Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/686 E. 2019/1324 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/686 Esas
KARAR NO : 2019/1324 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2017
KARAR TARİHİ : 24/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 26.07.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili şirket ile davalı borçlu arasında 04.05.2015, 08.05.2015 ve 27.10.2015 tarihli sipariş formlarının düzenlendiğini, bahsi geçen formlar gereği, müvekkili şirket tarafından formlarda belirtilen malların teslim yükümlülüğünün yerine getirilmiş olmasına rağmen davalı borçlunun ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bunun ardından, müvekkilinin iyi niyetli davranarak anlaşma ve davalı borçlu tarafa kolaylık getirme amacıyla, müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında davalı borçluya teslim edilen malların iadesi ve devamında iade edilen mallara ilişkin para iadesinin yapılmasının öngörüldüğünü, davalı borçlu tarafından muhtelif fatura ve sevk irsaliyeleri ile söz konusu malların muhtelif tarihlerde müvekkili şirkete iade edildiğini, ardından da 15.12.2016 tarihli muhtelif seri numaralı faturalar düzenlenerek müvekkili şirkete gönderildiğini, ancak davalı borçlu tarafından ödemenin iadesinin yapılması için düzenlenen faturalarda müvekkili şirket ile dava borçlu şirket arasında üzerinde mutabık kalınan birim fiyatlardan daha yüksek birim fiyatlarda fatura düzenlendiğinin tespit edildiğini, yani müvekkili şirkete ait malların, müvekkili şirketin tüm iyi niyetli yaklaşımına rağmen sattığından daha yüksek bir fiyata müvekkiline fatura edilmeye çalışıldığını, müvekkili şirket tarafından gerekli incelemeler yapıldıktan sonra fiyat farkı faturası düzenlenerek davalı borçluya gönderildiğini, davalı borçlu tarafından 06.03.2017 tarihli mutabakat mektubunun imzalandığını, bu mektuba göre davalı borçlunun 31.12.2016 tarihi itibariyle müvekkili şirkete 32.071,83 TL borçlu olduğunun bizzat kendisi tarafından ikrar edildiğini, akabinde müvekkili şirket bir kısım ödemeler yapıldığını ve 2017 yılı cari hesap ekstresinden de görüleceği üzere, davalı borçlu tarafın müvekkili şirkete 5.587,59-TL tutarında borcunun bulunduğunu, ancak bu tutarın ödenmemesi nedeniyle icra takibine geçildiğini, ancak davalı borçlunun bu takibe haksiz ve hukuka aykırı bir şekilde itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle; davanın kabulü ile, … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamında haksız ve hukuka aykırı yapılan itirazın iptaline, takibe konu 5.587,59 -TL’lik alacağın icra takibi tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, fazlaya ve faize ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkiline iadesine, haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan itiraza istinaden davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, iddia ve talep etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligatın yapıldığı, davalının davaya cevap vermediği ve duruşmalar da katılmadığı görülmüştür.
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 5.587,59.-Tl asıl alacağa % 9 yasal faizi ile birlikte tahsili için takip yapıldığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 07.06.2017 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 18.02.2019 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Takip talebi ve ödeme emrinde borcun nedeninin; “Cari Hesap Alacağı” olarak gösterildiği. Ancak, davalı takip borçlusu Vekilinin 07.06.2017 havale tarihli dilekçesiyle, alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığından bahisle, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği ve takibi durdurduğu. Huzurdaki davanın bu takibe yapılan itirazın iptaline yönelik bulunduğu. Davacı kayıtlarında yapılan incelemelerde; davacı takip alacaklısının, takip tarihi itibariyle davalı takip borçlusundan cari hesap bakiye alacağının 5.587,59 TL olduğunun tespit edildiği, öte yandan, davacı yanın, icra takibinde birikmiş faiz talebinde bulunmaması nedeniyle, bilirkişiliğimizce de takip tarihi itibariyle birikmiş faiz hesabının yapılmadığı, ancak, tarafların tacir olması nedeniyle, takip talebinde yer verildiği üzere, davacı takip alacaklısının, takip tarihinden itibaren cari hesap alacak bakiyesinin tamamen tahsil ve tasfiyesine kadar olan süreçte ticari faizi talep etmesinin mümkün bulunduğu” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Bu bilirkişi raporuna davalı vekilinin itiraz etemesi üzerine, itirazların değerlendirilmesi için dosya yeniden bilirkişiye verilerek ek rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 29.11.2019 tarihli 2 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Davacı yanca, Kök Bilirkişi Raporuna yönelik olarak herhangi bir ibrazın bulunmadığı ve davanın Kök Bilirkişi Raporu doğrultusunda kabulüne karar verilmesinin talep edildiği, davalı yanın ise, Kök Bilirkişi Raporumuza yönelik olarak dosyaya herhangi bir itiraz ve beyan dilekçesini sunmadığı, Bilirkişilikçe dosyanın yeniden ve bir bütün olarak incelenmesinde ise; Kök Bilirkişi Raporumuzda yapılan tespit ve değerlendirmeler ile varılan sonuçta herhangi bir değişikliğe gerek bulunmadığı” Kanaat ve sonucuna varılmaktadır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacı … ve San. A.Ş. davalı … San. Ticaret Ltd. Şirketi hakkında, 29.05.2017 tarihinde, ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile; 5.587,59-TL asıl alacak üzerinden (toplam alacağın, icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek %9 yasal faizi ile birlikte tahsili, fazlaya dair ve faiz oranlarındaki artıştan doğan talep hakkı saklı tutularak, TBK100. madde gereğince kısmi ödemeler öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilere mahsup edilmek üzere) ilamsız icra takibine geçmiştir. Takip talebi ve ödeme emrinde borcun nedeni; “Cari Hesap Alacağı” olarak gösterilmiştir.
Ancak, davalı takip borçlusu vekili 07.06.2017 havale tarihli dilekçesiyle, alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığından bahisle, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmiş ve takibi durdurmuştur. Huzurdaki dava bu takibe yapılan itirazın iptaline yönelik bulunmaktadır.
Davacı Şirket kayıtlarına göre, taraflar arasında cari hesap ilişkisi kurulduğu ve bu kapsamda, son işlem tarihi itibariyle davacının davalıdan cari hesap bakiye alacağının aşağıdaki tabloda yer aldığı üzere 5.587,59 TL olduğu görülmektedir. Cari hesapta kayıtlı tüm alacak kayıtlarının davacı Şirketin yasal defterlerinde de kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir.
Takibe konu cari hesap bakiyesinin oluşumuyla ilgili dosya ve davacı kayıtlarına göre yapılan incelemede Davacı Şirket tarafından davalı için 04.05.2015 tarihinde 10.758,01-TL tutarlı; 08.05.2015 tarihlinde
32.433,24 TL tutarlı; 27.10.2015 tarihinde 190.968,23-TL tutarlı Teklif Formlarının oluştuğu ve bu Formlarda yer alan siparişlerin davalı şirket tarafından teyit edildiği görülmektedir. Taraflar arasındaki ticari ilişki, yukarıda belirtilen siparişlerin davacı tarafından davalıya satışı kapsamında sürmüştür.
01.01.2017 tarihi itibariyle, davacının davalıdan olan cari hesap bakiye alacağı 32.071.83-TL olup, davalı tarafından davacıya yazılan 06.03.2017 tarihli Mutabakat Mektubunda, şirketleri nezdindeki cari hesap bakiyesinin 31.12.2016 tarihi itibariyle 32.071,83 TL olduğu bildirilmiştir. Bu durumda cari hesap yönünden taraflar arasında davacının davalıdan 31.12.2016 ya da 01.01.2017 tarihi itibariyle 32.071,83-TL alacaklı olduğu konusunda taraflar arasında mutabakat tesis edilmiştir.
31.12.2016 tarihli yukarıda belirtilen cari hesap bakiyesi oluşumundan önce, davalı Şirketin davacı adına aşağıda belirtilen faturaları düzenlediği ve daha önce davacıdan aldığı malları 09.12.2016 tarihinde iade ettiği görülmektedir.
Davalı şirket tarafından yukarıda belirtilen faturaların cari hesaba alacak kayıtlarından sonra, davacının satış ve iadeye konu edilen mallarla ilgili olarak düzenlediği 31.12.2016/E361418 tarih ve sayılı 10.401,60-TL tutarlı faturanın da cari hesaba borç kaydedildiği neticede, 01.01.2017 tarihi itibariyle davacının davalıdan 32.071,83- TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Esasen, yukarıda belirtildiği üzere, 31.12.2016 ya da 01.01.2017 tarihi itibariyle davacının davalıdan 32.071,83-TL alacaklı olduğu konusunda taraflar arasında mutabakat bulunmaktadır.
01.01.2017 tarihinden sonra ise, cari hesaba alacak kaydı işlemleriyle cari hesap bakiyesinin 32.071,83 TL den, 5.587,59 TL’ye düştüğü görülmektedir. Diğer bir deyişle, davacının son defa davalıdan olan cari hesap bakiyesinden kaynaklanan alacak tutarı 5.587,59 TL’dir
Bilindiği gibi salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için ya düzenlenen faturayı aldığı halde 8 gün içinde münderecatına itiraz etmemiş olması ve faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin borçluya tesliminin yapılmadığının ispatlanması suretiyle alacaklının fatura düzenleme hakkının doğmadığının ispatlanmamış olması gerekmektedir.
Ancak, davalı yan, yasal defterlerini bilirkişi incelemesine sunmaması nedeniyle, 32.071,83 TL tutarındaki cari hesap bakiyesine mutabakattan sonraki işlemlerle ilgili olarak söz konusu işlemlerin davalı kayıtlarındaki durumu yönünden inceleme yapılması mümkün olamamıştır. Dolayısıyla, davacının, davalıdan takip tarihi itibariyle cari hesap bakiye alacağı 5.587,59-TL’nin davalı kayıtlarıyla mukayesesi yapılması da sağlanamamıştır.
Tüm bu nedenlerle Davacı … ve San. A.Ş.nin, davalı … San. Ticaret Ltd. Şirketi hakkında, 29.05.2017 tarihinde, … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile; 5.587,59-TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek %9 yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, Davacı kayıtlarında yapılan incelemelerde; davacı takip alacaklısının, takip tarihi itibariyle davalı takip borçlusundan cari hesap bakiye alacağının 5.587,59 TL olduğunun tespit edilmiştir.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davalının temerrüdüne dair bir belge ve iddia yoktur. Bu nedenle temerrüt takiple oluşmuştur. Zaten talepte bu yöndedir.
Tüm bu açıklamalardan belirlendiği üzere davanın kabulü ile … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 5.587,59 TL üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktarlara yasal faiz yürütülmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 1.117.-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın kabulü ile … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 5.587,59-Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktarlara yasal faiz yürütülmesine,
% 20 icra inkar tazminatı 1.117.-TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2- Karar ve ilam harcı 381,68-TL nin peşin alınan 67,49-TL den düşümü ile kalan 314,19-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 103,49-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.126,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır