmadığı belirlenmiştir.
Dosya incelemelerimizde davacı yan tarafından davalı yana 15.05.2017 tarihli 7284 no.lu 8.850,00 TL tutarlı fatura düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Salt fatura düzenlenmesi, adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için bir seçenek olarak düzenlenen faturayı tebliğ aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde fatura ve münderecatına itiraz etmemiş olması gerekir.
Kaldı ki, bu da faturanın mutlaklığı anlamına tam olarak gelmez ve sadece fatura mündericatının doğru olmadığını ispat yükünü faturaya itiraz etmeyenin omuzlarına yükler. Faturayı düzenleyen, kaideten, ona süresinde karşı yan itiraz ederse, mal veya hizmeti yapıp çekişmesiz sunduğunu ortaya koymak mevkiinde iken, süresinde itiraz olmadığında bu kerre süresinde itiraz etmeyip ispat külfeti altına giren yan, faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin tarafına tesliminin yapılmadığını/gerçekleşmediğini veya usulünce bildirilmiş bir ayıba/eksiğe, yasal mesnetten yoksunluğa duçar olduğunu vs. ispatlamalıdır.
Davacının dosyaya sunmuş olduğu ve davalı tarafından kabul edilmeyen takibe konu faturanın içeriği hizmetin davalı yana verildiği ve faturanın davalı yana tebliğ edildiği ile ilgili bir belge ve verinin dosyada bulunmaması nedeniyle, davacının dava konusu faturanın içeriği hizmetin davalıya verildiğinin ispat için yeterli delil niteliğinin bulunmadığı kanaati oluşmuştur.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu 23.12.2019 tarihli “…Bilirkişi raporuna yönelik beyanları…” dilekçesi ekinde sunmuş olduğu … Noterliği 15.05.2017 tarih, … yevmiye nolu Göndereninin …, alıcısının, … A.Ş. olduğu “İSTİFANAME” yazısı incelendiğinde; ekler bölümününün 2 nolu bölümünde Mayıs ayı (1/2 ay) hizmet faturası, yazılı olduğu, ancak fatura kesenin Davacı … Ltd. Şti., fatura düzenlenenin … olduğu, bu noktada 15 Mayıs 2017 tarihinde şirketten ayrıldığını beyan eden … ‘ın 15 Mayıs 2017’den önce …’de çalışan olduğu anlaşıldığından, bu faturayı 2 nolu ek yaparak neden davalı …Ş.’ye bildirdiği anlaşılamamıştır.
Bu nedenlerle davacı şirketin her ne kadar kendi defterlerine göre davalı şirketten alacaklı ise de, ilgili faturanın davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, diğer taraftan fatura içeriği hizmetin davalı yana verildiği ve faturanın davalı şirkete teslim ve tebliğ edildiği ile ilgili bir belgenin de dosyada görülmediğinden, davacı şirketin dava konusu yapılan fatura içeriği hizmeti davalı şirkete verdiğinin mali ve belgesel olarak ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle Kanıtlanamayan davanın reddine, Davalı tarafın kötü niyet tazminatını isteminin davacının kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kanıtlanamayan davanın reddine,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatını isteminin davacının kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığından reddine,
3-59,30-TL karar harcının peşin alınan 107,86-TL den düşümü ile kalan 48,56-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza