Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/679 E. 2018/469 K. 09.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/679
KARAR NO : 2018/469

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/05/2015
KARAR TARİHİ : 09/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; asıl ve birleşen davada, temlik eden …’ın … A.Ş’nin … Şubesi’ne 16.12.1999 tarihinde 12.700,00-TL, 15.12.1999 tarihinde ise 34.800,00-TL yatırdığını, bu mevduatın banka yöneticilerinin telkini ile … banka hesabına gönderildiğini, …’ın 07.05.2015 tarihli temlik sözleşmeleri ile alacağını davacı …’a devrettiğini, … A.Ş’ye 22.12.1999 tarihinde el konulduğunu, akabinde … güvencesi kapsamında olmadığı gerekçesi ile paranın ödenmediğini, KKTC’de kurulu bulunan … Ltd. adlı paravan bankaya havale edildiği görüntüsü verilerek, paranın … Grubuna ait şirketlere aktarıldığını, … A.Ş’nin sebepsiz zenginleştiğini, off shore bank üzerinden yapılan işlemlerin kanuna karşı hile olduğunu, bankalara olan güvenin, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek, asıl davada 12.700,00-TL’nin 16.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, birleşen davada ise 34.800,00 TL’nin 15.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Bank A.Ş. ile fer’i müdahil ve ihbar olunan vekilleri asıl ve birleşen davanın reddini istemişlerdir.
Asıl ve birleşen dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkememiz kararını, davalı vekili ile fer’i müdahil … vekilleri tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11/05/2017 tarih, 2016/4214Esas, 2017/2846 Karar sayılı ilamı ile ”28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır.Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının,bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.HMK’nın 1.maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir. Somut olayda; asıl ve birleşen davaların açıldığı 13.05.2015 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının alacaklarını temlik aldığı …’ın ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işlemlerinin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.Bozma sebep ve şekline göre davalı vekili ile fer’i müdahil … vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. Bir davada kararı temyiz etme hakkı, yalnız taraflara veya hüküm ile kendisine mükellefiyet yüklenen veya bir hakkı ihlal edilen kimseye veyahut kanunun açıkça belirttiği mercilere aittir. Temyiz isteminde bulunan … talebe konu davada ihbar olunan konumundadır. İhbar eden tarafın temsilcisi olarak davaya katılmamıştır. Karar başlığında davalı olarak gösterilmemiş, aleyhine de hüküm kurulmamıştır. O halde, ihbar olunan … vekilinin kararı temyiz etmede hukuki yararı bulunmadığından temyiz isteminin reddine ” karar verilmek suretiyle, bozulmuştur.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, yapılan yargılama sonucu, Somut olayda; asıl ve birleşen davaların açıldığı 13.05.2015 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının alacaklarını temlik aldığı …’ın ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işlemlerinin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına,
3-HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, giderin avanstan karşılanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.09/04/2018

Katip

Hakim
¸