Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/641 E. 2019/1199 K. 02.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/690
KARAR NO : 2019/1198
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2016
KARAR TARİHİ : 02/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde, takip dayanağı ticari defterden kaynaklanan fatura ve cari hesap olarak gösterilen 29.223 TL asıl alacak ile 15/06/2009 ile 03/03/2016 tarihleri arası işlemiş 27.660,56 reeskont faizi olmak üzere toplam 56.883,56 TL’nin tahsilinin talep edildiğini, 27/06/2016 tarihinde İcra Müdürlüğüne sundukları dilekçe ile asıl alacağın 6.223 TL tutarı kabul edildiğini, bu tutar üzerinden hesaplanan icra vekalet ücreti, tahsil harcı ve icra takip masraflarının icra dosyasına yatırıldığını ,müvekkili şirketin icra dosyasına yatırılan borcundan başka davalı şirkete bir borcu bulunmadığını, davalı tarafından icra takibinde talep edilen 29.223 TL tutarındaki asıl alacaktan icra dosyasına ödenenen 6.223 TL düşüldüğünde yargılama konusu asıl alacağın 23.000 TL tutarında olduğunu, davalı tarafından icra takibinde talep edilen 29.223 TL tutarındaki asıl alacaktan icra dosyasına ödenen 6.223 TL düşüldüğünde yargılama konusu asıl alacağın 23.000 TL tutarında olduğunu, davalı tarafından takip dosyasına eklenen muavin defter dökümünden taraflar arasındaki 23.000 TL tutarındaki uyuşmazlığın davalının 090202300 fiş numaralı, 31 Ocak 2009 tarihli … numaralı çekin ödenmemesi açıklamalı 23.000 TL tutarlı borç kaydından kaynaklandığının anlaşıldığını, davalı tarafından kendi ticari defterlerinde oluşturulan 23.000 TL tutarlı borç kaydının gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkilinin davalıya böyle bir borcu bulunmadığını, davalı şirketin icra takibinde 15/06/2009 ile 03/03/2016 tarihleri arası işlemiş 27.660,56 reeskont faizi talebinin de hukuki dayanağı bulunmadığını, ödeme günü kesin olarak kararlaştırılmamışsa, borçlunun ancak temerrüt ihtarı ile temerüde düştüğünü, davalı tarafından müvekkiline gönderilen herhangi bir temerrüt ihtarı bulunmadığından davalı tarafın takip öncesi işlemiş faiz talep etmesinin yasal olmadığını, icra takibine konu edilen asıl alacak tutarının 23.000 TL ve işlemiş faizi alacağı 27.660,56 TL alacak yönünden borçlu bulunmadıklarının tespitine davalının kötü niyetli icra takibi başlattığını, menfi tespit davasına konu ettikleri ve borçlu bulunmadıkları 50.660,56 TL tutarın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, icra takibinde asıl acağın 15/06/2009 tarihinden takip tarihine kadar işleyen avans faizi talep edildiğini, borçluya usule uygun yapılan tebligat neticesinde borcun kesinleştiğini ve takibin diğer aşamalarının işlerlik kazandığını, davacı taraf ödeme emrinin usulsüz olduğunu iddia etmişse de şikayet talebinin reddolunduğu, davacı şirketin süresinde borca itiraz etmeyip borcunu zımni olarak ikrar ettiğini, bu sebeple de icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasının bu yönüyle hukuki dayanak ve menfaat kriteri şartından yoksun olduğunu, yine davacının davasını çürütür nitelikte icra dosyasına da ibraz ettikleri fatura örnekleri, makbuz ve bilumum ticari nitelikte delille davacı tarafın cari hesaptan kaynaklanan borcu bulunduğunu ve borcunu herhangi bir suretle ifa etmediğini faiz talebinin hukuka uygun olduğunu, TTK’nın 1530. Md. Hükmü ile de sabit olarak, faturalardan kaynaklanan ticari ilişkilerde ödemelerin ödeme zamanının belli olduğunu, ödeme günü geçmiş ve hukuka uygun olarak faiz işletildiğini, davacının açtığı haksız davanın reddine % 20 kötüniyet tazminatı ile yargılama ve avukatlık giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER
1-… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası,
2-Taraf vekillerinin beyan ve delilleri,
3-Bilirkişi incelemesi,
4-…’tan müzekkere cevabı,
5-… Bank’tan gelen müzekkere cevabı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava: icra takibine karşı borçlu olunmadığının tespiti talebi ile açılan davadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72. Maddesine göre borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.
