Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/783 E. 2022/642 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/783 Esas
KARAR NO : 2022/642

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 05/09/2017
KARAR TARİHİ : 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının toplam 500.000,00-TL tutarındaki sermayesinin 500 adet paya bölünmüş bir anonim şirket olduğunu, müvekkilinin sermayenin %30’una karşılık gelen 150 adet hissenin elinde bulundurduğunu, şirketin 05.06.2017 tarihinde gerçekleştirilen 2014, 2015 ve 2016 yılları olağan genel kurul toplantısında çağrı usulüne uyulmadığını, müvekkilinin genel kurul toplantısından kendi çaba ve girişimleriyle haberdar olduğunu, davalı yanca müvekkilinin hiçbir zaman ikamet etmediği ve davalı şirkete de bildirmediği Kayseri’de bulunan bir adrese bildirim yapıldığının öne sürüldüğünü, davalı şirketçe 26.02.2017 tarihinde bir başka genel kurul denemesi daha gerçekleştirildiğini ve söz konusu toplantıda tescile engel hususlar olduğu gerekçesiyle toplantının yenilendiğini ve davaya konu genel kurul toplantısının 05.06.2017 tarihinde yapıldığını, finansal tabloların müzakeresi ve denetçi raporuna ilişkin 2 numaralı genel kurul kararının hukuka aykırı olduğunu, zira müvekkilinin özel denetçi talebinin reddedildiğini ve bilgi alma ile inceleme hakkının da engellendiğini, karın kullanımı ve pay sahiplerine kar dağıtılmamasına ilişkin alınan 3 numaralı genel kurul kararının müvekkilinin şirket yönetimine ilişkin kaygılarındaki haklılığını doğrular nitelikte olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin ibrası kararının, müvekkilinin bilgi alma ve inceleme hakkı engellenerek ve tarafsız bir denetim raporu temin edilmeksizin alındığını, ibraya ilişkin alınan 4 numaralı genel kurul kararının da açıkça hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenlerle genel kurul toplantısında alınan kararların tümünün iptalini, davalı şirkete özel denetçi atanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının iş bu davayı ikame etmeden önce İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile dava açtığını ve davalı şirkete özel denetçi atanabilmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinde bulunduğunu ve bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, mahkemece genel kurul kararının iptali istemi ile açılan bu davada tensibin 8 nolu bendi ile talebin kabul edildiğinin görüldüğünü, bu karar hakkında yaptıkları incelemede hukuki dayanağın tespit edilemediğini, somut olayda koşullara uygun olarak çağrı yapıldığını ve hissedarlara gerekli tebligatların ulaştırılarak toplantının icra edildiğini, tebligatın usulüne uygun olmadığını iddia eden davacının genel kurulda hazır bulunduğunu ve muhalefet şerhlerini tutanağı geçirttiğini, davacının şirkette görevini ifa ederken şirketi zarara uğratması ve usulsüz işlemlere girişmesi sebebiyle bu aşamadan sonra birlikte çalışma olanağının kendisine bildirildiğinden şirketteki ortaklığını kötüye kullanma gayreti içine girdiğini, davacının karın dağıtılmaması, genel kurul yetkilerinin devri ve yönetim kurulu üyelerinin ibrası kararlarının iptalini talep etme hak ve yetkisinin bulunmadığını, her türlü inceleme hakkının davacıya sağlandığını, şirket tarafından alınan özel denetçi raporunda herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı …, davalı … Yenilenebilir …A.Ş. davanın şirkete özel denetçi tayin edilmesine ilişkin olduğu, davacı tarafın özel denetçi atanması konusundaki talebinin 27.03.2017 tarihli genel kurul toplantısında karşılanmış olması dikkate alınarak karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Mali müşavir ve konu uzmanı bilirkişi heyetinin 11 sayfadan ibaret 10/07/2018 tarihli raporunda özetle; Genel kurul toplantısında çağrı usülüne ilişkin eksikliğin davacının toplantıya katılmış olması dikkate alındığında TMK md. 2’ye aykırılık teşkil edeceği, Davalı şirket genel kurulunda iptali talep edilen 2 nolu gündem maddesi bakımından iptal koşullarının oluşmadığı, Karın dağıtımına ilişkin 3 nolu gündem maddesi bakımından alınan kararın dürüstlük kuralına aykırılık dolayısıyla iptal edilebileceği, ibraya ilişkin 4 nolu karar bakımından ise dosyada mevcut belgeler ile sonuca varılamadığı, Hakan Çoruh’un YK üyesi sıfatı ve …’in temsil ilişkisi açıklığa kavuşturulmalı ve buna bağlı olarak ibra konusu değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizin 4. Celse 4 no.lu ara kararı ile 05.06.2017 tarihli genel kurul kararlarının iptali koşullarının oluşup oluşmadığı ve davalı şirketin ticari defterler ve kayıtlarının da incelenmesi hususunda yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınmasına karar verildiği görülmüştür.
Mali müşavir-bağımsız denetçi ve konu uzmanı akademisyen bilirkişi heyetinin 16 sayfadan ibaret 13/06/2019 tarihli raporunda özetle; 05.06.2017 tarihli genel kurulda alınan gündemin; 2. 3 ve 4. Maddeleri için iptal şartlarının oluşmadığı, Davalı şirkete yönelik olarak özel denetçi atanması talebinin halen bir başka derdest davada görüldüğü, bu talebin TTK’da düzenlenen özel denelçi atanmasına yönelik olarak TTK’da özel olarak düzenlenen hükümlere göre yapılması gerektiği ve iptal davasının konusu olmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 6. celse 2 no.lu ara kararı ile TTK 436. maddedeki oy yoksunluğu düzenlemesi ile ibraya ilişkin genel kurul oy oranları, kimlerin kim adına vekaleten oy kullandığı, genel kurul tutanağı, hazirun cetveli dikkate alınarak …’un ibrası ve davacının ibra edilmemesi hususlarında  ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mali müşavir-bağımsız denetçi ve konu uzmanı akademisyen bilirkişi heyetinin 6 sayfadan ibaret 23/05/2022 tarihli ek raporunda özetle; TTK 436.maddedeki oy yoksunluğu düzenlemesi ile ibraya ilişkin genel kurul oy oranları, kimlerin kim adına vekaleten oy kullandığı, genel kurul tutanağı, hazirun cetveli dikkate alınarak…’un ibrası ve davacının ibra edilmemesi hususlarının incelenmesi hususunda yapılan inceleme ve değerlendirmelerde, rapor safahatında ayrıntılarıyla açıklandığı üzere, ibraya yönelik olarak;
a-Yönetim Kurulu Üyesi …’un; …’in, 175.000 adet hisseye denk gelen lehte (… vekili …,…’un ibrası için yapılan oylamada oy kullanmamıştır), Av. …’nun 150.000 hisseye denk gelen aleyhte oylarıyla pay oranına göre 175.000 adet hisseye denk gelen oy çokluğuyla ibra edildiği,
b-Yönetim Kurulu Üyesi …’ın; … ve …’in oylarıyla pay oranına göre 350.000 adet hisseye denk gelen oy çokluğuyla ibra edilmediği (… vekili Av. …, …’ın ibra oylamasında oy kullanmamıştır).
c-Yönetim Kuruluna denetim raporunun 1-11 maddelerinde yazan hususlara ilişkin sorumlular hakkında yasal takibata geçilmesi maksadıyla Yönetim Kuruluna yetki verilmesi hususu … ve …’in 350.000 adet hisseye denk gelen lehte, Av. …’nun 150.000 hisseye denk gelen aleyhte oylarıyla pay oranına göre 350.000 adet hisseye denk gelen oy çokluğuyla kabul edildiğinin tespit edildiği belirtilmiştir.
Dava, 05.06.2017 tarihinde 2014, 2015, 2016 yıllarına ilişkin yapılan Genel Kurul Toplantısı’nda alınan kararların tümünün iptali ve davalı şirkete özel denetçi atanması istemine ilişkindir.
Genel kurul kararlarının iptal sebepleri Türk Ticaret Kanunu 445. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre 446. maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, iptal davası açabilecektir. Yine aynı Kanunun 446. maddesinde ifade edildiği üzere, toplantıya katılsın yada katılmasın, çağrının usulüne göre yapılmadığını ve bu aykırılığın genel kurul kararı alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri bunu iptal davasına konu edebilecektir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; 6102 sayılı TTKnın 446/1-a maddesi gereğince toplantıda hazır bulunan ortağın alınan karara red oyu vermesi ve oylamadan sonra da muhalefetini tutanağa geçirmesi dava şartı olup mahkemece resen gözetilir. Davalı şirketin 05/06/2017 tarihli genel kurul tutanağı incelendiğinde davacının iptali talep edilen 1. 2. 3. 4 no.lu(tümü) gündem maddelerindeki kararlara karşı olumsuz oy verdiği yazılı olup, kararlara muhalif oldukları da şerh verilmiş olup buna göre dava şartlarında eksiklik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Genel Kurul gündem maddeleri görüşülmesinin öncesinde, Av … usulüne uygun şekilde pay sahiplerinin toplantıdan haberdar edilmediği yönünde muhalefet şerhi ekletmiş ise de davacı tarafın iddia ettiği bu usul eksikliğine rağmen toplantıdan haberdar olduğu ve iştirak ettiği, dolayısıyla yalnızca davacı tarafa yönelik yapılan çağrının sıhhatinden bahisle davacı tarafın katıldığı bir toplantı ile ilgili olarak iptal talep etmesi mümkün değildir.
Genel Kurul gündeminin 1. Maddesi; “…’in toplantı divanına kendisi ve …’in seçilmesine ve tutanakları imzalama yetkisi verilmesi”ne ilişkin olup, toplantı tutanağında söz konusu gündem maddesinin müzakereye açıldığı, Divanda katiplik ve oy toplama işlemlerinin … tarafından yerine getirilmesi, toplantı başkanlığına …’in seçilmesi … ve …’in 350.000 adet hisseye denk gelen lehte, Av …’nun 150.000 hisseye denk gelen aleyhte oylarıyla pay oranına göre 350.000 adet hisseye denk gelen oy çokluğu ile kabul edildiği, davacı … temsilcisi Av …u’nun genel kurul usule aykırı toplandığı, pay sahibi …’nın vekaletnamesinin usul ve yasaya aykırı olup imza sirküleri bulunmadığına ilişkin muhalefet şerhini eklettiği görülmüştür.
Genel kurul toplantı tutanağındaki 1 numaralı karara ilişkin olarak, pay sahibi … A.Ş. için verilen Beyoğlu … Noterliği’nin … numaralı ve 27.03.2015 tarihli, 3 yıl süreli geçerli İntegreen şirketi imza sirkülerinin ibraz edildiği görülmekle 05.06.2017 tarihinde yapılan 2014-2015-2016 yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısında alınan gündemin 1. maddesine ilişkin alınan kararın iptali talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Genel Kurul gündeminin 2. Maddesi; “YMM … tarafından hazırlanan bağımsız denetim raporu, 2014-2015-2016 yılları bilaço ve kar/zarar hesapları ve yönetim kurulunun 2014-2015-2016 yıllık faaliyet raporlarının tasdiki”ne ilişkin olup, toplantı tutanağında söz konusu gündem maddesinin müzakereye açıldığı, yapılan oylama sonucunda 2014-2015 ve 2016 yılı bilanço ve zarar hesaplarının ayrı ayrı olarak oylanarak …’nun 150.000 olumsuz oyuna karşılık … ve…’in 350.000 olumlu oyuyla oy çokluğuyla ile tasdik edildikleri, davacı … temsilcisi Av…’nun özel denetçi raporu düzenlenmeden yıllık raporların incelenmesinin kabul edilmediği ve onaylanmadığına ilişkin muhalefet şerhini eklettiği görülmüştür.
27.03.2017 tarihli Genel Kurulda özel denetçi atanmasına oy birliği ile karar verilmiş ise de; söz konusu … kararında yönetim kuruluna yetki verilmiş olduğu, gelinen aşamada da yönetim kurul tarafından denetçi tayin edilerek rapor düzenlenmiş olduğu anlaşılmıştır.
TTK 438/2 maddesi “(2) Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.” şeklindedir.
Eski mevzuatın yürürlükte olduğu dönemde, özel denetçiyi ismen belirleme (atama) yetkisi, özel denetime karar verme ile birlikte genel kurula aitti ve bu durum genel kurulda çoğunluğu oluşturan pay sahiplerinin istedikleri denetçiyi atamalarına imkân veriyordu. TTK ile birlikte, denetçinin genel kurul yerine mahkeme tarafından belirlenmesi özel denetim mekanizmasına işlerlik getirmiştir ve keyfi uygulamaların önüne geçilmiştir.
Bu nedenlerle 27.03.2017 tarihli Genel Kurulda özel denetçi atanmasına oy birliği ile karar verilmiş ise de; söz konusu GK kararında yönetim kuruluna yetki verilmiş olduğu, gelinen aşamada da yönetim kurul tarafından denetçi tayin edilerek rapor düzenlenmiş olması TTK 438. maddesine aykırı olup, özel denetçi atanması isteminin karşılandığı anlamına gelmemektedir.
Genel Kurulca da kabul edilip özel denetime tabi tutulması gereken somut hususlarda -denetime tabi tutulan hususlar karara etki edecek nitelikte olup, geçerli bir denetim raporu bulunmadığından- özel denetim yapılmadan yıllık faaliyet raporlarının okunması ile bilanço ve zarar miktarlarının onaylanmasına ilişkin kabul kararı verilmesi iptal nedeni olarak mahkememizce kabul edilmiştir.
Genel Kurul gündeminin 3. Maddesi; “2015 ve 2016 yılları karlarının 2014 yılı zararına mahsup edilmesine, kalanın yatırımlarda kullanılmasına, 2014-2015-2016 yılları için kar payı dağıtılmamasına” ilişkin olup, … ve…’in 350.000 adet hisseye denk gelen lehte, Av …’nun 150.000 hisseye denk gelen aleyhte oylarıyla pay oranına göre 350.000 adet hisseye denk gelen oy çokluğu ile karar verildiği görülmüştür.
Bilirkişi kurulu her ne kadar “…iş hacmi olağanın üstünde büyüyen buna karşın karlılığı yetersiz bulunan şirketin mevut düşük düzeydeki karını dağıtması doğru olmayıp, oto finansman yoluyla öz varlığını büyütmesi ve hatta ilave sermaye tahsis etmesi gerektiği değerlendirilmektedir. Özetle, 2015-2016 yıllarındaki karlarının dağıtımını yapmayarak şirket bünyesinde tutulmasının doğru ve şirketin lehine bir yaklaşım olduğu değerlendirilmektedir.” gerekçeleriyle iptal koşullarının oluşmadığı görüşünü bildirmişler ise de;
Genel kurul toplantı tutanağındaki 3 numaralı karara ilişkin olarak, kar payı alma hakkı, -anonim ortaklığın temel amacının kar elde etmek olduğu düşünüldüğünde- ortakların payları dolayısıyla sahip oldukları haklardan en önemlisidir.
Genel Kurul gündeminin 2. Maddesine ilişkin iptal gerekçesinde ayrıntılı açıklandığı üzere Genel Kurulca da kabul edilip özel denetime tabi tutulması gereken somut hususlarda -denetime tabi tutulan hususlar bu karara da etki edecek nitelikte olup, geçerli bir denetim raporu bulunmadığından- ve bilaço ve kar/zarar hesapları ve yönetim kurulunun 2014-2015-2016 yıllık faaliyet raporlarının tasdikine ilişkin gündemin 2. Maddesinin iptaline de karar verildiğinden, gündemin 3. Maddesine ilişkin kararın da iptal nedeni olarak mahkememizce kabul edilmiştir.
Genel Kurul gündeminin 4. Maddesi; “2014-2015-2016 yıllarında görev yapan yönetim kurulu üyelerinin ad okunarak görev yaptığı dönemlere ilişkin tek tek ibrası işlemine” ne ilişkin olup, yönetim kurulu başkanı… ve …’un ayrı ayrı olmak üzere 175.000 adet hisseye denk gelen lehte; 150.000 hisseye denk gelen aleyhte oylarıyla pay oranına göre oy çokluğu ile ibraz edildikleri, Hakan Çoruh vekili ve Aytaç Biter’in kendi ibralarında oy kullanmadıkları, yönetim kurulu üyesi …’ın yönetim kurulunca özel denetimle görevlendirilen SMMM … tarafından hazırlanan bağımsız denetim raporunun 1-11 maddelerinde bahsi geçen konularda açık kusur ve ihmali görüldüğü için oy çokluğu ile ibra edilmediği, gündemin 4. maddesine karşı Av …’nun yönetim kurulu üyelerinden …ve Hakan’ın ibra edilmesinin mümkün olmadığına ilişkin muhalefet şerhini eklettiği görülmüştür.
Bilirkişi kurulu her ne kadar rapor içeriğinde özetle “…Gerçeği yansıtmayan bir denetimin yapıldığı rapora istinaden ibra kararı verilmesi pay sahiplerinin iradelerini etkilemesi noktasında hukuka aykırı ise de davacı taraf denetim raporunda gerçeği yansıtmayan hususlara dair bir açıklama yapmadığı, muhteviyatında da bu iddiaları destekleyen bilgi veya belge bulunmadığı, dolayısıyla ibra kararına temel olan denetim raporunun hukuka aykırı olduğundan ve ibra kararının iptali için yeter sebep bulunmadığı…” görüşünü bildirmişler ise de;
Genel Kurul gündeminin 2. Maddesine ilişkin iptal gerekçesinde ayrıntılı açıklandığı üzere Genel Kurulca da kabul edilip özel denetime tabi tutulması gereken somut hususlarda -denetime tabi tutulan hususlar bu karara da etki edecek nitelikte olup, geçerli bir denetim raporu bulunmadığından- ve bilaço ve kar/zarar hesapları ve yönetim kurulunun 2014-2015-2016 yıllık faaliyet raporlarının tasdikine ilişkin gündemin 2. Maddesinin iptaline de karar verildiğinden, gündemin 4. Maddesine ilişkin kararın da iptal nedeni olarak mahkememizce kabul edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne kısmen reddine
a-05.06.2017 tarihinde yapılan 2014-2015-2016 yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısında alınan
aa-Gündeminin 1. maddesine ilişkin alınan kararın iptali talebinin reddine,
ab- Gündemin 2,3 ve 4 nolu gündem maddelerine ilişkin alınan kararların iptaline
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 80,70-TL ilam harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 49,30-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL peşin harç ve 31,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 62,80-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 5.542,00-TLyargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 2.771,00-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 130,00-TLyargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 65,00-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

iu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”