Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/751 E. 2020/711 K. 09.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/751 Esas
KARAR NO : 2020/711
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2017
KARAR TARİHİ : 09/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirketle davalı arasında, 27.11.2012 tanzim tarihli ve 2 yıl süreli “… REZERVASYON SİSTEMİ KULLANİM SÖZLEŞMESİ ” akdedildiğini, davacı şirket tarafından verilen hizmetlerin karşılığı keşide olunan ve davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2016/… E. sayılı dosyası ile başlatılan takibin mesnedini teşkil eden 10 adet fatura düzenlendiğini, borcun zamanında ödenmemesi üzerine 7.519,64.TL üzerinden 15.06.2016 tarihinde kanuni takibe geçildiğini, davalı vekili tarafından takip konusu borca, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına, borcun tüm fer ‘ilerine itiraz edildiğini, itirazın iptali ile alacağın tahsiline, % 20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmolunmasını, mahkeme masrafları ile ücreti vekâletinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar dava dilekçesinin başlığında ve dilekçe içeriğinde müvekkil şirketin ticaret unvanının yanında parantez içinde “… Otel- … Otel- … Hotel” şeklinde otel isimleri yer almakta ise de, müvekkil şirketin sahibi olduğu tek otel … Sokak No: … /BODRUM adresindeki … Hotel isimli işletme olup diğer adı geçen otellerin müvekkili şirkete ait olmadığını, bu anlamda davacı şirketin müvekkil şirkete ait olmayan otelleri de müvekkil şirketle ilişkilendirmeye çalışmasının hukuken ve mantıken kabul edilebilir bir yanı bulunmadığını, davacının sözleşmenin yüklemiş olduğu hiçbir edimi yerine getirmediğini, dava dilekçesinde de bu hususun son derece muğlak bırakıldığını, sözleşmenin içeriği ve davacı tarafça (sözde) yerine getirilen edimler konusunda hiçbir açıklama yapılmadığını, bir faturanın ve fatura muhteviyatının kesinleşebilmesi için o faturalarının usulüne uygun olarak tanzim edilerek yine usulüne uygun şekilde muhatabına tebliği gerektiğini ancak davacı tarafça usulüne uygun olarak tanzim edilmiş ve davalı şirkete tebliğ edilmiş 10 adet fatura bulunmadığını, sözleşmenin imzalanmasından sonra davacı şirketçe davalı şirkete herhangi bir hizmet verilmediği gibi, iddia edildiği şekilde hizmet karşılığı 10 adet fatura da düzenlenmediğini ve tebliğ edilmediğini, davacının davalıdan şirketten haksız ve dayanaksız kazanç temin etmeye çalıştığını, davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı yana yüklenmesine verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı dosyası
2-Tarafların ticari defter ve kayıtları
3- Taraflar arasındaki 27/11/2012 tarihli sözleşme
4-Bilirkişi raporları
5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişilerden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Dairesinin 2016/… esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 5.404,72-TL asıl alacak 2.114,92-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.519,64-TL takip yapıldığı, görülmüştür.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/… Talimat sayılı talimat dosyasıyla alınan mali bilirkişinin 31.07.2018 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; davalı şirket merkezinde yapılan incelemelerde davalının resmi ticari defterlerini usulüne uygun açılış ve usulüne uygun kapanış tasdiklerini yaptırmış olduğu, usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırmış olan davalı ticari resmi defter kayıtlarında takibe konu edilmiş olan 03.12.2012 tarih, 146570 nolu, 548,11 TL bedelli ve 12.09.2013 tarih, … nolu, 60,63 TL bedelli 2 adet faturanın davalıya ait 2013 yılı resmi ticari defterlerine işlendiğinin görüldüğü, davalıya ait 2013 ticari resmi yevmiye defterinde; 03.12.2012 tarih, … nolu, 548,11 TL bedelli faturanın 01.01.2013 tarihli 6. sayfasında ve … nolu yevmiye fişinde kayıt altına alınmış olduğu,12.09.2013 tarih, … nolu, 60,63 TL bedelli faturanın 12.09.2013 tarihli 531. sayfasında ve … nolu yevmiye fişinde kayıt altına alınmış olduğu, davacı tarafça …. İcra Müdürlüğü’nün 2016/ …E. sayılı icra dosyasına konu edilmiş olan diğer faturaların davalı kayıtlarında olmadığı, davalıya ait 2012 yılı yevmiye defterinde davacı adına herhangi bir açılış veya kapanış kaydı olmadığı, 2013 yılı yevmiye defterinde açılış kaydı olmadığı ancak 2013 yılı 3426 nolu kapanış yevmiye kaydında 608,74TL borç kaydı yapılmış olduğu, 2014 yılı yevmiye defterinde 1 nolu açılış ve … nolu kapanış kayıtlarında da 608,74TL’lik borcun devrederek devam ettiğinin görüldüğü, yapılan incelemeler neticesinde davacının keşide ettiği 2 adet faturanın davalı resmi ticari defter kayıtlarda olduğu, buna göre de taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunun görüldüğü kanaatini belirtmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyetinin 13.02.2019 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; sözleşmenin ikinci maddesinde “otel konaklama tesisi veya tesisleri işletmektedir ve servis sağlayıcısının Webhotcllcr Rezervasyon motorunu web sistesinde anında konfirmasyonlu online rezervasyon hizmeti vermek için kullanmak istemektedir.” maddesi bulunduğu, dosya kapsamında yapılan incelemeden servis sağlayıcının gerekli programları adı geçen davalı şirketin, değişik isimlerdeki şirketlerin bilgisayarlarına kurduğu, online olarak rezervasyon hizmetinin dünya çapında rezervasyon erişimine açıldığını, değişik isimlerdeki otel hizmeti veren davalı şirket bilgisayarları birbiriyle iletişimli olarak çalıştığını, yapılan hizmetlere kesilen faturaların sözleşme kapsamında olduğunu, davacının davalıdan sözleşme kapsamında tanzim edilen faturalardan dolayı 5.404,72 TL alacağı olduğunu,
Bilirkişi heyetinin 28/08/2020 tarihli 11 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; faturaların tebliğine ilişkin belge olmadığı, faturalarda geçen hizmetlerin davalı tarafından faturaların tanzim edildiği ay itibariyle ve sözleşme kapsamında davalı tarafından alındığını, sözleşmenin i maddesi uyarınca her fatura için ayrı faiz hesabı yapıldığı, davacının davalıdan takip tarihi itibariye asıl alacağı 5.404,72.-TL işlemiş faiz tutarı 1.632,92. TL olmak üzere takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı tutar( asıl alacak + faiz ) toplamda 7.037,64.TL olduğu kanaatinin oluştuğunu belirtilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında sözleşmeden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra tarafların ticari defterinin incelendiği, taraf ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu faturaların davacının defterlerine kayıtlı olmakla davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, taraf defterleri arasındaki borç farkının bulunduğu, bu halde ispat yükünün davacı da olduğu, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalıya tebliğ ettiğine ilişkin belge sunmadığı, bu halde yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere fatura içeriğinin kesinleşmediği, ancak faturaların incelenmesinde taraflar arasındaki sözleşmeye uygun düzenlendiğinin tespit edildiği, nitekim davacı vekilinin 27/03/2018 tarihli yazılı beyanı ile de faturaları sözleşme ile ilişkilendirildiği, bu kapsamda fatura içeriğinin sözleşme ile uyumlu kabul edildiği, davacının bu halde ise hizmetin verildiğini ispatlaması gerektiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davacının hizmeti verdiğinin tespit edildiği, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, davacının işlemiş faiz talebi yönünden sözleşmenin 3/i maddesi ile ödeme tarihi belirlendiğinden bu tarihten itibaren işlemiş faiz talep edebileceği, mali bilirkişi tarafından her fatura yönünden ayrı ayrı faiz hesabının yapıldığı, ek raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, bu kapsamda davacının işlemiş faiz talebinin kısmen reddi gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptali ile takibin 5.404,72-TL asıl alacak ve 1.632,92-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.037,64-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacağa avans faizi işletilmesine, fazlaya dair isteminin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 1.407,52-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 480,74-TL harçtan, peşin alınan 90,82-TL harç mahsup edilerek kalan 389,92-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 90,82-TL peşin harç, 31,40TL başvuru harcı olmak üzere toplam 122,22-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Kabul-red oranına göre davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinnin 13/3 maddesine göre hesaplanan 482,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 2.360,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 2.208,70-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan 130,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 8,30-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2020

Katip … Hakim …
e-imza e-imza