Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/810 E. 2018/107 K. 29.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/810
KARAR NO : 2018/107
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/07/2014
KARAR TARİHİ: 29/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacının dava dilekçesinde özetle;Davacı vekili, müvekkilinin …bank Bursa Şubesi’ne 21.12.1999 tarihinde vadeli hesap açılarak 6.000 TL para yatırdığı, bu arada davalı …bank A.Ş’ye 22.12.1999 el konulduğu, akabinde… güvencesi kapsamında olmadığı gerekçesi ile müvekkilin parasının ödenmediği, …bank Şubesi personeli müvekkilini daha karlı bir hesap olan Off Shore hesaba yönlendirdikleri, davalı banka adı geçen kıyı bankasının ismini kullanarak …içi bankaların vermedikleri yüksek oranda faiz vermeyi taahhüt ettiğini, bu şekilde müvekkilleri kandırdıklarını, daha sonra bahse konu bankanın bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak davalı… Bank ile birleştirildiğini, Off Shore Bankası ile hiçbir bilgisi bulunmayan müvekkilin parasının davalı banka yöneticilerinin hileli davranış ve yönlendirmeleri ile bankalara olan güvenin kötüye kullanılması sonucu, sigorta kapsamı dışında bulunan bir off-shore bankasına yatırıldığını, …bank A.Ş’nin sebepsiz zenginleştiği, Off Shore Bank üzerinden yapılan işlemlerin kanuna karşı hile olduğunu, bankalara olan güvenin kötüye kullanıldığı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, belirtilen sebeplerle davalı bankaya yatırılan 6.000,00-TL mevduatın 21.12.1999 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı banka vekili, davacı irade sakatlanmasından, haksız fiilden ve sebepsiz zenginleşmeden bahsederek sözleşmeyi serbest iradesiyle imzalamadığını iddia ettiği, sözleşme sebebiyle akdi faiz istemesi ancak menfaatine olan tüm hususları kullanma çabası olduğunu davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre ve husumet nedeniyle neticede haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Fer’i müdahil… vekili de davalıya benzer savunmalarda bulunarak davanın reddi talep etmiştir.
İhbar olunan …vekili, müvekkili kurumun davalı bankanın borçlarını üstlenmediğini, uyuşmazlığın…’ye devrolunan bankaların off-shore hesapları nedeniyle zarara uğrayan mudilerin açmış olduğu tazminat davası olduğunu, davalı banka aleyhine açılan davalarda karar verilip temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, bu davalarda… borcu üstlendiğini açıkça beyan ettiğinden hükümlerin borcu üstlenen sıfatıyla… aleyhine kurulduğunu, uyuşmazlığın asıl muhatabı olan… aleyhine açılması gerektiğini davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce davanın kabulüne karar verilmiş, taraflarca temyiz edilmesi üzerinde Mahkememizin kararı Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 24/05/2017 tarih 2015/15736 Esas- 2017/3016 Karar sayılı ilamı ile görev yönünden bozulmuştur.
Dava, Off Shore hesabına aktarılan paranın tahsili istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davanın açıldığı 08.07.2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle davacının, tüketici; dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, bu nedenle yukarıda belirtilen Yasa hükümleri uyarınca davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olmakla, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı gerekçeli kararda yazılacağı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına,
3-HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, giderin avanstan karşılanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.29/01/2018
Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)