Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/781 E. 2019/1035 K. 21.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/781 Esas
KARAR NO : 2019/1035
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 05/09/2017
KARAR TARİHİ : 21/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; icra takibine haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz edildiğini, taraflar arasında sözleşmeye dayalı ticari bir ilişki olduğunu, sözleşmeye göre ürün bedeli ve ödeme döviz cinsinden belirlendiğini, fatura düzenlenirken ürün birim fiyatı Amerikan doları cinsinden yazıldığını, geç ödemeler için kur farkı faturası kararlaştırıldığını, ödeme yapılması için sözleşemede sadece döviz hesapları yazıldığını, Yargıtay uygulamalarına göre taraflar arasnıda sözleşme varsa kur farkı faturası düzenlendiğini, icra takibine itirazın kötü niyetli olduğunu, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini beyanla fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerindeki itirazın kaldırılması ve takibin devamına karar verilmesini, davalı likit olan alacağına, haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğinden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile taraflar arasında sözleşmenin 5.maddesi gereği sözleşme konusu ürünler ve karşılığında ödenen bedellerin belirlendiğini, dava konusu yazıcıların mülkiyetinin bila bedel Türsab’a belirleyeceği yerde eğitilmesi kararlaştırıltığını, sözleşmelerin sona erme tarihinden yeniden sözleşme yapılmadığını, davacı tarafından düzenlenen fatulara müveklili şirkete tebliğ edildiğini ve itiraz edilmeyerek kesinleştiğini, söz konusu faturaların ödenmediğinden bahisle 08/12/2016 tarihinde … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takiplere özgü ödeme emri düzenlenerek müvekkil şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, çek bedeli tahsil edilerek dosya borcunun kapatıldığını, davacı tarafından … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile müvekliil aleyhine 70.570,58-TL bedelli kur farkı faturasına dayalı icra takibi başlatıldığını, ilamsız takiplere özgü ödeme emri düzenlenerek müvekkile 01/03/2017 tarihinde tebliğ edildiğini ve takibin durduğunu, ayrıca müvekkilinin malvarlığına tedbir konulmasının talep edildiğini beyanla davanın reddine, kötüniyetle icra takibi başlatıldığından davacının alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası
2-Taraflar arasındaki 19/07/2013 tarihli sözleşme
3-Davacının ticari defter ve belgeleri
4-Bilirkişi kök ve ek raporu,
5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, kur farkı faturasına dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Kur farkı alacağının talep edilebilmesi, taraflar arasındaki sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunmasına veya akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olmasına bağlıdır.(Yargıtay 19 HD’nin 10/04/2018 tarihli … E., … K. sayılı kararı; 19/12/2017 tarihli … E., … K. sayılı kararı)
Öte yandan kur farkı alacağının talep edilebileceği sonucuna varılması halinde ise, kur farkı faturalarının dayanağı olan tüm faturalar celp edilerek talep edebilecek olan kur farkı tutarının tespiti gerekir.(Yargıtay 19 HD’nin 19/12/2017 tarihli 2016/14556 E., 2017/8080 K. sayılı kararı)
Yine kur farkının dayanağı olan faturaların bedellerinin ne şekilde ödendiği hususu da önemlidir, zira sözleşmede aksine bir hüküm yoksa ödemenin çekle yapılması halinde kur farkının fiyatlandırılarak çekin miktar hanesine yazıldığı kabul edilmektedir. (Yargıtay 19 HD’nin 20/04/2016 tarihli 2015/16900 E., 2016/6896 K. sayılı kararı; 14/11/2013 tarihli 2013/14587 E., 2014/17996 K. sayılı kararı)
Kur farklarının, esasen her iki tarafı da olumsuz olarak etkilediği, alıcının borcunu geç ödemesi halinde kur farkının doğduğu, ancak kur farkını satıcıya ödemezse satıcının zararının ortaya çıktığı, aksi durumda ise, yani satıcının kur farkı borcunu alıcıdan tahsil etmesi halinde, bu defa alıcının zarar ettiği, somut olayda taraflar arasındaki ticari ilişki ve sözleşme kapsamında, kur farklarının davalı tarafından ödeneceğinin hüküm altına alındığı (Bkz. Sözleşme md.12/3). dolayısıyla, kur farklarından davalının sorumluluğunun bulunduğu görülmüştür.