Menfi tespit davası, davalının varlığını iddia ettiği hukuki ilişkinin, mevcut olmadığının tespiti için, açılan davadır. Menfi tespit davası, borçlunun, borcu henüz ödenmeden açabileceği bir davadır. Borç ödendikten sonra artık menfi tespit davası değil ,istirdat davası açılabilir. Aslında menfi tespit davası ile istirdat davasında asıl amaç aynıdır. Her iki davada, davacı öncelikle ,borçlu olmadığının tesbitini ister. Somut olay da davacı taraf icra takibine konu borcu ödemeksizin borçsuzluğunun tesptini talep etmiştir.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında fatura ve cari hesaba dayalı 29.223,00-TL asıl alacak 27.660,56 -TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 56.883,56-TL üzerinden takip yapıldığı takibin kesinleştiği görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişinin 09/10/2017 tarihli, 5 sayfadan ibaret raporundan özetle; davacı ve davalının ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yapıldığı, kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, davalının davacı aleyhine başlattığı takipte 29.223,00 TL asıl alacak talebinde bulunduğu; tarafların defterlerinin incelemesinden davalının talep ettiği bu tutarın davacıya olan satışlan karşılığında (toplam 60.998,94 TL’lik) sadece davacının bankadan havale yoluyla yaptığı ödemeleri kabul etmesinde çek ile yapılan ödemeleri kabul etmemesinden kaynaklandığının açıkça tespit edildiği, uyuşmazlık konusu …-… nolu 23.000,00 TL’lik Çek (31/01/2009 vadeli olan) ile …-… nolu 24.223,00 TL’lik çekin (31/03/2009 vadeli otan} akıbetinin defter incelemelerinden tespit edilemediği; söz konusu çeklerin akıbetinin tespit edilmesi ve değerlendirmesinin mahkemenin takdirinde olduğu, dosyada mevcut belge ve bilgi neticesinde yukarıda belirtilen çekler ile yapılan ödemeler de kabul edilecek olduğunda davacı şirketin 60.993,94 TL’lik alışlan karşılığında 96.999,80 TL ödeme yaptığı yani alışlanna göre 18.000,86 TL TL fazla ödeme yaptığı; fakat bu fazla ödemeye rağmen davacı şirketin aleyhine başlatılan takipte asıl alacağın 6.223,00 TL’sini kabul ettiği. davacının icra takibinde kabul ettiği bu borç tutannın ne ticari defterleri ile ne de toplam ödeme tutarları ile uyuşmadığı; davacının çek ile yapılan ödemeleri kabul edilmediğinde sadece bankadan havale yoluyla yaptığı ödemeleri kabul edildiğinde ise davacı şirketin borcunun 29.222,14 TL hesaplandığı, davalı’nın icra takibinden önce takibe konu alacak nedeniyle davalıyı temerrüde düşürdüğü yönünde herhangi bir delil bulunmadığı, dolayısıyla davalı/alacaklının takip tarihine kadar talep ettiği 27.660,56 TL tutarında işlemiş faiz talebinin değerlendirmesinin Sayın Mahkeme takdirinde olduğu, hususlarının tespit edildiği” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Mahkememizce taraf defterlerinde yer alan çeklerin ödenip ödenmediği ilgili bankalardan sorulmuş, … …’ın 18/07/2018 tarihli müzekkere cevabında; … seri nolu çekin 02/02/2009 tarihinde, … seri nolu çekin ise 31/03/2009 tarihinde takas ortamında ibraz edildiği, çekle ilgili işlem yapılmadığı, iade edildiği bildirilmiştir.
Davaya konu çeklerin ibraz edildiği banka olan … bankasına mahkememizce çeklerin kim tarafından ibraz edildiği hususunda müzekkere yazılmış, 26/11/2018 tarihli banka yazı cevabında davalı/alacaklı tarafından ibraz edildiği bildirilmiştir.
İlgili yazı cevaplarından sonra mahkememizce mali bilirkişiden ek rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişinin 19/04/2019 tarihinde 2 sayfadan ibaret ek raporundan özetle; Davacı/borçlunun borcuna karşılık olarak söz konusu çekleri davalıya verdiği konusunda bir ihtilaf kalmadığı, davacı/borçlunun davalıya vermiş olduğu uyuşmazlık konusu çekler davalı tarafından … A.Ş.’nin E-5 Küçükyalı Şubesine elektronik takas ortamında ibraz edildiği, bankaların cevabi yazılarında çeklerle ilgili herhangi bir işlem yapılmadığı ve çekin iade edildiği belirtildiği, bu cevabi yazıdan alacaklının herhangi bir ödeme yapmadığı, ibraz anında söz konusu çeklerin karşılığının olmadığı anlaşıldığı, bu noktada; davacı/borçlu taraf söz konusu çekler karşılığında ödeme yapıldığı hususunda herhangi bir banka kaydı sunmadığı, davalı/alacaklı taraf da karşılıksız çek dolayısıyla icra takibi yapıldığı veya söz konusu çeklerin davacıya iade edildiği hususunda herhangi bir bilgi/belge sunmadığı, netice itibariyle cevabi yazılardan da çeklerin akıbeti açık bir şekilde tespit edilemediği, yapılan tespitler neticesinde uyuşmazlık konusu çeklerle yapılan ödemelerin kabul edilip edilmemesinin değerlendirmesinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, çekler kabul edilip edilmemesine göre seçenekli olarak kök raporda yapılan hesaplamalarda ve diğer tüm tespit ve değerlendirmelerde herhangi bir değişiklik yapılmadığı, şeklinde kanaat bildirmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davalı tarafından davacı aleyhine fatura ve cari hesaba dayalı icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından işbu icra takibinin 6.223,00-TL kısmı ödendiği, kalan miktar için mahkememizde menfi tespit davası açıldığı, menfi tespit davasında ispat yükünün davalıda olmakla birlikte taraf defterlerinin incelendiği, uyuşmazlığın ödendiği iddia edilen çeklerden kaynaklandığı, davalının çeklerin karşılıksız çıktığını iddia ettiği, mahkememizce ilgili bankalara müzekkere yazıldığı, çekin ödenmediğinin iade edildiğinin bildirildiği, bu hali ile ispat yükü davacıda olmakla ödediğini ispat etmesi gerektiği, ancak davaya konu çeklere ilişkin ödediğine ilişkin belge sunmadığı, çekin karşılıksız çıkması halinde borcun ödenmediğinin kabulü gerektiği, davacının borcunun devam ettiği ve ödediğini ispatlaması gerektiği, davacının ödemeye ilişkin yazılı delil sunmadığı, bu hali ile davalının 29.222,14-TL borçlu olduğu ancak takipten sonra davadan önce 6.223,00-TL’nin ödendiği, bu hali ile 23.000,00-TL asıl alacak kadar borçlu olduğu, ancak davalı/alacaklı icra takibinde her ne kadar takipte işlemiş faiz talep edilmiş ise de asıl alacağa faiz yürütülebilmesi için borçlunun TBK’nın 117.(BK’nın 101.) maddesi uyarınca temerrüde düşürülmesi gerektiği halde, dosyaya bu yönde sunulmuş bir delil ve iddia bulunmadığı nazara alınarak bu kısım yönünden davanın reddine karar verilerek;
Davacı ve davalı tarafından her ne kadar kötü niyet tazminatı talebi olsa da, tarafların ispatlanan kötü niyeti olmadığı ve tedbir kararı uygulanmadığından talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Davacının … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalıya 23.000,00 TL asıl alacak olmak üzere borçlu olduğunun tespiti ile takibin bu miktarın üzerinde kalan 27.660,56 TL’sinden borçlu olmadığının tespiti ve takibin işlemiş faiz yönünden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3- Davalının tazminat talebinin reddine,
4-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.571,13-TL harçtan, peşin alınan 865,15-TL harç mahsup edilerek kalan 705,98-TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan 865,15-TL peşin harç ve 29,20-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 894,35-TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.760,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Kabul-red oranına göre Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.319,27-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 715,50-TL yargılama giderinin kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 324,40-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır