Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/747 E. 2022/616 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/747 Esas
KARAR NO : 2022/616

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 17/08/2017
KARAR TARİHİ : 26/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekilinin 17/08/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; 30/07/2016 tarihinde müvekkil …, oğlu olan …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı traktörü ile … Merkez istikametinden Yıldızeli istikametine doğru seyir halinde iken köklüce yol kavşağına geldiğinde Yıldızeli istikametinden gelen … plakalı tır olarak ifade edilen kapalı ve büyük kamyon sürücüsü… isimli sürücünün tekrar Yıldızeli istikametine dönmek için ani dönüş yaptığını, … plakalı traktör sürücüsü …’ın tıra çarpmamak traktörün direksiyonunu sağa kırması sonucu traktör yolun sağına yan yatmış ve iş bu kaza neticesinde davacı …’ın ağır yaralandığını, … … Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldığını, yapılan tetkikler sonucunda kemiklerinde kırıklar olduğunu, bacaktaki siyaytik sinirlerin komple hasar gördüğünü, vücudun çeşitli bölgelerinde darbeye maruz kalan dokulardaki kan damarlarının yırtılması sonucu deri altına kanın toplanmasıyla oluşan morlukların olduğu tespit edildiğini, özellikle sol kalçasından yaralanmasının ağır olması nedeniyle derhal ameliyata alındığını, yaşanan kaza dolayısıyla davacının belden aşağı felç olduğunu, hastanece tanzim edilen rapora göre davacının kaza nedeni ile % 83 oranında daimi sakat kalarak iş gücü kısıtlandığını, kaza nedeniyle … plakalı araç sürücüsü Nevzat Aslan hakkında soruşturma başlatıldığını, davacı maruz kaldığı kaza sonucunda daimi sakat kalmış olup bakiye ömrü boyunca artık eskisi gibi ihtiyaçlarını karşılayamayacağını, eskisine oranla daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacağını, ekonomik geleceğinin sarsıldığını, davalı sigorta şirketinin söz konusu tazminattan sorumlu olduğunun kabulüyle 6100 sayılı Yasa’nın 107. Maddesi uyarınca toplanacak delillere göre şimdilik belirsiz 1.000,00-TL daimi maluliyet tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini, ön inceleme ile birlikte … … Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyasının celbini, … … Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne müzekkere yazılarak davacıya ait tüm tedavi ve sağlık kurulu evraklarının film ve grafiklerinin gönderilmesinin istenilmesini, hastane ve mahkeme evrakları gelince davacının İstanbul Adli Tıpa sevki ile maluliyet raporu alınmasını, bilahare dosyanın hesap bilirkişisine gönderilmesine ve raporların taraflara tebliğini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 25/09/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; 30/07/2016 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde davacı malul kaldığını, bu poliçelerden dolayı sorumluluğunun davacının kusuru oranında olmak üzere yaralanma ve sürekli sakatlık halinde olay tarihi itibariyle kişi başı azami 310.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, davalı kurum başvuru sahibi,ne ibraname mukabilinde ödemede bulunarak kazadan kaynaklanan tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, aktüer tarafından tespit edilen işbu 155.144,00-TL tazminat tutarı 02/08/2017 tarihinde davacıya ödenmiş olduğunu, yapılan ödeme mukabilinde davalı kurum davacılarca ibra edildiğini, ibranamenin dilekçe ekinde sunulduğunu, davalı şirketçe ödenen tazminat tutarı ile mahkeme tarafından yaptırılacak bilirkişi tarafından tespit edilecek tazminat miktarı arasında fahiş fark ödemenin yetersiz olduğunun tespiti halinde ancak ibraname hükümsüz sayılabileceğini, aksi halde başvurunun reddi gerektiğini, herhangi bir sorumluluğu kalmamış olan davalı şirket için davanın reddini, mahkeme aksi kanaat de bulunması halinde haksız açılan davanın tümden reddini, maluliyet oranının tespiti açısından ATK kurumundan veya 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Özürlülük Ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliği çerçevesinde yetkili bir hastaneden rapor alınmasını, poliçe teminatına girmeyen kazanç kaybı, tedavi gideri, bakım, yol masrafı ve diğer dolaylı zararların tümden reddini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile avans faiz talebinin reddi ile dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Hastane Raporları
2-… … Başsavcılığı Sorgulama Tutanağı
3-Kaza Tespit Tutanağı
4-T.C. Tokat … Asliye Ceza Mahkemesi’nin… Esas,… Karar Sayılı dava dosyası aslı
5-… … Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma dosyasının UYAP sureti. Ve takipsizlik kararı
6-T.C. … … Üniversitesi Rektörlüğü Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği tarafından gönderilen …’a ait dosya fotokopisi, radyolojik tetkiklerin raporları ve film gradi CD’si.
7-T.C. … … Üniversitesi Rektörlüğü Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği tarafından gönderilen …’a ait hastanenin Ortopedi ve Üroloji Anabilim Dalı Başkanlıkları tarafından düzenlenen heyet raporları ve film grafi CD’si.
8-Davacıya yapılan ödeme belgeleri ile ibranameler
9-Bilirkişi Raporu
10-ATK raporu
Davacı vekillerinin 19/07/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile ; dava belirsiz alacak davası olup dava dilekçesinde daimi sakatlık tazminatı talebini 1.000,00-TL olarak talep edildiğini, dosya kapsamında alınan ATK raporuna ile davacının tüm vücut engelilik oranı %92 şeklinde tespit edildiğini, bilirkişi raporunda ise davacının maddi zararının 995.111,05-TL olduğunu, sakatlık teminat limitiyle sınırlı olarak 310.000,00-TL kadar davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilebileceği tespit edildiğini, belirsiz alacak davası olarak açıldığından ve bilirkişi raporuna istinaden HMK 107/2 maddesi uyarınca maddi tazminat yönünden dava değerini 309.000,00-TL artırarak toplamda 310.000,00-TL talep ettiğini, temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Adli Tıp Kurumu’nun 20/10/2021 tarihli raporunda özetle; mevcut belgelere göre Şevki kızı 02/01/1974 doğumlu …’ın 30/07/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğini, kas iskelet sistemi santral ve periferik sinir sistemi hastalıklarına bağlı bozukluklar, tablo 4.2b’ye göre %60, tablo 4.3’e göre %60 ve %50 olduğunu, Balthazard yöntemi ile toplandığında kişinin tüm vücut engellilik oranının %92 olduğunu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 07/06/2022 tarihli nihai raporda özetle; 30/07/2016 tarihinde meydana gelen olayda sürücü …’ın % 20 oranında kusurlu olduğunu, … plaka sayılı araç sürücüsü % 80 oranında kusurlu olduğunu, davacı yolcu …’ın … plaka sayılı traktörde yolcu konumunda bulunduğu anlaşılmakla kazanın kusursuz olduğunu, olay mahalli yerleşim yeri dışı, hava açık, vakit gündüz kavşak mahallinde traktör ile dönüş yapan çekici arasında temas olmadığı hususu ve traktörün çarpmamak için sağa yöneldiği sırada direksiyon hakimiyetini kaybederek devrildiği hususu da dikkate alındığında savcılığa hitaben hazırlanan 08/07/2017 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmındaki kusur dağılımına tarafımızca uyulduğunu, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan incelemede davacıya yapılan ödemenin yetersiz olduğunun tespit edildiğini, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının talep ile bağlı kalınarak % 83 tüm vücut engellilik oranına göre 875.962,22-TL olduğunu, ATK tarafından tespit edilen % 92 tüm vücut engellilik oranına göre 995.111,05-TL olduğunu, temerrüt başlangıcının 02/08/2017 tarihi ve faiz nevinin yasal faiz olduğunu bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: : Mahkememize açılan iş bu dava trafik kazası nedeni ile haksız fiile ilişkin olarak uğranılan zarardan kaynaklı maddi tazminat davasıdır.
6098 sayılı TBK’nun 49. maddesinde ” Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmüne 50. Maddesi ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmüne 54 maddesi ”Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan 5684 sayılı Sigorta Kanunu 14/1 maddesi ile 14/2-b maddesinde düzenlenmiş olan sigortasız aracın karıştığı kazadan kaynaklanan zararların sigorta şirketlerinin poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere yasayla oluşturulan güvence hesabınca karşılanacağını düzenlemiştir.
Uyuşmazlığın, davacının zarar görmesine neden olan iki taraflı trafik kazasında, davacının yaralanmasına ve malul kalmasına neden olan … plaka sayılı çekici kamyonun sürücüsü ile davacının üzerinde bulunduğu … plaka sayılı traktör sürücüsünün kusurlu olup olmadıkları, tarafların kusuru var ise, kazanın oluşumundaki kusur oranları, davacı …’nın kaza nedeni ile uğradığı sürekli iş göremezlik şeklinde maddi zararının bulunup bulunmadığı, kazaya karışan … plakalı aracın sigorta kanunun 14 maddesinde düzenlenen güvence hesabı kapsamında kalıp kalmadığı ile davalı güvence hesabının kanundan kaynaklanan sorumluluğu kapsamında yapmış olduğu ödemenin borcu sonlandırıp sonlandırmadığı, ödemenin ibra sayılıp sayılamayacağı ile yaşanan kaza ile oluşan zarar arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı illiyet bağı var ise maluliyet, kusur ve yapılan ödemeler kapsamında davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının ne olduğu noktasında toplandığı görülmüştür.
Somut olayda; Meydana gelen kaza ile ilgili trafik kaza tutanakları, davacı …’a ait tedavi evrakları, davalı Güvence Hesabının bünyesinde tuttuğu hasar dosyası, Sosyal güvenlik kurumunun davacıya yönelik, rücuya konu olabilecek her hangi bir ödeme yapılmadığına dair yazı cevabı ile davacı …’a kaza ile ilgili davalı Güvence Hesabı tarafından yapılmış ödemeler ile ibraya ilişkin belgeler, … CBS’NİN … sayılı soruşturma dosyası ve takipsizlik kararı nın dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Davacı …’nın maluliyetinin tespiti için davacıya ait tedavi evrakları ile birlikte dosya Adli Tıp 2. İhtisas dairesine tevdi edilerek Adli Tıp 2. İhtisas dairesinin dosyaya sunduğu 20 Aralık 2021 tarihli raporda, kaza tarihinde yürüklülükte bulunan Özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Yönetmeliği hükümleri ölçütlerine göre davacının maluliyet oranının % 92 olduğu , geçici iş göremezlik süresinin ise on sekiz aya kadar uzayabileceğini rapor ettiği, raporun denetime elverişli olduğu ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu görülmüştür.
Taraflara ait kusur oranının tespiti ve tespit edilecek kusur ile adli tıptan alınmış olan maluliyet raporlarındaki maluliyet oran ve süreleri gözetilerek davacının uğradığı zararın tespiti için dosya, kusur ve aktüerya hesap bilirkişisinden oluşan iki kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilerek kusur ve hesap raporu alınmıştır. Mahkemece alınan raporda Bilirkişi heyetinin kusur değerlendirmesinde meydana gelen kazada davacının yolcu olarak bulunduğu traktör sürücüsünün % 20 oranında kusurunun bulunduğu davalı güvence hesabının yasa gereği sorumlu tutulduğu araç sürücüsünün, meydana gelen kazada % 80 kusurlu olduğunu tespit ettikleri söz konusu kusur tespitlerinin kaza tutanakları ile örtüştüğü ve kusur yönünden hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu zarar raporunu ise taleple bağlılık kuralı gereğince davacının talep dilekçesinde belirttiği % 83 maluliyet oranı ve Adli Tıp Kurumunun belirlediği % 92 maluliyet oranları üzerinden seçenekli şekilde dosyaya sunduğu alınan 07/06/2022 tarihli bilirkişi raporunun hem kusur hemde zarar yönünden denetime uygun ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu anlaşılmıştır. Davacının dava dilekçesinde belirttiği % 83 maluliyet oranı üzerinden yapılan hesaplamada davacının zararının 875.962,22 TL, Adli Tıp kurumunun % 92 oranındaki maluliyet tespiti oranı üzerinden davacının zararının 995.111,05 TL olarak hesaplandığı görülmüştür. Davacının, meydana gelen kaza nedeni ile davalı güvence hesabına baş vuruda bulunduğu, yapılan başvuru üzerine davalı şirketin hasar dosyası oluşturduğu, davalının bünyesinde yaptığı inceleme neticesinde davacı kazazedeye 02/08/2017 tarihi itibari ile 155.144,00 TL ödeme yaptığı ve ibralaştığı görülmüştür. Davalı güvence hesabının kaza başı limit sorunuluğunun kaza tarihi itibari ile 310.000,00 TL ile sınırlıdır.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; Alının maluliyet raporları, kusur ve hesap raporu doğrultusunda davacı tarafın sürekli iş gücü kaybının, dava dilekçesinde belirttiği orandan hesaplanan zararda adli tıpın belirlediği orandan hesaplanan zararda mahkemece kabul edilmiş olmasının somut olayda davalı güvence hesabının kaza tarihi itibari ile sorumlu olduğu poliçe limitleri dikkate alındığı ve davalının sorumluluğunun poliçe limitleri ile sınırlı olduğu her iki hesaplamada da zararın poliçe limitinin çok üstünde olduğu gözetildiğinde davacının hukuki durumunu ve talep edebileceği tazminat miktarını etkilemeyecektir. Aktüerya bilirkişisi davalı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödemeyi yargıtayın belirlemiş olduğu kriterler çerçevesinde karar tarihideki zarar hesaplanıp yapılan ödemeye hesap tarihine kadar yasal faiz uygulayarak çıkan miktarı zarar tutarından düşmüştür. Her ne kadar davalı tarafından davacıya ödeme yapılıp ibraname alınmış ise de, davalı tarafından yapılan ödemenin zararın ancak yarısını karşıladığı bu hali ile taraflar arsındaki ibranın geçerli olmayacağı da açıktır. Diğer taraftan davacının davalı güvence hesabına ödeme için baş vurduğu davalı güvence hesabının zararın bir kısmını ödediği gözetildiğinde, davalının ödenmeyen kısım için başvuru tarihinden sonraki on beş gün içerisinde hesap yapıp ödemede bulunması gerektiği şeklindeki Kara yolları trafik kanunundaki yasal düzenleme dikkate alındığında davalı güvence hesabının 20/07/2017 tarihinde temerrüte düştüğü kabul edilmiştir
Yukarıda izah edildiği üzere davalı güvence hesabının kaza tarihi itibari ile sorumlu olduğu limitin 310.000,00 TL olduğu, davalının davacıya yapmış olduğu ödemenin davalının sorumluluğunun ancak yarısını karşıladığı dolayısı ile ibra koşullarının oluşmayacağı, davalı güvence hesabının sorumlu olduğu limit tutarından yapmış olduğu ödeme düşürüldüğünde 154.856,00 TL lik limitle sorumluluğunun devam ettiği davacının zararının da hesaplanan her iki seçenekte davacının sorumlu olduğu limitin üzerinde olduğu anlaşıldığından davacının davasının ıslah dilekçesinde gözetilerek kısmen ret kısmen kabulü ile 154.856,00 TL lik maddi zarının davalının temerrüte düştüğü 20/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 155.144,00 TL lik istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Gerekçesinde Açıklandığı Üzere ;
1-Çalışma gücünün azalması ya da yitirilmesi nedeninden kaynaklanan davacının maddi tazminat talebinin KISMEN REDDİ ve kısmen KABULÜ İLE
-154.856,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 20.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin 155.144,00 TL lik istemin reddine
2-Alınması gereken 10.578,21 TL karar ve ilam harcından 31,40 TL peşin harç, 1.055,40 TL ıslah harcı toplamı 1.086,80 TL harcın düşümü ile eksik kalan 9.491,41 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 31,40 TL peşin harç, 1.055,40 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.118,20 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının karşıladığı , 2.471,66 TL diğer giderler olmak üzere toplam 2.471,66 TL yargılama giderinin, kabul / talep oranına göre hesaplanan 1.234,68 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan 1.236,98 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen 154.856,00 TL üzerinden takdir edilen 24.228,40 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen 155.144,00 TL üzerinden takdir edilen 24.271,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının re’sen yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere karar verildi.26/10/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*