Dosya içerisinde davacının davalıya … Noterliğinin 21/12/2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarname keşide ederek kur farkını talep ettiği ihtarnamenin 26/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının … Noterliğinin 02/01/2017 tarihli … yevmiye nolu cevabı ihtarnameyle kur farkı faturasını kabul etmediklerini bildirdikleri görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacının davalı aleyhine 70.570,58-TL asıl alacak 576,33-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 71.146,91-TL ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 01/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 07/03/2017 tarihinde süresi içerisinde itiraz ettiği borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararı alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , davanın İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali bilirkişinin 10/07/2018 tarihli ve 10 sayfalık raporundan özetle, ” Davacı Şirketin yasal defter kayıtlarının incelenmesinde, taraflar arasında imzalanan Sözleşme kapsamında ticari ilişkinin sürdürüldüğü, ticari ilişkiye ait borç/alacak kaydı işlemlerinin de cari hesap şeklinde takip edildiğinin görüldüğü, Davacı yanın, 21.12.2016 tarihinde, … Noterliği kanalıyla davalı takip borçlusuna … yevmiye numaralı ihtarnameyi gönderdiği, kur farkını alacağını talep ettiği, Taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin 2015 yılından itibaren başladığı, uyuşmazlığın ise 2016 cari hesap yılındaki işlemler nedeniyle ortaya çıktığı, 2015 yıl sonu itibariyle davacının, davalıdan olan cari hesap bakiyesinin 100.108,52 TL olduğu, bu tutarın 2016 yılı cari hesabına devredildiği, Davalı yanın, 2015 yılından devreden borcunun ancak 29.07.2016 tarihine kadar 98.928,61 TL’sini ödeyebildiği, Davacı yanın ise, 2015 yılından 2016 yılına devreden 100.108,52 TL tutarındaki alacağı için herhangi bir kur farkı uygulamadığı ve takipte de talep etmediği, dolasıyla 2016 yılının ilk borç kaydını oluşturan 27.01.2016 tarihindeki 2.857 TL tutarındaki işlemden itibaren 21.12.2016 tarihine kadar olan süreçteki sözleşme kapsamındaki tüm borç kaydı işlemleri için kur farkı hesabı yapılması gerektiğinin anlaşıldığı, Davacının da 2016 yılındaki işlemlerden itibaren kuru farkı hesabı yaparak talepte bulunduğu, davacının kur farkından doğan alacağının (asıl alacak) 21.11.2016 tarihi itibariyle 90.675,29 TL olarak hesaplandığı. davacının, nezdinde davalı ile ilgili tuttuğu cari hesap ekstresi kayıtlarında yer alan borç/ alacak işlemlerinin tamamının, davacının yevmiye kayıtlarında da yer aldığı, yanı sıra bu kayıtların diğer yasal defter kayıtlarıyla da teyit edildiğinin görüldüğü, uyuşmazlığın ortaya çıktığı yılda (2016 yılı) davacının yasal defterlerinin (yevmiye, defterikebir ve envanter) tasdiklerinin cari mevzuata uygun olarak yapıldığı, dolayısıyla bu defterlerin davacı lehine delil olacağının anlaşıldığı, bilirkişiliğimizce yapılan faiz hesaplamasında ise, takip tarihi (24.02.2017) itibariyle davacı takip alacaklısının faiz alacağının 2.377,43 TL olarak hesaplandığı, dolayısıyla davacının takip tarihi itibariyle toplam alacağının 93.052,72 TL olarak belirlendiği bildirilmiştir.
Mahkememizce bilirkişiden alınan 29/07/2019 tarihli ve 6 sayfalık ek raporunda özetle ;2015 yılından 2016 yılına devreden davacı alacağın 100.108.52-TL olduğu, davacının 2016 yılından önceki alacakları için kur farkı tahakkuk işlemi yapmadığı, yine davacının 2016 yılındaki işlemler için ise, 27.01.2016 tarihli 2.857,50 TL tutarlı, 16.02.2016 tarihli 50.539,52 TL tutarlı, 21.03.2016 tarihli 10.384 TL tutarlı ve 18.04.2016 tarihli faturaların tamamı ile, 58.803,65 TL tutarlı faturanın bir bölümü için kur farkı işlemi uygulamadığı, davalının 2016 yılında 14.01.2016 tarihinden (dahil), 29.07.2016 tarihine kadar (dahil) toplam 7 adet havale işlemiyle cari hesaba toplam 98.928.61 TL ödeme yaptığı, yaptığı bu ödemelerin ancak, 2015 yılından 2016 yılına devredilen davacının cari hesap bakiye alacağı olan 100.108.52 TL yi karşıladığı, dolayısıyla son ödeme yaptığı tarih olan 29.07.2016 tarihinden önceki borç kaydı faturalarla ilgili kur farklarının bu tahsilatlardan etkilenmediği ve 29.07.2016 tarihi itibariyle davacı cari hesap bakiye alacağının da 289.559,34 TL olduğu,, yine davalının 2016 yılında 29.09.2016 tarihinde iki adette toplam 92.633 TL çek ödemesi yaptığı, çek ödemesi yapıldığı tarihte cari hesap bakiyesinin bu ödemelerle 339.642,97 TL’sına düştüğü, ancak bu tarihte, cari hesap bakiyesinin fatura bakiyesine göre 88,595,59 TL azaldığı, buna göre kur farkıyla ilgili olarak 27.01.2016 tarihindeki 92.966,02 TL tutarındaki cari hesap bakiyesinin tasfiye edilebileceği, bu durumda ise 27.01.2016 tarihli 2.857,50 TL borç kayıtlı faturayla ilgili kur farkının (464,24 TL) 21.12.2016 tarihindeki değil, 29.09.2016 tarihindeki kura göre hesaplanmasının gerekeceği (davacı yan ise 2016 yılında 2701.2016 tarihli 2.857,50 TL, 16.02.2016 tarihli 50.539,52 TL ve 21.03.2016 tarihli 10.384 TL ve 18.04.2016 tarihli 58.803,65 TL tutarlı faturalar için kur farkı uygulamamıştır. Bu faturalara ait kur farkı toplamı ise 26.127,87 TL’dir. Bkz. Tablo 1), buna göre 29.09.2016 tarihindeki TCMB USD efektif satış kuru 1 USD=2,9863 TL olup, kur farkının; 942,82 USD x 2,9863 TL=2.815,54 TL-2.857,50 TL=davalı lehine 41.96 TL olduğu, bildirmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, taraflar arasında 19/07/2013 tarihinde sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 5.1 maddesinde ürün teslim tarihlerinin ve sözleşme bedelinin amerikan doları olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 12.3 maddesinde kur farkının düzenlendiği görülmüştür. Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra taraf defterleri incelenmek üzere bilirkişiye tevdii edilmiştir. İnceleme sadece davacı defterleri üzerinde yapılmışsa da mahkememizce öninceleme duruşmasında taraf defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, davalıya işbu duruşma tutanağı ihtaratlı olarak tebliğ edilmiş, inceleme gün ve saatinde davalı hazır olmadığı gibi mazarette bildirmemiştir. Kural olarak kur farkının sözleşmede düzenlendiği dolayısıyla kur farkı istenebilmesi mümkün ise de somut olayda dava konusu mal bedeline karşılık TL üzerinden düzenlenen çekler verilmiştir. Çek bir ödeme vasıtası olup, ibrazında tahsil imkanı bulunduğundan verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek çek bedellerinin taraflarca kararlaştırıldığının ve döviz üzerinden çek düzenlenmesi mümkün iken TL olarak çek alan davacının artık kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekir. Bu hususta mahkememizce çek ödemeleri ayrı ayrı değerlendirilmek üzere bilirkişiden ek rapor talep edilmiş, bilirkişi ek raporunda çek ödemelerinin alacağın kur farkı talep edilen kısmına ilişkin olmadığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişle olup hükme esas alınmıştır. Her ne kadar davalı tarafından ihtarname keşide edilerek kur farkı faturası iade edilmiş ise de … Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere. dava konusu, davalı tarafından kabul edilmeyen faturalar kur farkı faturaları olup, bu faturaların kaynağını oluşturan emtianın davalı tarafından teslim alınmadığı öne sürülmediğine göre kur farkı faturalarına itiraz edilip iade edilmeleri sonucu değiştirmemektedir. Yani davacının kur farkı alacağının doğduğu kabul edilince bu faturalara davalının itiraz etmesi kur farkı alacağının oluşmadığı anlamına gelmemektedir. Davacı vekilinin icra takip dosyasında işlemiş faiz talebi olduğu görülmüş, dosya içerisinde davacı tarafından davalıya gönderilmiş ihtarname olduğu saptanılmış, bu ihtarnamenin davalıya 26/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, takip tarihinin 24/02/2017 olduğu, mahkememizce talep edilen fatura bedeli üzerinden işlemiş faiz hesabı yapıldığı, davacının talebinin bu miktarı aşmadığı kanaatiyle davanın kabulüne karar verilerek,
Dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir. (Y.3.H.D. 2016/19580E. 2018/5496K., İstanbul BAM 13.H.D. 2018/446E. 2019/120K.)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline ile, takibin 70.570,58TL asıl alacak 576,33-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 71.146,91-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl olacak olan 70.570,58-TL’ye avans faiz uygulanmasına,takip talebindeki kayıt ve şartlarla takibin aynen devamına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 inkar tazminatı 14.229,38 -TL’nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 4.860,04-TL harçtan peşin alınan 859,29-TL harcın mahsubu ile, bakiye 4.000,75-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.176,16-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 859,29-TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı ve 1.180,00-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.070,69-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza