Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/763 E. 2021/1057 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/763 ESAS
KARAR NO :2021/1057

DAVA:Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/08/2017
KARAR TARİHİ:02/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …Ş.’nin müvekkilleri hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçmesi üzerine … 13. İcra Hukuk Muhkemesi … Esas numaralı dosya ile ödeme emrine 23.08.2017 tarihinde itiraz ettiklerini, davalının takibine konu senedin bir teminat senedi olması sebebiyle ödeme emrinde belirtilen şekilde davalı tarafa borçlarının bulunmadığını, ayrıca davalı tarafın ilgili icra dosyasında ödeme emrine itiraz süresi dolmadan 3. şahıslara haciz ihbarnamesi göndermesinin de usule aykırı olduğunu, davacı müvekkillerden … Taah. Ltd. Şti.’nin … Belediye Başkanlığı nezdinde 2.276.000,00TL tutarında alacağının doğduğunu, söz konusu alacağını … 18. Noterliğinin 16.11.2015 tarih ve … yevmiye nolu temliknamesi ile vadesinde ödenmek üzere davalı …ne gayrı-kabili rücu olarak temlik ettiklerini, aynı belediye başkanlığı nezdinde diğer müvekkili … Turizm Ltd. Şti. lehine doğmuş bulunan 1.283.774,00 TL tutarındaki alacuğın da aynı şartlarla gayri-kabili rücu olarak adı geçen davalı … şirketine temlik ettiklerini, … Belediye Başkanlığı Mali Hizmetler Müdürlüğünce verilen 16.11.2015 tarihli yazısıyla bu temliklerin uygun bulunduğunu, temlik edilen alacağa konu edimlerin tam ve eksiksiz, her türlü ayıptan ari olarak müvekkillerce yerine getirildiğini, temliğe konu alacak üzerinde herhangi bir takyidat bulunmadığını, alacaklı görünen davalı …Ş.’nin temliknameye konu alacağı borçlu … Belediye Başkanlığı’ndan geç-eksik aldıysa bundan kendilerinin bir sorumluluğunun bulunmadığını,alacağın temlikinde, temlik borçlusunun temerrüdünden de esas itibariyle borçlunun sorumlu olduğunu, … A.Ş.’nin bu alacağa olası geç ödemeden doğan zararını (faiz alacağı vs.) borçlu … Belediye Başkanlığından talep etmesi gerektiğini, zira alacağın temliki ile birlikte yan (fer’i) hakların da devralana geçeceğini, dava açma hakkı ile icra takibinde bulunma hakkının da yan haklardan olduğunu, alacağın temliki ile alacak hakkının bunu devralan 3. kişiye (… A.Ş.’ne) geçtiğini ve bunun üzerinde tasarruf etme yetkisini kazandığını, temlik edenin böyle bir yetkisi kalmadığından bu alacağa dayalı olarak herhangi bir hukuki işlem yapmasının mümkün olmadığını, borç ilişkisinden çıktığını, alacağı devralan 3. kişinin (… A.Ş.’nin) alacaklı sıfatıyla bunun yerine geçtiğini, alacakla ilgili her türlü hukuki işlemlerin 3. kişi tarafından yapılacağını, bu durumda mezkur icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, söz konusu temliklerin davalı …Ş.’ne gayrı-kabili rücu olarak yapıldığını, işlemin geri dönüşsüz Faktoring işlemi olması sebebiyle Faktoring şirketinin sözleşme hükümleri gereğince borçlunun (… Belediyesi’nin) Ödememe Riskini üstlendiği işlemlerden olduğunu, dolayısıyla başta belirlenen limitler ve şartlar çerçevesinde alacağın ödenmeme riskinin davalı … şirketi tarafından üstlenilmesi sebebiyle mezkur icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek tüm bu nedenlerle teminatsız olarak veya (mahkeme aksi kanaatte ise) uygun bir teminat karşılığında …. İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasındaki icranın tedbiren durdurulması ve icra takibi dolayısıyla davacı müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, borcun faktoring sözleşmesinin imzalanması ile birlikte doğduğunu, müvekkilinin sözleşmeden doğan fesih yetkisini kullandığını, dava konusu bononun hukuken teminat senedi olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili, davacının … Belediye Başkanlığı’ndan olan faturalı alacağını temlik aldığını, müvekkili ile davacı arasında imzalanan faktoring sözleşmesine binaen sorumluluğunun devam ettiğini, davacı ile müvekkili arasında gayri kabili rücu faktoring işlemi yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle haksız ve dayanaktan yoksun olarak müvekkiline karşı açılan davaya cevap verme zorunluluğu doğduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle;
öncelikle belirsiz alacak davası olarak açılmış olan davanın usulden reddini, mahkemeniz aksi kanatte ise haksız ve kötüniyetle açılan davanın reddini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememizin 11/07/2018 tarihli celsesi 4 numaralı ara kararı uyarınca, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 06/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
”SONUÇ ve KANAAT:
1-)Davacılardan … Taah. Turz. Ltd. Şti. ve … Turizm Ltd. Şti.’nin dava dışı … Belediye Başkanlığı’ndan hasıl olan alacaklarını davalı … A.Ş. firmasına temlik ettikleri ve bu temlik karşılığında davalıdan finansman sağladıkları, ancak dava dişi temlik borçlusu … Belediyesi’nin borcunun bir kısmını ödemediği,
2-)Davalının davacılara sağlamış olduğu finansmanın teminatı olmak üzere davacılar tarafından 2.600.000,00 TL tutarında bir senet verildiği, senet borçlusunun davacılardan … Taah. Ltd. Şti. olduğu, kefillerinin ise diğer davacılar … Turz. Ltd. Şti. ve … olduğu, söz konusu senedin “Teminat Senedi” vasfında olmayıp, “Borç Senedi” niteliğinde olduğu ve temlik borçlusu … Belediyesi tarafından ödenmeyen borca karşılık davalı tarafından icra takibine konu edildiği,
3-)Davacıların alacaklarını temlik etmiş olmaları sebebiyle temlik borçlusu … Belediyesi nezdinde “Alacaklı” sıfatının kalmadığı, bu nedenle takip hakkı yönüyle yasal yolların kapanmış olduğu, alacaklı sıfatına sahip davalı …Ş. firmasının … Belediyesi aleyhine takip yapabileceği gibi davacılara ait 2.600.000,00 TL tutarındaki senedi icra yoluyla tahsil edebileceği, bu noktada davalının seçimlik hakkı bulunduğu,ancak senedin icra marifetiyle tahsili durumunda, alacağa ait olan ve 2 yıl boyunca beklemeden kaynaklı olarak ortaya çıkan faiz ve diğer masrafların … Belediyesi tarafından üstlenilmesi gerekecek iken,davacılar tarafınca Faktor’e ödenmesi gereken bir masraf kalemine dönüştüğü, davalının asıl borçlu olan … Belediyesi’ne bir ihtarname göndererek borçluyu temerrüde düşürme olanağı varken bunu kullanmadığı,
4-)Davalı vekilinin “Fesih İhtarnamesi” olarak belirttiği … 18. Noterliği’nin 03.08.2017 tarih ve 557 yevmiye numaralı ihtarnamede sözleşmenin feshedildiğine ilişkin bir hususa yer verilmediği, o gün itibariyle “borcun ödenmesi” hususunun ihtar edildiği, davalı …Ş.’nin bir önceki ihtarnamesi olan 09.05.2017 / 331 tarih ve yevmiye nolu ihtarnamede de borcun ödenmesi yönünde ihtarda bulunulmuş olduğu, yalnızca “borcun ödenmesi” ile ilgili olan bir ihtarnamenin “Fesih İhtarnamesi” sayılamayacağı, ihtarnamede sözleşmenin feshedildiğine dair açık bir hükmün bulunması gerektiği,
5-)İcra takibine konu edilen 2.600.000,00TL tutarındaki senedin takip tarihi itibariyle alacak durumunun aşağıdaki gibi olduğu;
201.523,37 TL (Asıl Alacak), 491,19 TL (Vadelerden İtibaren Değişen Oranlarda İşlemiş Avans Faizi), 87,70 TL (İhtiyati Haciz Masrafı), 440,00 TL (İhtiyati Haciz Vekalet Ücreti), 384.74 TL (Protesto Masrafı), 202.927,00 TL (TOPLAM)
Asıl alacak tutarının nasıl hesaplandığına ilişkin takip alacaklısı tarafından sunulan herhangi bir delil görülemediğinden, Bilirkişi olarak toplam alacak tutarının doğruluğuna ilişkin herhangi bir doğrulama hesabı yapılamadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Mahkememizin 12/09/2019 tarihli celsesi 2 numaralı ara kararı uyarınca, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 15.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
SONUÇ;
Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ile rapor içerisinde yer verilen nedenlere binaen;
İncelenen davacı şirkete ait 2015-2016-2017 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın kendi ticari defterleri ve cari hesap durumuna nazaran davalı yana 10.08.2017 takip tarihi itibarıyla 923.432,24 TL, 23.08.2017 dava tarihi itibariyle 928.183,23 TL borçlu göründüğü,
İncelenen davalı firmaya ait 2015-2016-2017 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış alınmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davalı yanın kendi ticari defterleri ve cari hesap durumuna nazaran davacı yandan 10.08.2017 takip tarihi itibarıyla 923.432,24 TL, 23.08.2017 dava tarihi itibariyle 928.183,23 TL alacaklı göründüğü, bu anlamda taraf ticari defter kayıtlaırnın borç/alacak bakiyesi yönünden uyumlu olduğu,
Faktoring işlemlerinde uygulanacak usul ve esaslara ilişkin yönetmeliğinin 8/3 maddesi dikkate alındığında, davalı şirketin, vadesinde ödenmeyen temlik alacağı için mevzuat çerçevesinde alacağın geri ödenebilirliğine göre Tasfiye Olunacak Alacaklar veya Zarar Niteliğindeki Alacaklar hesabında sınıflandırma yapmadığı, ticari defter kayıtlarında da buna göre özel karşılık ayırmadığı,
Diğer yandan aynı yönetmeliğin 4/2 maddesinde yer alan düzenleme dikkate alındığında ise, davalı şirketin davacı yana iskontolu ödeme yaptığı, yüzde yüz ödeme yapmadığı (2.276.000,00 TL tutarındaki temlik alacağı için 1.820.800,00 TL ödeme yapılmış), bu durumda bu işlemden kaynaklanan faiz ve komisyon gibi elde edilen gelirlerin, 2.276.000,00 TL yi geçemeyeceği, rapor içerisinde de yer verdiğimiz üzere, temliknamede alacağın vadesinin belirtilmediği, ayrıca temlik borçlusu belediyenin davalı şirket göndermiş olduğu yazıda ödemelerin, belediyenin belirleyeceği tarihlerde yapılacağının belirtilmiş olması karşısında, ayrıca belediyenin 15.01.2018 tarihi itibarıyla tüm borcu ödemiş olduğu anlaşıldığından,davalı şirketin takipte herhangi bir alacak talep edemeyeceği değerlendirilmiş olmakla, bu hususta takdirin mahkemeye ait olduğu,
Davalı yan takip talebinin, sözleşmenin 6. maddesine dayandığını beyan etmekte olup, madde hükümleri çerçevesinde, alacağın hiç ödenmemesi gibi bir durumun söz konusu olmaması ile birlikte, daha önce de belirttiğimiz gibi vadesinde ödenmeyen bir alacaktan da bahsedilmesinin mümkün görünmediği, zira temlik alacağının vadesi hiçbir mecrada belirlenmiş olmadığından, faktörün uğradığı bir zarardan da bahsedilmesinin olanaklı olmadığı, yapı itibarıyla finans kuruluşu olan davalı şirketin, belirsiz vadede ödenen alacaktan dolayı zarar etmiş ya da beklediği miktardan daha az kar elde etmiş olması beklenemeyecek ise de, ticari ilişkinin başında belirlenmeyen vade nedeni ile davacının sorumluluğuna gidilemeyeceği değerlendirilmiş olmakla, nihai takdirin mahkemeye ait olduğu,
Davacı yanın asıl borçlu Belediye aleyhine icra takibi başlatması neticesinde, belediyenin takibe itiraz ettiği, davacı yanın davalı şirketin zararına sebebiyet vermemek için girişimde bulunduğu, ancak asıl borçlunun hukuki itirazları karşısında davalı şirketin herhangi bir takip girişiminde de bulunmamasının, var ise zararın doğmasına neden olduğu,
Davalı yan bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, finansman sağlanırken temlik konusu borcun ödenmesi için azami bir süre öngörüldüğünden bahsetmiş olmakla, bu azami sürenin ne olduğu ve davacı faktör borçlusunun bilgisi ve kabulü dahilinde olup olmadığı hususunun belirtilmediği, dava dosyasında da bu durumu ortaya koyan bir belgenin bulunmadığı, davalı şirket kendi ön görüsü çerçevesinde, ön ödeme tutarı üzerinden iskonto ettiği kısım için hesaplamış olduğu ortalama vadeye göre faiz ve komisyon tahakkuk ettirdiği ancak, bu öngörü gerçekleşmediğinde, davacı şirket hesabını kat ederek (hangi gerekçe ve vade kriterine göre yapıldığı anlaşılamayan) alacağın vadesinde ödenmediğinden bahisle, bakiye faiz ve masrafların ödenmesini talep ettiği,
Tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğine, davalı şirketin davacı şirketten herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı,
Mahkemenin aksi görüşte olması halinde, davacı yanın takip tutarına yönelik hesaplamayı detayları ile izah etmesi gerektiği yönündeki tespit ve değerlendirmelerimi, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere saygı ile arz ederim. ” denilmiştir.
Mahkememizin 26/11/2020 tarihli celsesi 2 numaralı ara kararı uyarınca, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 04.06.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
”SONUÇ;
Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ile rapor içerisinde yer verilen nedenlere binaen;
Davacılardan … tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına 22.03.2018 tarihinde dosyaya 78.891,82 TL ödeme yapıldığı, nitekim ilgili icra müdürlüğünce dava dosyasına sunulan 03.03.2020 tarihli cevap dilekçesinde, “Müdürlüğümüz dosyasında ödemenin 22/03/2018 tarihinde borçlu … tarafından yapılan 78.891,82 TL ödeme yapıldığı görülmüş olup, yine tahsilat tarihli yapılan kapak hesabı miktarı yatmakla, müdürlüğümüz dosyası 22/03/2018 tarihinde İNFAZEN kapatılmıştır.” ifadelerine yer verildiği,
Davacılardan … … SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. Tarafından …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasına 12/09/2017 tarihinde 5.237,91 TL, 08/09/2017 tarihinde 22.947,74 TL ve 11/09/2017 tarihinde 15.589,57 TL olmak üzere toplamda 43.775,22 TL ödeme yapıldığı, ilgili icra müdürlüğünce dava dosyasına sunulan cevap dilekçesinde dosyanın kapatıldığının beyan edilmiş olduğu,
Bununla birlikte kök raporda yer verildiği gibi, davalı faktöring şirketinin, 10.08.2017 tarihinde davacı aleyhine …. İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile 201.523,37 TL asıl alacak, 491,19 TL işlemiş faiz, 87,70 TL ihtiyati haciz masrafı, 440,00 TL ihtiyati haciz ücreti vekaleti, 384,74 TL protesto masrafı olmak üzere toplamda 202.927,00 TL alacağın tahsilini talep ettiği görülmekle, ilgili icra dairesinin yukarıda yer verilen ödeme bilgisi sonrasında kalan bakiyenin akıbetinin ne olduğu hususunun, sunulan belgelerden belirlenemediği,
Eyüpsultan Belediye Başkanlığı Mali Hizmetler Müdürlüğünün mahkemeye sunmuş olduğu cevap yazısı ekinde davalı faktöring şirketine yapılan ödemelere ait dekontların sunulu olduğu, ödeme dekontları toplamının 2.276.000,00 TL olduğu,
Buna göre temlik sözleşmesinde yer verilen tutarın dava dışı Belediye tarafından faktöring şirketine ödenmiş olduğu, dosyaya sunulan belgeler ile sınırlı olmak üzere yapılan değerlendirmelerde, davacılar tarafından davalı şirkete icra daireleri nezdinde toplam 78.891,82 + 43.775,22 = 122.667,04 TL ödeme yapıldığı,
Davalı faktöring şirketinin kök rapora karşı sunmuş olduğu beyan ve itirazlarının takdirinin, kök raporda yer verilen BDDK genelge ve yönetmeliklerinde yer alan yazılı düzenlemelerin varlığı karşısında mahkemeye ait olduğu yönündeki tespit ve değerlendirmelerimi takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere saygı ile arz ederim.” denilmiştir.
Dava, …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takibe konulan senede dayalı ferileri ile birlikte 202.927,00TL’lik miktar açısından söz konusu icra takibi dosyasında borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Her ne kadar ara karar ile takibe dayanak senedin toplam miktarı olan 2.600.000,00-TL üzerinden harcın tamamlattırılmasına karar verilmiş ve davacı tarafça bu miktar üzerinden harç tamamlanmak zorunda kalınmış ise de, bir üst paragrafta özetlendiği üzere dava dilekçesindeki açık talep gereğince dava miktarı takibe konulan 202.927,00-TL’dir.
…. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasında davacı … Şirketi tarafından 43.775,22-TL icra veznesine yatırılmış olup, ayrıca takip alacaklının haricen tahsil beyanıyla takip dosyası kapatılmış olup, yatan haricen tahsil harç miktarına göre haricen tahsil edilen miktarın 136.852,30-TL’yi karşıladığı, haricen tahsil beyanının öncesinde yapılan kapak hesabında dosya borcunun 242.181,57-TL olduğu, istirdat talebine konu miktarın bu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre dava, dava sonrası yapılan tahsilatlar nedeniyle istirdat davasına dönüşmüş olup, haciz baskısı altında ödenmiş olduğundan dolayı istirdat davası koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf, her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmeyi feshetmiş ise de, 08/03/2016 tarihli fesih ihbarnamesinden sonra belediyeden gelen ödemelere hala almaya devam etmiş ve tüm ödemeler davalı tarafından 15/01/2018 tarihinde tamamı ile tahsil edilmiştir.
Davalı taraf senedin teminat senedi değil, garanti bonosu olduğunu iddia etmiş ise de, esas borcun bulunmadığı iddiası nedeniyle bu hususun somut olayımıza bir etkisi bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın temel nedeni, davalı tarafından temlik edilen belediye alacağının geç alınması nedeniyle oluşan zarardır. Davalı taraf, sözleşmenin taraflarınca feshedildiğini, sözleşme gereğince alacağın her zaman serbestçe geri çağrılabileceği ve alacağın tamamen vadesinde ödeneceğinin gayri kabili rücu garanti edildiği gerekçeleriyle oluşan bu zarardan davacının sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de, davacı … tarafından belediye alacağının temlikinin gayrikabil rücu edilmiş olması alacağın aslının temlik edilmiş olması nedeniyle BK 189. Madde gereğince alacağın devri ile asıl alacakla birlikte işlemiş ve işleyecek faizlerinde devredilmiş olduğundan temlik alınan alacağın geç ödenmesi nedeniyle oluşacak zarara ilişkin davalının 3. Kişi belediyenin icra takibine yaptığı itirazın iptalini dava konusu ederek giderme hakkının bulunduğu, bu hususta, davacının alacağını temlik etmiş olması nedeniyle dava açma hakkının bulunmadığı, tüm bu hususlara göre alacağın geç ödenmesinde bir zarar oluşmuş ise de, zarara ilişkin illiyet bağının davalının kusurlu bu hareketiyle kesildiği, yapılan bilirkişi incelemesiyle sabit olduğu üzere davacı … Şirketinin asıl ilişki olan faktoring sözleşmesinden kaynaklanan bir borcunun bulunmadığı buna göre takibe dayanak senet ve dolayısı ile de bu senede dayalı olarak talep edilen miktar açısından davacı … Şirketinin ve senette imzası bulunan diğer davacıların bir borcunun bulunmadığının sabit olduğu anlaşılmış ve sonuçta aşağıdaki şekilde kabul kararı verilmiştir.
Yargılama sırasında …. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasında yapılan ödemelerinde istirdat miktarı açısından dikkate alınması gerektiği ileri sürülmüş ise de söz konusu icra dosyası dava konumuz olmamakla istirdat miktarının tespitinde dikkate alınmamıştır.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile ödenen 242.181,57 TL’nin davalıdan istirdatı ile davacılara verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 16.543,42-TL karar ve ilam harcının 44.401,50-TL peşin harçtan düşümü ile artan 27.858,08-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 44.401,50 TL peşin harç olmak üzere toplam 44.432,90-TL harçtan, davacılara geri verilmesine karar verilen 27.858,08-TL harcın düşümü ile kalan 16.574,82-TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 25.402,71-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 4.185,40-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.02/12/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”