Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/811 E. 2018/106 K. 29.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/811
KARAR NO : 2018/106
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 02/09/2010
DAVA TARİHİ: 13/09/2017
KARAR TARİHİ: 29/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili 2.9.2010 tarihli dava dilekçesinde davalı bankanın 10.7.2009 tarihli imzalı teklif yazısı ile müvekkilinin okula gönderildiğini ,teklif yazısının 11.okul çantası bankacılık paketi işleyişi başlıklı kısmına “okul ödemelerinin yapılacak 3 yıllık sözleşme ile banka tarafından yapılması durumunda banka tarafından fatura karşılığında 110.000-TL tutarında bağış yapılacaktır.” hükmü yer aldığı, müvekkilinin davalının icabını zımni olarak kabul ettiğini ,2.bentteki yükümlülüklerini derhal yerine getirdiğini ,tüm personelin maaş ödemelerinin banka tarafından yapılmasının sağlandığı, halihazırda müvekkilinin tüm işlemlerini banka aracılığıyla yerine getirdiğini, diğer bankalarının kazanç yönünden bu teklife yakın tekliflerinden vazgeçerek davalının teklifini kabul ettiğini, müvekkkilinin sözleşmeye uygun alacağını elde edebilmek için 5.11.2009 tarihli ihtarı keşide ettiğini ,davalı bankanın ihtara cevap vermediğini, bunun üzerine ilamsız takip başlatıldığını ,itirazın iptaline ve %40 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
DAVAYA CEVAP:Davalı Banka Vekili cevap ve cevaba cevap dilekçesin de , dilekçesinde ;davacının taahhütlerinin yerine getirildiğinin gerçek dışı olduğu, 10.7.2009 tarihli teklifiyle tüm personellerin maaş ödemelerinin ve okul ücretlerinin alınmasını 3 yıl süre ile kabul etmiş ancak 110.000 TL tutarındaki bağışın kendisine ödenmesi için şart koşulan öğrenci sayısına ulaşılamadığı, aylık olarak çalışan personel sayısına ulaşılamadığını ,davacı taahhüt ettiği personel sayısına ulaşamamış, 862 öğrencinin bulunduğu okulda yalnızca 381 adet öğrencinin kayıt yaptırdığını, teklif sonrasın da taraflar arasında protokol yapmak üzere müzakerelerin devam ettiği ve davacı yetkilisinin önce KMH uygulamasına itiraz etmiş iken sonradan protokole eklenmesine izin verip uygulamasını bizzat başlattığını ,müvekkili bankanın fizibilte başvurusun da baz aldığı öğrenci ve personel sayısına hiçbir surette itirazı olmadığını ,davanın reddine %40 tazminat ın davacıdan alınarak davalıya ödenmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
1-Şişli ….İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasının incelenmesin de; 2.2.2010 tarihin de 110.000 TL asıl alacak olmak üzere toplam 114.554-TL alacağın takip tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte tahsilinin talep edildiği ,borçlu davalı banka tarafından alacaklı ile banka arasın da takip dayanağı olarak gösterildiği gibi yazılı bir sözleşme olmadığı, alacağa ve tüm ferilerine itiraz edildiği takibin durduğu anlaşılmaktadır.
2-Davalı banka tarafından sunulan 10.7.2009 tarihli teklifte, 2009/2010 öğretim yılındaki davacı okula kayıt yaptıracak öğrenciler için “Okul Çantası Bankacılık Paketi” kapsamında okul taksitleri ödeme sistemin de taksitlerin garantili ve otomatik olarak ödenmesi imkanı sunulduğu ,hesapta yeterli bakiye olmasa bile taksit tarihlerinde okul taksitleri bu limit kullanılarak ödeneceği,durumu uygun bulunanlara kredili levduat hesabı açılacağını, limitinin okul ücreti kadar olacağı, okul ödemelerinin yapılacak 3 yıllık bir sözleşme ile banka tarafından yapılması halinde 110.000-TL fatura karşılığında bağış yapılacağı yazılıdır.
3-Davacı Okula davalı tarafından gönderilen 17 eylül 2009 tarihli yazıda personel maaş ödemesi ve öğrenci ödemeleri ile ilgili banka tarafından sunulan teklifin bağış fizibilitesi bireysel krediye göre hazırlanarak onaylandığı için ,kullandırılan krediler baz alınarak aşağıdaki planın düzenlendiği, kullandırılan krediler fizibiliteye dahil edildiğinde ilgili rakama ulaşılamadığı, şu ana kadar 240 kayıttan yaklaşık 65 adet kredi kullandırıldığı, kayıt dönemi sonuna kadar bu rakamlara rahatlıkla ulaşılabileceği ,aşağıdaki şartlarda 3 yıllık bir anlaşma için 68.000-TL ödeyebileceğiz ,kayıt dönemi bittikten sonra okul tarafından kullandırılan kredi adedine bakılarak kaç adet olduysa promosyon tutarının ödeneceği, listeye bakıldığında 50 krediye kadar 5.000-TL, 100’e kadar 9.500-TL, 75-100 arası 15.000-TL, 100-150 arası 28.500-TL 201 ve üzeri 68.000-TL olmak üzere promosyon ödeme planı hazırlandığı, bordro tarafında 100 personel için 42.000-TL ödeneceği ,tüm poromosyonlara kdv nin dahil olduğu ve kurumun faturası karşılığı ödeneceği ve anlaşma sağlandığı takdirde sözleşme üzerinde revizyonların yapılacağının yazılı bulunduğu görülmektedir.
Bu yazıya cevaben davacı tarafından gönderilen 18 eylül 2009 tarihli yazı da tekliften kmh nin çıkarılmasına itiraz edilerek ,bu konu ile ilgili acil dönüş talep edilmiştir.
Bu yazıda 209 kayıtta yaklaşık 65 adet kredi kullandırıldığı, öğrenci sayısının 201 ve üzeri taahhüt edilen öğrenci kayıtlarından dolayı 201 sayısının geçildiği, tarafların müşterek beyanlarından anlaşılmaktadır. Davalı Vekilinin cevap dilekçesindeki yazılı beyanına göre 862 öğrenciden 381 öğrenci banka ile ilgili kayıt yaptırmıştır.Elektronik yazışmalarda geçen rakamlar taahhüt edilen rakamlar olmayıp ,öğrenci için verilecek 68.000 TL nin 201 ve üzeri kayıtta verileceği 16 eylül 2009 tarihli ödeme planında yazılıdır.
4-Bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Bilirkişi Kurulu Raporun da: her iki tarafın da dayandığı SGK bildirimlerindeki personel sayıları dikkate alınması durumunda davalı bankanın teklif yazısının 3.10 maddesindeki edimi olan 110.000-TL bağış ediminden dolayı borçlu olacağı ,ancak davacı yetkilileri e posta bildirimi ile taahhütte bulundukları ve davalı banka fizibilite çalışmasında esas aldığı verilere dayanarak yönlendirdiği görüşünün belirlenmesi halinde davalı bankanın bağış taahhüdünü bütünüyle yerine getirmekle yükümlü olacağının kabul edilmesinin isabetli olmayacağının sonucuna ulaşabileceği,bu ihtimal bakımından davacı tarafın belirli bir personel sayısının garanti ettiği ancak bu taahhütte belirtilen sayılara ulaşılamadığı kabul edilse daha taraflar arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi bakımından davacının bütün personeline ilişkin ödemelerinin davalı bankaya yönlendirdiği gerçeğinin dikkate alınmak zorunda olduğu, zira bu ilişkinin kurulması ile birlikte davacı taraf taahhüdünü yerine getirmeye başlamış ve davalı bankada söz konusu personele ilişkin maaş ödemelerinin kendisi üzerinden yapılması işlemlerini başlatmıştır. Bir diğer ifade ile taraf arasında bu sözleşme kurulmuş bu sözleşme uygulanmaya başlayarak kendisine bağlanan sonuçları doğurmaya başlamıştır. Davalı banka başlangıçta öngörülen miktarda olmasa dair, o miktara yakın bir oranda fayda elde etmeye başlamış ve bu fayda temini dava tarihi itibariyle devam etmektedir. Mahkemenin bu hususu dikkate alarak davalı tarafın sözleşmenin bu şekilde uygulanmış olması dolayısıyla bir yükümlülük altına girip girmediğine karar vermesinin isabetli olacağı bu çerçevede mahkemenin oransal bir değerlendirme yaparak davalı bankanın da davacının yerine getirdiği taahhüt miktarını oransal olarak dikkate alıp davalı bankanın da kendi yükümlülüğü aynı oranda yerine getirmesine karar vermesi mümkün ve taraflar arasında ki sözleşmenin amacına uygun bir çözüm olacağını sözleşme uygulanmaya başlanan Eylül 2009 ‘dan Ekim 2010 tarihine kadar ödeme yapılan personel sayısının toplamının aylar itibariyle, 1077 olup ödenen personel sayısının SGK personel sayısına oranı 1077/1084-%90,96 olarak belirlendiği, davacının %90,96 oranında ediminin yerine getirdiği kabul edildiği takdirde davacının alacağının 100.056-TL olarak hesaplandığı davacının 114.554-TL talebinin yerinde olmadığı, yolunda rapor sunulmuştur.
İtirazların değerlendirmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor istenmiş, davacının delil listesi ekinde sunmuş olduğu, SGK bildirimlerinin Eylül 2009 ve ekim 2010 tarihlerini kapsadığı, davanın açılış tarihinin 02.09.2010 olduğu, mahkemece gerçekleşen fiili çalışma dönemi esasa alındığında 3 yıllık bağış tutarı 110.000-TL olarak belirlendiği, toplam çalışma süresinin 2 yıllık karşılığı 2/3 oranında 73.333.34-TL tutarında bağış olabileceği kök raporun 8.sayfasında belirlenen (Ödenen personel sayısının SGK personel sayısına oranı, 1077/1084-%90 -96 oranında dikkate alındığında 73.333.34-TL x90.96=66.704-TL bağış tutarında alacaklı bulunduğu yolunda ek rapor sunulmuştur.
Davacı Vekili 06.03.2013 tarihli oturumda daha evvel teklifte bahsedilen bağış yapılmadığı için bu davadan evvel keşide edilen ihtarname sonrası icra takibi ve akabinde dava açıldığı ,sözleşmenin 2 yılında ilişkinin sonlandırıldığı sonradan icra takibi yapılarak davaya konu edildiği, teklifin 2.3. Yıllarında davalıdan herhangi bir hizmet alınmadığı yolunda beyanda bulunmuştur.
Davacı vekili tarafından sunulan maaş ödeme talimatları Eylül 2009 ayından başlayıp Ekim 2010 tarihi de dahil olmak üzere son bulmuş, bu tarihler arasında sözleşme gereği ilişkinin devam ettiği sunulan makbuzlarda ve talimatlardan anlaşılmaktadır. Taraflar arasında imzaya bağlanmış bir sözleşme olmamakla birlikte davacı bankanın yazılı teklifi ve akabinde elektronik yazışmalar ile birlikte sözleşmenin hükümlerinin fiilen uygulanmaya başladığı ve dava tarihinden sonrada 2 ay süre ile devam ettiği ve kasım 2010 tarihi itibariyle son bulduğu sunulan evraklardan anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında varlığı itilafsız olan 17 haziran 2009 tarihli davalı banka tarafından davacıya gönderilen (personel maaş ödemesi ve öğrenci ödemeleri ile ilgili banka tarafından sunulan teklif detayları için bir tablo gönderildiği, Davalının hesaplamaya esas alınan bu beyanına göre sırf maaş ödemesi değil ,öğrenci 68.000-TL + personel ödemesi içinde 42.000-TL bağış önerildiği kabul edilmiştir. Bu iki tutarın toplamı ise davacının icra takibine konu ettiği tutarın tamamı 110.000-TL ye tekabül etmektedir. Davalı 3 yıllık bir ödemenin banka tarafından yapılması halinde bu ödemeyi yapacağını taahhüt etmiştir.Davacı ise yazılı bir sözleşme imzalayarak 3 yıllık bir süre ile bir taahhütte bulunmamıştır.Yazılı olarak bir taahhüt altına girmeyen davacı taahhüt edilen bağış tutarını sözleşmenin 3 yıl süre ile devam etmediği de gözetilerek isteyemeyeceği sonucuna varılmıştır.Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir. Davanın tarihi 2.9.2010 tarihidir. İcra takip tarihi itibariyle takibe konu edilen 110.000 TL bağış ödemesi istenemez ise de ,dava tarihine kadar olan sürede yine sözleşme fiilen uygulanmıştır. Yani buna göre 2009 ,Eylül ,Ekim ,Kasım Aralık- 2010 Ocak, Şubat, Mart ,Nisan, Mayıs ,Haziran ,Temmuz ,Ağustos aylarında ilişkinin devam ettiği dikkate alınarak bu tarihlere ait promosyon ödemesinin ödenmesi gerektiği,davadan sonra sözleşmenin fiilen uygulandığı Ekim ve kasım ayları davadan sonraki bir tarihe ilişkin hüküm olacağından hesaplamaya dahil edilmemiştir. Zira davadan sonra gerçekleşen davacı alacağının hükme esas alınması yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. Toplanan tüm delillere göre davalı banka tarafından yapılan fizibilite alışmalarına göre davacı okulun öğrencilerinin 201-üzeri olması halinde 68.000-TL,100 adet personelinin ödenmesinin 3 yıl süreyle banka tarafından yapılması koşuluyla 42.000-TL olmak üzere toplam 110.000-TL ‘yi bu konuda sözleşme yapılarak ve fatura karşılığı ödeneceği taahhüt edilmiştir. Davacı tarafından da bu taahhüt kabul edilerek fiilen çalışanlarının maaşlarının davalı bankadan yapıldığı ve sunulan resimlere göre de Eylül 2009 tarihinden itibaren davacı okul öğrencilerinin okul taksitlerinin ve davacı çalışanlarının bankadan ödendiği, davacı bankanın taahhüdünün her iki tarafın yazılı bir sözleşmeye dönüştürmeksizin ilişkinin Kasım 2010 tarihinden itibaren sona erdiği, bu şekilde ilişkinin sonlandığı promosyon ödemesi yapılmadan ilişki devam etmekte iken önce icra takibine daha sonrada davaya konu edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar takip tarihi itibariyle ilişki yazılı bir sözleşme yapılmadan elektronik yazışmalar ile tarafların iradelerinin uyuştuğu ,icra takibi sırasında davacı tarafından imzalanmış sözleşme yok ise de sözleşmenin benimsendiği dikkate alınarak de gerek usul ekonomisi, gerekse dava tarihine kadar ilişkinin sürmüş olduğu göz önüne alınarak dava tarihine kadar olan davacı alacağına ilişkin davanın esastan incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davacı 3 yıllık bir süre için toplam 110.000-TL bağış taahhünde bulunduğuna göre öğrenci kaydına isabet eden tutar 68.000-TL /3=22.666,66-TL olup bu tutarın tamamı dava tarihine kadar fiilen taraflarca uygulanan 1 yıllık süreye ilişkindir. Maaş ödemelerinden ise 1 yıllık süreye tekabül eden miktar ise 42.000-TL /3 -14.000-TL ‘dir Eylül 2009Ağustos 2010 ayları arasında davalının karşılığını ödemediği ,davacıdan bir ekonomik yararlanması bulunmaktadır.Bilirkişi Kurulu tarafından SGKlı çalışanlar ile davalıdan maaş ödemesi alan çalışanlar arasında ki oranlama esas alınarak bir yılık süreden davalının 13.440 TL sinden sorumlu olacağı kanaatine varılarak davanın belirlenen tutarlar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı Vekili davacının taahhüt ettiği rakamlara ulaşamadığı bu nedenle bağış tutarının istenemeyeecği ise de davalı vekili de fiilen ilişkinin devam etitği ,3 yıllık taahhütname davacı tarafından verilmemişse de verilmiş süreye isabet eden uttarı istemesine mani bir hal bulunmadığı ,bilirkişi kurulu sözleşmenin 2/3 ünün yerine getirilidği yolunda görüş bildirmişsede yukarıda yazılı aylar içeriğinde dava tarihi esas alındığında ilişkinin tam bir yıl devam ettiği ,1200 öğrenci taahhüdünün hiç bir belgede olmadığı fizibilitenin de tahminden ibaret bulunduğu ,davalının bir rakam beyan etmediği gibi gerek öğrenci sayısı gerekse çalışan sayısı gerçekleştiği oranda davanın kabulu gerektiği ,davacının daha fazla bir öğrenci sayısına ulaşılacağı beyanlarının da sonuca etkili bulunmadığı ,öğrenci sayısında ki davalı limiti 201 ve üzeri sayısının gerçekleştiği ,çalışan sayısında ki eksiklikte 1 yıllık süreye tesadüf eden kısımdan düşülmek suretiyle davanın kısmen kabulune ,talebin promosyon ödemesine ilişkin bulunması ve alacak yapılan yargılama neticesinde belirlendiğinden likit olmadığı ,ayrıca takipte istenilen temerrüt faizi -işlemiş faiz isteminin 3 yıllık bir taahhütte bulunmadığından temerrüdün takiple gerçekleştiğinden işlemiş faiz isteminin yerinde olmadığı,kanaatına varılarak fazlaya dair istemler ile vaki icra inkar tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm; Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2014/6930 E. 2015/4685 K.sayılı 01/04/2015 tarihli ilamı ile”
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davacı ile davalı banka arasındaki 10.07.2009 tarihli anlaşmaya ilişkin promosyon alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra yolu ile takibe vaki itirazın, İİK’nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali istemine ilişkin olup, alacak likit (bilinebilir) olduğundan, İİK’nın 67/2. maddesi hükmü uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile bu yöndeki talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” .”denilerek bozulmuş; bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Usul ve yasaya uygun bozma ilamına doğrultusunda alacak likit ve hesaplanabiliyor olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatının kabulü 02.07.2012 tarih 6352 sayılı yasanın 11 maddesi ile değişiklik öncesi olan İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın %40 olan 14.442,64-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tarafların icra inkar tazminatı dışındaki itirazlarının red olduğu ve hükmün kesinleşmiş olması nedeniyle icra inkar tazminatı dışındaki taleplere ilişkin hüküm kurulmamamış olup, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Verilen hükmün davalı vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/661 Esas, 2017/4871 Karar sayılı ilamı ile ”Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının icra inkar tazminatının kabulü ile, 14.442,64 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2014/6930 esas-2015/4685 karar sayılı kararıyla davanın esası hakkında verilen karar kesinleşmiş olduğundan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin bozma kararından sonra yeniden hüküm oluşturması gerekirken önceki karara atıf yapılarak yeniden hüküm oluşturulması doğru olmamış, infazda tereddüt yaratacağından mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkememizin kararı bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13/06/2017 tarih ve 2017/661 Esas, 2017/4871 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Usul ve yasaya uygun bozma ilamları doğrultusunda alacak likit ve hesaplanabiliyor olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatının kabulü 02.07.2012 tarih 6352 sayılı yasanın 11 maddesi ile değişiklik öncesi olan İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın %40 olan 14.442,64-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı gerekçeli kararda yazılacağı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İle, öğrenci işlemlerinden 22.666,66-TL, Personel işlemlerinden 13,340,00-TL olmak üzere toplam 36.106,66-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, 14.442,64-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.466,46 TL karar ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, ancak bozmadan önce mahkememizin 2010/562 esas, 2013/118 karar ve 2013/81 nolu 08/07/2013 tarihli harç tahsil müzekkeresi ile tahsil edilmiş ise yeniden tahsiline yer olmadığına,
Kabul edilen miktar üzerinden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.322,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Red edilen miktar üzerinden davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 8.979,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından bozmadan önce ve sonra yapılan 1460,00 TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 993,00TL’ nin davacı üzerinde bırakılmasına; arda kalan 467,00. TL ‘ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi.
29/01/2018

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)