Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/681 E. 2020/519 K. 28.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/681 Esas
KARAR NO : 2020/519
DAVA :İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2017
KARAR TARİHİ : 28/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili Asıl davada Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın dudullu şubesi ile davalı kredi lehtarı … LTD. ŞTİ. Arasında Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığını, anılan sözleşmeye istinaden davalı kredi lehtarı şirkete çek karnesi verilmek suretiyle, bu kanalda çek taahhüt bedeli tazmin kredi kullandırılmış olduğu, kredinin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması …. Noterliğinin 10.02.2017 tarih ve … yevmiye numaralı kat ihtarnamesi keşide edilerek toplam 3.990,00-TL çek tazmin bedeli nakdi alacağın muaccel hale getirildiği, borcun ödenmemesi üzerine …. İcra Müd. 2017/6874 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı/borçluların asıl borca, işlemiş faize, faiz oranına ve ferilerine itirazları üzerine takibin durduğu, itirazın takibi sürünceme bırakmaya yönelik olduğu beyan edilerek 4.356,32-TL nakdi alacak için itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin birleşen davada Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … Ltd Şti arasında imzalanan 28/10/2013 tarihli GKS uyarınca kredi borcunun geri ödenmemesi nedeniyle hesabın noter kanalıyla katedildiğini, huzurdaki davalıların ise aynı sözleşmede kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğunu, kefiller hakkında da takip başlatıldığını, takibe haksız yere itiraz edildiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, asgari %20 inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin asıl davada Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı bankaca alacağının varlığı ve miktarını ispatlamaya yarayan belgelerin ibraz edilmediği belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar birleşen davada davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-. … İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyası
2- … İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyası
3-Sözleşme, ihtarname, ihtarname tebliğ evrakı
4- Banka kayıtları
5- Davalı şirketin ortaklarını gösterir İTO kaydı
6- Davalının nüfus kayıt örneği
7-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin alacağın asıl borçlu ve kefiller tarafından ödenmemesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun n 68/b maddesi uyarınca “Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü içermektedir.
Alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ile ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Bu madde hükmüne göre,kefil yönünden alacağın muaccel olması için kat ihtarının borçluya tebliği gerekiyor ise de kat ihtarının kefile tebliğ şartı bulunmamaktadır. Ancak kefile yapılacak tebliğ,kefil hakkında temerrüt faizi uygulanması için değerlendirilir. Dosyada bulunan sözleşmenin, 6.3 maddesinde,müşteri ve kefillerin sözleşmede belirtilen adresine yapılacak tebligatların adlarına yapılmış sayılacağı, sözleşmede bildirilen adres değişikliğinin ticaret siciline kayıt edilerek bildirilmediği takdirde sözleşmede kanuni ikametgah kabul edilen adrese yapılacak tebligatların geçerli sayılacağı düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre, kat ihtarının sözleşmedeki adrese gönderilmesi yeterli olup, borçluların sözleşmedeki adresten ayrılmış olmaları sebebiyle tebliğ yapılmamasının önemi yoktur.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 581 vd. maddelerinde kefalet detaylı ve sıkı şekil kurallarına bağlı olarak düzenlenmiştir. TBK’nun 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için; yazılı olması, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin müteselsil kefalet varsa bunu belirtmesi ve tüm bunların kefilin el yazısı ile yazılması gerekir. TBK’nun 584.Maddesi gereğince ise kefilin evli olması durumunda eşinin en geç sözleşmenin kurulması anında açıkça yazılı rızasının bulunması gerekmektedir. Tüm bu şartlar kefalet sözleşmesi için geçerlilik şartı olup herhangi bir eksikliğin bulunması durumunda geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın “Eş Rızası” başlıklı 584/1.maddesinde; ” … Beri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadıkça yasal olmayan ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasına kefil olan olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı maddeye 28/03/2013 tarihli 6455 sayılı yasanın 77.maddesi ile eklenen 3.fıkrasında ise; “ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz”, hükmü düzenlenmiştir. Aynı yasanın 584/2.maddesi gereğince kefilin sorumluluğun artmasına ilişkin değişiklik içinde eş rızası aranacaktır.
İstanbul Ticaret Odası; firma sicil kayıtları incelenmesinde davalıların asıl borçlu şirketin ortakları olduğu görülmüştür.
Genel Kredi Sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin 08/10/2013 ve 28/02/2014 tarihinde davalı şirket ile davacı arasında imzalandığı, davalıların her sözleşme için ayrı ayrı 1.000.000,00-TL kefalet limiti ile müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıkları görülmüştür.
Asıl dava Kat İhtarnamesinin incelenmesinde; davacı banka tarafından … Noterliğinin 10/02/2017 Tarihli … yevmiye nolu ihtarname keşide edildiği, ihtarnamenin davalı şirketin sözleşmedeki adresine 14/02/2017 tarihinde iade edilmekle birlikte sözleşme çerçevesinde tebliğ edilmiş sayıldığı, diğer davalı kefillerin sözleşmedeki adreslerine 14/02/2017 ve 15/02/2017 iade edildiği görülmüştür.
Birleşen dava Kat İhtarnamesinin incelenmesinde; davacı banka tarafından …. Noterliğinin 03/03/2017 Tarihli … yevmiye nolu ihtarname keşide edildiği, ihtarnamenin davalı şirketin sözleşmedeki adresine 06/03/2017 tarihinde iade edilmekle birlikte sözleşme çerçevesinde tebliğ edilmiş sayıldığı, diğer davalı kefillerin sözleşmedeki adreslerine 06/03/2017 ve 08/03/2017 tarihinde iade edildiği görülmüştür.
Asıl dava da icra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Dairesinin 2017/… esas sayılı takip dosyasında 3.990,00-TL asıl alacak 75,81-TL işlemiş faiz, 3,79-TL BSMV, 286,72-TL masraf olmak üzere toplam 4.356,32-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 23/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirkete yapılan tebligatın 23/03/2017 iade geldiği, borçluların da süresi içerisinde 01/03/2017 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Birleşen davada icra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Dairesinin 2017/… esas sayılı takip dosyasında 1.410,00-TL asıl alacak 26,79-TL işlemiş faiz, 1.34-TL BSMV, 298,23-TL masraf olmak üzere toplam 1.736,36-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin borçlu … ‘e 28/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği, diğer borçlulara yapılan tebligatın 25/03/2017 tarihinde iade geldiği borçluların da süresi içerisinde 31/03/2017 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, sözleşme ve banka kayıtları ile asıl borçlu şirketin Ticaret Odası kayıtları dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bankacı bilirkişinin 28/05/2020 Tarihli 11 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacı banka ile davalı kredi lehtarı … Ltd.Şti. Arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, davalı/kefillerinden işbu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, bahse konu sözleşmeye istinaden çek taahhüt bedeli kredisi kullandırılmış olduğu, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar aleyhinde takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği ,davalı kefillerin, sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 1.000.000,00-TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan aslı alacak tutarının 3.990,00-TL olduğu nazara alındığında hesaplanan aslı alacağın, kefalet limitinde daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin borcun tamamından müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği, fazlaya ilişkin 47,25 TL (4.356,32-4.309,07) reddi, durumunda aslı alacak tutarı 3.990,00 TL ye takip tarihinden başlamak üzere yıllık %19,50 oranında işleyecek temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi ile birlikte istenebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmiştir.
Bankacı bilirkişinin 08/11/2019 Tarihli 10 sayfadan ibaret raporunda özetle ; davalı kefillerin, sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 1.000.000,00-TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan aslı alacak tutarının 1.410,00-TL olduğu nazara alındığında, hesaplanan asıl alacağın, kefalet limitinde daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin borcun tamamından müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebileceklerini, fazlaya ilişkin 16.10 TL (1.736,36-1.720,26) reddi, durumunda, asıl alacak tutarı 1.410,00-TL’ye takip tarihinden başlamak üzere yıllık %19,50 oranında işleyecek temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi ile birlikte istenilebileceği, keşide edilen hesap kat ihtarlarına ilişkin müstakil birer gider makbuzu sunulmadığı, eş zamanlı olarak diğer sorunlu kredilere ilişkin keşide edile hesap kat ihtarları masrafları dahil olmak üzere toplu olarak noter gider makbuzları sunulduğu, her iki dava dosyasına konu ihtarname gider toplu/grup makbuzlarına göre değerlendirildiği, ihtarname giderleri tespit edilen alacak bedelinden tenzil edilebileceği, sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşme de davalı şirketin asıl borçlu, diğer davalıların müteselsil kefil olduğu, müteselsil kefillerin yukarıda ayrıntılı anlatılan kefalet sözleşmesi şekil şartlarını sağladıkları, kefiller şirket ortağı olduğu bu hali ile de eş rızası aranmayacağından kefaletin geçerli olduğu, davacı tarafından hesabın kat edildiği, kat ihtarnamesinin davalıların sözleşmedeki adreslerine tebliğ edilmekle birlikte asıl şirkete yapılan tebligat her ne kadar iade dönmüş ise de sözleşmedeki adrese gönderildiğinin görüldüğü, bu hali ile tebliğ edilmiş sayılacağı, kefillere başvurulabileceği, temerrüdün oluştuğu, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, taraf vekillerinin rapora karşı itirazı olmadığı kanaatiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilerek ;
Dava konusu kredi borcu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptaline; takibin 3.990,00-TL asıl alacak, 30,81-TL işlemiş faiz, 1, 54-TL BSMV ve 286,72-TL masraf olmak üzere toplam 4.309,07-TL üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren %19,50-TL oranında temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
-Hüküm altına alınan alacağın %20 si oranında hesaplanan 861,81- TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Asıl dava yönünden;
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 294,35-TL ilam harcından peşin alınan 74,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 219,95-TL ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 74,40-TL peşin harç ve 31,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 105,80-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.904,10-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.883,40.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
2-Birleşen Dava yönünden ;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptaline; takibin 1.410,00-TL asıl alacak, 11,46-TL işlemiş faiz, 0,57-TL BSMV ve 298,23-TL masraf olmak üzere toplam 1.720,26-TL üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren % 19,50 oranında temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
-Hüküm altına alınan alacağın %20 si oranında hesaplanan 342,05- TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 117,51-TL ilam harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 86,11-TL ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL peşin harç ve 31,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 62,80-TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan1.720,26-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 164,80-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 163,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, asıl ve birleşen davaların davacı vekilinin yüzüne karşı parasal miktar itibariyle kesin karar açıkca okunup usulen anlatıldı.28/09/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza