Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/720 E. 2019/857 K. 16.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/720 Esas
KARAR NO: 2019/857

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/08/2017
KARAR TARİHİ: 16/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; taraflar arasında 17/08/2011 tarihli doğrudan satış abonelik sözleşmesi ve 02/06/2014 tarihinde Elektronik haberleşme Hizmetlerine ilişkin Çevre Sözleşmesi imza edildiği, davalıya kesilen 12 adet açık fatura bedelinin ödenmediğini, davalı şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile takip yapıldığını, davalı şirket borca ve ferilerine itiraz ettiğini, borçlunun itirazının yerine olmadığını beyanla haksız ve mesnetsiz yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA
Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş davalı davaya cevap vermeyerek, HMK madde 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.

DELİLLER
1-İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyası,
2-Bilirkişi ek ve kök raporu,
3-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava; abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemime ilişkindir.
Bilindiği üzere faiz; para borçlarında borcun zamanında ödenmemesi -borçlunun temerrüde düşmesi- halinde kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüd devam ettiği sürece varlığını koruyan, alacaklının zararın varlığını ve miktarını aynı zamanda borçlunun kusurunu ispat etmek zorunda kalmaksızın borçlunun ödemek durumunda olduğu ve miktarı yasalarca belirlenmiş asgari ve maktu bir tazminattır. Temerrüt faizinin miktarı yasalarca belirlenmiş olduğundan, alacaklının bir zararının olup olmadığı veya zararın temerrüd faizi oranından daha düşük olup olmadığı tartışmalarına meydan vermeksizin, borçlunun faiz ödemeye peşinen zorlanması yargı organlarını da büyük bir yükten kurtarmakta ayrıca borçluyu zamanında ödemede bulunmaya sevk etmektedir. Para borçlarında borçlunun borcunu vadesinde ödememesi halinde kararlaştırılan gecikme zammının aslında bir faiz olduğu kabul edilmektedir (HGK’nun 16.06.2004 gün ve 2004/19-357-360; 10.10.2012 gün ve 2012/7-502-707 sayılı kararları)
6098 sayılı TBK’nun 117.maddesi “Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.” hükmü mevcuttur.
Buna göre, abonelik sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıkta her bir faturanın son ödeme günü belli ve muayyen olduğuna göre, abonelik sözleşmesinde faturanın zamanında ödenmemesi hakkındaki madde hükümlerine göre her bir fatura alacağına son ödeme tarihinden itibaren 6098 sayılı TBK’nın madde 117 maddesi gereğince faiz (abonelik sözleşmesinde hüküm bulunması halinde gecikme zammı, aksi halde yasal faiz) işletilmesi gerekir. (Yargıtay 3.H.D. 2016/13741E-2018/2639K sayılı emsal ilamı)
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, abone dosyası celp edilmiş, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacı İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasında ödenmeyen fatura bedeli olan 15.060,70-TL asıl alacak, 407,59-TL işlemiş faiz, 73,37-TLişlemiş faizin KDV’ si, 61,14-TL işlemiş faizin ÖİV’si olmak üzere toplam 15.602,80-TL üzerinden ilamsız takipte bulunulduğu, davalının borca itirazda ettiği, takibin durduğu, durdurma kararı alacaklı vekiline tebliği edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının mali bilirkişiden 11/06/2019 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; 7.838,28-TL asıl alacağa takip talebine bağlı kalarak %48 işlemiş faizin 104,51-TL işlemiş faiz hesap edildiği, işlemiş faizin %18 KDV’si 18,81-TL oduğu, bunun %15 OİV 15,67-TL dahil edildikten sonra toplam 7.977,27-TL alacağı olacağı bu alacağa 7.222,42-TL faizsiz istenen asıl alacak dahil edildikten sonra toplam 15.199,69-TL alacağı olacağı tespit edildiği kanaatini bildirdiği görülmüştür.
Mahkememizin 01/10/2018 tarihli ara kararı gereği; Abonelik sözleşmesinin 5/4 maddesinde günlük bazda gecikmeli gün sayısı kadar yasal temerrüt faizi uygulanacağı belirtilmiş olmakla, yasal temerrüt faizi(avans faizi)ne göre hesaplama yapılarak ek rapor ibrazı için dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi edildiği raporundan özetle, 7.838,28-TL asıl alacağa sözleşmede yazılı olan %48 işlemiş faizin 104,51-TL, %18 KDV’si 18,81-TL ve %15 ÖİV 15,67-TL dahil olmak üzere toplam 7.977,27-TL alacağı, 7.222,42-TL faizsiz istenen asıl alacağa takip talebindeki talebiyle bağlık kalarak %48 işlemiş faizin 96,30-TL, işlemiş faizin %18 KDV’si 17,33-TL bunun %15 ÖİV’si 14,44-TL dahil edildikten sonra toplam 7.350,49-TL alacağı olacağı, bu alacağa 7.977,27-TL dahil edildikten sonra toplam 15.327,76-TL alacağı olacağı kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacı ile davalı arasında abonelik sözleşmesi imzalandığı, davalının fatura bedellerini ödemediği, fatura bedellerinin son ödeme tarihi itibariyle davacının faiz talep edebileceği, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.4 maddesi uyarınca talep edilebilen faizin aylık %4 , yıllık %48 faiz olduğu kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek;
Dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir. (Y.3.H.D. 2016/19580E. 2018/5496K., İstanbul BAM 13.H.D. 2018/446E. 2019/120K.)

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yöneltilen davalı itirazının kısmen iptali ile takibin 15.060,70-TL asıl alacak, 200,81-TL işlemiş faiz, 36,14-TL KDV ve 30,11-TL ÖİV olmak üzere toplam 15.327,76-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacağa yıllık %48 faiz işletilmesine, fazlaya dair isteminin reddine,
2-Alacak niteliği itibariyle likitle belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan inkar tazminatı 3.065,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 1.047,03-TL harcın, peşin alınan 188,45-TL harçtan mahsubu ile bakiye 858,58-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 188,45-TL peşin harç ve 44,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 232,85 -TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul oranına göre, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 826,70-TL yargılama giderinden red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 812,10-TL lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza