Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/691 E. 2019/503 K. 20.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/691
KARAR NO : 2019/503
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2017
KARAR TARİHİ : 20/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; sigorta şirketinden olan alacak hakkının müvekkile temlik edilmesi neticesinde davanın ortaya çıktığını, davacının aracını davalının anlaşmalı olmadığı …’de 12.669 TL karşılığında tamir ettirdiği buna ilişkin faturaların mevcut olduğunu, davalı nezdinde düzenlenen ekspertiz raporunda parça bedelinden 2.097 TL iskonto yapılarak hasar tespit edildiği, servis yetkilisinin parça tedariğini ve parça tedarik iskontosunu kabul etmediğini ancak parça iskontosunun sistem tarafından otomatik olarak uygulandığını, davalı ile anlaşmalı ya da yetkili servisleri arasında yapılan anlaşmalara göre iskonto uygulanması davacı sigortalıyı bağlamadığını, davacı kendi imkanları ile bir başka serviste tamir ettirdiğini ve bu servis tarafından iskonto yapılmadığını, dosya kapsamına göre ekspertiz raporunda belirtilen 2.097 TL iskonto yapılmadan davacının gerçek zararının tespitinin gerektiğini, hasar parça tespiti ve hasar bedeli için ekspertiz raporu alınmak zorunda kalındığını ve bu rapor için 250,00 TL ücret ödendiğini, davalı sigorta şirketine araçta meydana hasar bedelinin, alacağın temliki sözleşmesine uygun olarak, taraflarına ödenmesi için 15/05/2017 tarihinde başvuru yapıldığı, davanın 25/05/2017 tarihinde temerrüde düştüğünü, …’ın davalı sigorta şirketinden alacağını Bk. M.183 Vd. Maddeleri gereği hukuka uygun olarak ve şekil şartlarını da sağlamak suretiyle alacağın temliki yoluyla müvekkil … San. Ve Tic. Ltd Şti’ye devrettiğini, yukarıdaki arz ve izah edilen nedenlerle taraflar arasındaki hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edilen miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar artttıracaklarını, fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla şimdilik 3.400,00 TL hasar bedelinin ve 250,00 TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 25/05/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, her türlü başvuru yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile, davacnın talebi derdest ve mükerrer olduğunu, davacı tarafından dava konusu alacağın temlik alındığını, temlik belgesinin geçerliliğinin araştırılması gerektiğini, davanın temlik eden … ‘a ihbar edilmesini, davanın görevli ve yetkili Mahkemede açılmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte tazminat miktarının 2.960,00-TL olması gerektiğini beyanla fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile davanın reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Bilirkişi raporu
2-Poliçe ve hasar dosyası,
3-Temlik Sözleşmesi,
4-Dava konusu araca ilişkin belgeler
5-Taraf vekillerinin dilekçe ve beyanları
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, 01/04/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hasarlandığı belirtilen … plaka sayılı araç nedeniyle kasko poliçesine ve alacağın temliki sözleşmesine dayanılarak açılmış hasar bedeli tahsiline ilişkindir.
Dosyaya sunulan deliller ile dosya kapsamı itibari ile kusur ve hasara ilişkin değerlendirme yapılmak üzere dosyanın bilirkişi … ‘a tevdi edildiği, raporundan özetle, işbu dava ile ilgili dokümanların dosyada olup olmadığına bakılmaksızın tek bir dosya olarak yeniden sunulması ve bu sırada eksikliklerinde tammalanması halinde diğer belgelerin işbu dava ile ilgili olmadığının anlaşılacağı ve karışıklığın aşılabileceği; 12.669 TL tutarındaki hasar işbu davanın konusu ise söz konusu hasara ait dosyada ekspertiz, fatura ve resim olmadığı; dava konusu … plakalı aracın nisan 2017 ayında tek taraflı 3 ayrı kazaya karıştığının ve sonrasında aynı eksper tarafından tarafından rapor düzenlendiğinin ve aynı serviste tamir edildiğinin anlaşıldığı ancak dosyada bulunan 18.04.2017 tarihli temlik sözleşmesinin hangi kaza/hasar ile ilgili olduğunun belirtilmediği kanaatine varıldığını bildirmiştir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115.madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir ve bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.
Bu Kanunun uygulanmasında tüketici ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır ve taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.
Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olay değerlendirildiğinde, dava dışı …’ın alacağını temlik alan ve onun haklarına halef olan davacının yasada tanımlanan şekilde tüketici, davalının ise satıcı olduğu, dava konusu aracın ise özel araç niteliğininde bulunduğu, davanın kasko sigorta poliçesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Davanın da 6502 sayılı Tüketici Yasasının yürürlüğe girdiği 28.05.2014 tarihinden sonra 28/07/2017 tarihinde açılmış olmasına göre davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevli olduğu, kanaatiyle dava şartı olan görev hususu yönünden Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda, bu yönde karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (İstanbul BAM 8.H.D. 2018/2427E-2018/1084K sayılı emsal ilamı)
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Talebin 6100 sayılı Yasanın 390.maddesi ve 114/1-c maddesi ve 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi.
20/05/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır